Single Blog Title

This is a single blog caption

Eser Sözleşmesinden Kaynaklı Belirsiz Alacak Davası Dilekçesi

NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE
İSTANBUL

DAVACI: Adı ve Soyadı-(T.C. Kimlik No: …)-Adres

VEKİLİ: Avukat Adı ve Soyadı-Adres

DAVALI: Adı ve Soyadı-Adres

KONU: Eser sözleşmesinden kaynaklı olarak davalının eksik yaptığı asansör nedeniyle uğranılan zararın tazminine yönelik HMK 107. madde gereğince asgari … -TL olarak açtığımız belirsiz alacak davasıdır.
DAVA DEĞERİ: … -TL

AÇIKLAMALAR:

  1. Müvekkil davacı ile davalı arasında, [X] Noterliğinin …/…/… tarih ve … yevmiye no.lu işlemi ile Düzenleme Şeklinde Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi imzalanmıştır. Taraflar arasında yapılan bu sözleşme gereğince davalı-yüklenici, müvekkil davacı/iş sahibine ait [Y] Mahallesi’nde bulunan arsa niteliğindeki taşınmazın üzerine 1 bloktan oluşan ve her katta 2 daire olacak şekilde bina yapmayı üstlenmiştir. Taraflar arasında imzalanan bu sözleşme, Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen bir eser sözleşmesi niteliğindedir.
  2. Davalı yüklenici, karşılıklı olarak her iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olan eser sözleşmesine uygun olarak işi tamamlamamış ve eksik bırakmıştır. Sözleşmenin 5. maddesinde “Asansör müteahhit tarafından takılacaktır” şeklinde açık bir hüküm olmasına rağmen, davalı yüklenici tarafından binaya asansör takılmamıştır. Bu durum, sözleşmeye aykırılık teşkil ederek eksik iş yapılması anlamına gelir. Türk Borçlar Kanunu’nun 475. maddesinin 2. fıkrası “iş sahibinin genel hükümler gereği tazminat hakkı saklıdır” hükmü ile, ayrıca Türk Borçlar Kanunu’nun 123 ve devamı maddeleri uyarınca davalı yüklenicinin eksik yaptığı iş nedeniyle iş sahibine karşı tazminatla sorumlu olduğu kanun hükmüyle sabittir.
  3. Eksik iş, sözleşmenin gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle yapılmayan işleri kapsar. Bu bağlamda asansörün alımı, yerine monte edilmesi ve çalıştırılmasına ilişkin masrafların davalı tarafından yapılmamış olması nedeniyle müvekkil zarara uğramıştır. Müvekkil davacının uğradığı zararı tespit edebilmek amacıyla, mahkemenizce dava konusu bina başında Makine Mühendisi bilirkişi ile keşif yapılmasını talep ediyoruz. Dava açıldığında, binaya asansörün takılarak çalışır vaziyette teslim edilmesinin bedelinin ne kadar olacağı hususu uzmanlık gerektiren bir konu olduğundan, bu aşamada HMK 107. madde gereğince asgari …-TL olarak belirsiz alacak davası (tazminat) açılmıştır.

DELİLLER:

  1. Taraflar arasında düzenlenen [X] Noterliğinin …/…/… tarih ve … yevmiye numaralı sözleşmesi,
  2. Dava konusu [Y] Mahallesi’nde bulunan taşınmazın tapu kaydı,
  3. Binanın başında yapılacak keşif,
  4. Sözleşmeye aykırılık nedeniyle uğranılan zarar miktarının tespiti açısından Makine Mühendisi tarafından alınacak bilirkişi raporu,
  5. Gerektiğinde tanık beyanı,
  6. Yemin ve sair yasal deliller.

HUKUKİ SEBEPLER: TBK, HMK ve sair yasal mevzuat.

