İşyerinde Kamera ve Ses Kaydı
İşyerinde Kamera ve Ses Kaydı: Ne Zaman Hukuka Uygun, Ne Zaman Suç?
Dijital gözetim araçları artık pek çok işyerinde günlük hayatın parçası: giriş çıkışları izleyen kameralar, kasayı gören kayıt sistemleri, çağrı merkezlerinde ses kayıtları, hatta ses özellikli güvenlik kameraları… Ancak “işyerim, istediğimi yaparım” anlayışı hukuken geçerli değil. Özellikle çalışanın kişilik hakları ve özel hayatın gizliliği söz konusu olduğunda, işverenin gözetim yetkisi ciddi sınırlar altında.
1. Hukuki Çerçeve
İşyerinde kamera ve ses kaydı söz konusu olduğunda birden fazla mevzuat aynı anda devreye girer:
-
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK)
Kamera ve ses kaydı ile elde edilen görüntü ve sesler “kişisel veri”, çoğu zaman da “özel nitelikli kişisel veri” niteliğindedir. Bu nedenle veri işleme şartları, aydınlatma yükümlülüğü, veri minimizasyonu, saklama süresi gibi konular KVKK’ya tabidir. -
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK)
-
TCK m.132: Haberleşmenin gizliliğini ihlal
-
TCK m.133: Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması
-
TCK m.134: Özel hayatın gizliliğini ihlal
-
TCK m.135–140: Kişisel verilerin kaydedilmesi, hukuka aykırı olarak verilmesi veya ele geçirilmesi
Bu hükümler, gizli kamera ve gizli ses kaydı gibi fiillerin suç sayılmasında temel dayanaklardır.
-
-
İş Hukuku (4857 sayılı İş Kanunu, 6098 sayılı TBK)
İşverenin yönetim hakkı ve denetim yetkisi, işçinin kişilik hakları ve sadakat borcu ile dengelenir. Ölçüsüz gözetim uygulamaları, işçinin haklı nedenle fesih hakkı, manevi tazminat ve kötü niyet tazminatı gibi sonuçlar doğurabilir. -
Anayasa ve AİHS (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi)
-
Anayasa m.20: Özel hayatın gizliliği
-
Anayasa m.22: Haberleşmenin gizliliği
AYM kararları, işyerinde dahi çalışanın özel hayatına saygı gösterilmesini zorunlu görüyor ve işveren gözetiminin sınırlarını belirlerken bu maddeleri esas alıyor.
-
2. İşyerinde Kamera Kaydı: Temel İlkeler
2.1. Meşru Amaç Zorunluluğu
İşveren, kameraları keyfi olarak değil, meşru bir amaca dayanarak kullanmak zorunda. Uygulamada kabul edilen başlıca meşru amaçlar:
-
İşyerinin ve çalışanların güvenliğinin sağlanması
-
Hırsızlık, sabotaj, şiddet gibi risklere karşı önlem alınması
-
İş sağlığı ve güvenliği kapsamında risklerin izlenmesi
-
Nakit akışının yoğun olduğu kasa, depo gibi alanlarda güvenlik
Buna karşılık, “işçiyi her an denetlemek”, “performansı gözetlemek” gibi soyut ve sınırsız amaçlar, KVKK Kurulu ve doktrinde genellikle meşru menfaat kapsamında kabul edilmiyor veya çok dar yorumlanıyor.
Sonuç: Amaç açık, belirli ve meşru değilse, kamera kaydı hukuka uygun bir zemine oturmaz.
2.2. KVKK’ya Göre Hukuki Sebep: Açık Rıza mı, Meşru Menfaat mi?
Kamera kaydında en sık kullanılan veri işleme şartları:
-
KVKK m.5/2-f – Veri sorumlusunun meşru menfaati
Güvenlik amaçlı, sınırlı ve ölçülü kamera izlemeleri çoğu zaman açık rıza olmadan, işverenin meşru menfaatine dayanılarak yapılabiliyor. Ancak bu durumda mutlaka aydınlatma yükümlülüğü yerine getirilmeli ve çalışanlara itiraz hakkı sağlanmalı. -
KVKK m.5/2-a – Kanunlarda açıkça öngörülmesi
Bankalar, bazı kamu kurumları gibi belirli sektörlerde kamera zorunluluğu getiren özel düzenlemeler varsa, bu alanlarda kanuni zorunluluk da ayrıca hukuki sebep oluşturabilir.
