Single Blog Title

This is a single blog caption

ENDÜSTRİYEL TASARIMLAR HUKUKU

 

Endüstriyel tasarımlar hukuku, ürünlerin estetik özelliklerini koruma altına alarak yaratıcı çalışmaları teşvik eden ve sanayi ürünlerinin görsel çekiciliğini koruyan bir hukuk dalıdır. Bu hukuk dalının tarihsel gelişimi, sanayi devriminden günümüze kadar önemli aşamalardan geçmiştir. Sanayi Devrimi ile birlikte üretim süreçlerinde büyük değişiklikler yaşandı. Bu dönemde, seri üretimin başlamasıyla birlikte ürünlerin görsel tasarımı önem kazandı. 18. ve 19. yüzyıllarda, özellikle tekstil, mobilya ve seramik gibi endüstrilerde tasarımların korunması gerekliliği doğdu.

Endüstriyel tasarımların korunmasına yönelik ilk yasal düzenlemeler, 19. yüzyılın ortasında ortaya çıkmıştır. Fransa, 1806 yılında çıkarılan kanun ile tekstil tasarımlarının korunmasını sağlamıştır.

  • Fransa: 1806 yılında çıkarılan kanun ile tekstil tasarımlarının korunmasını kolaylaştırdı.
  • İngiltere: 1842 yılında “Designs Act” (Tasarımlar Yasası) kabul edildi ve bu yasa ile endüstriyel tasarımların korunması yasal bir zemine oturmuş oldu. 19.yüzyılın ortalarında, sanayi devrimiyle birlikte üretim süreçleri büyük ölçüde değişti. Seri üretim tekniklerinin gelişmesiyle, ürünlerin estetik özellikleri ve tasarımı büyük bir rekabet unsuru haline geldi. Bu dönemde, özellikle tekstil, mobilya ve seramik gibi sektörlerde tasarımların korunması için yasal düzenlemelere ihtiyaç duyuldu.
  • 1842 Designs Act’in temel amacı, endüstriyel ürünlerin tasarımlarını koruma altına alarak, tasarım sahiplerinin haklarını güvence altına almak ve haksız rekabeti önlemekti. Bu yolla, yaratıcı çalışmaları teşvik etmek ve endüstriyel gelişimi desteklemek hedeflendi. Yasa, belirli ürün kategorileri için tasarım koruması sağladı. Bu ürünler arasında tekstil desenleri, seramik ve cam eşyalar, mobilyalar ve metal ürünler bulunmaktaydı. Tasarım sahipleri, tasarımlarını koruma altına almak için tescil ettirmek zorundaydı. Tescil edilen tasarımlar, belirli bir süre boyunca hukuki koruma altına alındı ve bu süre zarfında, tasarımın izinsiz kullanımı yasaklandı. Yasa, tescil edilen tasarımların izinsiz kopyalanması veya kullanılması durumunda, tasarım sahibine hukuki yollara başvurma hakkı tanıdı. Bu sayede, tasarım sahipleri haklarını daha etkin bir şekilde koruyabildi.

 Uluslararası Anlaşmalar ve Gelişmeler

yüzyılın başlarından itibaren, uluslararası işbirliği ve standartlaşma ihtiyacı arttı. Bu bağlamda bazı örgütler kurulmuştu.

Paris Sözleşmesi (Paris Convention for the Protection of Industrial Property)

Paris Sözleşmesi, fikri mülkiyet haklarının korunmasına yönelik ilk ve en önemli uluslararası anlaşmalardan biridir. 20 Mart 1883 tarihinde kabul edilen bu sözleşme, patentler, markalar, endüstriyel tasarımlar, ticaret unvanları ve coğrafi işaretler gibi sınai mülkiyet haklarının korunmasını düzenler. Sözleşme, Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO) tarafından yönetilmektedir. 19.yüzyılın sonlarına doğru, sanayi devrimi ile birlikte uluslararası ticaretin ve teknolojik gelişmelerin hız kazanması, fikri mülkiyet haklarının korunmasını küresel bir mesele haline getirdi. Farklı ülkelerde farklı koruma sistemlerinin bulunması, bu hakların uluslararası düzeyde korunmasını zorlaştırıyordu. Bu nedenle, uluslararası bir anlaşma ihtiyacı doğdu ve Paris Sözleşmesi bu ihtiyaca cevap vermek üzere hazırlandı.

