Single Blog Title

This is a single blog caption

YABANCILARIN TÜRKİYE’DEKİ MİRASI TALEP HAKKI VAR MIDIR? YABANCILIK UNSURU TAŞIYAN MİRAS DAVALARINDA HUKUKİ SÜREÇ NASILDIR?

1. Giriş

Giderek globalleşen dünyada kişilerin farklı ülkelerde taşınmaz edinmesi ve uluslararası aile bağlarının gelişmesi, miras hukukunda sınır aşan sorunları da beraberinde getirmiştir. Türkiye’de vefat eden veya Türkiye’de malvarlığı bulunan yabancıların mirası ile ilgili hukuki süreçler, Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (5718 sayılı MÖHUK) kapsamında çözüme kavuşturulmaktadır. Bu bağlamda, yabancıların Türkiye’deki mirası talep edebilme hakları hem uluslararası özel hukuk kuralları hem de uygulamadaki içtihatlar ile şekillenmektedir.

2. Miras Hukukunda Yabancılık Unsuru Nedir?

Yabancılık unsuru; taraflardan birinin yabancı uyruklu olması, miras bırakanın veya mirasçının başka bir ülkede ikamet etmesi veya terekenin tamamının ya da bir kısmının yabancı bir ülkede bulunması gibi durumlarda ortaya çıkar. Bu unsurlar, uyuşmazlığın iç hukuk kurallarından önce milletlerarası özel hukuk normlarıyla değerlendirilmesini gerektirir.

3. Yabancılık Unsuru Bulunan Miras Davalarında Yetkili Mahkeme Neresidir?

Yabancı unsurlu miras davalarında Türk mahkemelerinin yetkisi 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK)’un 43. maddesinde açıkça düzenlenmiştir. (1) Mirasa ilişkin davalar, ölenin Türkiye’deki son yerleşim yeri mahkemesinde; son yerleşim yerinin Türkiye’de olmaması hâlinde, terekeye dâhil malların bulunduğu yer mahkemesinde görülür. Buna göre eğer miras bırakan kişinin ölmeden önceki yerleşim yeri Türkiye’de ise, yetkili mahkeme oradaki mahkemedir. Ancak kişinin ölmeden önceki son yerleşim yeri Türkiye değil hatta Türkiye’de hiç yaşamamışsa, bu durumda mal neredeyse, o yer mahkemesi yetkilidir. Miras bırakanın Türkiye’de taşınır veya taşınmaz mallarının olması, Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisinin gerçekleşmesi bakımından gerekli ve yeterlidir. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 43. maddesi, mirasa konu taşınmazlar bakımından münhasır yetki kuralıdır yani Türkiye’de bulunan mirasa konu taşınmazlar bakımından yabancı devlet mahkemelerini yetkilendiren yetki anlaşmaları geçersizdir ve bu kuralın taşınmazlar bakımından münhasır yetki kuralı olması, taşınmazlar hakkında başka ülkelerde alınan kararların Türkiye’de hüküm ve sonuç doğurmasını olanaksız kılmaktadır. Bu konu yabancı devlet mahkemelerinden alınan kararların, Türkiye’de tanınması ve tenfizi için gereken şartlarla alakalı olup konuyu dağıtamamak adına girilmeyecektir. 

4. Yabancılık Unsuru Bulunan Miras Davalarında Görevli Mahkeme Neresidir?

Türk hukukuna göre davanın konusuna göre görevli mahkeme değişmekte olup, miras davalarında Sulh Hukuk mahkemesi görevli mahkemedir. Miras davasının konusu olan tapu tescili davasında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Aynı şekilde bir miras davasının konusu olan terekenin tespiti için de yetkili mahkeme Sulh Hukuk Mahkemeleridir.

3. Yabancılık Unsuru Bulunan Miras Davalarında Hangi Hukuk Uygulanacaktır? 

Yabancılık unsuru bulunan miras davalarında uygulanacak olan hukuku belirlerken, Milletlerarası Özel Hukuk Kanunun (MÖHUK) kanunlar itilafı kurallarına bakmak gerekmektedir.

MÖHUK m. 20’de düzenlendiği üzere;  

(1) Miras ölenin millî hukukuna tâbidir. Türkiye’de bulunan taşınmazlar hakkında Türk hukuku uygulanır. İkinci cümlenin mefulü muhalifinden taşınırlarda ölenin milli hukuku uygulanırken, Türkiye’de bulunan taşınmazlar hakkında Türk hukuku uygulanacağı sonucu çıkmaktadır. Bu miras davalarında ana kuraldır. Yabancının, mirasçılık sıfatına sahip olması gerekmektedir. Kişinin mirasçılık sıfatına sahip olup olmadığı kişinin milli hukukuna göre belirlenecektir. Ancak Türkiye’de bulunan taşınmazlara ilişkin haklar Türk hukukuna göre belirlenecektir. 2. fıkrada ise ana kuralın istisnaları düzenlenmiştir.  