SONUÇ VE TALEP:
Yukarıda kısaca arz edilen nedenlerden dolayı davanın kabulüne, tahkikat sonucunda müvekkilin eksik iş nedeniyle uğradığı zararın tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda (bilirkişi raporu alındıktan sonra) arttırılmak üzere asgari …-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin de davalıya yüklenmesine karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederiz. …/…/…

Davacı Vekili
Avukat Adı ve Soyadı
İmza

 

Dilekçeye Örnek Olabilecek Niltelikte Yargıtay Kararları

23. Hukuk Dairesi         2016/7899 E.  ,  2017/518 K.

– K A R A R –
”Davacılar vekili, davacılardan … ve davalılardan … arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, diğer müvekkillerinin ise, davalıdan bağımsız bölüm satın alan kişiler olduğunu, inşa edilen binada bir çok eksik ve ayıplı imalat bulunduğunu, dava tarihi itibariyle müvekkillerinin uğradığı zararın değerini tam ve kesin olarak bilemediklerinden HMK’nın 107/1. maddesi gereğince davalarını belirsiz alacak davası olarak açtıklarını ileri sürerek, her bir davacı için belirlenecek tazminatın davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece iddia, savunma, deliller ve tüm dosya kapsamından; davanın açıldığı tarih itibariyle alacağın miktar ve değerinin tam olarak belirlenebilecek durumda olduğu ve davacıların belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın HMK’nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.

”Belirsiz alacak davası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107. maddesinde düzenlenmiştir. HMK’nın 107. maddesine göre, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklının, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabileceği, karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacının, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabileceği, kısmi eda davasının açılabildiği hâllerde, tespit davasının  da açılabileceği ve bu durumda hukuki yararın var olduğunun kabul edileceği hükme bağlanmıştır.
Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinden kaynaklı  eksik ve ayıplı imalat bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, davanın başında davacılar tarafından eksik ve ayıplı imalatın değerinin belirlenebilmesi mümkün değildir. Bu talebin, konusunda uzman teknik bilirkişiler tarafından rayiç bedeller üzerinden belirlenip, tespit edilmesi gerektiğinden davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında davacıların hukuki yararı vardır. Dairemiz’in uygulamaları da bu yöndedir ( Dairemiz’in 26.05.2016 tarih ve 2015/3273 esas – 2016/3272 karar sayılı ilamı).”

 

6. Hukuk Dairesi         2021/4013 E.  ,  2022/2265 K.

– K A R A R –

Dava,eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıp ve eksik işlerin giderim bedelinin tahsili talebine ilişkin olup, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın davalı yüklenici yönünden kısmen kabulüne, davalı taşeron yönünden reddine dair verilen karar, davacı iş sahibi vekilince temyiz edilmiştir.

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı yüklenici …  A.Ş’nin araştırma hastanesinin ek bina ikmal inşaatının yapımını üstlendiğini, diğer davalı …  A.Ş’nin ise taşeron olarak asansör işini yaptığını, asansör ve havalandırmanın sürekli arıza yaptığını, havalandırma sisteminde üfleme hattı olduğunu fakat havalandırma emiş hattının bulunmadığını, emiş hattının olmamasının hastanede kokuya neden olduğunu, asansörün hasta kapasitesine uygun olmadığını, asansörün yaklaşık on cm kabinden uzak olduğunu ve bunun da güvenliği tehlikeye soktuğunu, gerekli ihtarlara rağmen ayıpların giderilmediğini ve bu nedenle yeniden ihale yapılarak eksik ve ayıplı işlerin yaptırıldığını belirterek ihale bedeli ile bakım onarım masraflarının tahsilini talep etmiştir.

