Single Blog Title

This is a single blog caption

TRAFİK SİGORTALARI VE HUKUKİ ÇÖZÜM

TRAFİK SİGORTALARI VE HUKUKİ ÇÖZÜM

Günümüzde teknolojinin gelişmesi ve buna bağlı olarak da çeşitli zarar kalemlerinin doğması çeşitli sigortalar düzenlenmeyi zorunlu kılmıştır. Sigorta, kişinin malvarlığında eksilme yaratan olayın sonuçlarının ödenen prim sayesinde karşılanmasını öngören bir sözleşmedir. Sorumluluk sigortasında ise gerçekleşen rizikonun sonuçları sigorta ettiren ile sigorta şirketi arasında paylaşılır. Sorumluluk sigortasının bir türü olan trafik sigortası, ekonomik açıdan zayıf olanın korunması ve zarar gören tarafın zayiatlarının azaltılması konusunda oldukça önem arz eder.


MOTORLU ARAÇ İŞLETENİNİN VE BAĞLI OLDUĞU TEŞEBBÜS SAHİBİNİN SORUMLULUĞU

Sorumluluk bazı koşullarda meydana gelir. Bunlar genel ve özel şartlar olarak ikiye ayrılır. Türk Borçlar Kanunu’nun 49.maddesindeki haksız fiilin şartları, sigorta şirketinin sorumluluğunun genel şartlarında da gündeme gelir. Bunlar:

1.Bir zarar doğmuş olmalıdır.
Sadece şahsa veya şeye ilişkin zararlar KTK hükümlerine göre sorumluluk doğurur.

2.Zararın sebebi trafik kazası olmalıdır.
KTK madde 3’e göre trafik kazası, karayolunda hareket halinde olan bir veya birden fazla aracın karıştığı ve zararla sonuçlanan olay olarak tanımlanır. Kimi yazarlara göre trafik kazası anilik, arzu edilmezlik, dışarılık unsurlarını barındırır.

3.Kaza ve zarar, motorlu bir araç dolayısıyla meydana gelmelidir.
Yine KTK’nin 3.maddesinde taşıtların tanımı yapılırken motorlu taşıtlardan karayolu üzerinde makine gücü ile yürütülen, insan, hayvan ve yük taşımaya yarayan araç olarak bahsedilmiştir. Yani toprak üzerinde kendi itici gücüyle hareket eden araçlar motorlu taşıt olarak adlandırılmaktadır.
Römorkun verdiği zarardan römorku çeken motorlu araç tehlike sorumluluğuna göre sorumludur.

4.Zarar ile motorlu araç arasında uygun illiyet bağı bulunmalıdır.
Doğrudan bir illiyet aranmaksızın dolaylı illiyet de yeterli görülmüştür. Örneğin motorlu aracın ışığının veya gürültüsünün korku ve şok yaratması ile verilen zararlarda korkma ve şok illiyet bağının oluşması için yeterli bir sebep olarak görülmüştür.
Motorlu araç işletenin sorumluluğu bir kusursuz sorumluluk türü olan tehlike sorumluluğudur. Kusursuz sorumluluk olması hasebiyle sorumluluğun doğması için kusur şartı aranmaz.


Sorumluluğun özel şartları ise KTK 85’te düzenlenmiştir:

1.Trafik kazasından doğan zarar, aracın işletilmesinden, işletilme halinde olmayan araçlarda işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurundan, araçtaki bozukluktan veya kazadan sonra yapılan yardım fiilinden ileri gelmelidir.

Gerçek işleten; araç sahibi, aracın mülkiyeti muhafaza kaydıyla alıcısı, aracın uzun süreli kiracısı, ariyet ve rehin alanı, adı trafik belgesinde ve sigorta poliçesinde yazılı kişiler, başka kişinin aracını tehlikesi kendine ait olmak üzere kendi nam ve hesabına işleten ve üzerinde fiili tasarrufta bulunan kişilerdir.
Farazi işleten ise motorlu araçla ilgili meslek icra eden kişiler, yarış düzenleyicileri, motorlu aracı çalan ve gasbeden kişilerdir.
İşletenin ve teşebbüs sahibinin eylemlerinden sorumlu olduğu kişiler KTK madde 85/5’te belirtildiği üzere aracın sürücüsü veya aracın işletilmesine katılan yardımcı kişilerdir.

2.İşleten, kurtuluş kanıtı getirememiş olmalıdır.

KTK 86’ya göre sorumluluk ancak zarar mücbir sebepten, üçüncü kişinin veya zarar görenin kusurundan ileri geldiğinde ve zararın ortaya çıkmasında araçtaki bozukluğun rolü olmadığı ispat edilirse gündeme gelmez. Araçtaki bozukluğun zarara sebep olmadığının ispatında tüm parçaların değil kazaya sebep olan parçanın sağlam olduğunun ispatı yeterlidir. Burada motorlu araç işletenin veya teşebbüs sahibinin farazi bir kusuru mevcuttur. İstisna olan kusursuzluğunu işleten veya teşebbüs sahibi ispatlamak zorundadır.

