Single Blog Title

This is a single blog caption

DASK Sigortası (Zorunlu Deprem Sigortası)

Sigorta sözleşmesinin ihtiyari veya zorunlu olması, sözleşmeyi yapan tarafların iradesine bağlıdır. Bu nedenle, bir kişi zorunlu olmadığı halde sigorta sözleşmesi yapmışsa, bu sözleşme ihtiyari sigorta olarak adlandırılır. Ancak, yasal bir zorunluluk nedeniyle sigorta sözleşmesi yapılmışsa, bu durumda sözleşme zorunlu sigorta olarak adlandırılır. Bu zorunlu sigorta çeşitlerinden biri de zorunlu deprem sigortasıdır. DASK (Doğal Afet Sigortaları Kurumu), Türkiye’de vatandaşlara zorunlu deprem sigortası sağlayan ve bu sigortanın yönetiminden sorumlu tutulan bir kamu kurumudur. DASK, 1999 yılında meydana gelen Marmara Depremi sonrasında kurulmuş ve 2000 yılında faaliyete geçmiştir. DASK, zorunlu deprem sigortası kapsamında konut ve işyerleri gibi taşınmaz malların deprem riskine karşı sigortalanmasını sağlamaktadır. DASK, sigorta primlerini toplayarak, sigortalıların olası bir deprem ya da diğer doğal afetler sonucu oluşacak zararlarını karşılamak üzere bir fon oluşturur. Bu sayede, deprem veya diğer doğal afetler sonucu oluşacak zararlar nedeniyle vatandaşların finansal yükü hafifletilmiş olur. Türkiye’deki depremler gibi doğal afetler sırasında, hasar tespiti ve tazminat işlemleri için sorumluluk kurumdadır. Depremden etkilenen binaların hasar tespiti için, ilgili kurumlar tarafından görevlendirilen eksperler ve uzmanlar tarafından yapılan detaylı incelemeler ve raporlar kullanılır.

Bu raporlar, binanın hasarını ve onarım maliyetini belirler ve hak sahiplerine tazminat alma hakkı verir. Bu tazminatlar, deprem sigortası poliçeleri tarafından karşılanabilir veya doğrudan kurumlar tarafından ödenebilir. Hak sahipleri, tazminat almak için kurumlara başvurabilir veya hukuki yollara başvurabilir. Kurumlar, hasar tespiti ve tazminat işlemlerinde titizlikle çalışarak, hak sahiplerinin adil bir şekilde tazmin edilmesini sağlamak için çaba gösterirler.

Öncelikle, 27 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen Marmara Depremi ve 12 Kasım 1999 tarihinde gerçekleşen Bolu-Düzce Depremi gibi büyük afetlerin ardından Türkiye’de deprem sigortası zorunlu hale getirilmiştir ve gündeme gelmiştir. Bu kapsamda, 587 sayılı “Zorunlu Deprem Sigortasına Dair Kanun Hükmünde Kararname” hazırlanarak 27 Aralık 1999 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu kanun kapsamında, Türkiye’deki konut, iş yeri ve diğer yapıların tamamının deprem sigortası yaptırması zorunlu hale getirilmiştir. Bu adım, deprem gibi doğal afetlerin olası zararlarının en aza indirgenmesi amacıyla atılmıştır.

Esasına Türkiye’de deprem sigortası 40 yılı aşkın bir süredir uygun primlerle uygulanmaktaydı. Ancak 17 Ağustos depremi öncesinde sadece 500 bin konut poliçesi bulunmaktaydı ve bu nedenle deprem sonrasında hasar gören 213 bin konuttan sadece 14 bininde deprem sigortası bulunuyordu. Bu durumda, depremden zarar görenlerin sadece sınırlı sayıda kişi deprem sigortası yoluyla zararlarını karşılayabildi.

Bu durum, deprem sigortasının öneminin vurgulanmasını göstermektedir. Deprem gibi doğal afetlerde, maddi kayıpların büyük olasılıkla oluşacağı göz önüne alındığında, deprem sigortası, ev sahiplerinin ve işletmelerin zararlarını azaltmak için önemli bir araçtır. Bu nedenle, deprem sigortası satın almanın önemi ve faydaları halka daha iyi anlatılmalı ve farkındalık arttırılmalıdır. “Deprem öldürmez bina öldürür” sloganı, depremin insanların hayatlarını doğrudan almadığını, ancak yıkılan binaların ve yapıların neden olduğu hasarın ve kayıpların daha büyük bir tehdit oluşturduğunu vurgulamaktadır.

