Gümrük Kaçakçılığı Suçu
Bir ülkenin giriş ve çıkışında gümrük denetimi ve gözetiminin yapıldığı yere gümrük denir. Ülkeye gören veya çıkan mal ve eşyalar üzerinden alınan paraya ise gümrük vergisi denir. Ülkeye alınması veya çıkarılması yasak olan veya gümrük denetimine tabii tutulmadan ülkeye alınıp çıkarılması kaçakçılık olarak tanımlanmaktadır.
Ayrıca devletin egemenliğinde bulunan malları yetkili olmaksızın ülkeye ithal etmek veya buna teşebbüs etmek, ülke içinde bir yerden sevkini sağlamak, malı satmak, kullanmak, imal etmek veya imal için ithal etmek de kaçakçılık suçunu oluşturmaktadır.
Dünya Gümrük Örgütü kaçakçılığın tanımını 3’e ayırmıştır.
- Ticari eşya sevkiyatları üzerinde vergi, resim ve harçları ödemekten kaçınmak veya teşebbüs etmek
- Ticari eşya için uygulanmakta olan yasaklama, sınırlama ve kısıtlamalardan kaçınmak veya teşebbüs etmek
- Herhangi bir vergi iadesi, sübvansiyon veya ödemeyi haksız yere almak veya teşebbüs etmek
Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı verilerine göre, 30 kara, 101 deniz, 8 demiryolu ve 64 hava olmak üzere toplam 203 hudut kapısı bulunmaktadır. Kara hudut kapılarında 29, demiryolu hudut kapılarında 5, deniz hudut kapılarında 43, hava hudut kapılarında 13 gümrük müdürlüğü hizmet vermektedir. Bir diğer yandan 10 serbest bölge gümrük müdürlüğü, 64 iç gümrük müdürlüğü bulunmaktadır. 164 gümrük müdürlüğünün 14’ü kapalı olup 150 gümrük müdürlüğü ile hizmet yürütülmektedir. Bu kadar fazla gümrüğün bulunması da kaçakçılığı beraberinde getirmektedir. Bu sebeple kaçakçılığın önüne geçebilmek ve tedbir alınması için 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’muz yürürlüktedir.
Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 3. maddesi kaçakçılık suçlarını detaylı bir şekilde açıklamaktadır. Bu yazımızda gümrük kaçakçılığı ile ilgili olanları inceleme alanı olarak ele alıcağız.
- 1. fıkraya göre, eşyayı gümrük işlemlerine tabii tutmaksızın ülkeye sokan kişi 1 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 10bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Eşyanın gümrük kapıları dışından sokulması durumunda cezada arttırım yapılır.
- 2. fıkraya göre, eşyayı, aldatıcı işlem ve davranışlarla gümrük vergilerini ödenmeksizin ülkeye sokan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
- 3. fıkraya göre, Transit rejimi çerçevesinde taşınan serbest dolaşımda bulunmayan eşyayı, rejim hükümlerine aykırı olarak gümrük bölgesinde bırakan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
- 4. fıkraya göre, belli bir amaç için kullanılmak veya işlenmek üzere ülkeye geçici ithalat ve dahilde işleme rejimi çerçevesinde getirilen eşyayı, hile ile yurt dışına çıkarmış gibi işlem yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
- 5. fıkraya göre, birinci ila dördüncü fıkralarda tanımlanan fiillerin işlenmesine iştirak etmeksizin, bunların konusunu oluşturan eşyayı, bu özelliğini bilerek ve ticarî amaçla satın alan, satışa arz eden, satan, taşıyan veya saklayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu fıkrada yer alan suça iştirak etmeksizinden kasıt, belirtilen fıkralardaki suçun işlenmesinde ortak olmadan, yardım veya azmettiren olmadan satın almak veya saklamaktır.
- 6. fıkraya göre, özel kanunları gereğince gümrük vergilerinden kısmen veya tamamen muaf olarak ithal edilen eşyayı, ithal amacı dışında başka bir kullanıma tahsis eden, satan veya devreden ya da bu özelliğini bilerek satın alan veya kabul eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
- ve 8. fıkralar gümrük kaçakçılığını ithalat ve ihracat olmak üzere ikiye ayırmaktadır. Bu bilgi ile:
- 7. fıkraya göre, ithali kanun gereği yasak olan eşyayı ülkeye sokan kişi, fiil daha ağır bir cezayı gerektiren suç oluşturmadığı takdirde, iki yıldan altı yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. İthali yasak eşyayı, bu özelliğini bilerek satın alan, satışa arz eden, satan, taşıyan veya saklayan kişi, aynı ceza ile cezalandırılır.
- 8. fıkraya göre, ihracı kanun gereği yasak olan eşyayı ülkeden çıkaran kişi, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
- 9. fıkraya göre, ilgili kanun hükümlerine göre teşvik, sübvansiyon veya parasal iadelerden yararlanmak amacıyla ihracat gerçekleşmediği hâlde gerçekleşmiş gibi gösteren ya da gerçekleştirilen ihracata konu malın cins, miktar, evsaf veya fiyatını değişik gösteren kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Beyanname ve eki belgelerde gösterilen ile gerçekte ihraç edilen eşya arasında yüzde onu aşmayan bir fark bulunması halinde, sadece 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu hükümlerine göre işlem yapılır. Denmektedir. Aynı maddenin diğer fıkraları ise farklı türdeki kaçakçılık suçlarını düzenlemektedir.