Sözleşmenin Temel İlkeleri ve Hükümleri

  1. Milli Muamele İlkesi (National Treatment): Paris Sözleşmesi, her üye ülkenin diğer üye ülkelerin vatandaşlarına, kendi vatandaşlarına sağladığı aynı korumayı sağlamasını zorunlu kılar. Bu ilke, sınai mülkiyet haklarının korunmasında ayrımcılığı önler ve eşit muamele sağlar.
  2. Birlik Ülkeleri (Union Countries): Paris Sözleşmesi’ne taraf olan ülkeler, “Paris Birliği” adı verilen bir topluluk oluşturur. Bu birlik, sözleşmeye taraf olan ülkelerin sınai mülkiyet haklarını koruma konusunda işbirliği yapmasını ve uyumlu politikalar geliştirmesini sağlar.
  3. Öncelik Hakkı (Right of Priority): Paris Sözleşmesi, bir ülkede yapılan bir sınai mülkiyet başvurusunun diğer üye ülkelerde de geçerli olmasını sağlayan öncelik hakkını tanır. Bu hak, başvuru sahibine, ilk başvurusunun tarihinden itibaren belirli bir süre (genellikle 6-12 ay) içinde diğer üye ülkelerde de başvuru yapma hakkı verir. Bu süre zarfında yapılan başvurular, ilk başvurunun yapıldığı tarihte yapılmış kabul edilir.
  4. Koruma Kapsamı ve Süresi: Sözleşme, patentler, markalar ve endüstriyel tasarımlar gibi sınai mülkiyet haklarının korunma sürelerini ve kapsamlarını belirler. Her ülkenin kendi ulusal mevzuatına göre belirlenen koruma süreleri, Paris Sözleşmesi ile uyumlu olmalıdır.
  5. Haksız Rekabetin Önlenmesi: Paris Sözleşmesi, haksız rekabetin önlenmesine yönelik hükümler içerir. Bu hükümler, ticaret ve sanayi alanında dürüst rekabeti teşvik eder ve haksız ticari uygulamalara karşı koruma sağlar.

Paris Sözleşmesinin fikri mülkiyet hakkının uluslararası düzeyde korunmasını teşvik etmesi hukuki zemini açısından büyük önem arz eder. Paris Sözleşmesi aynı zamanda, ticari markaların, patentlerin ve endüstriyel tasarımların korunması yoluyla inovasyonu teşvik eder. Bu da, ekonomik büyüme ve kalkınma için önemli bir rol oynar. Sözleşme, sınai mülkiyet haklarının korunmasında hukuki güvence sağlar ve bu hakların ihlali durumunda başvuru sahiplerine haklarını arama imkanı verir.

Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO): Paris Sözleşmesi, 1967 yılında kurulan WIPO’nun temel taşlarından biridir. WIPO, sözleşmenin uygulanmasını denetler ve üye ülkeler arasında uyumlu bir fikri mülkiyet koruma sistemi oluşturulmasına yardımcı olur.

 

LAHEY ANLAŞMASI

Lahey Anlaşması, endüstriyel tasarımların uluslararası korunmasını düzenleyen önemli bir uluslararası anlaşmadır. Anlaşma, endüstriyel tasarım sahiplerine tasarımlarını birden fazla ülkede koruma imkanı tanıyan merkezi bir tescil sistemi sunar. İlk olarak 1925 yılında kabul edilen Lahey Anlaşması, zamanla geliştirilmiş ve 1999 yılında WIPO (Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü) tarafından modernize edilmiştir. Anlaşma, küresel ticaretin ve tasarım endüstrisinin gelişiminde büyük bir rol oynamaktadır.

