Single Blog Title

This is a single blog caption

Çalışanın Haksız Rekabet Etmesi ve Rekabet Hukuku Avukatı

Çalışanın Haksız Rekabet Eylemleri ve Sorumluluğu

ÖZ

Ülkemizde 1980’li yıllara kadar karma ekonomi sistemi benimsenmiştir. Daha sonrasında 82 Anayasası ile liberal ekonomi hayatımıza girmiştir. Liberal ekonominin getirdiği serbest piyasa ortamı rekabeti doğurmuştur. Ticari ilişkilerin serbestçe kurulmasıyla ortaya çıkan rekabet, ekonominin gelişmesine ve para akışını sağlamıştır. Burada haksızca ortaya konulmuş bir rekabet durumunda devlet kurallar koyarak düzenleme çabası içine girmiştir. Kuralların menfaati serbest rekabeti dürüstçe sağlayabilmektir. Haksız rekabetle ilgili düzenlemeler serbest piyasa ortamını koruma amacı taşımaktadır. Ülkemizde ve dünyada yaşanan son olaylardan sonra haksız rekabet kavramı önem kazanmıştır ve düzenlemeler yapılmıştır.

 

Anahtar Kelimeler: Rekabet Hukuku, Haksız Rekabet, Haksız Rekabet Sorumluluğu

 

GİRİŞ

Son yüzyıllarda ilerleyen ekonomik sistemler ile rekabet bir arada ilerlemiştir. Gelişmiş ülkelerin ekonomi politikalarına baktığımızda rekabet ön plandadır. Amerika’yı örnek olarak verdiğimizde ülke içerisindeki farklı markaların birbiri ile olan rekabeti hem ülkeye hem de markalara finansal bir gelişim sağlamaktadır. Böylesine önemli bir konu hakkında devletlerin düzenlemeler yapması gerekmektedir. Devletleri kendi içlerinde düzenlemeler yaptığı gibi uluslararası antlaşmalara da tabi olmaktadırlar. Bu sayede rekabet, korunmaktadır. Düzenlemelerin olmaması halinde serbest piyasa ortamından bahsetmek söz konusu değildir. Paranın tek bir elde toplanması hem devletin hem de piyasada bulunan toplulukların zararınadır. Dürüst ve serbest bir piyasa ortamı oluşturmak için haksız rekabeti ortadan kaldıracak düzenlemeler yapılmaktadır. Bu anlamda çalışan ile işveren arasındaki rekabet konusu da oldukça önemlidir. İşletme çalışanının sadakat yükümlülüğü ile haksız rekabet oluşturacak hareketlerde bulunmaması gerekmektedir. İşletme çalışanının hürriyetinin kısıtlanmaması durumuna dikkat edilmelidir.

Rekabet Hukuku Avukatı Bu yazımızda ilk olarak ilgili tanımlar ve bu tanımların kapsamları verilecektir. Daha sonrasında rekabet yasağına değinilecektir. Üçüncü bölümle birlikte kanun kapsamında haksız rekabet halleri açıklanacaktır. Dördüncü bölümde çalışanın haksız rekabeti sonucu oluşacak yargılama usulleri anlatılacaktır.

 

BİRİNCİ BÖLÜM

  1. Tanımlar
    • Haksız Rekabet

Rekabet, liberal ekonomilerin mihenk taşıdır. Bireylerin serbest bir piyasa içerisinde ticaret yapabilmelerini sağlamak modern ekonomilerin bir sonucudur. Kişilerin sadece ekonomik olarak değil aynı zamanda sosyal hayatlarında da rekabete girdiğini görmekteyiz. Şartlar çerçevesinde rekabet insanların yaptıkları işleri daha iyi yapmalarını sağlayan daha iyi bir ürünün ortaya çıkarılmasını sağlayan önemli bir kavramdır. Rekabetin etik ve ahlaki değerler dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. Etik ve ahlaki değerlere uygun bir şekilde yapılmayan bir rekabet haksız bir kazanç doğurur. Bu haksız kazanç ve tekelleşme liberal ekonomiye dolayısıyla devletin ekonomisine zarar verir. Kanun koyucu bu zararı öngörerek engellemek ve gerçekleştiği zaman hukuki bir şekilde çözebilmek adına Türk Ticaret Kanunu’nun dördüncü kısmı içerisinde haksız rekabeti düzenlemiştir. TTK’nın 55. maddesine göre haksız rekabetin oluşabilmesi için rekabet ilişkisinin olması ve bu rekabet ilişkisinde dürüstlük kuralına aykırı bir şekilde hareket etmek gerekmektedir. TTK m. 54/2 de haksız rekabetin tanımı bulunmaktadır. Buna göre:

“Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.”

