Yargıtay Kararı
1. Hukuk Dairesi 2023/3281 E. , 2024/5433 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/509 Esas, 2023/324 Karar
HÜKÜM : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2016/733 E., 2020/647 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı bankadan çeşitli tarihlerde ve meblağlarda ticari kredi kullanmış olup, bu kredilerin 83.000,00 TL tutarlı, 24 ay ödemeli ve toplam ödemesi 98.981,67 TL olan ticari kredi ile 92.000,00 TL tutarlı, 24 ay ödemeli ve toplam ödemesi 109.714,66 TL olan ticari kredi olduğunu, Rekabet Kurulu tarafından 08.03.2013 tarih, 2011-4-91 dosya, 13-13/198-100 Karar sayılı kararı ile 21.08.2017 – 22.09.2011 tarihleri arasında davalı bankanın da aralarında olduğu 12 bankanın kredi ve kredi kartı konularında birlikte fiyat tespit etmek amacıyla kartel oluşturduğunun tespit edildiğini, bunun sonucu verilen idari para cezası kararına bankalarca itiraz edildiğini, Ankara 2. İdare Mahkemesinin 20.02.2015 tarih, 2014/2000 E. ve 2015/258 K. sayılı kararı ile itirazın reddedildiğini, red kararına karşı temyiz talebinde bulunulması üzerine Danıştay 13. Dairesinin 16.12.2015 tarih, 2015/4548 E. ve 2015/4616 K. sayılı kararı ile red kararının onanmasına karar verildiğini, sözü geçen kararda geçen 12 bankanın faiz oranlarını yükselttiğinin ve böylelikle müşterilerini mağdur ederek haksız kazanç sağladıklarının ortaya çıktığını, söz konusu 12 bankanın kredi/kredi kartı hizmetlerinde kartel oluşturarak faiz oranlarını birlikte belirlemesi nedeniyle serbest piyasa koşullarının bozulduğunu, faiz oranlarının arttığını, bu yüzden de belirtilen dönemde çekilen krediler ve kredi kartlarına olağandan yüksek faiz uygulandığını, müvekkilinin kredileri kartel faizine konu dönemde kullanmış olması nedeniyle yüksek faiz ödeyerek zarara uğradığını, 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun’un (4054 sayılı Kanun) 57 ve 58 inci maddeleri gereğince oluşan zararları davalının karşılamak zorunda olduğunu ileri sürerek davalının müvekkiline vermiş olduğu zararın 4054 sayılı Yasa’nın 57 ve 58 inci maddeleri gereğince 3 katının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL’sinin avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Ankara 2. İdare Mahkemesinin 2014/2000 E. sayılı dosyasında açtıkları iptal davasının kesinleşmesinin beklenilmesi gerektiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, maddi tazminat talep etme şartlarının oluşmadığını, dava tarihi itibariyle hukuka aykırı fiil unsurunun ve davacının zararının bulunmadığını, zararla fiil arasında illiyet bağının da olmadığını, müvekkili bankanın sorumluluğunu gerektirir kusur olmadığını, davacı tarafından 3 katına kadar talep edilen tazminatın şartlarının oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının, davalı bankanın Karatay/Konya Şubesinden 2008 yılında 83.000,00 TL ve 92.000,00 TL miktarlı ve sırasıyla 98.981,67 TL ve 109.714,66 TL geri ödemeli genel kredi sözleşmelerine dayalı olarak ticari taşıt kredisi kullanmış olduğu ve bu kredileri 2008 yılı içerisinde kullandığı, bilirkişi raporunda; davalı bankaca, genel kredi sözleşmesine dayalı olarak davacıya diğer banka ortalama faiz oranlarına bakıldığında davacının lehine olarak %0,17 oranında daha düşük oranda faiz uygulanmak suretiyle ticari taşıt kredisi kullandırıldığı, davacının bir zararından söz edilmesinin mümkün olmadığı, kullandırılan kredilerin her birinin kendine özel olduklarını, diğer kartel davalarının eldeki dava dosyasında emsal olamayacağının mütala edildiği, Rekabet Kurulu kararına göre davalı ve dava dışı kimi bankalar 21.08.2007 tarihinden 22.09.2011 tarihine kadar olan dönem için faiz miktarlarını belli bir seviyenin altına düşürmemek için kendi aralarında kartel oluşturdukları, ancak ne var ki davacının kullandığı kartel dönemine isabet eden ticari taşıt kredilerinin Rekabet Kurulu kapsamında kalıp kalmadığının önem arz ettiği, bilirkişi raporundaki tespitler ve Rekabet Kurulu kararı ve bunun iptali için açılan davada Ankara 2. İdare Mahkemesi ve Danıştay 13. Daire tarafından verilen kararların incelenmesi sonucunda, davalı banka ve diğer 11 bankanın konut kredisi ve ihtiyaç kredisi dallarında (daha açık bir söyleyişle tüketicilerin kullandığı sözü geçen iki kredi çeşidinde) asgari faiz uygulanması yönünde kartel oluşturdukları, tüketici kredileriyle ilgili işlemlerin ticari kredilere uygulandığının iddia ve ispat edilememesi, tüketici kredileriyle ilgili davalardaki emsal yargı kararlarının davamızdaki ticari kredilere uygulanmasının mümkün olmaması, davacının kullandığı ticari taşıt kredilerinin kartel faizi ile ilgisinin olmadığı ve bilakis davacının kullandığı kredilerin emsali bankaların uyguladığı kredi faizlerine göre davalı bankaca davacı lehine daha düşük oranda tutulduğu ve davacının bir zararından söz edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin çeşitli tarihlerde ve miktarlarda davalı bankadan krediler kullandığını, Rekabet Kurulu kararında adı geçen davalı bankanın haksız rekabet oluşturacak şekilde oluşturduğu kartel sözleşmesi ile arttırdığı faiz oranları ile müvekkilini mağdur ettiğini, müvekkilinin hukuka aykırılıklar ve usulsüzlükler sebebi ile zarara uğradığını, müvekkilinin bankalar arasında yapılan kartel anlaşmasından etkilenmemesinin söz konusu olmadığını, mahkemece tanzim edilen bilirkişi raporunda müvekkilinin bu anlaşma kapsamında zararı olup olmadığının bu dönemde diğer bankalarca verilen faiz oranları ortalamaları alınarak tespit edilmeye çalışılmasının da hukuka aykırı olduğunu, zaten bankaların bir çoğunun bu kartel anlaşmasına taraf olduğunu ve kredi çekilen dönemde bankalarca suni olarak yapılan bu faiz artışlarına, oran ve ortalamalarına bakılarak, müvekkiline verilen kredinin faiz oranının bankalarca bu dönemde verilen faiz oranlarının altında olduğundan bahisle müvekkilinin çektiği kredi kapsamında zararının olmadığına karar verilmesinin hatalı olduğunu, ancak bu yöndeki talep ve itirazlarının mahkemece değerlendirilmediğini, kartel anlaşması olmasaydı müvekkilin krediyi hangi faiz oranından kullanacağının tespiti gerektiğini, faiz ortalamalarına bakılarak zarara uğramadığının tespitinin mümkün olmadığını, bu nedenle rekabet kurumundan seçilecek alanında uzman bir bilirkişiye dosyanın tevdi edilmesi gerektiğini, 4054 sayılı Kanun’un 58 inci maddesi gereğince tazminatın şartlarının oluştuğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde belirttiği hususları tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4054 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.4054 sayılı Kanun’un 57 ve 58 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.