Single Blog Title

This is a single blog caption

Suç İşleme Amacıyla Örgüt Kurma Suçu (TCK m.220)

 

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunu size yazımda detaylı bir şekilde anlatmadan önce konunun kavramları ile ilgili bilgi vermem gerekmektedir. Bu konu oldukça önemli ve kavramsal anlamda insanlar arasında yanlış yorumlanan bir konudur. Bunun sebebi organize suçluluğun diğer suç türlerine göre hukuk tarihi açısından daha geç incelenmeye başlanmasıdır. Geç inceleme durumu kavramın tanımını yapmayı zorlaştırmış ve durumu karmaşık bir hale getirmiştir. Özellikle Türkiye açısından bakacak olursak diğer dünya ülkelerine göre bu kavram daha geç bir zamanda incelenmeye başlamıştır. Bu durum uluslararası alanda bizim için oldukça büyük bir sorundur. Yazımda sırasıyla organize suç kavramını, bu kavramın unsurlarını ve özelliklerini anlatacağım. Daha sonrasında insanların asıl önem verdiği bölüm olan cezalandırma, yargılama ve güvenlik tedbirlerini    açıklayacağım.

Organize suçluluk kavramından önce onun üst başlığı olan suç kavramını açıklamam daha doğru olur. Çünkü insanların düşüncelerinde suç kavramı ile pozitif hukukumuzda açıklanan suç kavramı farklılık gösterebiliyor. Suç kavramı için birden çok açıklama bulunmakla birlikte söylenebilecek en anlaşılır açıklama şöyledir:

“Suç kavramı ceza hukukunun mihenk taşıdır. Ceza hukuku ultima ratio (son çare) özelliğindedir. Bunun sebebi ana konusunun suç olmasıdır. Ceza hukuku sonucunda insanın en önemli korunan hukuki değeri olan özgürlüğü kanunlar çerçevesinde sınırlandırılacaktır. Bu sınırlama suç kavramı ile ilgilidir. Bu anlamda suç, ortaya çıkan haksızlığın karşılığında bir ceza hukuku yaptırımı olan durumdur.

Şimdi suç kavramını açıkladıktan sonra asıl konumuz olan organize suç kavramını inceleyelim. Öncelikle organize suç, toplumun en büyük sorunlarından biridir. Devletin beka problemidir. Sadece bölgesel olarak değil uluslararası anlamda da en büyük sorunların başında gelir. Sanılanın aksine organize suç sadece mafya ya da sadece terör örgütü ya da çete değildir. İnsanların sahip olduğu başka doğru olmayan olgular mevcuttur. Bir sorunu çözmek için önce o sorunun ne olduğunu anlayabilmek gerekir.

Özek’e göre: “Organize suç genel anlamda, birden fazla kişinin, hiyerarşik düzende, disiplinli, sürekli, kamu düzenini bozduğu varsayılan aynı amaca yönelik suçları işlemek için oluşturdukları örgütlenmedir.”

Organize suç kavramının tanımı ve açıklamasını yaparken ortaya çıkan zorluğu daha anlaşılır bir şekilde çözebilmek adına doktrinde unsurlara başvurulmaktadır. Unsurlar zaman içerisinde değişen durumlar çerçevesinde farklılık gösterebildiği gibi bölgesel anlamda da farklılık gösterebilir. Karşılaştırmalı bir örnekle açıklayalım. İtalya’nın içerisinde bulunduğu duruma göre organize suç denildiğinde daha çok mafyadan bahsedilmektedir. Türkiye de ise organize suç denildiğinde önce terör örgütleri akla gelir. Anlaşılır bir açıklama için ortaklaşa unsurlar kullanılır. Sırasıyla açıklayalım.

  1. İş Bölümüne Dayanan Hiyerarşik Yapı

Hiyerarşi, kademeli bir işleyiştir. Yasal olsun ya da olmasın her yürütülen organizasyonda hiyerarşi sıkı ya da geniş bir şekilde mevcuttur. Hiyerarşinin en önemli örneği devlet ordusudur. Daha basit bir örneğe bakacak olursak çalıştığımız yerde dahi bir ast-üst ilişkisi mevcuttur. Burada doktrinsel olarak bir tartışma mevcuttur en az kaç kişi olması gerektiği yönünde. Baskın olan görüş üç kişi olması yönündedir. Çünkü iki kişi arasında hiyerarşik düzenin uygulanması pek mümkün değildir. Aynı zamanda bir suç işleme durumunda iki kişi bunu birlikte yaptıysa öncelikli olarak farklı durumlara bakılır. Bir patron, ona bağlı bir yönetici ve bir yapının olması gerekmektedir. Durum böyleyken bir suç örgütünün oluşabilmesi için en az üç kişinin hiyerarşik düzen çerçevesinde bir araya gelmesi gerekir.

