Etkin Pişmanlık
Etkin pişmanlık kavramı ceza hukuku açısından cezalandırma için önemli ve 2005 değişikliğiyle kanunumuza eklenmiş bir kavramdır. Ceza hukuku, ultima ratio (son çare) olma özelliğine sahiptir. Bu özelliğe sahip olmasının sebebi kişinin en önemli hakkı olun hürriyet hakkını kısıtlamasıdır. Kişilerin yapmış oldukları davranışlarının suç oluşturmasından dolayı devletin oluşturduğu ceza sistemince kişiler cezalandırılır ve hürriyetlerinden yoksun kalırlar. Bu cezalandırma işlemini adaletli bir şekilde yapabilmek adına kanunumuzda belli başlı ilkeler belirlendi ve uygulamada görülmektedir. Etkin pişmanlık kavramını açıklamadan önce bu ilkeleri ve cezalandırma durumunu açıklamanın konuyu anlamak açısından daha iyi bir sonuç doğuracağını düşündüğüm için öncelikle ceza kavramını açıklamakla başlayalım.
Kanunda suç olarak öngörülmüş olan bir davranışın karşılığındaki yaptırıma ceza denir. Suç ile ceza bir ilişki içerisindedir. Suç ise bir haksızlıktır. Ancak her haksızlık suç değildir. Suç tanımlarında hukuken değerler korunur. Örnek verecek olursam malvarlığı hukuken korunan bir değerdir. Kişinin malvarlığına karşı yapılan haksızlık suçu oluşturur. Bu ihlal sonucunda ceza yaptırımı doğar ve haksızlığı yapan kişi veya kişiler cezalandırılır.
Cezalandırmanın amacı, toplumun huzur ve refahını koruyabilmektir. Bunun için cezayı devletin bir organı olan yargı organı tarafından görevlendirilen mahkemeler verir. Mahkemeler bu kararlarını verirken adil bir yargılama yapabilmek adına kanunda belirlenen ilkelerden faydalanırlar. Bu ilkeler şunlardır:
- Kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi: Kanunda açıkça belirtilmeyen bir suçtan dolayı kimse cezalandırılamaz. Suçun kanunda cezasıyla birlikte belirtilmesi gerekir. Bu ilke toplumun hukuka olan güvenini arttırmakla birlikte hukuk sistemini güçlendirir.
- Kıyas yasağı: TCK m.2/f.3 gereğince suç ve ceza içeren hükümler kıyasa yol açacak biçimde geniş bir şekilde yorumlanamaz. Bu ilke belirlilik ilkesiyle orantılıdır. Geniş bir yorumla evleviyet durumunu karıştırmamak gerekir. Birisinin evine konut dokunulmazlığını ihlal edecek şekilde girme durumunun suç oluşturduğu gibi hayli hayli o evden malikinin rızası dışında bir şeyler alması da suç oluşturur.
- İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz: Anayasamızda belirtilen hükme göre suç ve cezayı belirleme görevi TBMM’ye aittir. Bunun dışında bir idarenin düzenleyici işlemiyle suç ve ceza konulması anayasaya aykırı bir durum oluşturur. Örnek verecek olursam CBK ile bir ceza konulursa bu ceza anayasaya aykırıdır.
- Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi: Herkes kanun önünde eşittir ve adil yargılanma hakkına sahiptir. Anayasa madde 10 bu durumu hukukumuzun mihenk taşı haline getirmiştir.
Şimdi cezalandırma bölümünü kısaca açıkladıktan sonra asıl konumuz olan etkin pişmanlık konusunu açıklayalım. Öncelikle etkin pişmanlığın tanımını, unsurlarını açıklayacağım. Daha sonrasında hangi alanlarda uygulanıp hangi alanlarda uygulanamayacağını inceleyeceğiz. Kimlerin etkin pişmanlık çerçevesine girdiğini değerlendirip şartlarına bakacağız. Son olarak iki yargıtay kararını değerlendireceğiz. Keyifli okumalar dilerim.
Etkin pişmanlık, bir ceza hukuku enstrümanıdır. Bu enstrümanın bazı özellikleri mevcuttur. Öncelikli olarak etkin pişmanlık sayesinde suç aydınlatılır. Etkin pişmanlık çerçevesinde kişiler bulunmuş oldukları suç oluşturan haksız davranışları itiraf ederler ve başka kişilerin de yapmış oldukları davranışları söyleyerek suçun aydınlatılmasını sağlarlar. İkinci bir özelliği ise fail/sanık/şüpheli olarak değerlendirdiğimiz kişilerin yakalanarak cezalandırılmasını sağlarlar. Bu yakalanma ve cezalandırma durumu sayesinde hukuk güvenilirliği olumsuz bir şekilde etkilenmekten kurtulabilir. Üçüncü bir özelliğiyse şöyledir. Kanun ve etkin pişmanlık içerisinde itiraf eden, zararını tazmin eden, yapması gerekeni yapan kişiler kısmi olarak affedilir. Bu oldukça önemli bir özelliktir. Bu sayede kişiler tekrar topluma kazandırılır. Şimdi son olarak bu enstrümanı bir gitara benzetirsek bu gitarı çalabilmek için ne yapmamız gerektiğini madde madde inceleyelim.