Deprem karşısında alınabilecek önlemler arasında, dayanıklı binalar inşa etmek çok önemlidir. Deprem dayanıklı binalar, özellikle deprem bölgelerinde yaşayanlar için hayati önem taşımaktadır. Bu tür binalar, depremin etkilerine daha dayanıklıdır ve dolayısıyla hasar ve kayıpların azaltılmasına yardımcı olur.

İkinci önemli önlem ise, sigorta yöntemi ile mâli yükün tabana dağıtılmasıdır. Deprem sigortası, binaların deprem hasarlarına karşı korunmasına yardımcı olur ve bu sayede deprem sonrası maddi kayıpların en aza indirilmesine yardımcı olur. Bu sigortalar, deprem bölgelerinde yaşayanlar için önemli bir maddi koruma sağlar. Bu nedenlerle, deprem riski olan bölgelerde yaşayanlar, dayanıklı binalar inşa etmek ve deprem sigortası yaptırmak gibi önlemleri alarak kendilerini ve maddi kayıplarını koruma altına alabilirler.

Ayrıca, zorunlu deprem sigortası ile yapılan binaların deprem yönetmeliğine uygun olarak inşa edilmesi teşvik edilmekte ve böylece depreme dayanıklı binaların sayısı artmaktadır. Bu da can kaybı ve maddi kayıpların azaltılmasına yardımcı olur.

Zorunlu deprem sigortası aynı zamanda afet yönetimi açısından da önemlidir. Deprem gibi büyük çaplı afetlerde, sigorta şirketleri hızlı bir şekilde maddi kayıpları telafi ederek afetzedelere yardımcı olurlar. Bu sayede devletin afet yardımı için ayırdığı kaynaklar da daha iyi yönetilmiş olur. Sonuç olarak, zorunlu deprem sigortası insanların maddi kayıplarını telafi ederken aynı zamanda depreme dayanıklı binaların inşa edilmesini teşvik eder ve afet yönetiminde etkin bir rol oynar. Bu nedenle, deprem bölgelerinde yaşayanların zorunlu deprem sigortası yaptırmaları önemlidir. Türkiye’de, 18 Mayıs 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 18 Ağustos 2012 tarihinde yürürlüğe giren Afet Sigortaları Kanunu, deprem afeti nedeniyle oluşabilecek maddi zararları teminat altına almayı amaçlar. Bu kapsamda, Zorunlu Deprem Sigortası (DASK) da bu kanunun ikinci maddesi altında düzenlenmiştir. DASK, Türkiye’de konut ve işyerlerinde meydana gelebilecek deprem hasarlarına karşı zorunlu olarak alınması gereken bir sigorta türüdür. DASK sigortası ve konut sigortası arasındaki farklara da dikkat çekmek gerekir; Zorunlu deprem sigortası ve konut sigortası arasında bazı farklar bulunmaktadır. İşte bu farklar:

  1. Kapsam: Zorunlu deprem sigortası, deprem riskine karşı oluşacak hasarları kapsayan bir sigorta türüdür. Konut sigortası ise yangın, hırsızlık, su baskını, cam kırılması, doğal afetler gibi birçok farklı riski kapsayabilir.
  2. Zorunluluk: Zorunlu deprem sigortası, adından da anlaşılacağı gibi, tüm Türkiye’deki konut sahipleri için zorunlu bir sigortadır. Konut sigortası ise zorunlu değildir, ancak ev sahipleri tarafından isteğe bağlı olarak satın alınabilir.
  3. Primi: Zorunlu deprem sigortası primleri, belirli bir oran üzerinden hesaplanır ve binaların bulunduğu bölge, yapı yaşı ve diğer faktörlere göre değişebilir. Konut sigortası primleri ise, sigortalanacak evin bulunduğu bölge, evin değeri, evin yapısı, sigorta kapsamı ve diğer faktörlere göre belirlenir.
  4. Hasar Ödemesi: Zorunlu deprem sigortası, sadece deprem riskine karşı oluşacak hasarları kapsadığı için, bir deprem meydana geldiğinde oluşacak hasarlar için ödeme yapar. Konut sigortası ise, birçok farklı riski kapsadığı için, yangın, hırsızlık, su baskını gibi farklı riskler nedeniyle oluşacak hasarları da kapsar.
  5. Sigorta Limiti: Zorunlu deprem sigortası, sigortalıların belirli bir limit dahilinde hasarlarını karşılar. Konut sigortası ise, belirlenen poliçe limitine kadar hasarları karşılar.