Burada karıştırılan iki kavramda mevcuttur. Organize suç ile çete halk arasında yakını bir anlamda kullanılsa dahi aynı anlama gelmemektedir. Çeteler, organize suç örgütlerinin işini gören bir yapıdır. Derece olarak en alt seviyede bulunurlar. Çete, organize suç örgütüne göre daha basit bir yapıdadır ve daha kısa sürelidir.

Organize suç örgütünde hiyerarşik olarak en üst seviyede bir patron bulunur. Bu patron azmettirendir. Bir piramit olarak düşünürsek alt tarafa doğru inildikçe kişi sayısı artar ama yetkisi azalır. Azmettirenin azmettireni gibi durumlar ortaya çıkar. Bu karmaşık yapı sayesinde organize suç örgütlerinin yapısını çözmek ve patrona ulaşmak daha zordur.

  1. İşbölümü

Hiyerarşik yapı işbölümünü zorunlu bir unsur haline getirmiştir. Devlet örneğimize devam edersek nasıl ki devlet teşkilatı kendi içerisinde daha iyi iş yürütebilmek ve karışıklıkları çözebilmek adına işbölümüne gidiyorsa il belediyeleri, ilçe belediyeleri gibi organize suç örgütleri de bu şekilde işbölümüne gitmektedir. Zamanla gelişen teknolojiyle birlikte uzmanlık alanları oluşmuştur ve suç örgütleri profesyonelleşmeye başlamıştır. Örneğin, tefecilik yapan bir organize suç örgütünde ekonomi uzmanının olması gerekir. Yasaklı madde ticareti yapan bir organize suç örgütünde lojistik uzmanı, kimyager gibi insanların bulunması gerekir. Bu da işbölümü unsurunu ortaya çıkarır.

  • Süreklilik

Organize suçluluğu adi suçtan (tek seferlik) ayıran en önemli unsurdur. En az üç kişinin birleşip bir defaya mahsus suç işlemeleri bu kavram içerisinde değerlendirilmez. İştirak halinde suç işleme ile organize suçluluk kavramı karıştırılmamalıdır. Olaylar üzerinde inceleyelim. İştirak, suçun işlenmesi için gerekli olan kişi sayısından en az bir bir veya daha fazla kişinin o suçu işlemesi halidir. Bizim hukuk sistemimiz iştirak konusunda ikilik sistemi benimsemiştir. Bu sisteme göre kişiler suça katkıları kadar cezalandırılmaktadırlar. Suça katılma iradesi, en geç, suçun işlendiği ana kadar gösterilebilir.

Şimdi bir örnekle farkı iyice anlayalım. Hırsızlık yapmak için anlaşan bir arkadaş grubunun yaptıkları birkaç hırsızlık durumu organize suç içerisinde değerlendirilmez. İlk gün bir evin mutfak malzemelerini çalmaları, daha sonrasında başka bir eve girmeleri sadece iştirak halinde bir suç işlendiğini gösterir. Burada süreklilik unsurunu ispat etmek kolay değildir. Sadece planlı bir şekilde ve iştirak halinde işlenmiş olan suçların organize suç olmadığını kavramız gerekir. Organize suç dediğimizde; işbölümünün olduğu, hiyerarşik bir düzene tabi, organizasyondan ayrılmanın mümkün olmadığı, gizli işbirliği gibi bölümlerin varlığı gerekmektedir. Organize suçta sadece belirli bir suç işlemek için bir araya gelmek gibi bir durum yoktur. Sürekli devam eden ortak bir amaç söz konusudur. Hırsızlık örneğinde, kişiler sadece hırsızlık suçunu yapabilmek için bir araya gelmektedir. Bu suçu işlemekten vazgeçebilme hakkına sahiptirler ve sürekli olarak buna devam etmek zorunda değildirler.

