İHTİYATİ TEDBİR VE TÜRLERİ
İHTİYATÎ TEDBİR
- A) İhtiyatî Tedbir Kavramı ve Türleri
İhtiyati tedbir geçici hukuki koruma müessesinin bir alt başlığı olarak karşımıza çıkmaktadır. Yargılama başlamadan önce veya en geç yargılama sırasında, davacı ya da davalının kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca hukukî durumlarında veya dava konusu olan şeyde meydana gelebilecek potansiyel zararlara karşı öngörülmüş, geçici nitelikte bir hukukî korumadır.
İhtiyatî tedbirlerin genel amacı, asıl hukukî korumaya kadar dava konusu hak veya şeyin tehlikeye girmesini, zarar görmesini engellemektir. İhtiyati tedbir kararını vermekle yükümlü olan tek merci mahkemedir. Mahkeme, kararı engelleyecek her türlü ihtiyati tedbire karar verebilmesi açısından herhangi bir sınırlamaya tabii değildir.
HMK 389 uyarınca ; Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
İhtiyati tedbir talep eden, haksız çıkması durumunda karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır. Teminat için gösterilecek oran genellikle %15 olarak belirlenmektedir.
Mahkemenin diğer taraf dinlenmeden de ihtiyati tedbire hükmetmesi mümkündür. Bu durumda hukuki dinlenilme hakkına binaen dinlenilmeyen taraf, hükmedilen tedbire 1 hafta içinde itiraz etmek için bizzat mahkemeye itiraz dilekçesini sunmalıdır. 1 haftalık süre hak düşürücü süredir ve sürenin geçirilmesinden sonra itiraz için başvurulması niteliği itibariyle mümkün değildir. İtirazının reddedilmesi halinde kanun yoluna yani istinafa başvuru hakkı bulunmaktadır. Kanun yoluna yapılan başvuru tedbirin icrasını durdurmaz. Kanun yolu başvurusu sonucu verilen karar kesindir.
Taraflar haricinde tedbir uygulandıktan sonra hakları ihlal edilen 3. kişilerin de 1 hafta içinde itiraz hakları bulunmaktadır. Taraflardan farklı olarak, tarafların mahkemenin yetkisine itiraz edebilme hakları olmasına rağmen hakları ihlal edilen 3. kişiler mahkemenin yetkisine itiraz edemezler.
İhtiyati tedbir talebinde bulunan taraf, dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
İHTİYATİ TEDBİRİN 2 TEMEL ŞARTI
- İhtiyatî tedbir talebine konu olan mevcut bir hakkın olması
- Bu hakka konu olan şeyi tedbir amaçlı korumayı gerektirecek bir sebebin olması
İhtiyati tedbir ancak uyuşmazlık konusu olan mal veya hakla ilgili bir geçici hukuki koruma sağlamaktadır. Bu sebeple para alacakları için kural olarak ihtiyati tedbir değil, ihtiyati haciz istenebilmesi mümkündür. Bu kuralın tek istisnası tedbir nafakası olarak karşımıza çıkmaktadır.
İhtiyatî tedbirler amaçlarına göre: Teminat amaçlı ihtiyatî tedbirler, eda amaçlı ihtiyatî tedbirler ve düzenleme amaçlı ihtiyatî tedbirler olmak üzere üçe ayrılmaktadır.
Teminat amaçlı ihtiyati tedbirler, uyuşmazlık konusu hakkı korunmaktadır. Hakkı koruyarak yargılama sonucunda hakkın icrasını mümkün kılmaktadır.
Örnek : Ferağdan men kararları, çekişmeli malın muhafaza altına alınması
Eda amaçlı ihtiyati tedbirler, İhtilaf konusu hakkın geçici olarak ifa edilmesidir. Tedbir kesin bir ifayı amaçlamamakla birlikte talebin icrasını güvence altına almaktadır.
Örnek: Tedbir nafakası
Düzenleme amaçlı ihtiyati tedbirler, hukuki barışın korunması için yapılır. Hükme kadar geçici bir düzenleme yapılmaktadır.
Örnek : Boşanma devam ederken çocukların velayetinin geçici olarak düzenlenmesi
Unutulmaması gereken bir diğer hususta ihtiyati tedbirin bir dava türü olmamasıdır. İhtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilebilir.
