Single Blog Title

This is a single blog caption

Zilyetliğin Türleri ve Zilyetliğin Korunmasına Yönelik Davalar

Giriş

Zilyetlik (Hukuki Hakimiyet) , Eşya Hukuku’nun üstünlüğünü, mülkiyet hakkından bağımsız olarak dahi korunmayı sağlayan kilit bir kurumdur. Türk Medeni Kanunu (TMK) m. 973 ve devamı bölümlerinde düzenlenen zilyetlik, bir eşya üzerindeki fiili hakimiyet anlamına gelir. Hukuk düzeni, bu fiili durumu geçici ve hızlı bir koruma ile teminat alarak kamu düzenini ve hukuki barışı sağlamayı hedefler. Zilyetlik kurumu, sadece mülkiyet hakkının ispatını değiştiremez, aynı zamanda malikin, mülkiyet hakkına dayanarak uzun süreli tazminatlara dayanabilir, ne gerek olursa olsun eşyasının iadesini talep etmenizi sağlar.

Ancak zilyetlik, tek tip bir hukuki ilişki değildir. TMK, eşya üzerindeki fiili hakimiyetin izin verdiğine göre çeşitli zilyetlik türleri belirlemiştir. Bu ayrım, hem zilyetliğin kapsamını hem de zilyetliğin odaklı olarak başvurulacak hukuki koruma yöntemlerini atama açısından hayati öneme sahiptir. Zilyetliğin korunması , bu fiili hakimiyetin haksız bir ihlal ile kesintiye uğraması durumunda, zilyede onaylı güçlü ve süratli yasal yollar ifade eder.

I. Zilyetliğin Tanımı ve Temel İlkeleri

Zilyetlik , bir eşya üzerinde fiili ve iradi bir hakimiyetin varlığıdır. TMK’ya göre zilyetlik, eşyayı elinde bulunduran kişinin o eşyaya karşı gösterdiği irade ve fiili tasarruf gücü ile geliştirilir.

A. Zilyetliğin Unsurları

Zilyetliğin varlığı için iki temel şarttır:

  1. Fiili Unsur (Corpus): Eşya üzerinde kurulmuş olan fiziki hakimiyet veya onu kullanma imkanı. Bu, eşyayı dilediği zaman kullanabilme, üçüncü kişinin müdahalesini önleyebilme gücüdür.

  2. Manevi Unsur (Animus): Eşyayı kendi adına veya bir başkası adına zilyet olarak elinde tutma niyeti .

Zilyetlik, mülkiyetten farklıdır. Bir kişi, bir eşyanın maliki olmadan da zilyet olabilir (veya ayrılmış) ve bir kişi malik halde zilyet olmayabilir (başka eşyayı başkasına kiraya veren malik).

B. Zilyetlik Karinesi

TMK m. 985, zilyetlik kurumunun temel direklerinden olan zilyetlik karinesini düzenler. Buna göre taşınan bir malın zilyedi, onun maliki sayılır. Taşınmazlar söz konusu olduğunda ise, tapu sicilindeki tescile güven ilkesi esastır. Zilyetlik karinesi, özellikle koruma hakkının korunmasını sağlar; Ziliyetin korunmasına yönelik davalarda, davacının mülkiyetini ispatlama kapasitesini hafifletir.

II. Türk Medeni Kanunu’nda Zilyetlik Türleri

TMK, eşyanın üzerindeki fiili hakimiyetin sağladığı ve hukuki dosyaları esas alarak zilyetliği çeşitli aralıklara ayırır.

A. Aslı Zilyetlik ve Fer’i Zilyetlik (TMK m. 973)

Bu ayrım, zilyedin eşyayı hangi sıfatla elinde bulundurduğu ile ilgili hususlar:

  1. Aslı Zilyetlik: Bir kimse, eşyayı malik sıfatıyla veya malik olma iradesiyle elinde bulunduruyorsa (örneğin, hırsız veya mülkiyeti kendisine devredilen kişi), aslı zilyettir.

