Bir ülkede vatandaş statüsünde olmadığı halde yaşayan kişiler yabancının tanımını, bu kişilerin hak ve özgürlüklerini düzenleyen kuralların bütünü ise Yabancılar Hukuku ismini verdiğimiz hukuk dalını oluşturmaktadır.
Devletlerin birer haksız güç devşirme ve insan öğütme mekanizmasına dönüşmesi, devletin her bireye ait temel hak ve özgürlükle sınırlandırılması düşüncesini meydana getirmiştir. Bu düşüncenin gelişmesiyle ortaya çıkan modern anlayışa göre devlet, mensubu bulunan kişilerin hak ve hürriyetlerini koruması karşılığında otorite bahşedilen bir kurumdur. Buna göre devlet-vatandaş arasındaki ilişki, belli bir karşılıklılık esasına dayanır. Hatta, bu düşüncenin gelişmesine katkıda bulunan düşünürler, bunu toplum sözleşmesi olarak adlandırmışlardır. Ancak bu durum devletin vatandaşı olmadığı halde bünyesinde yaşayan kişilerle olan ilişkilerine çare olmamıştır. Yabancılar Hukuku alanını oluşturan kuralların gelişimi dünya savaşları sonrasına kadar sürmüş, daha önce belirsiz durumda olan ve herhangi bir denetime tabi olmayan belli başlı uygulamalar, uluslararası sözleşmelerin imzalanmasıyla kural haline getirilmiştir. Buna göre, bireylere ait temel hak ve özgürlükler, devletlerin kendi içinde ve kendi insiyatifiyle tanıdığı kurallar olmaktan çıkarılıp, devlet unsurundan bağımsız ve evrensel hale getirilmeye çalışılmıştır. Bunun için de uluslararası sözleşmelere bağlı uluslararası örgütler kurulmuş ve bu sözleşmelerin içeriğini oluşturan kuralların denetimi vazifesini üstlenmiştir. Bu vesileyle, yabancılar hususunda iç egemenliği doğrultusunda çıkarlarına yönelik karar verebilen devletin, uluslararası sözleşmeler vasıtasıyla bu imkanı da sınırlandırılmıştır. Günümüzde devletler yabancılar hususunda, kendi hukuk sistemlerini de uluslararası sözleşmelere uygun hale getirmek durumundadır.
Yabancılar Hukuku’nda yer alan kuralların vatandaşlarla tamamen eşit olması düşünülemez. Buna göre; uluslararası sözleşmelerle belirlenmiş evrensel temel hak ve özgürlükler dışında kuralların belirlenmesi her devletin iç egemenliği esasına dayalı olarak kendi kararına bağlıdır. Bu doğrultuda yabancıların ülkemizde yapamayacağı işlemler (Örn: siyasal haklar yabancılara tanınmamıştır.) ve yapabilse de vatandaşlardan farklı kurallara bağlı olacağı işlemler bulunmaktadır (Örn: yabancıların ülkemizde taşınmaz satın alması farklı kurallara bağlanmıştır.). Bunun dışında, oturma izni, çalışma izni, vatandaşlık başvurusu gibi sadece yabancılara özgü uygulamalar da Yabancılar Hukuku’nun konusunu oluşturur.
Tanıma Tenfiz Davaları
Yabancıların ülkemizdeki durumlarının, temel hak ve özgürlükler dışında farklı düzenlemelere tabi olması gibi yabancı ülkelerde yaşayan vatandaşlarımızın da bu ülkelerde aynı durumla karşı karşıya olduğu aşikardır. En nihayetinde, yabancı ülkede yaşayan Türk vatandaşları da o ülkenin hukuk düzenine tabidir ve herhangi bir uyuşmazlık durumunda bu ülke mahkemelerine başvuracaktır. Ancak, yabancı ülke mahkemesinde alınan kararın ülkemizde de geçerli olması istendiğinde durum biraz karışık hale gelmektedir. Bu sebeple, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’da tenfiz ve tanıma uygulamaları düzenlenmiştir. Tenfiz Kararı, yabancı mahkemelerde hukuk davalarına ilişkin kesinleşmiş ilamların Türkiye’de icra olunmasını sağlayan karardır. Bu kararın alınabilmesi için, ilamın verildiği mahkemenin mensubu olduğu ülke ile bizim ülkemiz arasında karşılıklılığın ve kanunda belirtilmiş diğer bazı şartların gerçekleşmesi gerekir. Tanıma kararı ise yabancı mahkemece verilen ilamın, ülkemizde kesin delil veya kesin hüküm teşkil etmesini sağlayan karara tanıma kararı denir. Bu kararın verilmesi, tenfiz şartlarını sağlamasına bağlıdır. Bu kararların verilmesi için açılması gereken davaya tanıma tenfiz davası denir.
Yurtdışında Boşanan Çiftlerin Türkiye’deki Durumu
Yurtdışında boşanan bir kişinin Türkiye’de boşanmış sayılması, Türkiye’de dava açmasına bağlıdır. Dava açılmadığı takdirde kişi Türkiye’deki nüfus kayıtlarında evli sayılmaya devam edecektir. Açılması gereken davanın türü tanıma tenfiz davasıdır ve bu davanın açılabilmesi için boşanma kararının bazı ülkelerde görülebildiği gibi belediye, valilik gibi kurumlar değil mahkeme tarafından verilmiş olması gerekir.
Yabancılar Hukuku ile ilgili düzenlemelerin, geniş bir kaynak alanına yayılması , bu konuyla ilgili problemlerin çözümünde alan uzmanlığına ihtiyaç duyulmasına sebebiyet vermektedir. Büromuzda iç hukuk kaynaklarına olduğu kadar uluslararası sözleşmelere de hakim avukatlarımız, bu konuya dair uzmanlık ihtiyaçlarınızı en sağlam şekilde gidermeyi ilke edinmişlerdir.