  1. Korunma Mekanizma, Örgüt İçi Yaptırım Sistemi ve Örgüt İçi Dayanışma Unsuru

Yukarıda bir piramit sisteminden ve azmettirme durumundan bahsetmiştim. Azmettirenin azmettireni gibi durumlar patrona ulaşmayı engelleyerek örgütün faaliyetlerini gizlice yapılabilmesini sağlamaktadır. Bu organize suçun en önemli amaçlarından biridir. Hem örgütün içine hem de örgütün dışına karşı bir koruma ve yaptırım mekanizması mevcuttur. Hiyerarşik yapı bu korunma mevzunu düzenlemekte büyük rol oynamaktadır. Örgüt içinde mutlak itaat ve sadakat esastır. Aykırı bir durum gerçekleştiğinde yer ve zaman fark etmeksizin cezalandırmalar gerçekleşir. Bu cezalar ölüm cezasına kadar gidebilir. Örgüt içinde yaşanılan durumların örgüt dışına çıkmaması gerekir. Bir yakalanma durumunda eğer ki kişi örgütün istediği gibi susmazsa bu durumda örgüt tarafından cezaya maruz kalır. Suç, örgüt içinde eksiksiz bir şekilde planlanarak herhangi bir istenilmeyen durumun önüne geçilir. Örgüt içi koruması oldukça önemli ve katı kuralları olan bir koruma sistemidir. Örgüt içinde hiyerarşik yapı koruma sağladığı gibi örgüt dışında da korumayı esas olarak sağlar. Hiyerarşik düzen sayesinde işlenilen suçlar sanki bir adi suçmuş gibi gösterilir. Bu sayede de örgütün yapısını çözmek oldukça zorlaşır. Örgüt içinden birisi cezaevine girdiği zaman ona gerekli olan bütün imkanlar sağlanır. Sadece cezalandırma olarak ilerlemek sistem. Aynı zamanda sosyal güvenliklerini de sağlar. İyi bir avukat tutma, cezaevindeki giderleri sağlama, cezaevine giren kişinin ailesinin giderlerini sağlama gibi grup dayanışması da görülmektedir. Bu dayanışma karşılıksız değildir. Bu sosyal güvenliğin sağlanması karşılığında kişiden taleplerde bulunur. Kişinin kendisine ait olmayan bir suçu üstlenmesi durumu en çok karşılaşılan taleptir.

Organize suçlulukta koruma sağlayabilmek ve dışarıya iyi gözükebilmek adına birtakım faaliyetlerde bulunulur. Öğrencilere burs imkanı, dernek ve vakıflara yardımlar, belirli miktarda bağışlar yapmak bu faaliyetlere örnek olarak verilebilir.

  1. Ne Pahasına Olursa Olsun Kazanç Sağlama Amacı Unsuru

Yasadışı faaliyetler sayesinde en kısa sürede en fazla kazanç hedeflenir. Burada kazancı sadece ekonomik kazanç olarak ele almak doğru olsa dahi eksiktir. Ekonomik kazançtan ziyade siyasi bir kazanç amacı daha ön plana çıkar. Bunu en basit örneğiyle mafya durumuyla açıklayabiliriz. Mafya, siyasi bir şekilde ülke genelinde ön plana çıkar ve etki eder. Terör örgütlerindeki durum daha karışık olsa da onlar da siyasi amaçları doğrultusunda ilerlerler.

İllegal yollar ve istekler doğrultusunda ilerleyen organize suçlar halkın isteklerini göz önünde bulundurur. Amerika’da alkol yasağı olduğu zaman organize suç örgütleri bu alkolü yasa dışı yollarla temin ederek halka vermiştir. Uyuşturucu, tefecilik, fuhuş, kaçakçılık gibi durumları da örnek olarak vermemiz mümkündür.

  1. Kara Para Aklama Faaliyetleri

Kara para, suçtan kaynaklı olan paraya verilen isimdir. Organize suç örgütü bu yüksek kazançları finansal anlamda kullanabilmek ve yasal bir para olarak gösterebilmek için aklama faaliyetlerine başvurur. Sadece finansal anlamda kullanma durumu yoktur. Bunun yanı sıra kara para aklama faaliyetleri sayesinde organize suç örgütü soruşturma ve kovuşturmadan da kaçabilmektedir.