  2. Fer’i Zilyetlik: Bir kimse, eşyayı bir başkasına bağlı olarak elinde bulunduruyorsa (örneğin, evde, eksik alan, rehin alan), fer’i zilyettir. Fer’i zilyet, eşyayı aslı zilyet adına elinde tutar.

B. Dolaysız Zilyetlik ve Dolaylı Zilyetlik (TMK m. 976)

Bu ayrımlar, eşya üzerindeki fiziki hakimiyetin doğrudan olup olmadığına bakar:

  1. Dolaysız (Doğrudan) Zilyetlik: Bir kimsenin, eşyayı fiziki olarak doğrudan doğruya elinde bulundurması (örneğin, arabasını kullanan malik). Fer’i zilyetler daima dolaysız zilyettir.

  2. Dolaylı Zilyetlik: Bir kimsenin, eşya üzerindeki hakimiyetini başka bir kişi (fer’i zilyet) aracılığıyla kullandığıdır (bunun gibi, kiraya verdiği dairenin maliki). Dolaylı zilyetler daima aslı zilyettir.

C. Tek Başına ve Birlikte Zilyetlik (TMK m. 984)

  1. Tek Başına Zilyetlik: Zilyetliğin tek bir kişiye ait olmasıdır.

  2. Birlikte Zilyetlik: Birden fazla kişinin aynı eşya üzerinde zilyetliği vardır. Bu, el birliği zilyetliği (ortaklığın mülkiyeti üzerinde) veya paylı zilyetlik (paylı mülkiyette her bileşenin tüm eşya üzerindeki zilyetliği) şeklinde ortaya çıkabilir.

III. Zilyetliğin Korunması Mekanizmaları

Hukuk düzeni, zilyedin fiili hakimiyetinin haksız yere ihlal edilmesine karşı iki temel ve hızlı dava yolu tanınmıştır. Bu yollar, zilyedin haklarına dayanıp dayanmadığına, tamamen zilyet olmasından dolayı sağlanmıştır. Bu davaların amacı, ihlal edilen kamu düzeninin ihlal edilmesini eski haline getirmektir.

A. Zilyetliğin Gaspı (İstirdat) Davası (TMK m. 981/I)

Zilyetliğin Gaspı , zilyedin rızası olmaksızın, hiçbir eşyayı tamamen ve sürekli olarak zilyedin fiili hakimiyetinden çıkarmaktadır. Bu durumda zilyet, istirdat davası (geri alma işlemi) açma hakkına sahiptir.

  • Davanın Amacı: Gasp edilen eşyanın aynı şekilde geri bildiriminin sağlanması.

  • Davacı: Gasp alınan eşyanın önceki zilyedi (asli veya fer’i, dolaylı veya dolaysız fark etmez).

  • Davalı: Eşyayı haksız yere gasp eden kişi.

  • İyiniyetin Önemi: Davalı, eşyayı soluksuz bırakan kişi olmasa bile, kötüniyetli olarak alınmış üçüncü kişiye karşı da bu dava açılabilir.

  • Koruma Kapsamı: Bu dava, sadece gasp durumunda söz konusudur; zilyetliğe yapılan diğer tecavüzlerde bu dava yolu kullanılamaz.

B. Zilyetliğe Tecavüz (Müdahalenin Men’i) Davası (TMK m. 981/II)

Zilyetliğe Tecavüz , zilyedin fiili hakimiyetinin tamamen ortadan kaldırılmaması, ancak sınırlandırılması veya engellenmesi anlamına gelir (örneğin, bir geçiş izninin haksız yere ayrılması). Bu durumda zilyet, müdahalenin men’i işleminin (tecavüzün koruma ihlali) açma hakkına sahiptir.

  • Davanın Amacı: Devam eden veya tekrarlanma tehlikesi bulunan tecavüzlerin durdurulması ve değişikliklerin müdahalelerinin önlenmesidir.

  • Davacı: Zilyetliğine tecavüz edilen kişi.

  • Davalı: Tecavüzü gerçekleştiren kişi.

  • Tazminat Talebi: Zilyetlik davası ile birlikte, tecavüzden zararın tazmini de talep edilebilir (TMK m. 995-996).

