Gönüllü Vazgeçme
Türk Ceza Kanunu’na göre fail, suçu icra etmekten gönüllü olarak vazgeçer ya da suçun sonuçlarının oluşmasını engellemek için uğraşır ve önlerse suça teşebbüs ettiği gerekçesiyle cezalandırılmaz. Fakat vazgeçmeden önce işlediği fiiller suç oluşturuyorsa bunlar için cezalandırılır.
Gönüllü vazgeçmeden bahsedebilmemiz için suçun en azından teşebbüs aşamasına ulaşılmış olması ve buna kasten yönelmiş olması gerekir. Suçun sonuçlarının oluşmasını engellemekle gönüllü vazgeçme hükümlerinden faydalanmak isteyen fail içinse şart, aktif ve kuvvetli bir çaba içine girmesidir. Gönüllü vazgeçme kapsamında olmayan suçun işlenmesi sonrası bu tarz nitelikte olmayan davranışlar etkin pişmanlık hükümlerine tabidir.
Vazgeçme, failin iradesiyle alınmış bir karar olmalıdır. Mesela tesadüf eseri icra hareketlerinden vazgeçtiyse, suç aracını değiştirdiyse veya bir süreliğine duraksadıysa bu gönüllü vazgeçme değildir.
Etkin pişmanlık, TCK’ya göre; suçun tamamlanmasından sonra failin pişmanlık duyarak suçun işlenmesinden meydana gelen sonuçları gidermeye yönelik davranışlarda bulunmasıdır. Gönüllü vazgeçmeden farkı, suç tamamlandıktan sonra gerçekleşebilmesidir. Gönüllü vazgeçme ise icra hareketlerine başlanması ile suçun tamamlanması arasında gerçekleşmekteydi. Diğer bir fark, uygulanabildikleri suçlara ilişkindir. Gönüllü vazgeçme kurumu, şartlar sağlandığı müddetçe, tüm suçlara uygulanabilirken etkin pişmanlık hükümleri, sadece kanunla belirtilmiş olan suçlara uygulanabilir.
Gönüllü vazgeçmede, fail, vazgeçtiği suça teşebbüs nedeniyle cezalandırılmaz. Sadece, vazgeçme anına kadar yaptığı hareketler başlı başına bir suç teşkil ediyorsa, bu hareketlerinden yana cezalandırılır. Ancak etkin pişmanlık kurumuna baktığımızda; bazen suçtan tamamen kurtarır, bazen de fail ceza alır fakat indirim yapılır.
- ‘‘Suç tamamlanmadan veya sonuca ulaşılmadan önce vazgeçme gerçekleştiğinden, gönüllü vazgeçme etkin pişmanlıktan da farklıdır. Etkin pişmanlık, suçun tamamlanmasından sonraki pişmanlığı düzenlemekte ve tamamlanan bir suçun yol açtığı zararın giderilmesi, eski hale getirilmesi ya da malın iadesini kapsamaktadır.’’ (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2020/5893 E. 2020/9594 K. 07.10.2020 T.)
- ‘‘Kabul edilen görüşe göre fail yapıcı hareketleri yarıda bıraktığı zaman bunları sonuna kadar götürebileceği kanaatinde ise ve bu kanaate rağmen yapıcı hareketlere devam etmemiş ise gönülle vazgeçme vardır. Failin yapıcı hareketlere devam etmemesinin sebebi yapıcı hareketleri sonuna kadar götüremeyeceği, suç yolunda daha fazla ilerleme olanağının kalmadığı kanaatinde ise vazgeçme gönüllü değildir.’’ (Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2015/6340 E. 2018/2920 K. 16.04.2018 T.)
- ‘‘Suçun icra hareketlerinden gönüllü vazgeçme halinden farklı olarak, sonucu gerçekleştirmeye elverişli ve yeterli icra hareketinin gerçekleştirilmesinden sonra gönüllü de olsa sadece icra hareketlerine devam edilmemesi yeterli olmayıp bunun yanında 5237 sayılı TCY’nın 36. maddesine göre fail, “…kendi çabasıyla suçun tamamlanmasını veya neticenin gerçekleşmesini” önlemelidir. Bunun için failin sonucun gerçekleşmesini önleyecek şekilde gönüllülüğe dayanan aktif faaliyette bulunması gereklidir.’’ (Yargıtay 22. Ceza Dairesi 2015/7688 E. 2015/8260 K. 02.12.2015 T.)
- ‘‘(…)sanık içeride kendi iradesiyle icra hareketlerinden ve neticenin meydana gelmesini istemekten vazgeçmemiş, vitrin camına yönelip açmak için uğraştığı sırada tanık …’nin alarm butonuna basmak için ayağa kalkmasından korkup kaçmıştır. Gönüllü bir vazgeçme söz konusu değildir ve eyleme son verme dış etkenlerin tesiri altında, failin bir katkısı olmadan gerçekleşmiştir.’’ (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2015/258 E. 2017/486 K. 21.11.2017 T.)