Tehdit Suçu ve Cezası
Tehdit kavramı, Türk Ceza Kanununda “Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden…” şeklinde belirtilerek suçun kanuni tanımı ifade edilmiştir. Günümüzde gerek sosyal medyada gerekse günlük hayat içerisinde tehdit suçunun vuku bulması gayet olası bir durumdur. Özellikle yaygınlaşan sosyal medyanın beraberinde getirdiği iletişim kolaylığı, pek çok noktada insanların işlerini kolaylaştırmış olmakla beraber birçok suçun da işlenmesini çok daha basit hale getirmiştir. Bu nedenlerden ötürü tehdit suçunun oluşması oldukça kolaylaşmıştır.
Ceza Kanununun 106.maddesine göre, bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, 6 aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
Tehdit suçunun şartları
Tehdit suçunun oluşması için, kişinin bir başkasını ona yahut bir yakınına zarar vereceğinden, saldırıda bulunacağından bahisle tehdit etmesi gerekir. Söz konusu saldırı, ilgili kişinin vücut dokunulmazlığına, hayatına yahut cinsel dokunulmazlığına da yönelik olabilir. Aynı şekilde kişiyi malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratmaktan yahut kişiye sair bir kötülük yapmaktan bahisle de tehdit suçunun işlenmesi söz konusu olabilir. Mevzu bahis tehdit, kişiye karşı doğrudan yüz yüze yapılabileceği gibi telefon, mesaj, mail vs. yoluyla da yapılabilir.
Tehdit suçunun faili ve mağduru
Tehdit suçu, fail açısından “özgü suç” niteliği göstermez. Daha anlaşılır bir ifade ile diyebiliriz ki tehdit suçuna ilişkin kanunda ifade edilen eylemde bulunan bütün gerçek kişiler bu suçun faili olabilirler. Mağdur için de aynısı söylenebilir. Suçun faili ve mağduru olmak için herhangi bir özgü sıfata sahip olma gerekliliği yoktur.
Tehdit suçunun cezası
5237 sayılı TCK’nin 106. maddesi uyarınca tehdit suçunun cezasını ifade ederken basit hali ve nitelikli halini ayrı ayrı belirtmekte fayda vardır. Suçun basit halinin cezası altı aydan iki yıla kadar hapis cezasıdır. Fakat suçun nitelikli hallerinin varlığı söz konusuysa tehdit suçunun cezası iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasıdır. “Suçun nitelikli halleri” kavramı ve tehdit suçunun nitelikli hallerinin neler olduğu bir sonraki başlıkta ifade edilecektir. Suçun basit ve nitelikli halinin cezasının ardından belirtilmesi gereken bir başka husus da şudur ki eğer tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçlarından biri de işlenmişse ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilecektir. (TCK106/3)
Tehdit suçunun nitelikli halleri
Ceza hukukunda, bir suçun kanunda tanımlanmış basit hali için öngörülen eyleme yine kanunda yazılı farklı belli eylemlerin/durumların eklenmesi sonucu suç için öngörülen cezanın artması yahut azalması mevzu bahis olmaktadır. Söz konusu eylemler, suçun nitelikli halleri olarak ifade edilmektedir. Tehdit suçunun nitelikli halleri, suçu düzenleyen TCK’nin 106.maddesinin ikinci fıkrasında ifade edilmiştir ve sayılan haller, suçun basit hali için öngörülen cezanın artırılmasını sağlamaktadır. Tehdit suçunun nitelikli hallerini düzenleyen TCK106/2 hükmü, dört bentten oluşmaktadır. Öncelikle ilgili madde hükmü bütün olarak ifade edilip ardından her bir bent izah edilecektir. Söz konusu madde hükmü,
“(2) Tehdidin;
- Silahla,
- Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
- Birden fazla kişi tarafından birlikte,
- Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak, İşlenmesi halinde…” şeklindedir.