Önemli nokta: Soyunma odası, tuvalet, emzirme odası gibi mahrem alanlar için meşru menfaat veya açık rıza dahi yeterli görülmüyor; bu alanların izlenmesi ağır hak ihlali. KVKK Kurulu ve AYM kararlarında, bireyin kendini tamamen gözetim altında hissettiği bu alanlarda izleme faaliyetleri açıkça ihlal olarak kabul ediliyor.
2.3. Aydınlatma Yükümlülüğü ve Uyarı Zorunluluğu
İşveren, kamera sistemi kurmadan önce KVKK m.10 uyarınca çalışanları ve işyerine gelen ziyaretçileri aydınlatmak zorunda:
-
Hangi alanlarda kamera var?
-
Kayıtların amacı ne?
-
Ne kadar süreyle saklanıyor?
-
Kimler erişebilecek?
-
Hangi hukuki sebebe dayanılarak işleniyor?
-
Haklar neler (başvuru, silme, düzeltme, itiraz vs.)?
Bu aydınlatma;
-
İş sözleşmesi eki, personel taahhütnamesi, iç yönetmelik,
-
İşyerinin görünür yerlerine asılan kamera uyarı levhaları,
-
Web sitesindeki KVKK aydınlatma metni
gibi yollarla yapılabilir. Yargıtay Başkanlığının dahi kendi bina ve tesislerine ilişkin kamera aydınlatma metni yayımladığı ve KVKK’ya uygun bir sistem kurduğunu kamuoyuyla paylaştığı biliniyor.
Aydınlatma yoksa, kamera kaydı hukuka aykırı hale gelir; Kurul tarafından idari para cezası ve kayıtların silinmesi yönünde kararlar verilebilmektedir.
2.4. Ölçülülük, Veri Minimizasyonu ve Saklama Süresi
KVKK ve Kurul kararları, kamera izleme faaliyetinde üç temel ilkeyi vurguluyor:
-
Veri minimizasyonu:
-
Yalnızca gerekli alanlar izlenmeli.
-
Mümkünse zoom, yüz tanıma, plaka okuma gibi ek özellikler devre dışı bırakılmalı.
-
Çalışanın bilgisayar ekranı, klavye hareketleri gibi aşırı detaylı izlemelerden kaçınılmalı.
-
-
Amaçla sınırlılık:
-
Güvenlik amacıyla alınan kayıtlar, keyfi disiplin süreçlerinde veya çalışan psikolojik baskı altında tutulacak şekilde kullanılmamalı.
-
Başlangıçta belirtilmeyen farklı amaçlarla (örneğin pazarlama, reklam) kullanılamaz.
-
-
Saklama süresi:
-
“Ne kadar uzun tutarsam o kadar iyi” anlayışı yanlış.
-
Tipik olarak 15–30 gün gibi süreler, güvenlik kameraları için orantılı kabul ediliyor; haklı bir neden yoksa daha uzun süre saklanmamalı.
-
Süre dolduğunda kayıtlar geri döndürülemeyecek şekilde silinmeli veya anonim hale getirilmeli.
-
3. İşyerinde Ses Kaydı: Kamera Görüntüsünden Birkaç Adım Öte
Ses kaydı, kamera görüntüsüne göre çok daha ağır bir müdahale olarak değerlendiriliyor. Çünkü yalnızca fiziki varlığı değil, çalışanın düşüncelerini, duygularını, ilişkilerini, hatta sendikal faaliyetlerini ortaya çıkarabilecek kadar geniş bir veri yelpazesi içeriyor.
3.1. Ses Özellikli Güvenlik Kameraları
KVKK Kurulu’nun özellikle ses kayıt özelliği bulunan güvenlik kameraları hakkında olumsuz değerlendirmeleri bulunuyor. Bir kamu kurumunun ses özellikli güvenlik kamerası kullanımında, Kurul; ses kaydının işlenmesinin, amaca göre gereksiz ve ölçüsüz olduğunu, kişisel verilerin korunması ilkelerine aykırılık teşkil ettiğini vurgulamıştır.