İhtiyati tedbir talebinin gündeme gelmesi bazı tamamlayıcı işlemleri de beraberinde getirmektedir. İhtiyati tedbirin dava sırasında talep edilmesi sonucu tamamlayıcı bir işlem yapılmasına gerek yoktur ancak dava açılmadan önce ihtiyati tedbir istenmesi durumunda :
- 1-Tedbir talep eden, talep ettiği günden itibaren 2 ay içerisinde esas davayı açmak zorundadır.
- Dava açtığına ilişkin belgeyi kararı uygulayan memura ibraz edip dava açıldığına dair belge almalıdır.
Eğer ihtiyati tedbir verilmişse 1 hafta içinde aleyhine tedbir konulana karşı uygulanması talep edilmelidir. 1 hafta içinde uygulanmazsa talep edilen tedbir kendiliğinden kalkmaktadır.
Tedbir kararının uygulanması, kararı veren mahkemenin yargı çevresinde bulunan veya tedbir konusu mal ya da hakkın bulunduğu yer icra dairesinden talep edilir. Mahkeme, kararında belirtmek suretiyle, tedbirin uygulanmasında, yazı işleri müdürünü de görevlendirebilir.
İHTİYATİ TEDBİRE 3 FARKLI DURUMDA KARŞI KOYULABİLİR
- Yokluğunda tedbir kararı verilenenin karara itiraz etmesi mümkündür. Ancak tedbir verilirken dinlenmiş olan tarafın itiraz imkânı yoktur.
-Taraflar itirazları hakkında dinlenilmek üzere çağırılmalarına rağmen gelmezlerse, dosya işlemden kaldırılmaz. Hakim dosya üzerinden karar verir.
1-İtiraz da ihtiyati tedbirler de icrayı durdurmaz.
2-Durum ve şartların değişmesi sebebiyle itiraz mümkündür ancak kanun yolu kapalıdır.
3-Teminatla tedbirin değiştirilmesi veya teminat üzerine koyulması üzerine itiraz mümkündür ancak kanun yolu kapalıdır.
HAKSIZ İHTİYATİ TEDBİRDEN KAYNAKLANAN TAZMİNAT DAVASI
Lehine ihtiyati tedbir kararı verilen taraf, ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu anda haksız olduğu anlaşılır, tedbir kararı kendiliğinden kalkar ya da itiraz üzerine kaldırılır ise haksız ihtiyati tedbir nedeniyle uğranılan zararı tazminle yükümlüdür. Tazminatın öncelikle tedbir talep eden tarafın yatırdığı teminattan karşılanması gerekmektedir.
Hükmün kesinleşmesinden veya tedbir kararının kalkmasından itibaren 1 ay içinde dava açılmaması durumunda teminat iade edilmektedir.
Tazminat davası açmak hükmün kesinleşmesinden ya da tedbirin kalkmasından itibaren 1 yıl içinde zamanaşımına uğramaktadır.
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 2013/10720 Esas ve 2013/14165 Karar numaralı içtihadı, ihtiyati tedbir talebiyle ilgilidir. Talep eden taraf, satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazlar üzerinde ihtiyati tedbir uygulanmasını istemiş ve Asliye Hukuk Mahkemesi talebi kabul ederek, 22.03.2013 tarihinde ihtiyati tedbir kararı vermiştir. Aleyhine ihtiyati tedbir uygulanan tarafın vekili, bu kararın temyiz edilmesini talep etmiştir. Yargıtay, ihtiyati tedbir kararları ve itiraz süreçlerine dair genel ilkeleri hatırlatarak, mevcut durumda bir değişiklik olması ve bu değişikliğin hakkın elde edilmesini imkansız hale getirmesi veya ciddi zarara yol açması durumunda ihtiyati tedbirin gerekliliğine işaret eder. Yargıtay, ihtiyati tedbir kararlarına karşı öncelikle yerel mahkemeye başvurulması gerektiğini belirterek, söz konusu itirazın temyiz niteliği taşımadığını ve genel mahkemede incelenmesi gerektiğine karar vermiştir. Bu sebeple, temyiz talebinin reddedilerek dilekçe ve eklerinin ilgili mahkemeye iadesine ve peşin yatırılan harcın talep edilmesi halinde iade edilmesine oy birliğiyle karar verilmiştir.