1.2. İşletme Çalışanı Kavramı

Rekabet Hukuku Avukatı  İşletmeler, belirlediği hedefleri gerçekleştimek üzere üretim faktörlerini belli oranda ve uyum içerisinde bir araya getirerek mal veya hizmet üreten ve/veya pazarlayan böylece amacını gerçekleştirmeye çalışan ekonomik, teknik, sosyal ve hukuki birimlerdir.[1] İşletme çalışanı ise belirli bir ücret karşılığında işletmede faaliyet gösteren, emeğini ortaya koyan insan gücüdür.[2] İş verenle çalışan arasında sadakat yükümlülüğünün olması gerekmektedir. İşletme çalışanı olarak değerlendirilen kişiler bu bağ ile bağlı ve belirli bir ücret karşısında çalışan insan olarak değerlendirmek gerekmektedir. İş görme bağımlılıkları ile sadakat yükümlülüğünü karıştırmamak gerekmektedir. Bu anlamda işçi, stajyer, ticari temsil, ticari vekil ve pazarlamacı, çırak gibi işleri yerine getirenler işletme çalışanları olarak değerlendirilmektedir. Kimin işletme çalışanı olduğunu açıklayabilmek için unsurlar belirlenmiştir. Bunlar:

  • Sadakat Yükümlülüğü veya Sır Saklama Yükümlülüğünün Bulunması

Sadakat yükümlülüğüne aykırı davranılması sonucunda haksız rekabet oluşmaktadır. Burada karşımıza sadakat borcu ve sır saklama borcu çıkmaktadır. Sadakat borcu TBK m. 396’da tanımlanmıştır. “işverenin haklı menfaatinin korunmasında sadakatle davranmak zorundadır.” Haklı menfaat kavramı sadakat borcu kapsamının içerisine alınması oldukça önemlidir. Sır saklama borcunda ise sadakat yükümlülüğünün yapmama şeklinde gerçekleşmesidir. TBK m. 396/4’e göre “İşçi, iş gördüğü sırada öğrendiği, özellikle üretim ve iş sırları gibi bilgileri, hizmet ilişkisinin devamı süresince kendi yararına kullanamaz veya başkalarına açıklayamaz. İşverenin haklı menfaatinin korunması için gerekli olduğu ölçüde işçi, hizmet ilişkisinin sona ermesinde sonra da sır saklamakla yükümlüdür.” Kanun hükmünde açıkça sır saklama yükümlülüğü belirtilmiştir.  

  • Bağımlılık

Bağımlılık çalışan için değerlendirildiğinde, işverenin belirlediği yer ve zamanda, onun talimatlarına bağlı olarak iş görmeyi, işverence belirlenen çalışma programına, ticari politikaya uymaktır.[3]

  • İş Görme
  • Ücret

Anayasa madde 18’in sonucunda işletme çalışanın iş görme ediminin karşılığı ücrete hak kazanması gerekmektedir.

1.3. İşletme Kapsamında Olan Kişiler

  1. İşçi

İş Kanunu’nun 2. maddesine göre işçi “bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişi” olarak tanımlanmıştır. İşçilerin görevlerine göre işletmenin yakın çevresini oluşturdukları, iş ürünleri ve müşteri ile sıkı sıkı ilişkilerde bulundukları görülmektedir. İşin nasıl ilerlediklerini bildikleri için haksız rekabet bakımından kaynak olabilmektedirler.

  1. Çırak ve Stajyer

Rekabet Hukuku Avukatı  Mesleki Eğitim Kanunu’nun 3. maddesinde çırak tanımlanmıştır. “Çırak, çıraklık sözleşmesi esaslarına göre bir meslek alanında mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri ve iş alışkanlıklarını iş içerisinde geliştiren kişi.” olarak açıklanmıştır. Aynı maddenin devamında staj şöyle tanımlanmaktadır. Yükseköğretim Kurulunca, yükseköğretim kurumlarında verilmekte olan her düzeydeki alana özgü olarak belirlenen teorik ve uygulamalı dersler dışında, öğrencilerin öğretim programlarıyla kazandırılması öngörülen mesleki bilgi, beceri, tutum ve davranışlarını geliştirmeleri, sektörü tanımaları, iş hayatına uyumları, gerçek üretim ve hizmet ortamında yetişmeleri amacıyla işletmede yaptıkları mesleki çalışma” olarak açıklanmıştır. Çırak ve işveren arasındaki uyuşmazlıklarda iş mahkemesi görevli değildir.