Pratik sonuç:
-
Sadece güvenlik gerekçesiyle ortama sürekli ses kaydı yapan sistemler, kural olarak hukuka aykırı.
-
İşverenin “ileride bir şey olursa kayıt olsun” şeklindeki soyut gerekçesi, bu ölçüsüzlüğü gidermez.
-
Ses kaydı, ancak çok istisnai ve güçlü gerekçelerle, sıkı teknik ve idari tedbirlerle, mümkün olduğunca dar kapsamda kabul görebilir; fiiliyatta ise Kurul kararları büyük ölçüde olumsuz.
3.2. İşverenin Çalışanları Ses Kaydı ile Denetlemesi
İşverenin, çalışanların telefon görüşmelerini veya ofis içi konuşmalarını sistematik biçimde kayda alması, çoğu durumda şu riskleri doğurur:
-
TCK m.133 (kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması) kapsamında suç
-
TCK m.134 (özel hayatın gizliliğini ihlal) kapsamında suç
-
KVKK’ya aykırı veri işleme (meşru menfaat, ölçülülük, aydınlatma ve hukuki sebep eksikliği)
-
İşçinin kişilik haklarının ihlali nedeniyle manevi tazminat sorumluluğu
Özellikle çalışanların “konuşma ortamının başkalarınca dinlenmeyeceği” beklentisi içinde olduğu toplantı odaları, odalar, dinlenme alanları söz konusu ise, sürekli ses kaydı, ceza hukuku bakımından da ciddi risk taşır.
3.3. Çalışanın Kendi Ses Kaydını Alması: Delil Amaçlı Kayıt
Uygulamada çok tartışılan bir konu da şu:
Çalışan, mobbing, hakaret, tehdit, cinsel taciz gibi ağır bir durumun ispatı için gizlice ses kaydı alabilir mi? Bu kayıt hem ceza hukuku açısından suç oluşturur mu, hem de delil olarak kullanılabilir mi?
Yargıtay içtihatlarında özetle şu çizgi görülüyor:
-
Kural olarak, tarafı olduğunuz dahi olsa, aleni olmayan konuşmaları sistematik şekilde kayda almak TCK m.133 kapsamına girebilir.
-
Ancak ani gelişen, kişiye yönelik haksız saldırı (tehdit, hakaret, cinsel saldırı vb.) durumunda ve başka türlü ispat imkânı yoksa, kişinin kendisini korumak ve yetkili makamlara delil sunmak amacıyla yaptığı anlık ve olayla sınırlı kayıtlar, bazı kararlarca hukuka uygunluk sebebi kapsamında değerlendirilmekte ve suç oluşturmadığı kabul edilmektedir.
-
Aynı şekilde, bu tür kayıtlar, HMK anlamında da hukuka uygun delil olarak değerlendirilebilmektedir.
Bu noktada ince çizgi şudur:
-
Sürekli olarak mobbing ihtimaline karşı her konuşmayı kaydetmek → büyük ihtimalle suç ve hukuka aykırı delil
-
Beklenmedik anda meydana gelen ağır bir saldırıyı, başka türlü ispat imkânı yokken, sırf savunma amacıyla ve sınırlı bir şekilde kaydetmek → bazı kararlarla mazur görülebilir.
Dolayısıyla her somut olayın ayrı değerlendirilmesi gerekir; çalışan açısından da rastgele ses kaydı almak ciddi ceza ve tazminat riski taşır.
4. “Ne Zaman Hukuka Uygun?”
4.1. Kamera Kaydının Hukuka Uygun Sayılmasının Şartları
Özetle, işyerinde kamera kaydı şu koşullar altında genellikle hukuka uygun kabul edilebilir:
-
Meşru bir amaç var:
-
İş güvenliği, mal güvenliği, iş sağlığı gibi somut bir amaç.
-
“İşçilerin verimliliğini izlemek” gibi sınırsız ve soyut amaçlardan kaçınılmış.
