Single Blog Title

This is a single blog caption

KELEPÇELEME SÖZLEŞMESİ KAPSAMINDA BİLİRKİŞİ RAPROUNA İTİRİRAZ DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ

 

BİLİRKİŞİ TESPİT RAPORUNA İTİRAZ DİLEKÇESİ

ESAS NO: ………….

KONU: ……… Karar Tespit Tarihli Bilirkişi Raporuna İtirazdan İbarettir.

 

 

AÇIKLAMALAR:

 

1- Kiraya veren sıfatıyla …………… ve …………………. ;kiracı sıfatıyla  Varan …………………….,  ……………………………………….. adresinde bulunan Ofis Katı kullanım amaçlı taşınmazı 15-03-2019 başlangıç tarihli 3 yıllık süreli bir kira sözleşmesi akdetmişlerdir.

2- T.C. İstanbul …………… Sulh Hukuk Mahkemesine ilgili dosya numarası ile uyuşmazlık konusu edilen konu sonucu ilgili mahkeme Bilirkişi ……………………. Bilirkişi raporu talep etmiş ve bilirkişi raporu sonucuna göre farklı kalemler halinde 89.521 TL (SeksenDokuzBinBeşYüzYirmiBirTürkLirası) ilgili taşınmazda uyuşmazlık konusu inceleme sonucunu dosyaya sunmuştur. İlgili bilirkişi raporunda tespit talebinde bulunan karşı tarafın talebi kira sözleşmesinin 16. Maddesine atıf yaparak ‘taşınmazda kira sözleşmesi sonucu yapılacak tüm güzelleştirmeler vb. Ürünlerin kiraya veren tarafına bedelsiz olarak bırakılacağı’ savunması yapmıştır.

Vekil olarak öncelikle karşı tarafın sözleşmenin ilgili maddesine ve bu vesile ile bilirkişi raporuna itiraz ettiğimizi belirtmek istiyoruz. Düşüncelerimizi açıklama görevi hasıl olduğundan itirazlarımızı şu şekilde açıklıyoruz:

Söz konusu uyuşmazlık hakkında yapılan araştırmalar sonucu öncelikle konunun bir ‘Kelepçeleme Sözleşmesi’ kapsamına girdiğini belirtmek istiyoruz. Açıklamak gerekirse; kelepçeleme sözleşmesi ‘bir tarafın diğer bir tarafın ekonomik özgürlüğünü sınırlayacak şekilde yapılması’ olarak özetlenebilir. Prof. Dr. Kemal OĞUZMAN Hocamızın da şu şekilde açıkladığı hususa göre: ‘Bir sözleşme bir tarafın ekonomik özgürlüğünü aşırı derece kısıtlıyorsa, …, ahlaka aykırılık sebebiyle hükümsüzlük ile karşılaşabilir.’

Kelepçeleme Sözleşmesi kapsamında somut olayla ilintili olarak bir sözleşmenin kelepçeleme sözleşmesi kapsamına girebilmesi için şu iki kriter ön plana çıkmaktadır:

Şartlar:

  1. Ekonomik Özgürlüğün veya Varlığın Tehlikeye Girmesi

Uyuşmazlık konusu teşkil edecek olan husus için bir taraf diğer bir tarafın ticari veya olağan ekonomik hayatta zorluğu sokacak aşırı bir külfet altına sokacak hususlarda bir sözleşme yapılırsa bu sözleşme bir kelepçeleme sözleşmesi olarak değerlendirilecektir.

 

  1. Edim ve Karşı Edim Dengesi ve Aşırı Yararlanma

Bir sözleşme koşulları içerisinde edimler arası aşırı bir dengesizlik ve hatta bir nevi aşırı bir yararlanma hususu dikkat çekiyorsa dengesizlik ve aşırı yararlanma konusu gündeme gelecektir.

Kelepçeleme Sözleşmesi Varlığı Halinde Yaptırımı

Bu konu hakkında doktrinde iki görüş bulunmaktadır. İlk görüş bu tarz işlemlerin iptal edilebilirlik yaptırımına tabi olduğu ikinci görüş ise bu tarz işlemlerin butlan ile batıl olduğudur.

Birinci görüşe göre TMK m. 23/2 gereği kimsenin özgürlüklerinden vazgeçemeyeceği ve onları ahlaka aykırı olarak sınırlayamayacağı üzerinedir.

İkinci görüş ise yine TMK m. 23/2’i temel alarak TBK m. 26-27’e atıf yapmaktadır. Doktrinde hakim görüş ikinci görüş üzerine yoğunlaşmaktadır biz de bu sebeple ikinci görüşü açıklama gereği duymaktayız. Bu görüşe göre sözleşmeler kanunun belirlediği sınırlar içerisinde yapılabilir ve kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür (TBK m. 27/1).

