İDARENİN TAZMİNAT SORUMLULUĞU NEDİR? HİZMET KUSURU VE KUSURSUZ SORUMLULUK İLKELERİYLE TAM YARGI DAVALARI
İdarenin Tazminat Sorumluluğu:
İdarenin tazminat sorumluluğu, idare hukuku çerçevesinde kamu hizmetlerinin yürütülmesi sırasında meydana gelen zararların tazmin edilmesi için idareye yüklenen bir sorumluluktur. İdarenin bu sorumluluğu; bireylerin, hukuka aykırı eylemler ya da kamu hizmetinin kusurlu bir şekilde yerine getirilmesi sonucu uğradıkları zararların giderilmesini sağlar. Bu sorumluluk, hukuk devleti ilkesi gereğince idarenin keyfi ve hukuka aykırı işlemlerine karşı bireylerin korunmasını amaçlar. İdarenin tazminat sorumluluğu her zaman ve her durumda idare hukuku kaynaklı olmaz. İdare; kimi zaman idare hukuku, kimi zaman ceza muhakemesi hukuku (CMK 141), kimi zaman da borçlar hukuku hükümlerine göre tazminat sorumluluğu altında olabilir.
İdarenin Tazminat Sorumluluğunun Temel İlkeleri
- Hizmet Kusuru İlkesi:
- İdarenin tazminat sorumluluğu genellikle hizmet kusuru ilkesine dayanır. Hizmet kusuru, idarenin kamu hizmetini ifa ederken hukuka aykırı, eksik veya yanlış bir şekilde hareket etmesi durumunda ortaya çıkar. İdarenin hizmetin kurulmasında, işletilmesinde veya denetlenmesinde gösterdiği bu tür kusurlu davranışlar sonucunda bireylere zarar verilmesi halinde, idare bu zararı tazmin etmekle yükümlüdür.
- Örneğin, bir kamu yolunun bakımının ihmal edilmesi ve bu ihmal sonucu bir trafik kazasının meydana gelmesi, idarenin hizmet kusuruna örnek olarak gösterilebilir.
- Kusursuz Sorumluluk İlkesi:
- Bazı durumlarda, idarenin kusuru olmasa bile tazminat sorumluluğu doğabilir. Bu durumlar, kusursuz sorumluluk ilkesi kapsamında değerlendirilir. Kusursuz sorumluluk, özellikle tehlike içeren veya yüksek riskli faaliyetler sonucunda doğan zararlar için geçerlidir.
- Örneğin, bir barajın taşması sonucu meydana gelen zararlar veya bir kamu binasında meydana gelen kazalar gibi durumlar, idarenin kusursuz sorumluluğuna tabi olabilir.
İdarenin ilk ve asli sorumluluğu kusura dayanan sorumluluk yani hizmet sorumluluğudur. Örneğin; bir kamu görevlisinin, görevini ihmal etmesi sebebiyle bir vatandaş zarar gördüğü takdirde idarenin kusura dayalı sorumluluğu söz konusudur. İkinci ve tali sorumluluğu ise kusursuz sorumluluktur. Örneğin; nükleer enerji üretimi sırasında meydana gelen kazalarda idarenin kusuruna bakılmaksızın sorumluluğu doğar. İdare, her koşulda ve durumda tazminat ödemez. Anayasa madde 125’in son fıkrasında belirtildiği üzere idare, sadece kendi fiil ve eylemlerinden doğan zararları gidermekle mükelleftir. İdarenin kusura dayalı sorumluluğunun şartları;
- İdari bir fiil olmalıdır.
- İdareye atfedilebilecek bir kusur olmalıdır.
- Kusur ile meydana gelen zarar arasında nedensellik bağı olmalıdır.
- Maddi veya manevi bir zarar olmalıdır.
İdarenin kusursuz sorumluluk hali için ise idarenin kusuru aranmaz ancak diğer şartların varlığı gereklidir. İdarenin kusursuz sorumluluğunda iki ilke vardır: risk ilkesi ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi.
Risk İlkesi: İdarenin, yürüttüğü tehlikeli faaliyetler nedeniyle doğan zararları, kusuru olmasa bile, tazmin etmesi gerekir.
- Sosyal Risk İlkesi: Bu ilke, toplumda ortaya çıkan olağanüstü durumlar nedeniyle zarar gören bireylerin zararlarının tazmin edilmesini esas alır. Toplumsal bir olay sebebiyle bireylerin zarar görmesi durumunda idarenin kusuru olmasa bile bu zararları tazmin etmesi gerekir. Bu ilke, özellikle terör olayları, toplumsal olaylar ve doğal afetler gibi durumlarda söz konusu olur. Bu ilke çerçevesinde genellikle maddi zararların tazmini talep edilebilse de bazı hallerde manevi tazminat da talep edilebilir.
