HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA İTİRAZIN ANAYASA MAHKEMESİ TARAFINDAN İPTAL EDİLESİ ÜZERİNE ÇIKAN TARTIŞMALARA BİR DEĞİNİŞ
HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA İTİRAZIN ANAYASA MAHKEMESİ TARAFINDAN İPTAL EDİLESİ ÜZERİNE ÇIKAN TARTIŞMALARA BİR DEĞİNİŞ
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HABG) kurumu CMK m. 231’de düzenlenmiştir. Bu maddeye göre Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl[71] veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir (CMK m. 231/5). Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. (Ek cümle: 18/6/2014-6545/72 md.) Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez. Bu süre içinde bir yıldan fazla olmamak üzere mahkemenin belirleyeceği süreyle, sanığın denetimli serbestlik tedbiri olarak;… (CMK m. 231/8). Şeklinde düzenlenmiş ilgili fıkranın devam hükümlerine göre de hükümlüye bu süre içerisinde bir takım ‘görevler’ yüklenebilmektedir.
Genel açıklamalar sonrası yazı başlığımızı oluşturan hususa değinmek yerinde olacaktır. CMK m.231/12’ye göre: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilir. Hükmü yer almaktadır. Yani hükümden de açıkça anlaşılabileceği gibi HAGB kararlarına karşı itiraz yolu açık olmaktadır. Ancak ‘Mevzuat.gov.tr’ adresinde güncel mevzuat değişikliklerini takip ettiğimizde (72) sayılı bilgi kutucuğunda çıkan ibareye göre Anayasa Mahkemesi’nin 20/7/2022 tarihli ve E.: 2021/121, K.: 2022/88 sayılı Kararı ile bu fıkra iptal edilmiştir. Bu Kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe gireceği hüküm altına alınmıştır. Şeklinde uyarı da artık bu hükmün önümüzdeki 9 aydan sonra yürürlülükten kalkacağı ve artık mahkemelerden alınan HAGB kararlarına karşı yoluna gidilemeyeceği şekline anlamamız gerektiğine dair bir bilgilendirme içermektedir.
Anayasa hukukçusu Kemal GÖZLER’in görüşlerine göre Anayasa Mahkemesinin kararının uygulanması için TBMM’nin bir kanuni düzenleme yapıp ilgili fıkrayı kaldırması gerekmektedir. Ancak bunu TBMM’nin yapacağına dair kesin bir hüküm yoktur. Çünkü Anayasa Mahkemesinin kararlarının TBMM tarafından faaliyete geçme şeklinde zorlayıcı bir müeyyide yoktur. Bu sebeple top artık TBMM’nin kucağındadır. Neler olacağını göreceğiz.[1]
Sayın GÖZLERİ’İN görüşlerine göre sonucu şu noktaya bağlayarak kendisi bizzat hususu şu şekilde açıkamıştır: “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilir” fıkrasının nesi Anayasaya aykırıdır? Anayasaya aykırı olan şey, bu fıkra değil, TBMM’nin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına karşı etkili bir başvuru yolu öngörmemesidir. Bu “öngörmeme” hâli, yani düzenleme yokluğu ise bir norm değil, bir olgudur. Olgudan normatif sonuç çıkarılamaz. Böyle bir şey, olgusal dünya ile normatif dünya arasında geçiş olmadığı yolundaki Hume kanununa aykırıdır.’[2]
bu noktada sayın GÖZLER’İN çok güze yaptığı bir atfı değerlendirmek gerekir. Olgudan, normatif çıkarılmaz yani OLANDAN OLMASI GEREKEN ÇIKMAZ anlamına gelmektedir. Yani olan husus kanun boşluğu iken Anayasa Mahkemesinin bir nevi şu şekilde dediğini söylemek gerekirse: mevzuatta kanun boşluğu var olan kanun boşluğunun var olmasıdır bu sebeple kanun boşluğu var olmalıdır. Bu sebeple sayın GÖZLER’İN ifade ettiğine göre kanun boşluğu esastır kanun boşluğu olmalıdır gibi ‘enteresan’ bir sonuca vardığı şeklinde Anayasa Mahkemesi kararını eleştirmiştir.
Anayasa Mahkemesi Kararı Esas Sayısı : 2021/121 Karar Sayısı : 2022/88 işine göre ‘Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına karşı itiraz yolunun açık olduğunu düzenleyen kural; bu kanun yoluna başvuranların iddia ve delillerinin dikkate alınmasında, çatışan menfaatlerin dengelenmesinde, temel hak ve özgürlüklere yapılan müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluğunun ve ölçülülüğünün belirlenebilmesinde belirli ve etkili bir denetim yolu öngörmemektedir. Bu durum temel hak ve özgürlüklere yapılan müdahalelerin giderilmesinde ve kamu gücünü kullananların keyfî davranışlarının önüne geçilmesinde bireye tanınmış olan yetkili makama başvurma imkânının sağlanmasını isteme hakkını ihlal etmektedir. Nitekim kuralın anılan hususları karşılayacak şekilde uygulanamadığı da görülmektedir. Doğrudan temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması rejimi ile ilgili olan bu tür bir muhakemenin yokluğu etkili başvuru hakkıyla bağdaşmamaktadır.’ Şeklinde de hükme bağlanmış ve etkili bir yol olmadığı sebebiyle de iptale hükmedilmiştir.
[1] ANAYASA MAHKEMESİNİN HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI KARARI ÜZERİNE – KEMAL GÖZLER
[2] ANAYASA MAHKEMESİNİN HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI KARARI ÜZERİNE – KEMAL GÖZLER