T.C. YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ E. 2019/3110 K. 2020/534 T. 22.1.2020 kararı uyarınca da örnek olarak uzun süreli karşılıksız kiralama ilişkisine yönelik kararı şu şekildedir:  ‘… ‘nin alınan protokollere göre kendisini garantiye alarak yıllar boyu hiç kira bedeli ödememeyi amaçladığını, iddia edildiği gibi 99 yıllık bir kiralamanın söz konusu olmadığını, niteliği itibariyle protokollerin kelepçeleme sözleşme olduğundan TBK’nun 27. maddesi gereğince kesin hükümsüz olduğunu…’

T.C. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2017/5343 K. 2019/1793 T. 4.3.2019 kararı uyarınca da ‘kelepçeleme sözleşmesi’ için yaptığı tanım şu şekildedir: ‘ TBK 27.maddesi uyarınca, ekonomik özgürlüğü ve çalışma haklarını, kanuna, kamu düzenine, kişilik haklarına, ahlak ve adaba aykırı şekilde kısıtlayan veya ifası imkansız edim içeren sözleşmeler “kesin hükümsüzlük” hukuki yaptırımına tabidir. Ancak, öğretide, Kelepçeleme Sözleşmeleri (Knebelungs Vertreage / Oppressive Contract) olarak da adlandırılan sözleşme hükmünün geçersiz sayılabilmesi için;

Söz konusu sözleşme hükmü ile üstlenilen belirli ticari faaliyetleri yapma veya yapmama yükümlülüklerinin içerik, coğrafi alan veya süre itibariyle, ekonomik özgürlüğü veya varlığı aşırı derecede tehlikeye sokacak, bir nevi sözleşmenin diğer tarafına bağımlı kılacak ve izaç edecek nitelikte olması gerekir (A. Ü., Kelepçeleme Sözleşmeleri, s.120 vd.).

Bir sözleşme hükmünün bu nitelikte olup olmadığının ise her somut olayın özelliğine ve şartlarına göre mahkemece ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir.’

Fikrimizce isabetli olarak verilen bu karara göre ekonomik özgürlüğü tehlikeye sokacak işlemlerin kelepçeleme sözleşmesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ancak çözüm metodu olarak da somut olayın özelliklerine göre yüce mahkemenin işin niteliği itibari ile mevcut edimler arası dengesizlik yaratan bu husus hakkında takdir etmesi gerekmektedir.

SOMUT OLAYIN ÖZELLİKLERİNE GÖRE GÖRÜŞÜMÜZ

Kiraya veren ve kiracı arasında aylık 1.000 TL yıllık toplamda ise 12.000 TL söz konusu olan bir sözleşme mevcuttur. Somut olayda kiraya veren söz konusu taşınmaz içerisine belli bir miktar yatırım yapmış olsa da doğal olarak ki mülkiyet hakkı kendisine aittir. Ancak bilirkişi raporu ile de sabit olarak belirtilen yaklaşık 89.000 TL’lik bir yatırım ürünün toptan ve BEDELSİZ olarak kiraya verene bırakılmasının sözleşme hükmü olarak sözleşmede bulunması bu ilgili hükmü yukarıda yapılan temellendirme çalışmalarımız sonucu bunu bir Kelepçeleme Sözleşmesi yapmaktadır. Şu hususu da belirtmekte fayda görürüz ki kiraya veren beyanlarının ve sözleşmesinin bir kelepçeleme sözleşmesi olarak belirtilmesi sözleşmenin tamamına ilişkin olmasa da en azından bilirkişi raporuna temel edilen ilgili madde için bir nevi kelepçeleme sözleşmesi hüküm teşkil etmektedir.

 

BİLİRKİŞİ TESPİT RAPORUNA İLİŞKİN İTİRAZLARIMIZ

İlgili bilirkişi raporundaki tespit edilen miktarlar gerçeği yansıtmamaktadır. İnternet kanalı ile bile yapılacak basit bir araştırma aracılığı ile ulaşılabilecek bedeller raporda baz alınan bedellerden çok uzakta olup raporun doğru tespiti içerip içermediği hakkında şüphe doğurmaktadır (EK-1).

 

SONUÇ VE İSTEM

  1. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında bilirkişi raporuna konu olan beyanların Kelepçeleme Sözleşmesi kapsamında KESİN HÜKÜMSÜZLÜK – BUTLAN yaptırımı ile karşılaşması ve mahkemenin buna uygun hüküm vermesini,
  2. Bilirkişi raporuna yaptığımız itirazımız sonucu itirazımızın kabul edilip bilirkişi raporu hakkında uygun hüküm verilmesini,

 

Mahkememize olan sonsuz saygılarımız ile gereğinin yapılmasını arz ederiz.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button