-
-
Amaçla sınırlı ve ölçülü:
-
Sadece gerekli alanlarda kamera var;
-
Tuvalet, soyunma odası, emzirme odası gibi mahrem alanlar kesinlikle izlenmiyor;
-
Kamera sayısı, açısı ve çözünürlüğü makul seviyede.
-
-
KVKK’ya uygun veri işleme:
-
Dayanak, çoğu zaman KVKK m.5/2-f (meşru menfaat) veya özel düzenleme;
-
Açık rıza zorunlu görülse bile, rızanın özgür iradeyle verilebilir olması gerekiyor; işçi üzerinde baskı varsa rıza geçersiz sayılabilir.
-
-
Aydınlatma ve şeffaflık:
-
Çalışanlara ve ziyaretçilere kamera kullanımı, amacı, süresi, haklar açıkça bildirilmiş;
-
İşyerinin girişine ve ilgili alanlara uyarı levhaları asılmış;
-
Ayrıntılı bir kamera aydınlatma metni ve kayıt politikası hazırlanmış.
-
-
Saklama ve güvenlik önlemleri:
-
Kayıtlar makul bir süre ile sınırlı;
-
Sadece yetkili kişiler erişebiliyor;
-
Kayıtlar üçüncü kişilere veya sosyal medyaya keyfi şekilde aktarılmıyor;
-
Silme, anonimleştirme ve log kayıtları usulüne uygun tutuluyor.
-
Bu çerçevede, örneğin;
-
Depo girişini ve kasa alanını gören,
-
Çalışanlara önceden bildirilen,
-
30 gün saklandıktan sonra silinen,
-
Sadece güvenlik birimi ve işveren tarafından erişilen kamera sistemi
çoğu durumda hukuka uygun kabul edilebilecektir.
4.2. Ses Kaydının Hukuka Uygun Sayılmasının Şartları
Ses kaydı açısından daha sıkı bir değerlendirme yapılmalıdır:
-
Sürekli ortam ses kaydı
-
İşyerinde herkesin konuşmasını sürekli kaydeden sistemler, hem KVKK hem TCK açısından büyük ölçüde hukuka aykırı kabul edilmektedir.
-
-
Çağrı merkezleri gibi özel alanlar
-
Bazı sektörlerde müşteri hizmeti, çağrı merkezleri vb. için gelen-giden çağrıların kaydı, önceden bilgilendirme yapılmak kaydıyla (“Görüşmemiz kalite ve eğitim amaçlı kaydedilmektedir” gibi) ve ilgili hukuki düzenlemelere uyulmak şartıyla kabul edilebilir.
-
Ancak burada dahi kayıtların; amaçla sınırlı, ölçülü, belirli süreyle saklanan ve yetkili kişilerce erişilebilen bir yapıda olması gerekir.
-
-
Çalışanın kendisini koruma amaçlı anlık kayıtları
-
Az önce değinildiği üzere, Yargıtay, ağır bir saldırıyı ispat amacıyla ani ve sınırlı bir şekilde yapılan kayıtları bazı olaylarda suç saymayıp delil olarak kabul edebilmektedir.
-
Bu, her olayda otomatik olarak geçerli bir kural değil; “son çare” (ultima ratio) mantığıyla, başka hiçbir ispat imkânı yoksa ve kayıt sadece saldırıyı belgelemek için yapıldıysa geçerli olur.
-
5. “Ne Zaman Suç?” – Ceza Hukuku Bakımından Kritik Haller
5.1. Gizli Kamera Yerleştirilmesi
İşveren veya başka bir çalışan, işyerine gizli kamera yerleştirerek:
-
Çalışanların haberi olmadan görüntülerini kaydediyorsa,
-
Özellikle soyunma odası, tuvalet, bakım odası gibi mahrem alanları izliyorsa,
-
Kayıtları sosyal medyada paylaşıyor veya üçüncü kişilerle paylaşıyorsa,
şu suçlarla karşı karşıya kalabilir:
-
TCK m.134 – Özel hayatın gizliliğini ihlal
-
TCK m.135–136 – Kişisel verilerin kaydedilmesi ve hukuka aykırı ele geçirilmesi
-
Kayıtların ifşa edilmesi halinde TCK m.134/2 uyarınca daha ağır cezalar
Bu hallerde, mağdurun şikâyeti, ceza yargılamasını tetikler; ayrıca KVKK Kurulu nezdinde de şikâyet hakkı vardır.