Adli soruşturmadan kaçınmak, daha çok gelir elde etmek, vergi kaçakçılığını kolaylaştırmak, gelirin değerini korumak, yetkililerin dikkatini çekmemek gibi sebeplere dayanarak organize suç örgütleri kara para aklama faaliyetlerine başvurmaktadırlar.

Üç aşamada kara para aklanma faaliyetleri gerçekleştirilir: yerleştirme, ayrıştırma ve bütünleştirme aşamalarıdır. Yerleştirme (makineye atma) ile yasadışı elde edilen gelirler ekonominin içine sokulur ve transferinin yapılmasıdır. Burada para ile örgüt arasında ilişki belirgin olduğu için güvenlik güçleri diğer aşamaya göre bu aşamada daha kolay bir şekilde tespit yapabilirler. Ayrıştırma (makinede yıkanma) ile suçtan elde edilen kara para yasadışı kaynağından uzmanlar eşliğinde uzaklaştırılır. Son aşama olan bütünleştirme (sıkma) ise şöyle açıklanır. Artık paraya yasal bir görüntü verilmiştir. Bu aşama başarılı bir şekilde sonuçlanırsa yasal olmayan para ile yasal olan parayı ayırmak artık imkansız hale gelir.

Bu kara paranın aklanması siyasi ve ekonomik dengeyi bozmakla birlikte uluslararası alanda bir güvenlik açığı da oluşturmaktadır. Çünkü örgütün kara parayı aklayabilmesi için uluslararası bir bağının bulunması gerekmektedir.

  • Devlet Memurları veya Hizmetlileri ile Özel Sektördeki Görevlileri Korkutma, Yıldırma, Sindirme Suretiyle Yolsuzluk Yapar Hale Getirmeye Çalışma ve Siyaset, Polis, Adliye, Basın ve Ekonomik Çevrelin Desteği Sağlama Unsuru

Organize suçluluk kendisine nüfuz sağlarken bu çevrelin desteği ile ilerler. Bu durum devletin beka problemlerinden birisini oluşturur. Devlet ile halk arasındaki güveni kırarak uluslararası bir problemi ortaya çıkarır. Örnek verecek olursam organize suç örgütünün adliyeyle kurduğu ilişkiler çerçevesinde verilen kararlar adaleti sağlamaya yönelik değildir. Bunun sonucunda hukuk sistemimiz zarar görür ve halkın güveni kaybedilir. Basının kullanılmasında organize suç örgütlerinin etkisi olursa basını yanlış yönlendirerek insanların doğru bilgiye ulaşmasına engel olurlar ve aynı zamanda da toplumda yanlış bir değer yargısı oluştururlar. Tehdit, yıpratma, şiddet gibi yöntemleri kullanarak sağlamış oldukları bu nüfuz sistemi kötü etkiler ve bunun sonucu devletin sürdürülebilirliğini engeller.

  • Uluslararası (Sınır aşan) Bağlantılar ve İlişkiler

Organize suç örgütlerinin tek yönlü bir şekilde davranmaları mümkün değildir. Uzmanlaşmış olduğu alanlar çerçevesinde yurt dışındaki bağlantıları ile hareket ederek ilerler. Konunun daha iyi anlaşılabilmesi adına birkaç örnek verelim. Uyuşturucu ticareti yapan bir organize suç örgütünü ele aldığımız zaman uyuşturucu trafiğini yönlendirebilmek için yurt dışındaki bağlantılarına ihtiyaç duyar. Kara parayı aklamak için de aynı şekilde bağlantılar gerekmektedir. Başka bir örneğe bakacak olursak sahte kimlik çıkarma, suçluları yurt dışına kaçırma gibi durumlar mevcuttur. Bu durum organize suç ile mücadeleyi daha çok zorlaştırmıştır.

 

Sonuç olarak organize suç kavramının kavramını iyice anlatabildiğimi düşünüyorum. Ülkemiz için en önemli problemlerden biri olan organize suç örgütlerinin içeriğini, nasıl işlediğini bilerek, konu hakkında bilgi sahibi olarak ve gerekli düzenlemeleri yaparak bu sorunu aşabilmemiz mümkündür. Kavramın teorik bölümünü inceledikten sonra şimdi sırada hayatımızda nasıl gerçekleştiğini incelemeye geldi. Organize suç kavramı hayatımızın neresinde, hangi alanlarında sorularına cevap bulmak için okumaya devam edelim.