  1. Ticari Temsil

Ticari temsilcilerin vekil edenle aralarındaki ilişkilerinde bağlılık ve sadakat yükümlülüğü unsurları bulunmaktadır. İş gereği işletmeye nüfuz etmiş olduklarında haksız rekabet eylemlerinde bulunmaları ve çalışan kavramı içinde değerlendirmeleri mümkündür.[4]

  1. Ticari Vekil

Ticari vekil, işletmenin olağan işlerini işletme sahibi ile aralarında bulunun hizmet akdi sözleşmesine uygun bir şekilde gerçekleştirmektedir. Ticari temsilci durumunda olduğu gibi işe nüfuz ettiği için haksız rekabetin ortaya çıkması mümkündür.

  1. Pazarlamacı

Pazarlamacı, ticari vekil niteliğinde gezici olarak iş yapan tacir yardımcısıdır.[5] Pazarlama çalışanı hizmet akdi bittikten sonra iş ile ilgili olan modelleri, fiyat tarifleri gibi özellikleri işverene geri vermekle yükümlüdür. Eğer ki bu bilgilerle birlikte bir rekabet ortamı oluşursa burada haksız rekabet olmuş oluşur.

 

İKİNCİ BÖLÜM

  1. Rekabet Yasağı

İRekabet Hukuku Avukatı  işveren ile işletme çalışanları arasında iş süresince bir hizmet sözleşmesi bulunmaktadır. Bu hizmet sözleşmesine göre işletme çalışanı iş süresi boyunca verdiği emeğin karşılığını belirli bir ücret karşılığında almaktadır. Bununla birlikte taraflar birbirlerine sadakat yükümlülüğü ile bağlıdırlar. İşletme çalışanı ile işveren arasındaki hizmet sözleşmesi bitmesi sonucunda sözleşmeden kaynaklanan borçlar sona ermektedir. Buna ek olarak iş sözleşmesi bittikten sonra işletme çalışanın edinmiş olduğu bilgilerle birlikte işverene karşı girmiş olduğu rekabette haksızlık ortaya çıkması mümkündür. Böyle durumların önüne geçmek için ek olarak bir rekabet yasağı sözleşmesinin düzenlenmesi gerekmektedir. İş sözleşmesi bittikten sonra işten kaynaklı borçlar sona ermekle birlikte rekabet yasağı sona ermemektedir. Netice de serbest piyasa ortamının korunması hedeflenmektedir. Rekabet yasağı TBK’nın 444. maddesi ve devamında düzenlenmektedir. Madde hükmünde rekabet yasağının koşulları, sınırlandırılması, davranışların sonuçları ve sona ermesi durumları açıklanmaktadır.

TBK madde 444’e göre rekabet yasağının şartları şunlardır:

  1. İşletme çalışanının fiil ehliyetine sahip olması,
  2. Sözleşmenin şekle tabi tutularak yazılı bir şekilde yapılmış olması,
  3. Rekabet yasağı, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerli olur.

TBK madde 445’e göre rekabet yasağının sınırları belirlenmektedir.

“MADDE 445- Rekabet yasağı, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremez ve süresi, özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşamaz.

Hâkim, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe

değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabilir.”

Rekabet yasağına aykırı davranışların olması sonucunda; aykırı davranan işçi, bunun sonucu olarak işverenin uğradığı bütün zararları gidermekle yükümlüdür. Rekabet yasağı, işverenin bu yasağın sürdürülmesinde gerçek bir yararının olmadığı belirlenmişse sona erer.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

  1. İşletme Çalışanları Bakımından Haksız Rekabet Halleri
    • TTK madde 55 kapsamında

TTK m.55 ile örnek olarak başlıca haksız rekabet eylemleri belirtilmiştir.[6] Örnekleyici hükümlerden “üçüncü kişilerin yardımcılarını görevlerini ihlale yöneltmek”, “üçüncü kişileri üretim ve iş sırlarını ifşa etmeye ya da ele geçirmeye yöneltmek”, “başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak”, “üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek” eylemleri işletme alışanlarının yöneltilerek araç olduğu veya bizzat gerçekleştirdiği haksız rekabet eylemleridir.[7] Kanun kapsamında bunları tek tek incelemek gerekmektedir.