Merkezi Tescil Sistemi

Lahey Anlaşması, tasarım sahiplerinin tek bir başvuru ile birçok ülkede tasarımlarını tescil ettirebilmelerini sağlar. Bu merkezi tescil sistemi, tasarım sahiplerine zaman ve maliyet tasarrufu sağlar, çünkü her ülke için ayrı ayrı başvuru yapma gerekliliğini ortadan kaldırır.

  • Lahey Anlaşması kapsamında yapılan başvurular, WIPO aracılığıyla yönetilir. Başvuru sahibi, WIPO’ya tek bir başvuru yapar ve bu başvuru, başvuru sahibinin belirlediği üye ülkelerde geçerli olur. Başvurunun kabul edilmesi durumunda, tasarım tescili bu ülkelerde koruma altına alınır.
  • Lahey Anlaşması, tescil edilen endüstriyel tasarımların korunma süresini belirler. Genellikle, tescil süresi 5 yıl olup, bu süre çeşitli periyotlarla uzatılabilir. Toplam koruma süresi ise çoğu ülkede 15 yıl ile sınırlıdır.
  • Lahey Anlaşması, tescil edilecek tasarımların yeni ve orijinal olmasını şart koşar. Bu, tasarımın daha önce herhangi bir ülkede kamuya sunulmamış olması gerektiği anlamına gelir.

ÖNEMİ

Lahey Anlaşması, tasarım sahiplerine, tasarımlarını birden fazla ülkede kolay ve hızlı bir şekilde koruma imkanı sunar. Bu, özellikle uluslararası pazarlarda faaliyet gösteren firmalar için büyük bir avantajdır. Tek bir başvuru ile birçok ülkede tescil yapılması, hem maliyetleri düşürür hem de başvuru sürecini basitleştirir. Anlaşma, tasarım sahiplerine hukuki koruma sağlar ve tasarımlarının izinsiz kopyalanmasını veya kullanılmasını engeller.

Bu koruma, tasarım sahiplerinin yaratıcı çalışmalarını güvence altına alarak, inovasyonu teşvik eder. Uluslararası ticaretin gelişmesine katkıda bulunur. Tasarımların birden fazla ülkede korunması, firmaların uluslararası pazarlara açılmasını kolaylaştırır ve bu da ekonomik büyümeyi destekler. Üye ülkeler arasında tasarım tescil süreçlerinin standartlaştırılmasını sağlar. Bu, tasarım sahiplerinin farklı ülkelerde karşılaşabilecekleri hukuki ve bürokratik zorlukları azaltır ve küresel bir uyum yaratır. Tasarım koruması, yenilikçi ürünlerin geliştirilmesini ve piyasaya sürülmesini teşvik eder. Lahey Anlaşması, bu yeniliklerin uluslararası düzeyde korunmasını sağlayarak, firmaların rekabet gücünü artırır ve küresel pazarda daha güçlü olmalarını sağlar.

 Modern Dönem ve AB Düzenlemeleri

  1. yüzyılın sonlarına doğru, küreselleşme ve teknolojik ilerlemeler, endüstriyel tasarımların korunmasına yönelik yeni ihtiyaçlar doğurdu:
  • Avrupa Birliği: AB, endüstriyel tasarımlar için ortak bir koruma sistemi oluşturdu. 2002 yılında yürürlüğe giren “Topluluk Tasarımı Tüzüğü” (Community Design Regulation)  ile endüstriyel tasarımların AB genelinde korunması sağlandı. Tüzük, AB içinde geçerli olan tek tip bir tasarım koruma sistemi oluşturarak, tasarım sahiplerine kapsamlı ve etkili bir koruma sağlar. Topluluk Tasarım Tüzüğü, AB’nin tüm üye ülkelerinde geçerli olan tek tip bir koruma sistemi sunar. Bu sistem, tasarım sahiplerine, tek bir başvuru ile tüm AB üyesi ülkelerde geçerli olacak şekilde tasarımlarını tescil etme imkanı verir. Bu, tasarım sahiplerinin zaman ve maliyet tasarrufu yapmasını sağlar ve koruma süreçlerini basitleştirir.