Madde hükmüne göre tehdit suçunun ilk nitelikli hali suçun silahla işlenmesidir. Silahın TCK anlamında tanımı için TCK6/1-f hükmü incelenmelidir. Suçun işlenmesi için silahın aktif anlamda kullanılmasına gerek yoktur. Silahın gösterilmesi ve korkutucu etkisinden yararlanılmış olması yeterlidir. Mağdurun bundan ötürü gerçekten korkmuş olmasına da gerek yoktur. Eylemin objektif anlamda bahsedilen niteliğe uygun olması yeterlidir. Suçun ikinci nitelikli hali, kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle işlenmesidir. Buna örnek olarak bir mektupla kişiye tek bir mermi gönderilmesi yahut bilinmeyen numara ile kişinin tehdit edilmesi gibi durumlar gösterilebilir. Esas olan, failin kimliğini gizleyerek kendisini mağdur için tanınamaz ve bilinemez kılmasıdır.
Suçun üçüncü nitelikli hali, birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesidir. Tehdidin birden fazla kişi tarafından ve beraber yapılması durumunda söz konusu olacaktır. Suçun dördüncü ve son nitelikli hali ise var olan veya varsayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi durumudur. İfadeden de anlaşılacağı üzere tehditte kullanılan suç örgütü isminin gerçekte var olmasına lüzum yoktur. Çünkü mağdur üzerinde korkutucu etki, objektif anlamda yine de oluşacaktır.
Belirtilen durumlar, suçun nitelikli hallerini ifade etmektedir ve bunlardan en az birinin gerçekleşmesi suretiyle tehdit suçu işlenirse suçun cezası da yukarıda belirtildiği gibi daha fazla olacaktır. Cezanın artmasının nedeni, söz konusu hallerin mağduru daha zor duruma düşürmesi ve failin suçu işlemesini kolaylaştırmasıdır. Birden fazla nitelikli hal aynı olayda gerçekleşmişse, maddede yazan ceza artırımı bir kez yapılacaktır. Bununla beraber, cezanın belirlenmesinde TCK’nin 61.maddesi uyarınca ceza, alt sınırdan uzaklaşılarak tayin edilecektir.
Suçun bir başka nitelikli hali de cezanın indirilmesini beraberinde getirmektedir. Bu durumda, işlenen eylemdeki haksızlık içeriği suçun basit halinin haksızlık içeriğinden daha azdır. Buna örnek olarak 106. maddenin ilk fıkrasının ikinci cümlesi gösterilebilir. İfade şu şekildedir:
“…Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur.”
İlgili hükümden de anlaşılacağı üzere, eğer bahse konu tehdit malvarlığına yahut sair bir kötülük yapılacağına ilişkinse suçun cezası basit haline göre daha indirimli olarak verilir.
Tehdit suçunda teşebbüs, iştirak ve içtima halleri
Tehdit suçunun teşebbüse mümkün bir suç olduğu söylenebilir. Şayet kişi tehdide yeltenmiş fakat suç gerçekleşememiş ise verilecek cezada bu durum göz önünde bulundurulur ve kişi tamamlanmış suçtan sorumlu tutulmaz. TCK’nin 35.maddesi kapsamında suça teşebbüsten sorumlu olacaktır.
Tehdit suçuna iştirak mümkündür. Suçun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmiş olması durumu, yukarıda da belirtildiği üzere bir nitelikli hali teşkil etmektedir ve cezanın artırılmasına yol açmaktadır. Ayrıca tehdit suçuna iştirak edilmesi fakat suçun birlikte işlenilmemesi durumu da söz konusu olabilir. Tehdit eden kişiyi azmettirmek, ona yardımcı olmak gibi durumlar buna örnek verilebilir. Böyle hallerde nitelikli hal değil, yardım eden için iştirak hükümleri devreye girer.