C. İdari Yoldan Korunma

Taşınmaz ve taşınır malların zilyetliğinin korunması, aynı zamanda 3091 sayılı “Taşınmaz Mal Zilyedliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanun” ile idari bölgede da güvence altına alınmıştır. Bu kanun, özellikle köy, kasaba ve beldelerdeki taşınmazlara yönelik tecavüz ve gasp oranlarına karşı, vali ve kaymakamlıklar aracılığıyla hızlı ve etkili koruma bir seçenekleri sunar. İdari oluşumların korunması, hukuki mali yapıların ek olarak varlığı sürdürülür.

IV. Zilyetliğin Korunmasında Hak Düşürücü Süreler

Zilyetliğin korunmasına yönelik hukuki davalar, hız ve etkinlik sağlanması amacıyla kısa hak düşürücü sürelere bağlanmıştır.

  • TMK m. 984’teki Özel Düzenleme: Kanun, zilyetliği haksız olarak elinden alınan kişinin, gasp fiilini ve başarısızlığını öğrendiği andan itibaren iki ay içinde, her hâlde gasp fiilinin meydana geldiğini, bir yıl içinde dava açması talimatını belirtir. Bu süreler hak düşürücü süre olup, hakim tarafından yeniden (kendiliğinden) dikkate alınmaz.

  • İdari Yoldan Koruma Süresi: 3091 sayılı Kanun’a göre, tecavüz veya gasp olayının öğrenildiği zaman aşımı 60 gün içinde, onun hâlde tecavüz veya gasp vakaları bir yıl içinde idari makamlara başvurulması gerekir.

Bu kısa sürede, zilyetlik kurumun amacına uygun olarak, fiili durumun hızla ve stabil bir şekilde istikrara kavuşturulmasını hedefler.

V. Korunma Davalarında Mülkiyet İddiasının Rolü

Zilyetliğin korunmasına yönelik davaların en temel özelliği, davalı mülkiyet hakkına sahip olması iddianın desteklenmesinin bu davaların sonucunu kural olarak etkilememesidir.

  • Zilyetliğe Karşı Savunma: Zilyetlik davalarında, savunma (def’i) olarak mülkiyet iddiası (malikim) ileri sürülemez. Bu ilke, TMK m. 989/I’de açıkça ifade edilir: “Davalı, defi yoluyla zilyetliği davacıdan iyi bir nedenle edinemediğini iddia edemez.”

  • İstisna: Bu kuralın tek istisnası, davanın eşyayı davacıdan hukuka uygun bir şekilde (biçimlerdeki sözleşmelere dayanarak) yaşamış olması ve bu hukuki durumun halen devam ediyor olması.

  • Neden Önemli? Bu katı kural, zilyetlik sürecinin amacının özgürlük uyuşmazlığını çözmek değil , haksız fiil ile bozulan fiili durum hızla eski haline gelmekten itibaren devam etmektedir . Malikin, haksız zilyede karşı mülkiyetini korumak için istihkak davasının açılması gerekir; zilyetlik davası değil.

Sonuç

Türk Medeni Kanunu’ndaki zilyetlik kurumunun türleri (asli/fer’i, dolaysız/dolaylı) ve bu türlere özgü hukuki koruma yolları , Eşya Hukuku’nun merkezinde hayati bir rol oynar. Zilyetlik, eşyanın üzerindeki fiili hakimiyetin korunması yoluyla mülkiyet hakkının doğrudan korunmasına hizmet eden, güçlü ve pratik bir hukuki araç.

Özellikle zilyetliğin gaspı halinde istirdat davası ve zilyetliğe tecavüz halinde müdahalenin men’i davası , zilyede hızlı ve etkili bir hukuki çözüm sunar. Bu davalar, özgürlük iddiasının ötesinde, hukuka aykırı fiili durumlara hızla müdahale etme yeteneği sayesinde toplumsal barışın korunmasına katkıda bulunur. Zilyetlik tescilinin doğru rapor ve özetini, hem akademik çalışmaların hem de gayrimenkul ve ticaret hukukundaki pratik çözümlerin çözümünde adaletli ve süratli sonuçların elde edilmesi için elzemdir.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button