TRAFİK KAZALARI VE ARAÇ DEĞERİ
Trafik Kazalarının Araç Değerine Etkisi, Kaza Sonrası Araç Değer Kaybı Talep Süreci ve Sigorta Şirketlerinin Değer Kaybı Yaklaşımları
Trafik kazaları, araç sahiplerinin en büyük endişelerinden biridir çünkü bu kazalar sadece araçların fiziksel durumunu değil, aynı zamanda piyasa değerini de olumsuz etkiler. Hukuki açıdan bakıldığında, trafik kazalarının araç değerine etkisi, hasarın boyutuna, aracın yaşına ve markasına bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Bir araç kaza geçirdiğinde, onarım işlemleri ne kadar iyi yapılmış olursa olsun, araç orijinal durumuna tam olarak dönemez ve bu durum ikinci el piyasasında aracın değerini düşürür. Kaza geçmişi olan araçlar, potansiyel alıcılar için daha az cazip hale gelir ve bu da aracın satış fiyatını düşürür. Araç değer kaybı, kaza sonrası yapılan tamiratların kalitesine, kullanılan parçaların orijinalliğine ve onarımın profesyonellik seviyesine göre değişebilir. Bu nedenle, kaza sonrası araç değer kaybı talep süreci önem kazanır.
Kaza sonrası araç değer kaybı talep süreci, araç sahiplerinin yaşadığı ekonomik kaybı telafi etmek için izlenmesi gereken bir dizi hukuki adımdan oluşur. İlk adım, kazanın hemen ardından bir ekspertiz raporu hazırlatmaktır. Ekspertiz raporu, aracın kaza öncesi ve sonrası durumunu objektif bir şekilde değerlendirir ve oluşan değer kaybını hesaplar. Bu rapor, sigorta şirketine yapılacak başvurunun temelini oluşturur. Türk Borçlar Kanunu’na göre, zarar gören tarafın zararının tazmini esastır ve araç değer kaybı da bu kapsamda değerlendirilir. Araç sahibi, sigorta şirketine başvurarak değer kaybı talebinde bulunmalıdır. Başvuruda, kaza raporu, onarım faturaları ve ekspertiz raporu gibi belgeler sunulmalıdır. Sigorta şirketi, bu belgeleri inceleyerek talebi değerlendirir ve uygun bulduğu takdirde araç sahibine değer kaybı tazminatı öder. Ancak, sigorta şirketleri her zaman bu talepleri kabul etmez ve bazen değer kaybı tazminatını ödememek için çeşitli gerekçeler öne sürebilir. Bu durumda, araç sahibi hukuki yollara başvurarak hakkını arayabilir. Değer kaybı talep süreci, zaman alıcı ve karmaşık olabilir, ancak doğru adımlar izlenerek başarılı bir sonuç elde edilebilir.
Sigorta şirketlerinin değer kaybı yaklaşımları, şirketten şirkete farklılık gösterebilir. Bazı sigorta şirketleri, kaza sonrası araç değer kaybı tazminatlarını daha hızlı ve kolay bir şekilde öderken, bazıları daha katı ve zorlayıcı olabilir. Türk Ticaret Kanunu’na göre, sigorta sözleşmeleri sigortalının korunması amacıyla yorumlanmalıdır. Bu çerçevede sigorta şirketleri, değer kaybı taleplerini değerlendirirken aracın yaşı, kilometresi, hasarın boyutu ve onarım kalitesi gibi faktörleri dikkate alır. Araç ne kadar yeni ve hasar ne kadar büyükse, değer kaybı tazminatı alma olasılığı o kadar yüksek olur. Ancak, bazı sigorta şirketleri, değer kaybı tazminatını ödememek için çeşitli stratejiler kullanabilir. Örneğin, hasarın küçük olduğunu veya onarımın çok iyi yapıldığını iddia ederek tazminat talebini reddedebilirler. Bu tür durumlarda, araç sahibinin hakkını savunmak için hukuki destek alması gerekebilir. Sigorta şirketlerinin değer kaybı yaklaşımları, aynı zamanda poliçe şartlarına da bağlıdır. Poliçede değer kaybı tazminatı ile ilgili özel bir kloz varsa, bu durum talep sürecini ve sonuçlarını etkileyebilir. Sigorta poliçesini imzalarken bu tür detaylara dikkat etmek, gelecekte yaşanabilecek sorunların önlenmesine yardımcı olabilir.