Tehdit suçunun içtima durumu da ciddi anlamda önem arz etmektedir. Tehdit suçu, yapısı gereği farklı suçların maddi unsuru veya ağırlaştırıcı nedeni olarak yer bulmaya müsait bir suç tipidir. Şayet böyle bir durum varsa TCK’nin 42.maddesi uyarınca içtima hükümleri olmaz ve fail ayrıca tehdit suçundan cezalandırılmaz. Şayet fail, aynı mağdura karşı belli aralıklarla birden fazla kez tehdit suçunu işlemişse bu durumda TCK 43/1 maddesi uyarınca zincirleme suç hükümleri uygulanır ve bu birden fazla suç için bir tane cezaya hükmolunur. Fakat verilecek bu bir ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar arttırılır. Belirtilmesi gereken bir başka husus, failin tek bir hareketle tehdit suçunu aynı anda birden fazla kişiye karşı işlemiş olma ihtimalidir. Bu durumda da TCK’nin 43/2 maddesi uyarınca az önce belirtilen TCK’nin 43/1 hükmü uygulanacaktır. İçtima bahsine ilişkin değinilecek son nokta, tehdit suçunu düzenleyen TCK’nin 106 hükmünde özel olarak düzenlenen içtima kuralıdır. İlgili hüküm şu şekildedir:
“(3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir.”
İlgili hükümden de anlaşılacağı üzere yukarıda sayılan üç suçtan herhangi biri ile tehdit suçu arasında bir içtima ilişkisi söz konusu olursa tek ve artırılmış bir ceza verilmeyecek, her suç için ayrıca ceza verilecektir. Böylelikle fail, gerçek içtima ile daha çok cezaya çarptırılmış olacaktır.
Tehdit suçunun kovuşturma koşulu
Tehdit suçunun basit ve nitelikli hallerinin soruşturması ve kovuşturulması, Cumhuriyet Başsavcılığınca re’sen yapılır. Suçun TCK’nin 106/1 hükmünün ikinci cümlesindeki hafifletici nedeni söz konusu ise suçun takibi mağdurun şikayetine tabi tutulmuştur.
Tehdit suçunda zamanaşımı, görevli ve yetkili mahkeme
Suçun hafifletici nedenini ifade eden TCK’nin 106/1 hükmünün ikinci cümlesindeki durum söz konusu olmuşsa (malvarlığına karşı ve sair kötülük yapılacağından bahisle tehdit halleri) şikayet süresi, durumun öğrenilmesinden itibaren 6 aydır. Suçun basit ve nitelikli halinin soruşturulması ise şikayete tabi değildir ve dava zamanaşımı süresi, fiilin vuku bulmasından itibaren 8 yıldır. Suç için görevli ve yetkili mahkeme ise suçun işlendiği yerdeki Asliye Ceza Mahkemesidir.
Tehdit suçuna ilişkin Yargıtay kararları
- “Sanığın, müştekiye ”bir daha bana terbiyesiz dersen duyarsam gelir seni yırtarım yeminle olsun” şeklinde sözler söylediğinin iddia ve kabul edilmesi karşısında, sanığın söylediği sözlerin geleceğe yönelik saldırı niteliğinde tehdit suçunu oluşturduğu, sanığın eyleminin TCK’nin 106/1-1 maddesi kapsamında kaldığı gözetilmeden, şikayet yokluğu nedeni ile sair tehdit suçundan düşme kararı verilmesi bozmayı gerektirmiştir.” (Yargıtay 4. CD E.2016/9740 K.2020/8546)
- “ Sanığın, katılanın telefonuna gönderdiği mesajda ‘… sana öyle bir sürprizim olacak ki bana bunu yaptığına pişman olacaksın. Yengenin kulağına birileri yaptığın hovardalıkları fısıldayabilir. Hem de inanacağı birisi. Bakalım o zaman ne yapacaksın ‘ demesi şeklindeki eyleminin sair tehdit suçunu oluşturduğu…’’ (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 07.112016, 9527/15911)
Tüm detaylara ve aklınızda bulunan sorulara cevap bulmak için Av. Ferhat Kule ile görüşebilirsiniz
Mustafa Habiboğlu