5.2. Gizli Ses Kaydı ve Konuşmaların Kayda Alınması
İşyerinde;
-
İki veya daha fazla kişi arasındaki aleni olmayan konuşmaların, konuşmanın tarafı olmayan bir kişi tarafından, o kişilerin rızası olmadan gizlice kaydedilmesi,
-
Ya da tarafı olduğunuz bir görüşmeyi, sistematik şekilde ve karşı tarafın bilgisi olmaksızın kayda almanız,
çoğu durumda TCK m.133 kapsamında suç teşkil eder.
-
Kayıtların izinsiz dinletilmesi veya paylaşılması,
-
Sosyal medyada ifşa edilmesi,
TCK m.134 ve 136 kapsamında ek suçlara yol açabilir.
5.3. İşyerindeki Kayıtların Sosyal Medyada Paylaşılması
Gerek kamera gerek ses kaydı olsun, işyerinde alınan kayıtların;
-
Çalışanın izni olmadan sosyal medya, WhatsApp grupları, Telegram kanalları vb. üzerinden paylaşılması,
-
Çalışanın küçük düşürülmesine veya ifşasına yol açacak açıklamalarla birlikte yayımlanması,
aşağıdaki sonuçları doğurabilir:
-
TCK m.134/2 – Özel hayata ilişkin görüntü veya seslerin hukuka aykırı olarak ifşası,
-
KVKK’ya aykırı kişisel veri aktarımı nedeniyle Kurul tarafından idari para cezası,
-
İşçinin kişilik haklarının ağır ihlali nedeniyle yüksek manevi tazminat.
6. İş Hukuku Bakımından Sonuçlar: Fesih, Tazminat ve İade
6.1. İşveren Açısından Riskler
Hukuka aykırı kamera veya ses kaydı uygulamaları, işveren açısından şu sonuçlara yol açabilir:
-
İşçinin haklı fesih hakkı:
İşçinin kişilik haklarına ağır müdahale içeren gözetim uygulamaları, TBK ve İş Kanunu anlamında işçiye haklı nedenle fesih hakkı tanıyabilir. Bu durumda işçi, kıdem tazminatına hak kazanabilir. -
Manevi tazminat:
Özellikle mahrem alanların izlenmesi, ses kayıtları ve kayıtların ifşası gibi ağır ihlallerde, işçinin manevi tazminat talepleri Yargıtay tarafından kabul edilebilmektedir. -
KVKK İdari Para Cezaları:
Aydınlatma eksikliği, ölçüsüz izleme, ses özellikli kameralar, aşırı saklama süresi gibi hususlar nedeniyle Kurul, ciddi idari para cezaları kesebilmektedir. -
Kurumsal itibar kaybı:
Çalışanların ve müşterilerin, işyerinin “her yeri izleyen” ve “ses kaydı alan” bir yer olduğu algısı, işveren açısından uzun vadeli itibar kaybına yol açar.
6.2. Çalışan Açısından Haklar
Çalışanların elinde ise şu yollar bulunur:
-
İşverene başvuru ve yazılı uyarı
-
İşverenden, kamera ve ses kayıt uygulamaları hakkında bilgi isteme,
-
KVKK kapsamında aydınlatma ve veri silme taleplerinde bulunma.
-
-
KVKK Kurulu’na şikâyet
-
Önce işverene başvuru; 30 gün içinde cevap verilmez veya cevap yetersiz görülürse Kurul’a şikâyet yolu.
-
-
Ceza soruşturması (savcılığa suç duyurusu)
-
Gizli kamera, gizli ses kaydı, özel hayatın gizliliğinin ihlali, kişisel verilerin hukuka aykırı işlenmesi gibi fiiller için savcılığa başvuru.