Gümrük kaçakçılığında korunun hukuki yarar öncelikli olarak devletin ekonomik kaybının önlenmesidir. Dolayısıyla her ne kadar eski kaçakçılık kanununda sadece ihracat cezalandırılmış olsa da şuan mevzuatımızda bulunan kanuna göre hem ihracat hem ithalat fiilleri yaptırıma bağlanmıştır.
Diğer kaçakçılık türleri ile gümrük kaçakçılığı arasındaki temel farklar hem düzenlenen mevzuat yerinin farklı olması hem de suçta korunan hukuki yararın farklı olmasıdır. Bu durumu örneklendirmek gerekir ise:
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 188. Maddesinin 1. fıkrasında yer alan uyuşturucu ve uyarıcı maddeleri ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç eden kişi şeklinde bulunan hüküm uyuşturucu ve uyarıcı madde imali ve ticareti suçunu düzenlemesidir. Bu suçun gümrük kaçakçılığı suçundan farkı söylenildiği gibi düzenlenme yeri ve korunan hukuki değerdir.
Cezayı arttıran veya azaltan nedenler:
- Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 4. maddesinin 1. fıkrasında nitelikli hal olarak düzenlenen hükme göre, örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde verilecek ceza iki kat oranında arttırım yapılması yönündedir.
- Yine 4. maddenin 2. fıkrasına göre, suçun üç veya daha fazla kişi tarafından işlenmesi halinde ceza yarı oranında arttırım yapılır.
- Aynı kanunun 3. maddesinin 23. Fıkrasına göre, suçun konusunu oluşturan eşyanın değerinin fahiş olması durumunda ceza 1 katına kadar arttırılır iken eşyanın değerinin hafif olması halinde cezada indirime gidilir.
Etkin pişmanlık:
- Suçun etkin pişmanlık durumu kanunun 5. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, suça iştirak etmiş olan kişi resmi makamın haberi olunmadan durumu, diğer failleri ve eşyanın saklandığı yeri yetkili makamlara bildirir ise ve bu bilgi neticesinde suçun failleri ve eşyayı yakalanmasını sağlarsa kişi hakkında cezaya hükmolunmaz. Yalnızca olayın ortaya çıkmasına yardımcı olan kişi hakkında ise cezasında indirim yapılır.
- Aynı maddenin 2. fıkrasına göre, 3. maddenin 7. fıkrası hariç tanımlanan suçlardan birini işlemiş olan kişi, etkin pişmanlık göstererek suç konusu eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı kadar parayı Devlet Hazinesine;
- a) Soruşturma evresi sona erinceye kadar ödediği takdirde, hakkında bu Kanunda tanımlanan kaçakçılık suçlarından dolayı verilecek ceza yarı oranında,
- b) Kovuşturma evresinde hüküm verilinceye kadar ödediği takdirde, hakkında bu Kanunda tanımlanan kaçakçılık suçlarından dolayı verilecek ceza üçte bir oranında,
Bu fıkra hükmü, mükerrirler hakkında veya suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde uygulanmaz.
Bu suç için açılacak olan davanın Asliye Ceza Mahkemesinde açılması gerekmektedir.
Gümrük kaçakçılığı suçunda etkin pişmanlık konusunun hususlarına yargıtay genel kurulunun vermiş olduğu bir kararında değinmiştir. Şöyle ki:
Etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesi açısından, diğer şartlar yönünden bir tereddüt bulunmaması nedeniyle, ikinci bentte yer alan şartın gerçekleşip gerçekleşmediği üzerinde durulmalıdır.
Kaçakçılık suçunun faili hakkında 5607 sayılı Kanunun 5. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen etkin pişmanlık hükmünün uygulanabilmesi için, soruşturma aşaması sona erinceye kadar suç konusu eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı kadar parayı Devlet Hazinesine ödemesi gerekmektedir. Bu bağlamda ödeme iradesi gösteren şüphelinin etkin pişmanlıktan yararlanmak üzere bizzat Cumhuriyet Başsavcılığına müracaatı gerekmekte olup, lehine olan bu kanun maddesinden yararlanmasını sağlamak üzere Cumhuriyet Savcısına bir uyarı görevi verilmemiştir. Diğer bir deyişle, soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısı tarafından şüpheliye etkin pişmanlığın ihtar yoluyla bildirilmesi ve ödenmesi gereken miktar belirtilerek ödeme yapıp yapmayacağı hususunun sorulması zorunluluğu bulunmamaktadır.
Bu konuda öğretide de “Beşinci maddenin ikinci fıkrasında bu konuda zorunluluk bulunduğunu gösteren bir düzenleme bulunmamaktadır. Bununla birlikte uyarıda bulunulmasının, fıkra hükmüne aykırı olmayacağı gibi, etkin pişmanlık müessesesinin amacına uygun olarak etkin ve yaygın uygulanmasını dolayısıyla da işlerin daha kolay ve daha kısa sürede sonuçlanmasını sağlayacağını, bu uyarının yapılmamasının ise yasal bir eksiklik olarak kabul edilmeyeceğini düşünmekteyiz.”[1]
Konuyla alakalı daha fazla bilgi edinmek ve sürecin en doğru bir şekilde ilerletebilmek için iletişime geçebilir hukuki yardım talep edebilirsiniz.
[1] Yargıtay Ceza Genel Kurulu / 2014/64E. / 2015/64K. / 24.03.2015 tarihli kararı