(2) Mirasın açılması sebeplerine, iktisabına ve taksimine ilişkin hükümler terekenin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir. Kişinin mirasçılık hakkına sahip olması o hakkın icra edileceği anlamına gelmez. Mirasın açılması sebepleri, iktisabın zamanı, taksimin oranı vs.  konuları söz konusu olduğunda, terekenin bulunduğu yer hukuku uygulanacaktır. Eğer miras kalan taşınır veya taşınmaz mal Almanya’da ise bu üç konu – mirasın açılma sebepleri, iktisabı ve taksimi- Alman hukukuna tabi olacaktır. Mirasın açılmasının temel sebebi ölümdür. Bunun dışında gerekli şartları taşıdığı takdirde gaiplik ve ölüm karinesi de açılması sebeplerinden olabilir. Ölüm karinesinin ve gaipliğin, mirasın açılması sebebi olup olmadığı, terekenin bulunduğu ülke hukukuna tabidir. Örneğin tereke, bazı hukuklarda ölümden sonra yapılması gerekli belli işlemlerden sonra kazanılmaktadır. Mirasçılar terekenin tümünü ortak mı iktisap ediyorlar yoksa sadece kendilerine düşen kısmı mı iktisap ediyorlar. Bunlar iktisabın kapsamındadır. Mirasın iktisabı ve taksimi peşi sıra gerçekleştiği için aynı hukuka tabi kılınmıştır. Mirasın taksimi birden fazla mirasçı olduğu durumda ortaya çıkar. Mirasçılar arasında miras ortaklığı kuruluyor mu, mirasın kısmen taksimi mümkün mü, vs. bu kural kapsamındadır.  

(3) Türkiye’de bulunan mirasçısız tereke Devlete kalır. 

4) Ölüme bağlı tasarrufun şekline 7’nci madde hükmü uygulanır. Ölenin millî hukukuna uygun şekilde yapılan ölüme bağlı tasarruflar da geçerlidir. Şekil konusunda özel bir madde düzenlenmiştir. Türk hukukunda ölüme bağlı tasarruflarda öngörülenler: miras sözleşmesi ve vasiyetnamedir. Vasiyetname, tek taraflı ulaşması ve varması gerekli olmayan bir irade beyanı ile gerçekleşir. Ölene kadar her türlü şekilde geri alınabilecek bir tasarruftur. Miras sözleşmesi ise iki taraflı bir sözleşmedir. Belli istisnalar dışında tek taraflı olarak dönülemez. Ölüme bağlı tasarrufun esası hakkında 27/1 uygulanır. Bu madde ise şekle ilişkin özel bir maddedir. Şekle ilişkin bu madde, sadece miras sözleşmeleri için uygulanır ve miras sözleşmelerinin şekline uygulanacak hukuk için bu maddede 3 tane alternatif getirilmiştir.

  1. genel şekil kuralı olan 7. Madde hükmü yani işlemin yapıldığı yer hukuku,
  2. işlemin esasına uygulanacak olan hukuk,
  3. ölenin milli hukuku

Vasiyetname ile ilgili olarak ‘Vasiyet Tasarruflarının Şekline İlişkin Kanun Uyuşmazlıkları Hakkında Sözleşme’ adında uluslararası bir sözleşmeye taraf olduğumuzdan dolayı MÖHUK m1/2 gereği, vasiyetnamenin şekli anlamda geçerli olup olmadığı bu sözleşmeye tabidir. Bu sözleşmede alternatifli olarak uygulanmak üzere 8 tane bağlama noktası belirlenmiştir. Örneğin, vasiyetçinin, vasiyet tasarrufunu yaptığı yer hukuku, miras bırakanın ölümü anındaki veya tasarrufu yaptığı andaki milli hukuku veya ikametgâh hukuku ya da mut’ad mesken hukukları.

Son fıkrada ise ehliyet düzenlenmiştir. Dolayısıyla genel nitelikteki 9. madde değil, özel olarak düzenlenen bu madde öncelikli olarak uygulanacaktır. 

