Single Blog Title

This is a single blog caption

İDDET MÜDDETİ NEDİR, İDDET MÜDDETİ UYGULAMASININ AMACI

İddet süresi, TMK m.132’de düzenlenen, boşanan kadının yeniden evlenmek için beklemek zorunda olduğu süredir.  Bir diğer yönüyle iddet süresi evlilik engelidir denilebilir, bazı haller hariç bu süre bitmeden boşanan kadının yeniden evlenmesi mümkün değildir.

Kanunun lafzından da açıkça anlaşılacağı üzere boşandıktan sonra kadının yeniden evlenebilmesi için 300 gün beklemesi gereklidir. Kişi yeniden evlenmek için bu süreyi beklemek istemezse iddet süresinin kaldırılması talebiyle dava açmalıdır.

İddet müddeti boşanmadan sonra sadece kadın için söz konusu olan, kanundan kaynaklı bir kısıtlamadır. Kanun koyucu bu düzenlemeyle, kadının muhtemel hamileliği sonucu dünyaya gelecek olan çocuğun soy bağının belirlenmesi ve bu husustaki olası karışıklıkları önlemeyi amaçlamıştır.

Yani iddet müddeti uygulamasında temel amaç çocuğun soy bağının açıkça tespiti, bu husustaki karışıklıkların önlenmesidir. Çocuğun yüksek yararı göz önünde bulundurularak korunması amaçlanmış, bu hususta yaşayabileceği mağduriyetlerin önüne geçilmek istenmiştir.

ÇOCUĞUN İDDET MÜDDETİ İÇİNDE DOĞMASI

Türk hukuk sisteminde evlilik birliği içerisinde kadının rahmine düşen çocuğun babası kadının kendi kocasıdır karinesinden yola çıkılarak, boşanma davasının sonuçlanmasından itibaren 300 gün içinde çocuğun dünyaya gelmesi halinde de çocuğun babasının kadının eski kocası olacağı karinesi kabul edilir. Elbette bu karinenin aksi ispatlanabilir. Şöyle ki;

Biyolojik baba bir başkasıysa, öncelikle hatalı soy bağının düzeltilmesi gereklidir.

Bu durumda, öncelikle izlenmesi gereken yol bellidir:

Eğer çocuk üç yüz günlük süre içinde doğarsa ilk olarak soy bağının reddi (nesebin reddi) davası açılarak eski koca ile çocuk arasındaki soy bağı ilişkisi sona erdirilmelidir. Ancak bu ilişki sona erdirildikten sonra biyolojik baba ile çocuk arasındaki soy bağı kurulabilecek, çocuk biyolojik babanın nüfusuna kaydettirilebilecektir. Değinmek gerekir ki boşanan kadın, boşandıktan sonra iddet süresi bitmeden hamile kalmışsa, çocuğun başkasından olduğunu ispatlasa bile yeniden evlenemeyecek, iddet süresinin bitmesini beklemek zorunda kalacaktır.

BOŞANAN KADININ İDDET SÜRESİ BİTMEDEN TEKRAR EVLENMESİ HUSUSU

Boşanan kadının iddet süresi bitmeden yeniden evlenebilmesinin mümkün oldu bazı haller mevcuttur.

1-İddet müddeti içerisinde doğumun gerçekleşmesi (Bu halde boşanma davası sonrası iddet süresi kendiliğinden sona erecektir.)

2- Boşanmanın kesinleşmesinden itibaren 300 gün içinde kadının hamile olmadığının ispatı

3- Boşanan çiftin yeniden evlenmek istemesi hallerinde bu süre kalkacaktır. Ancak dikkat etmek gerekir ki iddet süresinin kaldırılabilmesi için dava açılmalı, bunun için uygun ve gerekli hukuki süreç takip edilmelidir.

TMK m. 132/3 gereği boşanmış kadının hamile olmadığının tıbbi bulgu ve delillerle ispat edildiği (beyan yeterli olmayacaktır.) ve boşanan çiftin yeniden birbirleriyle evlenmek istemeleri hallerinde dava açılarak mahkeme tarafından iddet süresinin kaldırılması talep edilecektir.

İDDET MÜDDETİNİN KALDIRILMASI DAVASINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME

İddet müddetinin kaldırılması çekişmesiz yargı işidir ve tarafı bulunmamaktadır.

Söz konusu davada görevli mahkeme aile mahkemesi, yetkili mahkeme ise kadının yerleşim yeri mahkemesidir.

İddet süresi kaldırılması davasını boşanan kadın açabileceği gibi eşi ölen kadın da açabilecektir.

