Single Blog Title

This is a single blog caption

TRAFİK KAZALARINDA ZAMANAŞIMI

TRAFİK KAZALARINDA ZAMANAŞIMI

ZAMANAŞIMI NEDİR?

Zaman aşımı kavramını incelediğimizde bu kavramın hukuk kurallarının ve kanun hükümlerinin şahıslara tanımış bulunduğu hakların ve bu haklar sonucu şahsa uygulanacak lehe ya da aleyhe yaptırımların aynı şekilde hukuk kuralları ve kanun hükümlerince belirlenmiş olan sürenin geçmesi ve bu süre geçtiği için söz konusu bu yaptırımların uygulanmamasını ifade etmektedir. Zamanaşımı , zamanaşımı belirtilmiş her durum için karar verilmiş tek bir süreyi ifade etmemektedir yani zamanaşımının söz konusu olduğunu ifade eden kanun hükümleri çerçevesinde bu hükümlerin içerisinde yer alan her durum için kendi özelinde kanun hükümlerince zamanaşımı süresi belirtilmiş olup hepsi kendi özelinde zamanaşımı süresi barındırmaktadır.

TRAFİK KAZALARINDA ZAMANAŞIMI

Söz konusu bir trafik kazası sonucu oluşan maddi ya da manevi hasar ve zararların tazminini istemenin yani bu durumlar için bir tazmin talebi vermenin ve dava açmanın belli bir süre sınırı vardır bu süreye bakacak olursak yasada bu zamanaşımı süresinin mağdur kişinin uğramış olduğu zararı ve bu zararın failini öğrenmesinden itibaren 2 yıl olduğunu bunun yanı sıra 6098 sayılı yeni Türk Borçlar Kanununun m.72 hükmünde de bu süre 2 yıl olarak belirtilmiştir. trafik kazalarının detaylarına inecek olursak değer kaybı , araç zararı vb. maddi hasarla ilgili talepler içinse bu davaların ayrı bir şekilde suç oluşturmamasından kaynaklı uzamış ceza zamanaşımı uygulanamamakta olup aynı şekilde 2 yıllık zamanaşımı süresi geçerli olacaktır. Eğer söz konusu kazadaki zararların miktarı yargılama esnasında bilirkişi aracılığıyla tespit edilebilecek bir durum varsa bu durumda dava belirsiz alacak davası olarak nitelendirilecek olup bu davalarda zamanaşımı dava edilen kısım için değil de tüm dava için kesilecek olup 6102 sayılı TTK’nın m. 1420 hükmünde belirtildiği üzere sigorta sözleşmesinden doğmuş olan taleplerin hepsi 2 yılda zamanaşımına uğrayacak olup dediğimiz gibi belirsiz alacak davası da bu şartın içinde olmaktadır.

Trafik kazasına sebebiyet veren fiilin aynı zamanda TCK hükümlerince ceza gerektiren bir fiil olması durumunda bu fiille ilgili ceza kanununlarında yukarıda belirtmiş olduğumu 2 yıllık zamanaşımı süresinden daha fazla bir zamanaşımı süresi öngörülmüş olup belirtilmiş ise bu durumda dava açma süresi yani zamanaşımına uğrayacak olan genel süre Türk Ceza Kanununda belirtilen süreye tabi olacak yani bu durumda yukarıda belirtmiş olduğumuz 2 yıllık sürenin üstünde bir süre söz konusu olabilecektir. Bu durumunun açıklaması ise 6098 sayılı Yeni Türk Borçlar Kanunu madde 72 hükmünün 1. fıkrasının 2. cümlesinde ” Ancak tazminat ceza kanunlarında daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuş ise söz konusu tazminata yönelik bu belirtilen zamanaşımı uygulanır.” ifadesinde görüldüğü üzere yer almaktadır.

‘918 sayılı KTK’NIN madde 109/1 maddesinde motorlu araç kazalarında zamanaşımı süresiyle ilgili olarak kaza sonucunda zarar görenin zararı , ve aynı şekilde tazminattan yükümlü olan kişinin öğrenilmesinden itibaren 2 yıl her halde ise 10 yıllık süre içerisinde yapılması öç görülmüştür. Aynı hükmün 2i fıkrasında ise fiilin cezayı gerektirme durumunda uzamış ceza zamanaşımının uygulanacağı ifade edilmiştir.

ZAMANAŞIMININ UYGULANMASI

ZAMANAŞIMININ UYGULANMASINA bakacak olursak söz konusu zamanaşımı tazminat yükümlüsüne karşı kesilirse sigortacı tarafına da kesilmiş olmaktadır. Aynı şekilde sigortacı bakımından kesilmiş olan zamanaşımı tazminat yükümlüsü bakımından da kesilmiş sayılmakta olup. Motorlu araç kazalarında tazminat yükümlüsü olan kişilerin birbirine rücu hakları kendilerinin yükümlülükleri tam olarak yerine getirilmişse ve rücu yapılacak kişiyi öğrenmeleri durumunda o tarihten başlayarak 2 yıllık zamanaşımı süresine tabi olacaktır.

HÜSEYİN DOĞAN

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button