Kaza sonrası değer kaybının tazmini için araç sahibi, sigorta şirketinin olumsuz yanıt vermesi durumunda, Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurabilir veya doğrudan mahkemeye giderek dava açabilir. Sigorta Tahkim Komisyonu, sigorta uyuşmazlıklarının çözümünde önemli bir rol oynar ve araç sahiplerinin haklarını korumak için hızlı ve etkin bir çözüm sunar. Mahkemeye başvurulması durumunda ise, Türk Borçlar Kanunu’nun genel zarar tazmini hükümleri uygulanır ve mahkeme, uzman bilirkişi raporları ve diğer delilleri değerlendirerek karar verir.
Sonuç olarak, trafik kazalarının araç değerine etkisi büyük olabilir ve bu durum araç sahipleri için maddi kayıplara yol açabilir. Kaza sonrası araç değer kaybı talep süreci, bu kayıpların telafi edilmesi için önemli bir adımdır. Ekspertiz raporu hazırlatmak, sigorta şirketine başvurmak ve gerekli belgeleri sunmak, bu sürecin temel unsurlarıdır. Sigorta şirketlerinin değer kaybı yaklaşımları ise çeşitli faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterebilir ve bazı durumlarda hukuki destek gerektirebilir. Araç sahiplerinin, sigorta poliçelerini dikkatle inceleyerek ve kaza sonrası doğru adımları izleyerek değer kaybı tazminatı alma olasılıklarını artırmaları mümkündür. Bu süreç, zaman alıcı ve karmaşık olabilir, ancak doğru bilgi ve destekle başarılı bir şekilde yönetilebilir. Trafik kazalarının araç değerine olan etkisini minimize etmek için düzenli bakım ve onarımın önemi de göz ardı edilmemelidir. Araç sahipleri, bu konulara dikkat ederek maddi kayıplarını en aza indirebilir ve araçlarının değerini koruyabilir.
Konuyla ilgili bir Yargıtay kararını inceleyelim:
17. Hukuk Dairesi 2016/7272 E. , 2017/867 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
-K A R A R-
…Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; park halindeki aracına Davalı …’in çarptığını, % 100 kusurlu olduğunu, kaza sonucu müvekkilinin aracında yaklaşık 20.000,00 TL hasar oluştuğunu, tamirat nedeniyle aracın değer kaybına uğradığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik değer kaybı ile ilgili 2.500,00 TL talep ettiklerini, 35 gün boyunca kiralık …plakalı aracı kullanmak zorunda kaldıklarını, kiralama bedeli olarak 2.065,00 TL ücret verildiğini, bu sebeple kaza ile doğrudan etkili olarak 2.065,00 TL maddi zarar olduğunu, bu nedenle davalı sigortadan ise sadece 2.500,00 TL araçtaki değer kaybı yönünden talepte bulunulduğunu belirterek, sonuç olarak fazlaya ilişkin hak ve talepleri saklı kalmak kaydıyla talep ve dava etmiştir.
…1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan araçta meydana gelen değer kaybı ve araç kiralama bedeli istemine ilişkindir.
Davacının dava dilekçesindeki maddi tazminat talebi araçta oluşan değer kaybı ve araç kiralama bedeline ilişkindir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda aracın tamirinin ekonomik olup olmadığı, perte ayrılmasının gerekip gerekmediği değerlendirilmeden dava konusu aracın aracın 11 yaşında olması belirtilerek araçta değer kaybı oluşmayacağı belirlenmiştir.
…SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 01.02.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Hukuk Öğrenci Stajyeri
Behiye Zeynep Öztürk