Aşağıdaki durumlarda işletenin sorumluluğu azaltılmış olup bu gibi durumlarda KTK hükümleri değil genel hükümler uygulanacaktır:

• Hatır için taşıma veya aracın hatır için kullandırılmasında ölüm ve yaralanma ile sonuçlanan kazalardan doğan sorumluluk
• Malik ve işleten arasındaki ilişkide araca gelen zararlardan dolayı sorumluluk
• KTK madde 85/1 ve 85/2’deki şartların gerçekleşmemesi durumunda motorlu taşıtın bir zarara sebep olması sonucu doğan sorumluluk
• Zarar görenin bagaj dışında taşıdığı eşyaların zararından doğan sorumluluk
• Trafik kazalarından doğan manevi tazminat talebi
• Yarış düzenleyicisinin yarışa katılan kişilerin birbirlerine verdikleri zarar sebebiyle sorumluluğu
• Motorlu aracın çalıntı olmasını bildiği halde taşıta binen kişinin uğradığı zararlardan dolayı sorumluluk
• Karayolunda çekilen araçların zarara uğraması sonucu doğan sorumluluk
• Motorlu bisiklet sürücüsünün hukuki sorumluluğu

ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTASI:

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesinde belirtildiği üzere işletenlerin KTK 85’te sorumlu olduğu zararların karşılanması için mali sorumluluk sigortalarını yaptırmaları zorunludur. Kanunun bu emredici maddesi uyarınca geçerli teminat tutarları üzerinden zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmayan sürücüler trafikten men edilir. Sigortacının sorumluluğu, sigorta poliçesinde tanımlanan motorlu taşıtın işletilmesi ile kazaya karışması ve bu kazanın ölüme, yaralanmaya, üçüncü kişilerin zarara uğramasına sebep olması durumunda meydana gelir. Koşulların sağlanması durumunda sigortacı, işletenin ilgili kanunun 85.maddesindeki hukuki sorumluluğunu işleten ile beraber üstlenecektir. Sorumluluk sigortası işletenin sadece üçüncü kişilere verdiği zararları kapsayacak olup işletenin kendisine verdiği zararlarda gündeme gelmez. Araç sürücüsünün ve yardımcılarının zararı, kanunun 92.maddesinde sigortacının sorumluluğu dışında kalan hallerde düzenlenmediğinden, sigortacının sorumluluğu kapsamındadır. Ancak işleten ile sürücünün aynı kişi olduğu durumlarda ve araç sürücüsünün ya da yardımcılarının kusurunun bulunduğu hallerde sigorta şirketi sorumlu tutulmayacaktır. Çünkü işleten eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu tutulacaktır.Sigortacı sadece sorumluluk sigortasındaki limit kadar sorumludur. Limiti aşan zarardan sigorta şirketi sorumlu tutulamaz. Motorlu bisiklet sürücülerinin zarara uğraması da sigorta şirketinin sorumluluğunun dışındadır.

KTK madde 92’de zorunlu mali sorumluluk sigortası dışında kalan haller düzenlenmiş olup bunlar şu şekilde sayılabilir:

• İşletenin sürücü ve yardımcılarına karşı rücu edebileceği talepler
• İşletenin eş, üst soy ve alt soy hısımları, birlikte yaşadığı kardeşleri ve evlatlık edinme ilişkisi içinde olduğu kişilerin mallarına yönelik zararlarından dolayı ileri sürülen talepler
• İşletenin ilgili kanun uyarınca sorumluluk dışında tutulduğu, KTK hükümlerine değil genel hükümlere tabi olan şeylere yönelik zararlara ilişkin talepler
• Dolaylı zarar kalemlerine ilişkin talepler (gelir kaybı, yoksun kalınan kâr, kira mahrumiyeti)

İlgili kanunun 97.maddesine göre zarar gören, zararını sigorta şirketinden doğrudan talep etme yetkisine sahip olup zararının tazminini mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınır çerçevesinde sağlayabilecektir. Talep ve dava hakkının doğabilmesi için zarar veren işletenle sigortacı arasında önceden yapılmış zorunlu bir mali sorumluluk sigortasının varlığı ve sigortalının sorumluluğunun doğmuş olması gereklidir.

Zarar görenin alacak hakkı bağımsız bir hak olmayıp asıl hakka bağlı bir fer’i (bağımlı) haktır. Bu sebeple aslında esas sorumlu işletendir. Zararın sigortada öngörülen sınırı aşması durumunda zarar görenin kalan tutarı işletenden veya teşebbüs sahibinden talep hakkı vardır. Ayrıca sigorta şirketinin zarar görene ödediği tutarı, zarar verene rücu hakkı saklıdır. İşletenin aynı zamanda ihtiyari sorumluluk sigortasının bulunması durumunda zarar gören, mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırı aşan zararının da tazminini sağlayabilecektir.

Zarar görenin birden fazla kişi olması halinde mali sorumluluk sigortasının öngörülen sınırlarını aşan tazminat istemlerinde tazminat taleplerinin her biri, sigorta tutarının toplam alacak talebine oranı kadar bir indirime tabi tutulur.
İyi niyetli sigorta şirketi başka zarar görenlerin olduğunu bilmeyerek bir ya da birden fazla zarar görene kendi zararlarını aşan miktarda ödemede bulunmuş ise diğerlerine karşı sorumluluğu kalkar.

Zarar veren motorlu aracın zorunlu mali sorumluluk sigortasının bulunmaması, tespit edilememesi ya da gasbedilmiş olması durumlarında kişiye verdiği zararlar Garanti Fonu üzerinden karşılanır.

Açılacak maddi tazminat davaları; zarar görenin zararı ve sorumlusunu öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl, her halde kazanın gerçekleştiği tarihten itibaren 10 yıllık zamanaşımına tabidir. Ceza kanununun ilgili durum için daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü hallerde o zamanaşımı geçerlidir.

Stajyer Hukuk Fakültesi Öğrencisi

Buse Güleser SEZENLİK

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button