  1. Üçüncü Kişilerin Yardımcılarını Görevlerini İhlale Yöneltmek

İşletme çalışanlarının müşteri ile ilişkide bulunduğu hizmet sektörlerinde çalışanın eğitimi, tavırları, iş deneyimi iş için oldukça önemlidir. Hal böyleyken çalışanlar işletme içindeki önemli konumları sebebiyle piyasada bulunan diğer kişiler tarafından sözleşmeyi ihlale yöneltmek amacıyla araç olarak kullanılabilmektedir. Üçüncü kişinin tarafları ihlale yöneltmesi halinde haksız rekabet oluşmaktadır. İşletme çalışanı, hak edilmemiş veya yükümlülüklerine aykırı davranmaya yöneltilerek yarar sağlanır veya yarar sağlamak önerilir.

  1. Üçüncü Kişilerin Yardımcılarını Üretim ve İş Sırlarını İfşa Etmeye ya da Ele Geçirmeye Yöneltmek

Bu eyleme doktrinde sanayi casusluğu da denmektedir.[8] İş hayatına ilişkin faydalı olan sınırlı sayıda kişi tarafından bilinen bilgilerin etkili ve güvenli yöntemlerle korunmasını ihlal ederek bundan kazanç sağlayan kişi haksız rekabet eylemini gerçekleştirmiş olmaktadır. Sır sahibinin bu sırrı korumada haklı bir çıkarının olması gerekmektedir.

  1. Başkalarının İş Ürünlerinden Yetkisiz Yararlanmak

TTK madde 55 kapsamında üç eylem incelenmektedir. Kendisine emanet edilmiş iş ürününden yetkisiz yararlanmak; üçüncü kişilere ait iş ürününden kendisine yetkisiz olarak tevdi edilmiş olduğunun bilinmesi gerektiği halde yararlanmak; son olarak başkasına ait çalışma ürünlerini teknik çoğaltma yöntemleriyle devralıp onlardan yararlanmak eylemler haksız rekabet eylemleri olarak kanun maddesinde belirlenmiştir.

  1. Üretim ve İş Sırlarını Hukuka Aykırı Olarak İfşa Etmek

Rekabet Hukuku Avukatı  Üretim ve iş sırlarının hukuka aykırı olarak ifşa edilmesiyle rekabet ortamı oluşturulursa eğer haksız rekabet eylemi ortaya çıkar. Kanun metninde bu iki unsurun verilmesiyle birlikte failin işletme çalışanı şartı olması aranmamaktadır. Olaylar çerçevesinde değerlendirildiğinde failin işletme çalışanı olması daha büyük ihtimal olmakla birlikte bu şart aranmamaktadır. Fail herhangi bir üçüncü kişi de olabilmektedir.  Burada önemli olan bu bilgileri hukuka aykırı bir şekilde ifşa etme durumudur.

 

5.1. TTK madde 54 Kapsamında

TTK m. 54’te “Rakipler arasına veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.”

Kanun hükmüne göre belirli başlıklar ortaya çıkmaktadır. Bunlar aşağıda detaylı bir şekilde incelenmektedir:

  1. İşletme Çalışanının Mevcut İş İlişkisini Sona Erdirmesinden Faydalanma

İş ilişkileri her ne sebeple sona ererse ersin öğretide kabul gören görüşe göre eski çalışanların devam eden sadakat ve sır saklama yükümlülükleri mevcuttur. İş sözleşmesi sona erdikten sonra devam eden yükümlülüğüne aykırı şekilde davranmak veya bundan faydalanmak haksız rekabet oluşturmaktadır.

  1. İşverenin Hukuka Aykırı Eylem ve Menfaatlerinin İşletme Çalışanınca Uygunsuz İfşası

Ahlaklı ihbar kavramından yukarıda bahsetmiştik. Kamunun üstün yararı gözetilerek ihbar edilmesi meşru kılınmaktadır. Burada ihbar için hukuka aykırı olmayan başka yollar aranmalıdır öncelikle. Yapılan bu hukuka aykırı ifşa uyarınca son çare olup olmadığı değerlendirilmelidir.