Eser sözleşmesi, 6098 sayılı TBK’nın 474. maddesi hükümlerine göre iş sahibi açık ayıplarda eser tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz (makul süre içerisinde) eseri  muayene ve açık ayıpları ihbar etmek zorunda olduğu,TBK’nın 472/son maddesi hükümleri gereğince ayıbın gizli olup sonradan ortaya çıkması halinde gecikmeksizin (derhal) ayıbı yükleniciye bildirmek zorunda olduğu, aksi halde eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılacağı hükümleri getirilmiştir. Bu hükümler uyarınca gerek açık ayıp ve gizli ayıplarda iş sahibinin ihbar zorunluluğu bulunmakta ise de yüklenici eserdeki  işçilik, malzeme ve yapımla ilgili açık ve gizli ayıplardan dolayı sorumluluğu garanti ettiği süre için bunu önceden kabul ettiğinden yüklenici lehine olan iş sahibinin ihbar zorunluluğunu aramaktan vazgeçtiği ve garanti süresi içinde ortaya çıkan bu ayıpları ücretsiz olarak gidermeyi sözleşme tarihinde peşinen kabul ve taahhüt ettiği kabul edilir. İş sahibi ihbar zorunluluğu olmaksızın garanti süresi içinde ortaya çıkan açık ve gizli ayıplarla ilgili zamanaşımı süresi içinde seçimlik haklarını kullanarak yükleniciden ayıpların giderilmesini talep edebileceği gibi, aleyhine dava açabilecek ve iş bedelini ayıp giderim bedeli miktarınca ödemekten kaçınabilecektir (Yargıtay 15. H.D. 19.06.2014 gün, 2013/4976 E. 2014/4282 K. sayılı ilamı ile benzer uygulama ve içtihatları).
Eksik iş ise sözleşme ve eklerine göre yapılması gerektiği halde yapılmayan (noksan bırakılan) işleri ifade eder. Eksik işlerin bedeli, teslim tarihine bu işlerin ikmâl edilebileceği sürenin ilavesiyle bulunan tarihteki rayiç bedellerle talep edilebilir. Eksik işler bedelinin istenebilmesi için teslim sırasında ihtirazi kayıt konulmasına ya da ihtar çekilmesine gerek yoktur. Eksik işler yönünden TBK 474-478. maddelerindeki hükümler uygulanmaz

Bu açıklamalardan sonra somut olaya dönülecek olursa; davacı ikmal inşaatının davalı tarafından yapıldığını,asansör işinin de taşerona verildiğini, asansör ve havalandırmadaki işlerde sonradan eksik ve ayıpların ortaya çıktığını, bu konuda tespit yaptırılarak işlerin yeniden ihale edildiğini belirterek ayıp ve eksikliklerin giderimi için 3. kişilere ödenen bedel ile onarım ve bakım masraflarının tazmini edilmesini talep etmiştir.

ahkemece yapılacak iş; konusunda uzman yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak öncelikle ihale ve tüm ekleri (YİGŞ de dahil) temin edilerek sözleşme ve ilgili ihale dökümanlarının maddeleri de değerlendirilerek TBK 472/son madde gereğince ihale ile somut durum birbirine uymasa bile davalı yüklenicinin uyarı yükümlülüğünü yerine getirdiğini iddia ve ispat etmediğinden asansörlere yönelik ayıp ve eksiklikten de sorumlu olacağı dikkate alınarak rapor alınıp asansör ve ayıplara yönelik ayıp ve eksikliklerin neler olduğu, giderim bedelinin, teslim tarihinden itibaren makul süre içinde iş sahibinin eksik ve ayıpların giderilmesi için talepte bulunması ve dava açması gerektiğinden bu konuda gecikerek talepte bulunması ve dava açması halinde zararın artmasına neden olabileceğinden TBK’nın 114. maddesi yollaması ile TBK’nın 52. maddesi uyarınca bu halde yüklenici artan zarardan sorumlu tutulamayacağı da dikkate alınarak asansör ve havalandırmaya yönelik ayıp ve eksikliklerin giderim bedelinin makul süredeki piyasa fiyatları ile tespit edildikten sonra bu bedel yönünden alacağın iflas masasına kayıt ve kabulüne karar vermekten ibarettir

 

 

 

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button