Fedakarlığın Denkleştirilmesi İlkesi: İdarenin; genel kamu yararı için gerçekleştirdiği fiillerin bireyleri zarara uğratması halinde, kusuru olmasa bile bu zararları tazminle yükümlü olmasıdır.
Görev (hizmet) Kusuru ve Kişisel Kusur:
Görev (hizmet) Kusuru: Bir kamu görevlisinin; göreviyle ilgili, görevinden ötürü gerçekleştirdiği ve idarenin sorumluluğunu doğuran kusurlu eylemleridir. Örneğin; bir polis memurunun görevini kötüye kullanarak bir kişiye zarar vermesi. Görev kusuru doğrudan idarenin sorumluluğunu gerektirir ve zararın tazminini idare gerçekleştirir.
Kişisel Kusur: Bir kamu görevlisinin; göreviyle ilgisi olmayan ve kişisel sebeplerle (kin, garez, husumet, menfaat) gerçekleştirdiği, bireylerin zarara uğramasına sebep olan eylemlerini ifade eder. Kamu görevlisinin kişisel sebeplerle gerçekleştirdiği fiillerden doğan zararların giderilmesi için adliye mahkemesinde kamu görevlisine karşı tazminat davası açılır.
İdarenin Tazminat Sorumluluğuna Etki Eden Durumlar:
- Mücbir Sebep: Doğal afetler, savaşlar ve iç karışıklıklar mücbir sebep olarak kabul edilir. Kural olarak mücbir sebep hallerinde idarenin hem kusura dayanan hem de kusursuz sorumluluğu ortadan kalkar. Ancak bunun istisnaları vardır. Bazı mücbir sebep durumlarının nerede ve ne zaman olabileceği belli olduğundan idarenin gerekli tedbirleri alması gerekir.
- Beklenmeyen Hal: İdarenin aldığı bütün önlemlere rağmen zararın meydana gelmesi kaçınılmazsa bu durum, idarenin sorumluluğunu azaltabilir.
- Zarar Görenin Hal ve Davranışı: Böyle hallerde müşterek (birlikte) kusurun varlığından söz edilir. İdarenin sorumlu olduğu tazminat miktarı, zarar görenin de kusurlu olduğu hallerde azalır.
- Üçüncü Kişinin Hal ve Davranışı: İdare dışındaki üçüncü kişilerin kusuru nedeniyle bir zarar meydana gelmişse idarenin sorumluluğu bazen azalır bazen de tamamen kalkabilir.
Tazminat Davası Kime Karşı ve Nerede Açılır?
- İdarenin sorumluluğu kabul edildiğinde, zarar görenin uğradığı maddi kayıplar idare tarafından tazmin edilir. Bu tazminat, zararın büyüklüğüne ve niteliğine göre belirlenir.
- İdarenin faaliyeti sonucunda zarar gören kişinin manevi olarak zarar görmesi halinde, manevi tazminat talep edilebilir.
- Anaysa madde 129’un son fıkrasında belirtildiği üzere kamu görevlilerinin görevlerinin icrası sırasında hal ve fiillerinden doğan zararların tazmini için sadece idare aleyhine tazminat davası açılabilir. Bu dava idare mahkemesinde görülür. Davalı idarenin tazminat ödemesine hükmedilirse idare, zarara sebebiyet veren personele rücu eder. İdare, asliye hukuk mahkemesinde bir rücu davası açar.
- Kamu görevlisinin kişisel sebeplerle gerçekleştirdiği fiillerden doğan zararların giderilmesi için adliye mahkemesinde kamu görevlisine karşı tazminat davası açılır.
Tam Yargı Davası:
- İdareye karşı açılabilecek tazminat davalarına tam yargı davası denir. Tam yargı davalarında, idarenin kusurlu veya kusursuz sorumluluğu çerçevesinde verdiği zararların giderilmesi talep edilir. Bu davalar, idari işlem veya eylemlerden kaynaklanan zararlar için açılır.
Zamanaşımı Süresi:
- İdareye karşı tazminat davalarının açılması için belirli bir zamanaşımı süresi bulunur. Türk İdari Yargılama Usulü Kanunu’na göre, bu süre zararın ve sorumlunun öğrenilmesinden itibaren 1 yıl ve her halükarda zararın doğduğu tarihten itibaren 5 yıldır.
Zamanaşımı:
Zarar görenin tazminat talebi için belirli bir süre içerisinde idareye başvurması gerekir. Bu sürenin kaçırılması halinde, zarar görenin tazminat talebi zamanaşımına uğrar ve idare sorumluluktan kurtulabilir. Tazminat talebi için zamanaşımı süresi genellikle zararın ve zarardan sorumlu olan kişinin öğrenilmesinden itibaren 1 yıl ve her halde, zararın meydana geldiği tarihten itibaren 5 yıldır.
Hukuk Öğrenci Stajyeri Nursena İbanoğlu