Hakaret Suçu (TCK m.125)
HAKARET SUÇU
Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen hakaret suçu, kişinin şeref, onur ve haysiyetini zedeler. Sayılan hukuksal değerlerin korunmasına yönelik yapılan düzenlemeler için aşağıda detaylı inceleme yapacağız.
Öncelikle fail açısından değerlendirecek olursak; herkes hakaret suçuna fail olabilir fakat cezalandırılabilirlik konusunda farklılıklar arz eder. Akıl hastaları, çocuklar vb. gibi ayırt etme gücüne sahip olmayan kişiler hakaret suçunu işleyebilir fakat cezalandırılamaz. Hakaret suçunun faili yalnızca gerçek kişiler olabilir ve sadece bahsedilen kişiler için sınırlandırılır. Tüzel kişiler ise hakaret suçunun faili olamazlar. Fakat bir tüzel kişinin temsilcisinin bu suçu işlemesi söz konusu olabilir. Bu gibi durumlarda temsilcinin dahil olduğu tüzel kişi değil, kendisi şahsen sorumlu olur. Örneğin Hayvanları Koruma Derneğinin bir temsilcisinin işlediği hakaret suçundan Hayvanları Koruma Derneği değil; bizzat temsilcinin kendisi sorumludur.
Günümüzde sosyal medyanın yaygın hale gelmesiyle beraber hakaret suçu, çoğunlukla sosyal mecralar üzerinden işlenmeye başlamıştır. Bu konuda hakaret içerikli ileti oluşturmanın yanı sıra halihazırdaki hakaret içerikli iletileri retweet vb. yollarla paylaşmak da hakaret suçu kabul edilmekteyken hakaret içerikli bir iletiyi yalnızca beğenmek bu suçun oluşması için yeterli değildir.
Kanuna göre hakaret suçunun oluşması için mağdurun adının geçmesi şart değildir. Mağdura yönelik olduğu şüphesiz şekilde anlaşılıyorsa suç oluşmuştur. Bir meslek grubunun tamamına yönelik edilen bir hakaret, suç oluşturmaz.
Hukuk, sadece ayırt etme gücüne sahip olanları veya 18 yaşından büyük kişileri korumaz. Hukuk, herkesi korur. Bu sebeple hakaret suçunun mağdurunun akıl hastası, sağır, dilsiz, çocuk vb. olması kanunun uygulanabilirliğini etkilemez. Hakaret suçunun mağduruna yönelik korumalar bu kişiler için de geçerlidir. Akıl hastası olan kişi, kendisine edilen hakareti anlamasa bile hukuk sistemi; onun onur, şeref ve haysiyetini korur. Ya da aynı şekilde bir çocuğun şahsına edilen hakaret de suç teşkil eder. Çünkü çocuk da olsa onuru, şerefi, haysiyeti korunmalıdır.
Şeref ve onur kavramı her insanın sahip olduğu değerlerdir. Kişilerin cinsiyet, cinsel tercih, siyasi görüş, memleket, dini inanç, mezhep, ırk, dil, sahip olduğu yaşam şekli gibi özellikleri ve yönelimleri, her ne olursa olsun, onları şerefsiz ve onursuz kılmaz. Bu sebeple de hukuk tarafından korunurlar. Örneğin cinsel tercihleri sebebiyle hakarete uğrayan birinin şerefi ve onuru da tek başına önemlidir.
Ölen kişilere hakaret edilmesi hakaret suçu (TCK m. 125) değil, ölünün hatırasına hakaret suçunu (TCK m. 130) oluşturur. Ölünün hatırasına hakaret suçu, ölünün ailesi ve yakınlarının onur, şeref ve haysiyetini korumaya yöneliktir.
Tüzel kişiler hakaret suçunun faili olamadığı gibi mağduru da olamaz.
Sağlık personeline yönelik işlenen hakaret suçu, başka birtakım suçlarda olduğu gibi, miktarı yarı oranında artırılarak cezalandırılır. Hastane içinde çalışan fakat tıbbi müdahale yetkisi olmayan kişilere yöneltilen hakaret suçu da bu kapsamdadır.
Hakaret suçu, mağdurun huzurunda veya huzurunda olmasa bile ileti yoluyla doğrudan mağdura yöneltilerek işlendiyse başka kişilerin de buna şahit olması şartı aranmaz. Fakat her zaman doğrudan mağdurun huzurunda ya da mağdura iletilerek gerçekleşmez. Mağdurun olmadığı bir ortamda, onun gıyabında da işlenebilir. Bu durumda failin işlediği hakaret suçunu en az 3 kişinin duyması gerekir. Bu duyma anı, aynı anda olmak zorunda değildir. Mağdura yönelmiş olan hakareti en azından 3 kişinin her nerede ve ne şekilde, ne zaman duyduğu önem arz etmeksizin duyması gıyapta hakaret suçunun işlenmesi için yeterlidir. Dikkat edilmesi gereken nokta şudur ki; gıyapta hakaret eden failin, diğer 3 kişinin duymasını istemesi, onlara bilinçli olarak duyurması gerekir.
Makalenin perspektifine farklı bir açıdan yaklaşmak istiyorum. Hakaret suçunun sadece ceza gerektirmeyen hukuki bir durum olduğuna inanan biri olarak, yazının bu tür suçları caydırıcı bir şekilde ele aldığını düşünüyorum. Toplumun hakaret gibi davranışlardan kaçınmasını sağlamak için daha fazla eğitim ve farkındalık gerektiğini düşünüyorum. Yazarın bu konuda ne düşündüğünü ve hakaret suçuna karşı farkındalığı artırmak için nelerin yapılabileceğini merak ediyorum.