Single Blog Title

This is a single blog caption

İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları Sonucu Açılan Tazminat Davaları: İşçi ve İşverenin Hukuki Sorumlulukları

Giriş

İş kazaları ve meslek hastalıkları, işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında önemli sorunlardan biridir. Türkiye’de her yıl binlerce işçi, iş kazaları veya meslek hastalıkları nedeniyle zarar görmekte ya da hayatını kaybetmektedir. Bu tür olaylar sonucunda işçilerin ve ailelerinin mağduriyetlerinin giderilmesi için hukuki süreçler devreye girmektedir. İş kazaları ve meslek hastalıkları sonucu açılan tazminat davaları, iş hukukunun önemli bir konusunu oluşturur. Bu makalede, iş kazaları ve meslek hastalıkları tanımı, işverenin sorumluluğu, tazminat taleplerinin dayanakları ve yargılama süreci ele alınacaktır.

1. İş Kazaları ve Meslek Hastalıklarının Tanımı

İş kazası, işçinin işyerinde veya iş nedeniyle bulunduğu alanlarda, işin yürütümü sırasında meydana gelen ve işçinin bedensel ya da ruhsal zarar görmesine neden olan olaylardır. İş kazası, işçinin çalışma süresi içinde veya işverenin talimatıyla işyerinde bulunduğu zamanlarda yaşanabilir. Örneğin, işyerinde düşme, ekipman kazaları veya işyerine gidip gelirken yaşanan trafik kazaları iş kazası olarak değerlendirilebilir.

Meslek hastalıkları ise, işçinin çalıştığı iş kolunda maruz kaldığı koşullar sebebiyle, zamanla ortaya çıkan hastalıklardır. İşçinin sürekli olarak belirli bir kimyasal maddeye, toza veya gürültüye maruz kalması sonucunda meydana gelebilir. Örneğin, madencilerde görülen pnömokonyoz hastalığı veya gürültülü iş yerlerinde çalışan işçilerde meydana gelen işitme kaybı gibi durumlar meslek hastalığına örnektir.

2. İşverenin Hukuki Sorumluluğu

İş kazası ve meslek hastalıkları durumunda işverenin sorumluluğu, Türk Borçlar Kanunu ve İş Kanunu kapsamında düzenlenmiştir. İşveren, işyerinde iş sağlığı ve güvenliğini sağlamakla yükümlüdür ve bu yükümlülüğünü yerine getirmemesi halinde sorumluluk doğar. İşverenin hukuki sorumluluğu üç ana başlık altında incelenebilir:

  • Kusur Sorumluluğu: İş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde işverenin kusurunun bulunması durumunda devreye girer. İşverenin gerekli iş güvenliği önlemlerini almaması veya çalışanı korumak için gerekli ekipmanları sağlamaması gibi durumlar kusur sorumluluğuna yol açar.
  • Tehlike Sorumluluğu (Kusursuz Sorumluluk): İşverenin tehlikeli işlerde çalıştırdığı işçilerin zarar görmesi durumunda, kusur olmasa bile sorumluluk üstlenmesi gerektiği bir sorumluluk türüdür. Örneğin, kimya fabrikasında çalışan bir işçinin kimyasal maddelere maruz kalması sonucunda hastalanması durumunda işveren tehlike sorumluluğu çerçevesinde tazminat ödemekle yükümlüdür.
  • İş Sağlığı ve Güvenliği Tedbirleri: İşveren, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini almakla yükümlüdür. Bu kapsamda işçilere güvenli çalışma ortamı sağlamak, gerekli ekipmanları temin etmek ve çalışanları düzenli olarak bilgilendirmek zorundadır. İşverenin bu yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde kusur sorumluluğu doğar.

3. Tazminat Taleplerinin Hukuki Dayanakları

İş kazaları ve meslek hastalıkları sonucu zarar gören işçiler veya ölen işçilerin yakınları, çeşitli tazminat taleplerinde bulunabilir. Bu talepler, maddi ve manevi tazminat olmak üzere iki ana başlık altında değerlendirilebilir:

  • Maddi Tazminat: İş kazası veya meslek hastalığı sonucu işçinin gelir kaybı, tedavi masrafları, sürekli iş göremezlik durumu veya ölen işçinin destekten yoksun kalan yakınları için talep edilen tazminatları kapsar. Maddi tazminat, işçinin yaralanması durumunda tedavi süresince ve sonrasında yaşadığı ekonomik kayıpları karşılamayı amaçlar.
  • Manevi Tazminat: İş kazası veya meslek hastalığı sonucu işçinin yaşadığı acı, elem ve kederin giderilmesi amacıyla talep edilen tazminattır. Manevi tazminat, işçinin uğradığı ruhsal zararları veya ölen işçinin yakınlarının yaşadığı psikolojik etkileri dikkate alarak belirlenir.