- Suçun aydınlatılması = Notaları çalmak
- Fail/şüpheli/sanık yakalamak ve cezalandırmak = Ritim eklemek
- Kısmi olarak affetmek = Şarkı söylemek
Bu değerlendirmeleri yaptıktan sonra etkin pişmanlık nedir sorusunun cevabına bakalım. Etkin pişmanlık; suçun tamamlanmasından sonra ortaya çıkan ve suçun zararlı veya tehlikeli etkilerini ortadan kaldırmak veya hafifletmek için aktif bir çaba içine girmesiyle cezayı azaltan veya azaltan bir kurumdur.[1] Etkin pişmanlığın TCK kapsamında uygulanacağı durumlar şöyledir:
- Şüpheli/ sanık olan kişinin, yargılama aşamasında; suç ortaklarını, suça yardım edenleri, suça azmettirenlerini Cumhuriyet Başsavcılığına veya mahkemeye bildirmesi halinde uygulanır.
- Şüpheli/ sanık olan kişinin, işlediği suç sebebiyle mağdurun uğradığı zararın ziyanı veya mağduriyetini ayni ya da nakdi olarak geri verme veya tazmin etme, telafi etme durumlarını gerçekleştirmesi halinde uygulanır.
- Tazmin durumundan daha çok pişmanlık durumu önemlidir etkin pişmanlık açısından.
Şimdi hangi durumlarda etkin pişmanlığın uygulanmayacağını değerlendirelim:
- Şüpheli/ sanık zararın giderilmesine katkıda bulunmamışsa,
- Şüpheli/sanık cezaevine alındığı aşamaya kadar iade de bulunmamışsa,
- Şüpheli/sanık failin iade ve tazmin yönünden bir irade ortaya koymamışsa,
- Şüpheli/sanık pişmanlık değil cezadan kurtulma saikiyle hareket etmişse,
- Şüpheli/sanık bir pişmanlık ortaya koymamışsa etkin pişmanlık hükümleri uygulanmaz.
Etkin pişmanlıkla ilgili eklenilebilecek birkaç durum daha söz konusudur:
- Etkin pişmanlık ≠ Aynen tazminat: Etkin pişmanlığı sadece aynen tazminat olarak düşünmek doğru değildir. Tazminatın yanı sıra çok önemli bir etken olan pişmanlığın da bulunması gerekmektedir.
- Kovuşturmadan önceki hallerde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi mümkünken kovuşturmadan sonraki hallerde takdiri indirim sebepleri uygulanır TCK madde 62 gereğince.
Bu durumu bir yargıtay kararıyla açıklamak istiyorum. Yargıtay Ceza Genel Kurulu; E. 2014/653 K. 2015/86 sayılı ve 31.03.2015 tarihli karara göre:
“…İade ve tazminin cebri icra yoluyla gerçekleştirilmesi, zararın failin rızası hilafın veya ondan habersiz olarak üçüncü kişilerce giderilmesi, eşyanın failin yakalanmamak için kaçarken atması sonucu veya kaçarken yakalanan failin üzerinden ele geçirilmiş olması ya da el konulmasının kaçınılmaz olduğu bir durumda eşyayı zoraki geri vermesi gibi hallerde, failin gerçek anlamdaki pişmanlığından söz edilemeyeceğinden, 168. Maddesinin uygulanma şartları da oluşmayacaktır. Buna karşın, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için mağdurun uğradığı zararın aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi şartı yerine getirilirken duyulan pişmanlığın mutlaka sözde ifade edilmesi zorunluluğu bulunmayıp, davranışlar yoluyla da gösterilmesi olayın özelliklerine göre mümkün olabilecektir…”
Hangi durumlarda uygulanıp uygulanamayacağını tanım çerçevesinde inceledikten sonra kimlerin etkin pişmanlık çerçevesinde değerlendirildiğine bakmamız gerekir.
- Asıl fail olarak suçu doğrudan işleyen veya işleyenler
- Suça azmettiren veya azmettirenler
- Bu suça yardım eden veya edenlerden biri, birkaçı veya hepsi
Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanacak sanık/şüpheli durumundadır.
Etkin pişmanlığın uygulanması için gerekli olan genel şartları Yargıtay 18. CD., 27.03.2017 tarih ve Esas No: 2017/1202, Karar No: 2017/3349 sayılı kararında kısaca şöyle belirtmiştir:
- Kanunda etkin pişmanlığa imkan tanıyan bir düzenleme bulunması,
- Suçun tamamlanmış olması,
- Failin kanunda öngörülen biçimde aktif bir davranışının olması,
- Failin bu davranışının iradi olması gerekmektedir.
