Single Blog Title

This is a single blog caption

Meşru Müdafaa Nedir

Meşru müdafaa (savunma) kendisine ya da başkasına karşı yönelmiş haksız bir saldırıya karşı o anki şartlara göre ve saldırıyı engellemek için yapılan eylemlerdir. Ceza hukuku meşru savunmayı bir hukuka uygunluk nedeni olarak görür. Bu sebeple kendisini ya da başkasını saldırıya karşı korumak için meydana getirdiği davranışı dolayısıyla kişi, cezalandırılmaz.

Saldırıya İlişkin Koşullar

1.Bir Saldırının Bulunması

Zarar verecek veya tehlike oluşturacak biçim ve derecede bir saldırının bir hakka yönelmiş olması gerekir. Saldırı yoksa meşru savunma da söz konusu olamaz. Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 16.11.2005 tarih ve 2004/6067 E, 2005/25165 K. sayılı kararına göre, “Henüz kendisine saldırı gerçekleşmemiş olan sanığın, elinde bıçak olan mağduru eline geçirdiği nacak ile yaralaması sureti ile meydana gelen olayda meşru savunma şartlarının gerçekleşmediği gözetilerek tahrik hükümlerinin uygulanması sureti ile mahkûmiyet hükmü tesisi gerekir” denilerek meşru savunma için saldırının zorunlu olduğunu göstermiştir.

Saldırı halen devam ediyor olmalı veya saldırının gelecekte gerçekleşeceğine dair çok ciddi bir inanç olmalıdır. Zaten gerçekleşmiş olan bir saldırının tekrarlanacağına dair de büyük bir inanç varsa yine meşru savunma söz konusu olabilir.

Saldırı illaki cebir veya şiddet içermek zorunda değildir. Fakat maddi bir saldırı olması gerekir. Hakaret edilmesi bir saldırı niteliği taşımaz. Saldırıda bulunan kişinin akıl hastası veya yaşı küçük olması sebebiyle kusur yeteneğine sahip olmadığı durumlarda da bu kişilerin saldırılarına karşı meşru savunma mümkündür.

Saldırıyı bir insan gerçekleştirmelidir. Hayvan davranışlarına karşı yapılan savunmalar meşru savunma kapsamına girmez. Fakat burada önemli bir ayrıntı vardır. Saldırıyı gerçekleştiren hayvan kendi iradesiyle değil de bir insanın yönlendirmesiyle saldırıyorsa, kendini ya da başkasını saldırıdan korumak için bir karşı davranışta bulunan kişinin fiili meşru savunma kapsamına girer.

2.Saldırının Haksız Olması

Saldırının haksız, hukuka aykırı olması gerekir. Hukuka aykırı olmayan, fakat örf ve adetlere ya da ahlaka aykırı olan eylemler meşru savunmanın nedeni değildir. Saldırının illaki bir suç teşkil etmesi gerekmez. Sadece hukuka aykırı olması yeterlidir.

Kişinin kendi haksız davranışı ile saldırıya sebep olduğu durumlarda farklı detaylar söz konusudur. Eğer ki kişi, saldırıya kasten neden olduysa kendisini meşru savunma hükümleri ile koruyamaz. Fakat saldırıya sebep olan davranış kasten yapılmadıysa meşru savunma hükümleri uygulanabilir. Bir kimsenin saldırıya neden olması kendini savunamamasını gerektirmez.

3.Saldırının Bir Hakka Yönelik Olması

Kişinin bedenine, yaşam hakkına, malvarlığına, şerefine, cinsel dokunulmazlığına vb. haklarına yönelik saldırılar söz konusuysa burada meşru savunmadan bahsedebiliriz.

 

4.Saldırının Halen Mevcut Olması

Saldırı ile savunma aynı anda gerçekleşirse meşru savunma söz konusu olabilir. Aradan zaman geçtikten sonra yapılan bir savunma mecburiyet halinde yapılmamıştır. Saldırıdan korunma amacıyla değil hiddet veya ciddi bir elem sonucu öç alma isteğiyle hareket edilmektedir. Dolayısıyla bu, meşru savunma değil haksız tahrik olabilir.

Başlamamış bir saldırıya karşı meşru savunma mümkün değildir. Ancak, başlamamış olduğu halde başlaması kesin görünen, başladığı takdirde de savunmanın çok zor ya da imkansız bir hale geleceği durumlarda saldırı başlamadan meşru savunma yapmak mümkündür.

Biten saldırılar için de meşru savunma mümkün değildir. Ancak tekrarlanması kesin görülüyorsa mümkündür.

Savunmaya İlişkin Koşullar

1.Savunma Zorunlu Olmalıdır

Savunmanın, saldırının yöneldiği hakkı korumak için zorunluluk olması gerekmektedir. Savunma yapılmazsa söz konusu ihlalin hiçbir şekilde önlenemeyeceği kesin olmalıdır. Saldırıyı başka şekilde bertaraf etme imkanı varsa artık zorunluluk yoktur.

Meşru savunmaya yapana karşı meşru savunma yapmak mümkün değildir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 22.05.1978 gün ve 34/178 sayılı kararına göre, kişi, haksız olarak ilk saldırıyı gerçekleştirip karşısındaki kişiyi yasal savunma haline koymuş ise, artık kendisi yasal savunma halinde bulunduğunu ileri süremez.

2.Saldırı ve Savunma Arasında Oran Bulunmalıdır

Saldırıda ve savunmada kullanılan araçlar arasında belli bir oran olmalıdır. Bu elbette hem saldırıda hem savunmada aynı araç kullanılması gerektiği anlamına gelmez. Bıçakla saldıran kişiye karşı sopayla savunma yapmak meşru savunmaya uygundur.

Ek olarak savunmada kullanılan aracın ölçülü olmasının yanında, kullanımının da ölçülü olması gerekir. Mesela bıçakla saldıran kişiye karşı silahla havaya ateş açmak, ayaklarına ateş ederek durdurmaya çalışmak meşru savunmaya uygundur. Fakat bıçakla saldıran kişiye karşı doğrudan ateş edilmesi orantılı bir savunma olmaz.

Saldırı nedeniyle zarar gören hak, savunma ile zarar görenden üstün olmalıdır. Saldırı malvarlığına yönelikken savunma neticesi adam öldürmeyle sonuçlandıysa meşru savunmaya uygun değildir. Çünkü yaşam hakkı malvarlığına ilişkin haklardan çok daha üstün bir haktır. Saldırı ile savunmanın açık şekilde orantısız olduğu durumlarda da yasal savunma hükümlerinin uygulanmasına olanak yoktur. Ancak bu durum olaya göre değerlendirilmelidir. Bu nedenle zorla ırza geçmeye kalkan saldırganı başka türlü engellemek olanağı bulunmayan fail, saldırganı öldürürse yasal savunmadan yararlanır.

Meşru savunmanın sınırının aşıldığı durumlarda failin içinde bulunduğu psikolojik durum incelenir. Korku ve telaşla sınırı aştıysa fail cezalandırılmaz. Ancak korku ve telaş yerine öç almak için bir davranışta bulunduysa burada haksız tahrik olarak nitelendirilebilecek bir durum oluşur. Fakat haksız tahrik, meşru savunma gibi cezayı ortadan kaldırmaz sadece cezada indirime neden olur.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button