Organize suçluluğun faaliyet alanlarını sınırlandıramamakla birlikte en çok görünenleri sıralayabilmemiz mümkündür. Değişen ve gelişen teknoloji ve uzmanlık alanları çerçevesinde organize suç örgütleri zamana uyarak devam ederler. Bunun açıklaması şöyledir. Organize suç örgütlerinin faaliyet alanlarını sınırlamak mümkün değildir. Ek olarak bu sınırlama durumu herhangi bir fayda sağlamaz. Gelişen sistemi güvenlik güçlerinin görmesini engelleyerek problemin daha da büyümesine sebep olur. Şimdi sırasıyla inceleyelim:

  1. Yasadışı Uyuşturucu Madde Ticareti ve Kaçakçılığı

Organize suç örgütlerinin en büyük gelir kaynağını yasadışı maddelerin ticareti ve kaçakçılığı oluşturur. Gelişen teknolojiyle birlikte doğal uyuşturucuların yanı sıra sentetik uyuşturucular da gün geçtikçe artmaktadır. Uyuşturucunun yasaklanması ile birlikte organize suç örgütleri bu alana iyice yönelmiş ve baronlar oluşturmuştur. Türkiye’de üretilen haşhaşı baronlar alıp yabancı ülkelerde dönüştürerek sattılar. Bu durumun önüne geçmek adına Türkiye’de belirli bir süre haşhaş ekimi yasaklandı. Daha sonrasında devlet kontrolü çerçevesinde ekime izin verilmekle birlikte Türkiye’de bu alana girmiştir.

  1. Yasadışı Silah Ticareti ve Kaçakçılığı

Özellikle terörist eylemlerde kullanılan bir alandır. Yapılan bu kaçakçılığın devamı için uyuşturucu kaçakçılığı da yapılmaktadır. Örnek olarak ülkemizin problemlerinden biri olan terör örgütü PKK’ye yapılan kaçak silah yardımını verebiliriz. Suriye ve Kuzey Irak içerisinde yapılan kaçak silahlar ülkeye sokularak devletimizin bütünlüğünü tehdit etmektedir. Diğer dünya ülkelerinin kendi siyasi ve ideolojik bakış açıları çerçevesinde terör örgütlerine yapılan yardımları göz önünde olmasına rağmen görmezden geldiği yadsınamaz bir gerçektir.

  1. Gümrük Kaçakçılığı

İhracı ya da ithalatı yasak olan eşyaların ihraç veya ithal edilmesi, serbest olan malların ise gümrük muamelesine tabi tutulmadan işlem yapılması, yurt içine sokulması gibi durumlar gümrük kaçakçılığını oluşturur. Otomobil kaçakçılığı en çok görülen türlerinden birisidir.

  1. Nükleer Madde Ticareti ve Kaçakçılığı
  2. Kara Para Aklama
  3. Yüksek Değerdeki Motorlu Taşıtlar ile Tır, Konteyner ve Gemi Yüklerinin Kaçırılması
  4. Çöplerin İllegal İmhası veya Başka Ülkelere Gönderilmesi, Çevre Suçları
  5. İllegal Organ Ticareti
  6. İnsan Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti
  7. Fuhuş ve Yasadışı Pornografi Ticareti
  8. Tehdit Yoluyla Koruma Parası ve Haraç Alınması
  9. Rüşvet ve Yolsuzluk
  10. Cebir, Tehdit ve Şantaj
  11. Tefecilik
  12. Fikir ve Sanat Eserleri, Patent Hakları, Marka Sahteciliği
  13. Bilişim Suçları

Hayatımıza etki ettiği alanları inceledikten sonra şimdi sıra cezalandırma, etkin pişmanlık ve yargılama bölümünü incelemektedir. Bu bölüme başlarken suç türünü incelemek için ana kaynaklarımızdan olan Türk Ceza Kanunu’ndaki ilgili maddeyi bilmek gerekir.

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma

Madde 220- (1) Kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kuranlar veya yönetenler, örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olması halinde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, örgütün varlığı için üye sayısının en az üç kişi olması gerekir.

(2) Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olanlar, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(3) Örgütün silahlı olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza dörtte birinden yarısına kadar artırılır.

(4) Örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı da cezaya hükmolunur.

(5) Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır.