Tüzük, hem tescilli hem de tescilsiz tasarımlar için koruma sağlar. Tescilli tasarımlar, başvuru sürecini tamamlayan ve resmi tescil belgesi alan tasarımlardır. Bu tasarımlar, başvuru tarihinden itibaren 5 yıl süreyle korunur ve bu süre 25 yıla kadar uzatılabilir. Tescilsiz tasarımlar ise herhangi bir tescil sürecine tabi olmadan, kamuya ilk sunum tarihinden itibaren 3 yıl süreyle korunur.

Tescilsiz koruma, özellikle moda ve hızlı tüketim ürünleri gibi kısa ömürlü tasarımlar için önemlidir. Tüzük, korunan tasarımların kapsamını ve olası ihlal durumlarını açıkça tanımlar. Tasarım sahipleri, tasarımlarının izinsiz kopyalanması, taklit edilmesi veya benzer tasarımların ticari olarak kullanılması durumunda hukuki yollara başvurarak koruma talep edebilirler. Bu, tasarım sahiplerine güçlü bir hukuki güvence sağlar.

Topluluk Tasarım Tüzüğü’nün uygulaması, Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisi (EUIPO) tarafından yürütülür. EUIPO, tasarım başvurularını kabul eder, inceler ve tescil işlemlerini gerçekleştirir. Tescil süreci, genellikle başvurunun yapılmasından itibaren birkaç ay içinde tamamlanır. Başvuru sürecinde, tasarımın yenilik ve ayırt edici niteliği incelenir ve gerekli kriterleri karşılayan tasarımlar tescil edilir.

  • TRIPS Anlaşması (1994): Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Anlaşması (TRIPS), Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) bünyesinde yer alan ve fikri mülkiyet haklarının küresel düzeyde korunmasını amaçlayan önemli bir uluslararası anlaşmadır. 1994 yılında Uruguay Turu çok taraflı ticaret müzakereleri sonucunda kabul edilen TRIPS Anlaşması, fikri mülkiyet haklarının uluslararası ticaretle olan bağlantısını vurgular ve bu hakların korunmasına yönelik kapsamlı ve uyumlu bir çerçeve sunar.

TRIPS Anlaşması, fikri mülkiyet haklarının korunması için asgari standartlar belirler. Bu standartlar, patentler, markalar, telif hakları, coğrafi işaretler, endüstriyel tasarımlar, ticaret sırları ve yeni bitki çeşitleri gibi çeşitli fikri mülkiyet türlerini kapsar. Anlaşma, üye ülkelerin bu asgari standartları kendi ulusal mevzuatlarına dahil etmelerini ve uygulamalarını zorunlu kılar.

Anlaşma, milli muamele ve en çok kayrılan ulus ilkelerini içerir. Milli muamele ilkesi, her üye ülkenin diğer üye ülkelerin vatandaşlarına, kendi vatandaşlarına sağladığı aynı korumayı sağlamasını gerektirir. En çok kayrılan ulus ilkesi ise, bir üye ülkenin herhangi bir ülkeye sağladığı avantajları tüm DTÖ üyelerine de sağlamasını zorunlu kılar. Bu ilkeler, ayrımcılığı önler ve tüm üye ülkeler arasında eşit muameleyi sağlar.

 Türkiye’de Endüstriyel Tasarımlar Hukuku

Türkiye’de endüstriyel tasarımların korunmasına yönelik ilk yasal düzenlemeler, 19. yüzyılın sonlarına doğru Osmanlı İmparatorluğu döneminde başladı. Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte, bu alandaki mevzuat geliştirildi:

  • 551 Sayılı KHK (1995): Türkiye’de modern endüstriyel tasarımlar hukukunun temelini atan bu Kanun Hükmünde Kararname, tasarımların tescili ve korunmasını sağladı.
  • 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (2017): Bu kanun, endüstriyel tasarımlar, patentler, markalar ve coğrafi işaretler gibi fikri mülkiyet haklarını tek bir çatı altında topladı ve modern düzenlemeler getirdi.

 

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button