Sonuç olarak, zorunlu deprem sigortası ve konut sigortası arasında önemli farklar vardır ve her ikisi de farklı risklere karşı koruma sağlarlar. Ev sahipleri, evlerinde meydana gelebilecek riskleri ve sigorta ihtiyaçlarını değerlendirerek, kendileri için en uygun sigorta türünü seçebilirler.

 

Tam olarak söylemek gerekirse, DASK (Doğal Afet Sigortaları Kurumu) Türkiye’deki konutların deprem riskine karşı sigortalanmasını sağlayan bir kuruluştur. DASK sigortası, depremin neden olduğu hasarlarla sınırlıdır ve özellikle deprem riskinin yüksek olduğu bölgelerde oturan ev sahipleri için zorunlu tutulmuştur.

Diğer yandan, konut sigortası, ev sahiplerinin evlerini bir dizi riskten koruyan bir sigorta türüdür. Bu riskler arasında hırsızlık, yangın, su baskını, doğal afetler, terörizm ve daha birçok durum yer alabilir. Konut sigortası, birçok farklı kapsam ve teminat seçeneği sunar ve bu seçenekler poliçe sahibinin ihtiyaçlarına ve bütçesine göre uyarlanabilir. Kısacası, DASK sigortası sadece depreme karşı koruma sağlar, ancak konut sigortası çeşitli risklere karşı koruma sağlayabilir. Her iki sigorta türü de ev sahipleri için önemlidir ve ev sahibi olmak isteyenlerin bu konuda detaylı bir araştırma yaparak kendilerine en uygun sigorta seçeneğini belirlemesi önerilir.

Türkiye’de zorunlu deprem sigortası yaptırmak yasal bir zorunluluktur. Kanunun 10. Maddesi, hangi tür taşınmazların zorunlu deprem sigortası yaptırmaya tabi olduğunu belirlerken, köy nüfusuna kayıtlı olan ve köylerde sürekli oturanların yaptığı binaların sigorta yapma yükümlülüğü bulunmamaktadır. 11. Maddede ise, zorunlu deprem sigortası yaptırmakla yükümlü olan kişilerin, Doğal Afet Sigortaları Kurumu tarafından tespit edileceği belirtilmektedir. Bu kurum, Türkiye’de zorunlu deprem sigortası yaptırmakla yükümlü olan binaları tespit eder ve sigorta yapma yükümlülüğü olan kişilere bilgi verir.

Ayrıca; Bu sigorta, poliçe bitiş tarihine kadar geçerlidir ve poliçe bitiş tarihinden sonra yenilenmezse, sigortanın teminatı sona erer. Dolayısıyla, DASK sigorta sözleşmeleri her yıl yenilenmelidir. Sigorta sözleşmesinin yenilenmemesi, ev sahiplerinin deprem riskine karşı korunmasını sağlayan DASK’ın teminatının sona ermesine neden olabilir. Yenileme işlemi için genellikle poliçenin sona ermesinden önce belirli bir süre verilir ve bu süre içinde yenileme işlemi tamamlanmazsa sigorta geçersiz sayılır. DASK sigortası, yıllık olarak yenilenmesi gereken bir sigorta türü olduğundan, ev sahiplerinin her yıl yenileme işlemlerini zamanında yapmaları önemlidir. Bu, ev sahiplerinin deprem riskine karşı korunmasını sürdürmek ve sigortanın teminatının devam etmesini sağlamak için gereklidir.

 

 

 

 

 

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba, hukuki sorunuz nedir?
Call Now Button