 

EŞİN ÖLÜMÜ VE GAİPLİK HALLERİNDE İDDET SÜRESİ

Kocası ölen kadın tıpkı boşanmış kadın gibi 300 gün iddet süresi beklemekle yükümlüdür. Bu süre ölüm tarihinden itibaren başlayacaktır. (Ölüm karinesi halinde de iddet süresi ölüm olayının gerçekleşmesinden itibaren başlayacaktır.) Bu süreyi beklemek istemeyen kadının, mahkeme kararıyla iddet süresini kaldırabilmesi mümkündür.

Eşi uzun süredir kayıp olan bir kadının, belli şartların varlığı halinde mahkemeye başvurarak gaiplik kararı aldırması mümkündür. Gaiplik kararının kesinleşmesinden sonra iddet süresi beklenmesine gerek kalmaksızın kadın yeniden evlenebilecektir.

İDDET SÜRESİNİ KALDIRMA DİLEKÇE ÖRNEĞİ

İSTANBUL ( ) AİLE MAHKEMESİNE

DAVACI             : __________

VEKİLİ                :  

DAVALI              :  (Hasımsız)

KONU                :  Müvekkil______’nın iddet süresinin kaldırılması talebimiz hakkındadır.

AÇIKLAMALAR :

  1. Müvekkil ________ ile eski eşi______ İstanbul ___ Aile Mahkemesinin____ E. ve ____ K. sayılı dosyası kapsamında ………tarihinde boşanmışlardır. Aile Mahkemesi tarafından verilen boşanma kararı _____ tarihinde kesinleşmiştir. Müvekkil_______ boşanma kararının ardından yeniden evlenmek istemektedir. Müvekkilin halihazırda hamile olmadığı ………. tarihinde ……… ilgili sağlık kuruluşundan alınan raporla sabit olduğundan müvekkilimin yeniden evlenebilmesi için 300 günlük bekleme süresinin kaldırılması gerekmektedir.
  2. Yukarıda açıklanan sebeple tarafımızca bu davanın açılması zorunluluğu doğmuştur.

HUKUKİ NEDENLER :   TMK, HMK ve ilgili sair yasal mevzuat

HUKUKİ DELİLLER    :  

  • Sağlık kuruluş raporu
  • Boşanma ilamı
  • Nüfus Kayıt Örneği

SONUÇ VE İSTEM        :   Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle Sayın Mahkemenizce ilgili hususlar incelenip değerlendirilerek;

Müvekkil hakkında TMK m. 132 gereğince zorunlu olan kadının 300 günlük bekleme süresinin kaldırılmasına karar verilmesini saygılarımla vekaleten arz ve talep ederim.

     Davacı Vekili

 

YARGITAY KARARLARI

YARGITAY 8. Hukuk Dairesi, 2017/7288 E., 2018/2224 K.

Dava babalığın tespiti, TMK 304. maddede düzenlenen mali haklar ve küçük çocuk için nafaka istemine ilişkindir. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak, davacı 01.09.2015 tarihinde doğum yapmış ve …adı verilen çocuk davacı ile davalı …’nın evlilik birliğine 04.09.2015 tarihinde tescil edilmiştir. TMK. 285. maddesi “Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içinde doğan çocuğun babası kocadır. Bu süre geçtikten sonra doğan çocuğun kocaya bağlanması, ananın evlilik sırasında gebe kaldığının ispatıyla mümkündür. Kocanın gaipliğine karar verilmesi hâlinde üçyüz günlük süre, ölüm tehlikesi veya son haber tarihinden işlemeye başlar.” hükmünü içermektedir. Davacı da evliliğin devamı sırasında hamile kaldığını iddia etmiş ve evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içerisinde doğum yapmış ve çocukta babası hanesine tescil edilmiştir. Mahkemece bu hüküm dikkate alınarak babalığın tespitine yönelik davanın reddine karar verilmesi yerine kabulü doğru görülmemiştir.

YARGITAY 17. Hukuk Dairesi, 2014/11748 E., 2014/10954 K.

Somut olayda davaname ile Ayşe’nin gayriresmi birlikteliğinden olan oğlu Şenol’u boşandıktan sonra iddet müddeti içerisinde nüfusa kaydettirmesi nedeniyle eski eşi adına nüfusa kaydedildiği, gerçekte babasının Adil Koş olduğu iddiasıyla Şenol’un nüfus kaydının düzeltilmesini talep edilmiştir. Davanın kabul edilmesi halinde davalının baba adının değiştirilmesinin yanında nüfusta babası ile soy bağı kurulacağından, dava bu niteliği itibariyle bir nesep davasıdır. “

 

(Hazırlayan: Stajyer Öğrenci Selin MUTLUTÜRK)

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button