-
-
İş mahkemesinde tazminat davası ve fesih
-
Kişilik haklarının ihlali nedeniyle manevi tazminat,
-
Şartları varsa haklı fesih ve kıdem tazminatı talebi,
-
Haksız fesihlerde işe iade davasında kamera kayıtlarının hukuka aykırılığı da tartışma konusu olabilir.
-
7. Delil Olarak Kamera ve Ses Kayıtları: HMK ve CMK Açısından
7.1. Hukuka Aykırı Delil Yasağı
-
HMK m.189/2 uyarınca, hukuka aykırı olarak elde edilmiş deliller, kural olarak hukuk yargılamasında dikkate alınamaz.
-
Ceza yargılamasında da CMK; hukuka aykırı şekilde elde edilen delillerin hükme esas alınamayacağını düzenler.
Dolayısıyla;
-
KVKK’ya ve TCK’ya aykırı şekilde elde edilen kamera veya ses kayıtları, çoğu durumda mahkemelerce delil olarak değerlendirilmeyecektir.
7.2. İstisnalar: Kişinin Kendini Koruma Amaçlı Kaydı
Yukarıda belirtildiği üzere;
-
Ani gelişen ve ağır bir saldırıya (tehdit, hakaret, cinsel taciz vb.) maruz kalan kişinin, o anda başka türlü ispat imkânı yoksa, kendisini koruma amacıyla yaptığı sınırlı kayıtların bazı Yargıtay kararlarında hukuka uygun sayıldığı görülmektedir.
Burada, mahkeme genellikle şu kriterlere bakar:
-
Olay ani mi gelişmiş, kişi planlı mı hareket etmiş?
-
Saldırı ağır ve gerçek bir tehdit mi?
-
Başka bir delil elde etme imkânı gerçekten yok mu?
-
Kayıt sadece saldırıyı mı kapsıyor, yoksa sistematik biçimde her konuşma mı kaydedilmiş?
-
Kayıt sadece yargı makamına sunmak amacıyla mı kullanılmış, yoksa ifşa edilmiş mi?
Bu kriterler sağlanıyorsa, mahkeme hem ceza sorumluluğu hem de delilin hukuka uygunluğu konusunda daha esnek davranabilir; aksi durumda hukuka aykırılık ve suç gündeme gelir.
8. İşverenler İçin Pratik Uyum Kontrol Listesi
İşyerinde kamera veya ses kaydı kullanmak isteyen işverenler için pratik bir kontrol listesi:
-
Amaç tespiti:
-
Neden kamera/ ses kaydına ihtiyaç duyuyorum?
-
Bu amaç, başka daha hafif yöntemlerle (ek güvenlik görevlisi, kartlı giriş sistemi, fiziksel kilit vb.) sağlanabilir mi?
-
-
Hukuki dayanak analizi:
-
KVKK m.5 ve m.6’ya göre hangi veri işleme şartına dayanıyorum?
-
Meşru menfaat testi yapıldı mı? Çalışanın temel hak ve özgürlükleri ile menfaatim arasında denge kuruldu mu?
-
-
Politika ve aydınlatma metni hazırlama:
-
Kamera/ kayıt politikası yazılı mı?
-
Çalışanlar yazılı olarak aydınlatıldı mı?
-
İşyerine yeterli sayıda uyarı levhası asıldı mı?
-
-
Teknik ve idari tedbirler:
-
Kayıtlara kimler erişebiliyor?
-
Erişim yetkisi loglanıyor mu?
-
Saklama süresi ne kadar? Süre sonunda otomatik silme sistemi var mı?
-
-
Ses kaydından kaçınma:
-
Ses özelliği varsa, gerçekten zorunlu mu?
-
Değilse, ses kayıt özelliği teknik olarak kapatılmalı.
-
-
Eğitim ve farkındalık:
-
İnsan kaynakları ve IT birimi KVKK ve TCK açısından eğitim aldı mı?
-
Kayıtların yanlış kullanımının (örneğin WhatsApp’ta paylaşılması) doğuracağı ceza riskleri personele anlatıldı mı?
-
Bu adımlar, işverenin hem KVKK hem iş hukuku hem de ceza hukuku bakımından risklerini ciddi oranda azaltacaktır.