Etkin pişmanlığın genel şartlarının bulunduğu gibi gelişen olay çerçevesinde özel şartları da aranabilmektedir. Örneklerle açıklayalım. Bir kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundaki etkin pişmanlığın soruşturmaya başlamadan önce mağdurun şahsına zarar dokunmaksızın gerçekleşmiş olması gerekir. Şimdi bu elimizdeki örneğin özel şartlarını incelediğimizde karşımıza bir zaman şartı çıkmaktadır soruşturmaya başlamadan önce ibaresine göre. Ek olarak mağdurun şahsına zarar dokunmaksızın ifadesinden de bir ön şart olduğunu anlıyoruz.
Etkin pişmanlığın uygulama alanlarına geçmeden önce son olarak hukuki statüsünü bir Yargıtay kararıyla açıklayalım:
“…Etkin pişmanlığın uygulanabilmesi için öncelikle kanunda o suç ve faili bakımından buna imkan tanıyan özel bir düzenleme bulunması gerekir. Her su açısından etkin pişmanlığın uygulanması mümkün değildir. Esasen niteliği gereği her suç etkin pişmanlığa elverişli de değildir. O suç tipi bakımından kanunda etkin pişmanlık düzenlenmesi öngörülmüşse “kanunilik ilkesi” uyarınca kıyas veya yorum yoluyla da olsa etkin pişmanlık uygulanamaz. Örneğin: TCK 168. Maddesinde malvarlığına yönelik bazı suçlar bakımından etkin pişmanlık düzenlemesi öngörülmüştür. Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçu bu suçlar arasında sayılmadığından, bu suç d malvarlığına yönelik bazı bir suç olmasına karşın TCK 168. Maddesinin uygulanması mümkün değildir.”
Buradan çıkarmamız gereken sonuçlar şunlardır:
- Özel suç tipleri bakımından uygulanabilecek istisnai bir kurumdur.
- Uygulanabilmesi için kanunda açıkça hükmün bulunması gerekmektedir.
- 5237 Sayılı kanunla gelmiş (Türk Ceza Kanunu) yeni bir hukuki kurumdur.
Şimdi yazımızda son bölüme girmiş bulunmaktayız. Burada etkin pişmanlığın uygulama alanlarını göreceğiz. Daha sonrasında iki tanesini Yargıtay kararlarıyla örneklendirerek açıklayacağım.
Etkin pişmanlığın uygulama alanları kanunda açık bir şekilde belirlenmiştir. Bazı suçlara ilişkin etkin pişmanlık düzenlemesini “etkin pişmanlık” başlığıyla bağımsız bir madde halinde görmekteyiz. Aşağıda sıralanmıştır.
Madde 93, Organ veya doku ticareti suçundan etkin pişmanlık
Madde 110, Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunda etkin pişmanlık
Madde 168, Malvarlığına karşı suçlarda etkin pişmanlık
Madde 192, Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti ile kullanma bulundurma suçunda etkin pişmanlık
Madde 201, Kamu güvenine karşı suçlardan parada sahtecilik suçunda etkin pişmanlık
Madde 221, Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunda etkin pişmanlık
Madde 248, Zimmet suçunda etkin pişmanlık
Madde 254, Rüşvet suçunda etkin pişmanlık
Madde 269, İftira suçunda etkin pişmanlık
Madde 274, Yalan tanıklık suçunda etkin pişmanlık
Madde 293, Tutuklu veya hükümlünün kaçması suçunda etkin pişmanlık
Bazıları bu şekilde başlıkla düzenlenmişken bazıları da fıkralar içerisinde düzenlenmiştir. Aşağıda sıralanmıştır.
Madde 184/5, İmar kirliliğine neden olma suçunda etkin pişmanlık
Madde 245/5, Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunda etkin pişmanlık
Madde 275/2-3, Yalan yere yemin suçlarında etkin pişmanlık
Madde 281/3, Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunda etkin pişmanlık
Madde 282/6, Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçunda etkin pişmanlık
Madde 289/2, Muhafaza görevini kötüye kullanma suçunda etkin pişmanlık
Madde 297/4, İnfaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokmak suçunda etkin pişmanlık
Madde 316/2, Suç için anlaşma suçunda etkin pişmanlık
Unutmayın ki her olay ve durum kendi şartları içerisinde değerlendirilir, bir sonuca ulaşılır. Daha detaylı bilgi alabilmek ve sağlıklı bir süreç yönetebilmek adına büromuzla iletişime geçebilirsiniz.
[1]Türk Ceza Hukukunda Etkin Pişmanlık, Ensar BAKİ , (2016), Yıldırım Beyazıt Hukuk Dergisi, Sayı 2, 2016, Sayfa 4.