TRAFİK KAZALARINDA MÜTESELSİL KUSUR
Ulaşım aracı olarak nitelendirebileceğimiz otomobil, minibüs, kamyon, kamyonet vb. araçlar hayatımızın her alanında artık ihtiyaç duyar hale gelmiş bulunmaktayız. Bu kadar geniş bir kullanım alanına sahip motorlu taşıtlarla yolculuk yaptığımız esnada birtakım tehlikeler söz konusu olmaktadır. Bahsettiğim bu tehlike hepinizin tahmin edeceği üzere trafik kazalarıdır. Özellikle ülkemizde bu kadar çok araç ve insan yoğunluğu varken trafikte olumsuz bir durum yaşamamız kaçınılmaz olacaktır. Son yıllarda da rakamsal olarak incelediğimizde trafik kazalarında gözle görülür ciddi bir artış söz konusudur. Bu kadar çok trafik kazasının yaşandığı bir ortamda bireylerin maddi ve manevi mağduriyetler yaşaması kaçınılmaz olacaktır. Bunun önüne geçebilmek adına Karayolları Trafik Kanununca yapılması zorunlu kılınan trafik sigortası yapılmaktadır. Trafik sigortası, olası bir trafik kazası halinde aracın diğer araçlara veya üçüncü kişilere zarar vermesi halinde devreye girer. Oluşan zorunlu masraflar ise sizin adınıza sigorta tarafından karşılanır. Trafik sigortası kazalarda bireyin en azından karşı tarafa vermiş olduğu zararları karşılayarak mağduriyetlerin önüne geçmektedir. Ancak her zaman durum böyle olmayabilir ve sigorta şirketi dışında farklı gerçek veya tüzel kişilerin sorumlulukları gündeme gelebilmektedir. Hukuki anlamda sorumluluk, bir kişinin bir başkasının uğradığı zararı gidermekle yükümlü tutulduğu durumları ifade etmektedir. Farklı gerçek veya tüzel kişilerin sorumluluklarının gündeme gelebileceğinden söz etmiştik bu türden bir durumun meydana gelmesine ise bizler müteselsil sorumluluk hali demekteyiz. Müteselsil sorumluluk, birden çok kişinin aynı zarardan, yükümlülerden her birinin aynı zarar görene karşı, diğer yükümlüler tarafından zararın tamamını tazmin edinceye kadar sorumlu olmasıdır. Müteselsil sorumluluk, Karayolları Trafik Kanunu madde 88’de “Bir motorlu aracın katıldığı kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.” denerek açıklanmıştır. Trafik kazalarında sürücü, işleten ve sigorta şirketi gibi birden fazla kişinin sorumluluğu söz konusu olabilir. Bu durum madde 88’in devamında “birden fazla kişinin sorumlu olduğu durumlarda, bunlar arasındaki ilişki bakımından zarar, olayın bütün şartları değerlendirilerek paylaştırılır. Özel durumlar ve özellikle araçların işletme tehlikeleri, zararın iç ilişkide başka türlü paylaştırılmalarını haklı göstermedikçe, işletenler ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahipleri kusurları oranında zarara katlanırlar.” hükmü ile açıklanmıştır. Borçlar Kanunda’ da bu konuyla ilgili “zarar görenin dilediği borçluya başvurma hakkı vardır, dilerse sorumlulardan birine dilerse hepsine veya bir kısmına karşı dava açabilir” açıklaması yer almaktadır. Trafik sigortası ile karşı tarafın uğradığı zararın tamamı karşılanmaz. Bunlar önceden belirlenen limitler çerçevesinde düzenlenmiştir. Sigorta şirketi üstüne düşen zararları karşılar, eğer mevcut zarar limitlerin üstünde ise geriye kalan zararları karşılama yükümlülüğü araç sahibine aittir. Sigortacının tazmin yükümlülüğünün genel şartları genel olarak haksiz fiilden doğan tazminat yükümlülüğünde olduğu gibidir. Buna göre bir zarar doğmuş olmalı, bu zararı motorlu araç vermeli ve kaza ile motorlu araç arasında illiyet bağı bulunması gerekmektedir. Trafik kazalarında sorumluluğun kimlere ait olduğunu belirlemek bazı durumlarda karışık hale gelebilmektedir. Ortak bir sorumluluğun bulunduğu durumlarda kimin hangi oranda tazminat ödemesi gerektiği uzman kişiler tarafından incelenerek söz konusu trafik kazasında kusur oranlarına göre belirlenmektedir. Ancak her zaman da bu mümkün olmayabilir. Çünkü araç işleteni diye bahsettiğimiz kişilerin meydana gelen trafik kazalarında hiçbir kusuru olmasa bile kusursuz bir sorumluluk hali mevcuttur. İşte bu kusursuz sorumluluk hali sebebi ile mağdurların zararını tazmin etme yükümlülüğü altına girebilmektedir. Ancak her zamanda araç işletenin kusursuz sorumluluğu vardır denerek zararlarının tazmini istenemez. Araç işleteni meydana gelmiş olan trafik kazasında zarar görenin hafif kusurundan dolayı sorumluluktan kurtulamaz ancak mevcut durumda mağdurun ağır kusurunun olduğunu mahkeme önünde ispatladığı taktirde sorumluluktan kurtulması söz konusu olacaktır.