(5) Ölüme bağlı tasarruf ehliyeti, tasarrufta bulunanın, tasarrufun yapıldığı andaki millî hukukuna tâbidir. Bu fıkrada da ehliyet özel olarak düzenlenmiştir. Bu nedenle genel şekil hükmü olan MÖHUK m. 9’u değil, öncelikli olarak bu madde uygulanacaktır.  

Örneğin bir ABD vatandaşı emekli olduktan sonra Antalya’ya gidip yazlık satın alıp yerleşti ve Türkiye’de bir banka hesabı edindi. Aynı zamanda Amerika’da da bir evi ve banka hesabı var. Antalya’da satın almış olduğu eve Türk hukuku uygulanırken, bunun dışında Türkiye’deki banka hesabına, Amerika’daki banka hesabına ve Amerika’daki evine milli hukuku yani Amerika hukuku uygulanacaktır.

Kanun koyucu, ölenin iradesine bağlı olarak bir tasarruf yetkisi vermemiştir. Ölen kişi, miras davası için esasa uygulanacak olan hukuku belirleyemez, tayin edemez, etse bile geçerli değildir. Bu konuda kişilere tasarruf özgürlüğü verilmemiştir. Mirasçıların milli hukukunun kural olarak bir önemi yoktur. Ancak ülkelerin yabancılar hukuku düzenlemeleri, bazı ülke vatandaşlarının, taşınmaz edinmelerine birtakım sınırlandırmalar getirebilir. Böyle bir durumda kişi, uygulanacak olan hukuka göre mirasçılık sıfatına sahip olabilir ancak onu iktisap edemez. Örneğin, Tapu Kanunu madde 35 ve 36. maddelere göre belli bazı ülke vatandaşlarının Türkiye’de taşınmaz edinmesi mümkün değildir. Dolayısıyla bu kişi mirasçılık sıfatına sahip olur ancak o taşınmazı edinemez. Onun yerine parası verilebilir vs. fakat o başka konu olduğu için bu yazımızda yer verilmeyecektir.


5. Uygulamada Karşılaşabilen Bazı Sorunlar ve Kısaca Çözüm Yolları Nelerdir?

a) Yabancı Belgelerin Tanınması ve Tercüme Sorunu:
Bu konu Milletlerarası özel hukukta deliller ile ilgili olup yapılması gerekli bazı işlemlerden sonra geçerli olarak kabul edilebilecektir. Örneğin yabancı mahkemelerden veya resmi makamlardan alınan belgelerin Türkiye’de geçerli olması için apostil şerhi taşıması gerekir. Aksi halde tanınmaz.

b) Taşınmazların İntikali:
Tapu Müdürlüğü, yabancı mirasçının mirasçılık belgesini, taşınmazın yer aldığı yer Sulh Hukuk Mahkemesi’nden alınmış veraset ilamı ile ibraz etmesini şart koşabilir.

d) Elbirliği Ortaklığı Sorunu:
Türk miras hukuku gereği mirasçılar taşınmazı elbirliği mülkiyetiyle kazanır. Bu da, paylaşım yapılmadıkça tasarrufta bulunmayı zorlaştırır. Paylaşım için mirasçılar arasında taksim sözleşmesi yapılmalı veya ortaklığın giderilmesi (izale-i şuyu) davası açılmalıdır.


7. Sonuç ve Değerlendirme

Yabancıların Türkiye’de miras hakkı, hukuken tanınan ve korunan bir haktır. Ancak işlemlerin sağlıklı yürütülmesi için hem uluslararası özel hukuk kurallarının hem de Türk medeni hukukunun iyi bilinmesi gerekir. Mirasın hem taşınır hem taşınmaz mal içermesi durumunda uygulanacak olan hukuk değişiklik gösterir ve karma uygulamalar söz konusu olur. Ayrıca konuyu dağıtmamak adına yazıda yer vermesek de, Türkiye’de olan bir miras için yabancı bir devlet mahkemesinde karar alınması durumunda, o kararın Türkiye’de hüküm ve sonuç doğurması ve mirasa sahip olduğunu iddia eden kişinin mirasa kavuşabilmesi için Türkiye’de tanınması ve tenfizi gündeme gelecektir. Bu durumda eğer miras taşınmaz ise taşınmazın aynına ilişkin bir karar olduğu için Türkiye’de tanınması ve tenfizi mümkün olmayacaktır. Kişi Türkiye’de dava açmak zorunda kalacaktır. Aynı şekilde mirasçılık belgesi hususları da ayrı bir yazının konusunu oluşturabilir. Çünkü mirasçılık belgesi talebi yabancılık unsuru içerdiğinde iç hukuk uygulamalarından farklılıklar oluşacaktır.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button