Single Blog Title

This is a single blog caption

MARKA UYUŞMAZLIKLARININ ÇÖZÜMÜNDE TAHKİM VE ARABULUCULUK YÖNTEMLERİ

 

Günümüz küresel ticaret ortamında, markaların değeri ve tanınırlığı giderek artmaktadır. Bu artan önem, marka hakkının etkili bir şekilde korunmasını ve uyuşmazlıkların çözümünü gerektirmektedir. Marka hakkı, bir işletmenin kimliğini ve ürünlerini diğerlerinden ayırt etme özelliğini sağlar ve bu nedenle işletmeler için stratejik bir varlık haline gelir. Ancak, rekabetin yoğun olduğu bu ortamda, marka hakkının korunması ve uyuşmazlıkların çözümü konusunda etkili mekanizmaların varlığı büyük önem taşır. Bu makalede, marka hakkının korunması amacıyla kullanılan alternatif çözüm yöntemlerinden biri olan tahkim ve arabuluculuk yöntemleri incelenecek ve bu yöntemlerin marka uyuşmazlıklarının çözümünde sağladığı avantajlar ele alınacaktır. Ayrıca, Türk Ticaret Kanunu ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu gibi düzenlemelerin marka hakkıyla ilgili uyuşmazlıkların çözümünde nasıl bir rol üstlendiği tartışılacaktır. Bu sayede, marka hakkının korunması ve uyuşmazlıkların çözümü konusundaki güncel yaklaşımlar ve mevzuatın nasıl bir araya geldiği daha geniş bir perspektiften ele alınacaktır.

 

Tahkim Yöntemi

Marka hakkının korunması gün geçtikçe önem kazanmaktadır. Marka hakkının korunabilmesi için alternatif bir çözüm yöntemlerinden biri olan tahkim, uyuşmazlığın çözümü için gerekli olan uzman kişiler ihtiyacına hizmet etmektedir. Zira bu konuda mahkemelerden daha işlevsel olduğunu söyleyebiliriz. Öte yandan, daha az maliyetli olması ve zaman tasarrufunu sağlaması gibi nitelikleri nedeniyle tahkim yolu tercih edilebilmektedir.

Marka hakkının korunması ihtiyacının artması ve etkili bir koruma için uzman kişilere ihtiyaç duyulması nedeniyle Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (World Intellectual Property Organisation-“WIPO”)  Tahkim ve Arabuluculuk Merkezi kurulmuştur. WIPO Tahkim ve Arabuluculuk Merkezi’ne gelen başvuruların büyük bir kısmının fikri mülkiyet haklarıyla ilgili olması bu sistemin işlevselliğinin somut yansımasıdır.

Taraflar marka hakkı üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği gibi bu kapsamda çıkabilecek uyuşmazlıkların çözümünde alternatif uyuşmazlık çözümlerinden olan tahkim veya arabuluculuk yoluna gitmeyi tercih edebileceklerdir. Dava yolunun daha çok zaman alması ve maliyetli olması gibi nedenler tahkim ve arabuluculuğun kullanılmasını makul kılmaktadır. Ayrıca, ticari kişilerin çıkarlarını korumak için ilişkilerini devam ettirme amacı bir uyuşmazlık söz konusu olduğunda bunu arabulucu vasıtasıyla çözüme kavuşturmayı tercih etmelerine neden olmaktadır.

Marka hakkından doğan uyuşmazlıklar çoğunlukla sözleşmeden kaynaklanmaktadır. Buna istinaden, tarafların sözleşmenin hazırlanması aşamasında ileride doğabilecek uyuşmazlıkları göz önünde bulundurarak hareket etmesi gerekmektedir. Marka hukukunun oldukça teknik bilgiler barındıran bir alan olması dolayısıyla sözleşmeyi hazırlayacak kişilerin bu konuda uzman olması oldukça önem taşımaktadır.

 

Arabuluculuk Yöntemi

Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) madde 4/1-d’ye göre fikri mülkiyet hukukuna dair mevzuatta öngörülen hususlardan doğan uyuşmazlıklar ticari uyuşmazlıktır. Burada bahsedilen fikri mülkiyet mevzuatının kapsamına marka hukuku da girmektedir. Öte yandan, bir uyuşmazlığın ticari uyuşmazlık olarak kabul edilebilmesi için uyuşmazlığın en az bir tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekeceğinden her fikri mülkiyet hukuku kapsamında açılan dava ticari dava olarak görülemez. Örneğin iki yazar arasında telif hakkından doğan uyuşmazlık ticari dava sayılamazken, yazar ile yayınevi arasında çıkan uyuşmazlık ticari dava sayılabilmektedir. Zira bu varsayımda taraflardan biri olan yayınevi tacir konumundadır.[1]

2018’de kabul edilen TTK madde 5 hükmü ile konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında ticari dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartı olarak öngörülmüştür. Marka hukuku kapsamında açılacak bazı davaların da ticari dava olarak kabul edildiğini ve bunların neler olduğundan yukarıda bahsetmiştik. Dolayısıyla taraflardan birinin ticari işletmesiyle ilgili olan marka uyuşmazlıklarında, eğer konusu belli bir miktar parayı aşan alacak veya tazminat talebini oluşturuyorsa, zorunlu olarak arabulucuya başvurulması gerekmektedir. Aksi takdirde dava yoluna gidilememektedir.

Söz konusu düzenlemenin uygulanmaya başlanmasının ardından bu konuda mahkemelerin iş yükü azalmış, uyuşmazlıkların büyük bir kısmı arabulucu vasıtasıyla çözümlenmiştir. Dolayısıyla zorunlu arabuluculuk şartının oldukça faydalı olduğunu söyleyebiliriz.

Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu (“HUAK”) madde 17/A’da belirtildiği üzere arabuluculuk sürecinin sonunda imzalanan sulh anlaşma belgesinin yerine getirilebilmesi için asliye ticaret mahkemesi tarafından icra edilebilirlik şerhinin konulması gerekmektedir. Dolayısıyla zorunlu olmayan, yani ihtiyari arabuluculuk yoluna başvurmadan önce uyuşmazlığın arabuluculuğa elverişli olup olmaması büyük önem taşımaktadır. Aksi takdirde boşuna masraf ve zaman kaybı yaşanacak ve söz konusu sulh anlaşma belgesinin hüküm ifade etmemesi gündeme gelebilecektir. HUAK’ın 1. maddesinde “tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iş ve işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümlenmesinde uygulanır” denmektedir. İlgili düzenlemeye göre yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklar da buna dahildir. Son olarak, dava şartı arabuluculuğunun da arabuluculuğa elverişlilik bakımından gözden geçirilmesi gerektiği unutulmamalıdır. Marka uyuşmazlığı kapsamında başvurulacak arabuluculuk yolunda da bu unsurlar dikkate alınır. Örneğin, mutlak ret nedenlerinin varlığı nedeniyle marka tescil başvurusunun reddi halinde arabulucuya başvurulamaz. Zira, taraflar mutlak ret nedenleri üzerinde serbestçe tasarruf edemezler. Öte yandan, tarafların nispi ret nedenleri hususunda arabulucuya başvurması mümkündür.

 

Sonuç

Tahkim ve arabuluculuk yöntemleri, mahkeme süreçlerine göre daha az maliyetli ve zaman tasarruflu olmaları nedeniyle tercih edilmektedir. Ticari işletmelerin çıkarlarını koruma amacıyla ilişkilerini sürdürme isteği de, arabuluculuk gibi uzlaşma yolunun tercih edilmesini teşvik etmektedir. Ayrıca, marka hukukunun teknik bir alan olması, sözleşme hazırlığından uyuşmazlık çözümüne kadar uzman kişilerin gerekliliğini ortaya koymaktadır.

Türk Ticaret Kanunu ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu gibi düzenlemeler, marka hakkıyla ilgili uyuşmazlıkların arabuluculuk yoluyla çözümünü teşvik etmektedir. 2018’de kabul edilmiş olan zorunlu arabuluculuk şartı, mahkeme yükünü azaltmış ve uyuşmazlıkların etkili bir şekilde çözülmesini sağlamıştır.

Sonuç olarak, marka hakkıyla ilgili uyuşmazlıkların çözümünde tahkim ve arabuluculuk yöntemlerinin kullanılması, hem tarafların çıkarlarını koruma amacına hizmet edecek hem de hukukun etkili ve verimli bir şekilde işlemesine katkıda bulunacaktır. Bu çözüm yöntemlerinin başarısı, tarafların işbirliği ve uzmanlığa dayalı bir yaklaşımın benimsenmesiyle daha da artacaktır.

 

Şeydanur TOSUN

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KAYNAKÇA

  1. Eminoğlu, C., Korkmaz, C., Marka Hakkına Tecavüzden Doğan Uyuşmazlıkların Arabuluculuğa Elverişliliği, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 26, Sayı: 1, Yıl 2022.
  2. Karasu, R. (2019). Fikri Mülkiyet Uyuşmazlıklarında Zorunlu Arabuluculuk Dönemi Başladı, Fikri Mülkiyet. https://fikrimulkiyet.com/fikri-mulkiyet-uyusmazliklarinda-zorunlu-arabuluculuk-donemi-basladi/
  3. Yördem, Y. Marka Hukukunda Arabuluculuk ve Tahkimin Uygulama Alanı, Dicle Üniversitesi Adalet Meslek Yüksekokulu Dicle Adalet Dergisi, Cilt:1, Sayı: 1, Yıl 2017.

 

 

 

[1] https://fikrimulkiyet.com/fikri-mulkiyet-uyusmazliklarinda-zorunlu-arabuluculuk-donemi-basladi/ (Erişim: 19.08.2023)

2 Responses

  1. Güli̇z

    Makalenizi okuduktan sonra, marka uyuşmazlıklarının çözümünde tahkim ve arabuluculuk yöntemlerinin başarıyla kullanıldığını görmek beni çok şaşırttı. Bu yöntemlerin hızlı ve etkili bir şekilde uygulanabilmesi ve taraflar arasındaki anlaşmazlıkları çözmede yardımcı olması harika bir fikir. Ancak, tahkim ve arabuluculuk yöntemlerinin her zaman en iyi çözüm olmayabileceğini düşünüyorum. Acaba gerçek hayatta bu yöntemleri kullanırken bazı zorluklarla karşılaşılıyor mu? Örneğin, taraflar arasındaki anlaşmazlıkların çözümünde nihai bir karar vermekte zorlanıyor olabilirler mi? Bu konuda daha fazla bilgi edinmek isterim. Teşekkürler!

  2. İbrahi̇m

    Makaleniz çok ilgi çekiciydi. Tahkim ve arabuluculuk yöntemlerinin marka uyuşmazlıklarının çözümünde ne kadar etkili olduğunu öğrenmek beni şaşırttı. Bu yöntemler hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorum. Yazarın, tahkim ve arabuluculuğun marka uyuşmazlıklarında avantajları ve dezavantajları hakkında daha fazla ayrıntıya girmesini umuyorum. Teşekkür ederim!

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button