4. İş Kazası ve Meslek Hastalığı Tazminat Davalarının Yargılama Süreci

İş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle tazminat talep eden işçiler, genellikle İş Mahkemeleri’ne başvurarak dava açarlar. Dava süreci, belirli adımlar çerçevesinde ilerler:

  • Öncelikle SGK’ya Başvuru: İş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle meydana gelen olaylar öncelikle Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) bildirilir. SGK, işçinin rapor ve tedavi süreçlerini takip ederek geçici ya da sürekli iş göremezlik raporu düzenler. İşveren, kazayı en geç üç iş günü içinde SGK’ya bildirmek zorundadır.
  • Tespit ve Bilirkişi Raporları: İş mahkemesinde açılan davalarda, kazanın veya hastalığın niteliğini ve tarafların sorumluluğunu belirlemek için bilirkişi raporu alınır. Bilirkişi, iş yerindeki güvenlik tedbirlerini, kazanın oluş nedenini ve tarafların kusur oranlarını değerlendirir.
  • Mahkeme Kararının Verilmesi: Bilirkişi raporları ve diğer deliller doğrultusunda mahkeme, tazminatın ödenip ödenmemesi, tazminat miktarı ve kusur oranlarını belirler. Tazminat davaları, zarar gören işçi veya yakınlarının ekonomik ve psikolojik zararlarının giderilmesini amaçlar.

5. Yargıtay Kararları ve Emsal Durumlar

İş kazası ve meslek hastalığı tazminat davalarında Yargıtay’ın verdiği emsal kararlar, mahkemelerin değerlendirmelerinde önemli rol oynar. Örneğin, Yargıtay’ın “işverenin tehlike sorumluluğunun sınırları” konusundaki kararları, işyerinde alınacak güvenlik önlemleri ve işçinin bilinçlendirilmesi konularında belirleyici olmuştur. Ayrıca, Yargıtay, iş kazalarının SGK’ya bildirilmemesi durumunda işverenin sorumluluğunu artırıcı kararlar vermektedir.

6. Alternatif Çözüm Yolları: Arabuluculuk ve Uzlaşma

Son yıllarda iş hukuku uyuşmazlıklarında arabuluculuk ve uzlaşma yöntemleri öne çıkmaktadır. İş kazası ve meslek hastalıkları sonucu açılan tazminat davalarında taraflar, dava öncesinde arabuluculuk sürecine katılarak daha hızlı ve düşük maliyetli bir çözüm arayabilirler. Arabuluculuk, işçi ve işveren arasındaki iletişimi kolaylaştırarak uyuşmazlıkların dava açılmadan çözülmesine katkı sağlar. Ancak, arabuluculuk sürecinde tarafların eşit şekilde temsil edilmesi ve hak kaybına uğramaması önemlidir.

Sonuç

İş kazaları ve meslek hastalıkları, iş hayatında karşılaşılan ciddi sorunlardan biridir ve işçilerin sosyal ve ekonomik haklarının korunması açısından büyük önem taşır. İşverenin iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini alması, işçilerin haklarını savunması ve hukuk düzeninin bu süreçlerde etkin bir rol oynaması, iş kazalarının önlenmesinde ve mağduriyetlerin giderilmesinde temel unsurlardır. Tazminat davaları, zarar gören işçilerin veya yakınlarının mağduriyetlerinin giderilmesinde önemli bir hukuki süreç sunarken, tarafların haklarının korunması için dikkatli bir şekilde yürütülmelidir. Bu nedenle, iş kazaları ve meslek hastalıkları davalarında hem işverenlerin hem de işçilerin haklarını bilmesi ve yasal süreçlere uygun hareket etmesi, adaletin tecellisi için vazgeçilmezdir.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button