  1. Bilgi Sızdırılması İçin Rakip İşletmeye Çalışan Yerleştirme

Üretim ve iş sırlarının ifşası için rakip işletmeye çalışan yerleştirilmesi hali dürüstlük kurallarına aykırılık teşkil eden ve genel hükümler kapsamında haksız rekabet oluşturan bir eylemdir.[9]

  1. İşletme Çalışanın Rüşvet Alarak Sözleşmeyi İhlal Etmesi

İşletme çalışanının rüşvet alarak sözleşmeyi ihlal etmesi genel hükümler kapsamında değerlendirilerek haksız rekabet eylemini oluşturmaktadır. Haksız rekabetin sonucunda Yargıtay tazminata hükmetmektedir.[10]

  1. Üçüncü Kişinin Çalışanı ile Sözleşme Yapma Amacıyla Çalışanın Mevcut Sözleşmeyi Feshine Yönelmesi

İşletme çalışanın sözleşme süresince başka iş teklifleri alması direkt olarak haksız rekabet eylemi oluşturmamaktadır. Çünkü kişinin Anayasal hakkı olan çalışma hürriyetini engellemek mümkün değildir. Fakat eğer ki rakip firma kişiden faydalanıp haksız bir rekabet ortamı oluşturmak için böyle bir teklifte bulunduysa eğer haksız rekabet eylemi oluşmaktadır. Feshe yönelten işveren ile çalışanın mevcut işverene karşı birlikte hareket ederek fesih için haklı sebep yaratması halinde de haksız rekabet oluşur.

  1. Yönetici Avcılığı

Yönetici pozisyonunda açığı olan işverenlere hizmet veren, bu işverenler için ilana çıkmak yerine uygun kişilere ulaşarak onları ikna etme çalışması yürüten bir nevi tellal gibi görev yapan kişiye denir.[11]

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

  1. İhlal Halinde Doğacak Hukuki Sonuçlar

TTK’nın 56. maddesi haksız rekabetin oluşması durumunda doğacak hukuki sonuçları düzenlemektedir. Madde metnine göre:

MADDE 56- (1) Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;

  1. a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
  2. b) Haksız rekabetin men’ini,
  3. c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
  4. d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
  5. e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini,

isteyebilir. Davacı lehine ve (d) bendi hükmünce tazminat olarak hâkim, haksız rekabet sonucunda davalının elde etmesi mümkün görülen menfaatin karşılığına da karar verebilir.

  1. Tespit Davası: HMK madde 106’ya göre “Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir. Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır. Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz.”
  2. Haksız Rekabetin Men’i Davası: Eyleme devam edilme veya tekrarlanması yasaklandığından sonuçları itibariyle geleceğe yöneliktir.[12] Tehlike halinin sona ermesi durumunda dava açma hakkı düşmektedir. Bu zamanaşımı olduğu anlamına gelmemektedir. Eğer ki eylem devam ediyorsa zamanaşımına uğramaz ve taraf dava açma hakkını kaybetmez. Bunu Hukuk Genel Kurulu’nun vermiş olduğu kararda görmekteyiz. “Haksız rekabetin önlenmesi davaları kural olarak zamanaşımına uğramaz. Önleme davasının dinlenilme şartı hukuka aykırı davranışın tekrarlanma tehlikesi var oldukça önleme davası da varlığını sürdürür. Tehlike sona erince önleme davası da düşer”[13]
  3. Eski Hale Getirme Davası: Davacı, eylem sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını; eylem yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmamışsa bu beyanların düzeltilmesini; ihlalin önlenmesi için kaçınılmaz ise, eylemin meydana gelmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını isteyebilme hakkına sahiptir. Bu dava türü genellikle men etme davası ile birlikte açılmaktadır. Dava sonucunda artı olarak bir tazminata hükmedilmez. Tazminat için ek olarak bir dava açılması gerekmektedir.
  4. Tazminat Davası: Madde hükmünce bu dava türünde kusur şartı aranmaktadır. Uğranılan zarar kaybına göre kanun maddi ve manevi tazminat isteme hakkını tanımaktadır.

