OTONOM ARAÇ TEKNOLOJİSİ
ve
HUKUKİ BOYUTU
Teknolojinin çok hızlı gelişimi ile ilgili artık geldiğimiz boyut herkesin dikkatini çekmektedir. Özellikle internet ve bilgisayarın hayatımızdaki yeri ve hızlı ilerleyişini takip etmek oldukça zorlaşmış durumda. En basit ifade ile anlatmak isteyecek olursak, son model bir telefon düşünün ilk çıktığı anda sizleri şaşırtacak pekçok donanıma sahip olduğunu görüyorsunuz ancak aradan bir sene bile geçmeden aynı marka bir üst model diye nitelendirerek çok daha donanımlı bir telefon piyasaya sürdüğünü görüyorsunuz. Eskiden insanların alışık olduğu teknolojik gelişmeler 20-30 senelik süreçlere yayılıyordu ancak günümüzde bu süreç daha da kısalmış durumdadır. Hal böyleyken günlük yaşantımızın vazgeçilmezi olan otomobil sektörü de bundan nasibini almış durumdadır. Otomobil sektörü çok büyük bir pazar olduğundan dolayı gerek yatırımcılar gerekse de teknoloji devleri bu alana yatırım yapmaktan çekinmiyorlar. Tüm bunları göz önünde bulundurduğumuz zaman da karşımıza “otonom araç” kavramı çıkıyor. Otonom araç, yapay zeka ve derin öğrenme algoritmaları ile desteklenen, çevresel algılama yetenekleri sayesinde sürücü olmadan kendi kendine çalışabilen araçlara denir. Otonom araç teknolojisi gelişmiş donanım ve yazılımlardan elde edilen gerçek zamanlı duyusal verilerin işlenmesi ile çalışmaktadır. Otonom araçlarda radar, LİDAR, kameralar, destekleyici sensörler ve bilgisayar kullanılmaktadır. Tüm bu teknolojik sistemlerden gelen verilerin belirli bir algoritma üzerinde işlenmesiyle otonom araç teknolojisi ortaya çıkmaktadır.
Otonom Araçlarda Sorumluluk: Otonom araç teknolojisi, herhangi bir sürücü müdahalesi olmadan tamamen yapay zeka ile kendi aksiyonlarına karar veren, kendi kendini idare eden bir teknoloji olduğundan bahsetmiştik. Bir sürücüsü olmayan bu yapay zeka ürününün trafikte herhangi bir hatası halinde sorumluluk kimlere yükleneceği tartışma konusudur. Normal şartlar altında bir sürücüsü bulunan motorlu bir aracın trafikte bir kazaya karışması durumunda sorumluluğun araç sürücüsü veya aracı işletene yükleyebiliriz. Otonom araçlarda ise işletici, sürücü ve üreticinin sorumluluğunu ele alacağız. Otonom araçların amacından ötürü bu sorumlulukları düşündüğümüzde sürücünün sorumluluğunun azalacağına; işleten ve üreticinin sorumluluğunun artacağını rahatlıkla belirtebiliriz.
- Sürücünün Sorumluluğu: Sürücünün sorumluluğu, otonom araç teknolojisinde ciddi farklar meydana getirecektir. Otonom araç teknolojisi dediğimiz zaman sürücünün sorumluluğu tamamen ortadan kalkmayacaktır ama normal araçlara oranla daha da hafifleyeceğini söyleyebiliriz. Otonom araç sürücüsü, araç sistemlerinin çalışıp çalışmadığını ve sistemin sınırları hakkında gerekli bilgiyi edinmek, gerektiği yerde sisteme müdahale etmek gibi yükümlülükleri bulunmaktadır. Saydığımız bu yükümlülükleri yerine getiren bir sürücüyü, otonom teknolojiye sahip olan bir aracın karıştığı bir kazadan sorumlu tutmak hakkaniyete uygun düşmeyecektir.
- İşletenin Sorumluluğu: İşleten kavramını, motorlu aracı amacına uygun kullanan, gelir elde eden, yararları olan, giderlerine katlanan kişi olarak tanımlayabiliriz. İşleten kavramı Karayolları Trafik Kanunun 3. maddesinde ise şu şekilde açıklanmıştır: “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydı ile satışta alıcı sıfatı ile sicilde kayıtlı görülen veya aracı uzun süreli kiralama, ariyet veya rehini gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir.”. İşletenin de sürücü ve üreticide olduğu gibi belli başlı sorumlulukları mevcuttur. İşletenin sorumluluğunu ele aldığımızda ise ister sürücü hakimiyetinde bir araç olsun ister otonom teknolojiye sahip bir araç olsun, işletenin sorumluluğunda bir değişikliğe neden olmayacağı düşüncesindeyiz. Araç işletenin sorumluluğu bir kusursuz sorumluluk halidir. Hal böyle iken işleten, mağdur tarafın veya üçüncü bir kişinin ağır kusuru olduğunu ispatlayamadığı sürece sorumluluğu devam edecektir.
- Üreticinin Sorumluluğu: Otonom sistemle donatılmış araçlar trafikte bir kazaya sebebiyet verme oranı elbetteki muhtemeldir. Bu başlık altında üreticinin sorumluluk alanlarının değerlendirmesini yapacağız. Otonom sistemle donatılmış araçlarda sürücü ve işletenin sorumlulukları olduğu gibi araç üreticisinin sorumlulukları da mevcuttur. Hatta üreticinin sorumluluğu sürücü ve işletene oranla daha kapsamlı bir sorumluluk halidir. Üretici, üretmiş olduğu otonom özelliklere sahip bir araçta kullandığı teknolojik özelliklerin kapsamından, kullandığı ürünlerin kalitesinden, ürünün üreticeye detaylı bir şekilde bilgilendirilmesi gibi pekçok aşamada sorumlulukları bulunmaktadır. Üreticinin sorumluluktan kurtulabilmesi için, meydana gelen kazanın üretici kaynaklı değil tamamen sürücü veya üçüncü kişilerden dolayı gerçekleştiğini kanıtlaması gerekmektedir. Üreticiye bu boyutta sorumluluklar yükleyen otonom araç teknolojisinin günümüzde neden hala tam anlamıyla hayata geçmediğini de bir yandan düşünmek gerekiyor. Günümüzde tam anlamıyla sürücü müdahalesi olmadan yol alabilen araçlar mevcuttur ancak bu araçlar hala seri üretime geçmemektedir. Bunun nedenlerinden birinin markaların kendilerine bu boyutta büyük sorumluluklar yükleyecek olan teknolojinin olası bir hatası durumunda maruz kalabilecekleri suçlamaları ve marka değer kayıplarını göze alma konusunda ciddi endişeleri olabilir.
Teknoloji ne kadar hızlı gelişirse gelişsin eğer devletler ve uluslararası hukuk çerçevesinde ortaya çıkan yeniliklerin hukuki altyapısı adalete, hakkaniyete uygun bir şekilde oluşturulmadığı sürece birçok teknolojik gelişmeler hayatımıza faydalar sağlamak yerine çok ciddi oranlarda problemlere yol açabilirler. Otonom araç teknolojisine geçme konusunda üreticilerin teknolojik anlamda bir eksikliği olduğunu düşünmüyorum. Asıl beni düşündüren insanlar bu yönde bir teknolojik gelişmeye hazır mı ve bu yönde bir teknolojik gelişmenin hangi boyutlarda hukuki sorunlara neden olacağıdır. Bu hukuki sorunları yukarıda sürücü, işleten ve üretici boyutunda değerlendirmeye çalıştık.
FURKAN YILDIRIM