(6) (Değişik: 2/7/2012 – 6352/85 md.) Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan da cezalandırılır. Örgüte üye olmak suçundan dolayı verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir. (Ek cümle: 11/4/2013-6459/11 md.) Bu fıkra hükmü sadece silahlı örgütler hakkında uygulanır.

(7) (Değişik: 2/7/2012 – 6352/85 md.) Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır. Örgüt üyeliğinden dolayı verilecek ceza, yapılan yardımın niteliğine göre üçte birine kadar indirilebilir.

(8) Örgütün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

Etkin pişmanlık

Madde 221- (1) Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu nedeniyle soruşturmaya başlanmadan ve örgütün amacı doğrultusunda suç işlenmeden önce, örgütü dağıtan veya verdiği bilgilerle örgütün dağılmasını sağlayan kurucu veya yöneticiler hakkında cezaya hükmolunmaz.

(2) Örgüt üyesinin, örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeksizin, gönüllü olarak örgütten ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.

(3) Örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeden yakalanan örgüt üyesinin, pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermesi halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.

(4) Suç işlemek amacıyla örgüt kuran, yöneten veya örgüte üye olan ya da üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin, gönüllü olarak teslim olup, örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi halinde, hakkında örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı cezaya hükmolunmaz. Kişinin bu bilgileri yakalandıktan sonra vermesi halinde, hakkında bu suçtan dolayı verilecek cezada üçte birden dörtte üçe kadar indirim yapılır.

(5) Etkin pişmanlıktan yararlanan kişiler hakkında bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine hükmolunur. Denetimli serbestlik tedbirinin süresi üç yıla kadar uzatılabilir.

(6) (Ek: 6/12/2006 – 5560/8 md.) Kişi hakkında, bu maddedeki etkin pişmanlık hükümleri birden fazla uygulanmaz.

 

 

Kanun maddesinden de anlaşılacağı üzere cezai yaptırım belirlidir. Kişiler işlemiş oldukları suçlar belirlenerek cezalandırılır. Bu cezalandırma işleminin mahkeme tarafından yapılması gerekmektedir.

Suç işleme amacıyla örgüt kurma suçunda her biri açısından kanunda belirtilen yaptırımlar dikkate alındığında görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir. Bunun yanı sıra, suç örgütünün, kanunda öngörülen yaptırım soykırım ve insanlığa karşı su işlemek amaçlı örgüt ile kanunda açıkça zikredilmesi nedeniyle bir silahlı örgüt veya terör örgütü olması haline görevli mahkeme ağır ceza mahkemesidir.

CMK’de yetki açısından özel bir düzenleme belirlenmemiştir. Bundan çıkarılacak sonuç CMK m.12/f.1’e göre “davaya bakmak yetkisi, suçun işlendiği yer mahkemesine aittir.” Maddenin devamında “teşebbüste son icra hareketinin yapıldığı, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği yer mahkemesi yetkilidir.

 

Son olarak eklememiz gerekir ki organize suç örgütleri halkın barış ve huzur içinde yaşama hakkını ihlal etmektedir. Devleti diğer devletler karşısında aşağı konuma çekerek ekonomik ve siyasi dengeyi bozmaktadır. Halkın hukuka olan güvenini yıkarak adeta bir sokak hukuku oluşturmakta ve buna göre hareket etmektedir. Devletin anayasasının amacı bireylerin hak ve özgürlüklerini hem kişilere hem de devlete karşı korumaktır. Hal böyleyken devletin dahi ihlal edemeyeceği hak ve özgürlükleri organize suç örgütleri ihlal ederek beka sorunu oluşturmaktadır. Bunun içerisinde bulunan kişiler ise bu anlamda vatanlarını yok saymaktadır.

 

Unutmayın ki her olay ve durum kendi şartları içerisinde değerlendirilir, bir sonuca ulaşılır. Daha detaylı bilgi alabilmek ve sağlıklı bir süreç yönetebilmek adına büromuzla iletişime geçebilirsiniz.

 

1 Response

  1. Onur

    Makaleniz için teşekkürler! Suç işleme amacıyla örgüt kurma suçuyla ilgili bazı örnekler ve daha fazla detay paylaşabilir misiniz? Özellikle de cezalar ve yaptırımlar hakkında bilgi almak istiyorum.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button