 

  1. Taraflar
  2. Davacılar
  • Haksız rekabet eyleminden etkilenen kimse
  • Müşteriler
  • Mesleki ve ekonomik birlikler, tüketici kuruluşları ile kamusal nitelikli kurumlar
  1. Davalılar
  • Haksız rekabet eylemini gerçekleştiren kimse
  • Adam çalıştıran
  • Basın, yayın, iletişim ve bilişim kuruluşları
  • Hizmet sağlayıcıları

 

  1. Yargılama Usulü

Haksız rekabet davaları TTK’de düzenlenmiş olmaları nedeniyle mutlak ticari dava olduğu için HMK m. 118 vd. hükümlerine göre yazılı yargılama usulü uygulanmaktadır. Ancak 28/07/2020 tarihli değişiklik ile miktar veya değeri beş yüz bin Türk Lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulünün uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.[14] Görevli mahkeme TTK uyarınca asliye ticaret mahkemeleridir. Haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi yetkili mahkemedir. Haksız rekabet davalarında arabuluculuğa başvuru şartı aranmaktadır. İŞMK uyarınca arabuluculuk durumu değerlendirilir. Zamanaşımı süresi kanunda belirlenmiştir. TTK’ye göre dava hakkına sahip olanın dava hakkı, bu haklarının doğumunu öğrendiği günden itibaren bir yıl ve herhalde bunların doğumundan itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.

 

SONUÇ

Çalışanın haksız rekabet eylemlerinin neler olduğunu, hangi şartlar altında gerçekleştiğini ve gerçekleşmesi durumunda nasıl bir sonuca ulaşılacağı konularında gerekli olan bilgileri vermiş bulunmaktayız. Kanun koyucu, rekabeti düzenleme ve tekelleşmenin önüne geçme amacıyla haksız rekabet alanında düzenlemeler yapmıştır. Düzenleme yaptığı konulardan birisi de çalışanın haksız rekabet halleridir.

 

Unutmayın ki her olay ve durum kendi şartları içerisinde değerlendirilir. Bunun sonucunda neticelendirilir. Daha detaylı bilgi alabilmek, sağlıklı bir süreç yönetebilmek ve hak kaybına uğramamak adına büromuzla iletişime geçebilirsiniz.

 

Zeynep Sıla ÇARDAKBAŞI

 

 

 

 

 

 

 

[1] Tengilimoğlu, Dilaver / Asuman, Atilla, / Bektaş, Meral: İşletme Yönetimi, 6. B. Seçkin, Ankara, 2016 s. 28.

[2] Tengilimoğlu / Asuman / Bektaş, s. 85.

[3] Zengin, s.22-23

[4] Deniz AÇIKGÖZ, Çalışanın Haksız Rekabet Eylemleri ve Tazminat Sorumluluğu, Seçkin Yayıncılık, 2023, s. 75.

[5] Akdeniz, Umut, Pazarlamacılık Sözleşmesi, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. 17/2013, Sayı 4, s. 4.

[6] Göle / Bızer, s.288.; Karabağ, s.123.; Karasu/ Suluk / Nal, s.416.

[7] Deniz Açıkgöz, Çalışanın Haksız Rekabet Eylemleri ve Tazminat Sorumluluğu, Seçkin Yayıncılık, 2023, s.77.

[8] İmregün, 83.; Teoman /Ülgen /Helvacı / Kendigelen /Kaya / Nomer Ertan (2009), s.463.

[9] Kayasoylu, s. 71

[10] Yargıtay 11. HD. 10.12.2015 Tarih, 2014/19065 E. ve 2015/13291 K.

[11] Şenocak, s. 242.

[12] Karayalçım, s.469; Özdamar / Ermenek, s. 49.; Gündüz, s.52.

[13] HGK 19.02.1965 tarih, 1966-485 E. ve 130 K. (UYAP, E.T. 23.05.2020)

[14] Deniz AÇIKGÖZ, Çalışanın Haksız Rekabet Eylemleri ve Tazminat Sorumluluğu, Seçkin Yayıncılık, 2023, s 132.

1 Response

  1. Leman

    Merhaba, makaleniz oldukça ilginç bir konuya değinmiş. Ancak, çalışanın haksız rekabet etmesi durumunda işverenin ne gibi önlemler alabileceğini daha fazla detaylandırabilirdiniz. Özellikle, haksız rekabetin kanıtlanması ve işverenin tazminat talepleri gibi konulara da odaklanmanızı tavsiye ederim. Teşekkürler!

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button