Single Blog Title

This is a single blog caption

TÜRK HUKUKUNDA ÇEK VE AVUKATIN ROLÜ

BİR KIYMETLİ EVRAK; ÇEK

Çek ticari hayatın bir vazgeçilmezi olarak karşımıza çıkmaktadır. 1950’li yıllarda ticari hayattaki yoğunluk artarak devam etmiş ve tacirler bir süreden sonradan nakit ödeme kısmında zorlukla karşılaşmışlar. Bunun temel nedenlerinden birisi tacirlerin farklı yerlerde ticari hayatlarına devam etmeleri olmuştur. Kayseri’deki bir tacir Ankara’daki bir tacir ile bir alım satım sözleşmesi düzenleyerek malların teslimi konusunda anlaşabilir ancak bu durumda ödeme konusunda birtakım sorunlar ortaya çıkabilecektir. Yüklü miktarlardaki ödemeler için hali hazırda mevcut durumu müsait olmayan tacirin ödemeyi sonraki bir güne bırakması da mümkündür. Gelişen ekonomik hayatta çek artık bir zorunluluk unsuru oluşturmaktadır. Daha öncelerinden beri uygulamada bulunan bono ve poliçenin yerine çek kullanılmaya başlanmıştır. Poliçenin uygulamasında yaşanan birtakım problemler nedeniyle uygulama alanı daralmıştır.

Çek; bankadaki çek hesabından ödenmesi gereken ilgili tutarın alacaklıya aktarılmasını sağlayan ve bankaya talimat ve yetki veren bir kıymetli evraktır. Çekte bulunması gereken zorunlu unsurların olmaması durumda evrakın çek niteliği kaybolacaktır. Çekin ıslak imzalı şekilde keşide edilmesi gerekmektedir. Islak imza yerine e-imza gibi uygulamalar çekte bir hüküm doğurmayacaktır.

Çeki ancak gerçek kişiler ve özel yetkinin verilmiş olduğu vekil keşide edebilecektir. Fiil ehliyetinin olmaması durumunda çek düzenlenmesi mümkün olmayacaktır. Vekilin vekaletnamesinde senet imzalayabileceği belirtilmişse de kambiyo senedini kapsamayacak yani verilmiş olan yetkide ayrıca çek düzenlenmesi gerektiği belirtilmelidir. Yetkisiz bir vekil aracılığıyla bir çek düzenlenmişse bu durumda ancak yetkisiz vekilin sorumluluğuna gidebilecektir. Tüzel kişiler tarafından düzenlenen çeklerde çekin tüzel kişiliği bağlayıcılığı şirketin faaliyet konusu kapsamıyla sınırlıdır. Bunu aşan durumlarda tüzel kişilik tarafından iyi niyetli üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilir. Bu durumda çeki düzenlediği iddia edilen kişiye karşı yetkisiz temsil bakımından sorumluluğa gidilebilecektir.

Anonim ortaklıklarda yasal temsilde en az iki yönetim kurulu tarafından birlikte imzaları gerekmektedir. Limited şirketlerde kural olarak tüm ortaklar müdür sıfatıyla temsil ve idare işlerini gerçekleştireceğinden birlikte imza etmeleri gerekecektir. Özel bir durumun bulunduğu halde bu duruma uygun şekilde bir ortaklık sözleşmesi yapılması gerekir.

Çekte uygulanacak poliçe hükümlerine değinmek gerekirse bu durum TTK md 818’de düzenlenme alanı bulmuştur. Burada uygulanacak hükümlerin çekin bünyesine uyuşmayan hükümlerine dikkat edilmesi gerekmektedir. Burada en temel hususlardan birisi çekte vadenin olmamasıdır. Çünkü çekte vade yoktur ve buna ilişkin ilgili düzenlemeler poliçe ile bir bütün olarak değerlendirilemez. Çek görüldüğünde ödenir ve üzerinde düzenlenme tarihi varsa, ibrazı halinde bu tarihte ödemesi yapılır. Görüldüğün belirli bir gün sonra ödemeli ibareli bir çek düzenlenmişse burada çekin hukuki niteliğine etki etmez ancak buraya yazılan kayıt yazılmamış sayılır. Düzenlenme tarihi dışında çek üzerine eklenen herhangi bir tarih yazılması durumunda da yazılmamış sayılır ve ödenmesini engelleyen kayıtlar çekin niteliğini etkilemez ve yazılmamış sayılır.

Çekte muhatap bankadır. Bankadan başka bir muhatap belirlenemez. Çek ancak banka tarafından ödenebilir. Çek, bankanın başka şubesine ibraz edilmesi durumda ise yine de çek ödenecektir. Ancak burada şöyle bir duruma değinmek gerekir. Farklı bir bankaya çek ibraz edilemez ve ödemesi yapılamayacaktır. Ancak hamil, tahsil veya temlik cirosuyla devredebilir ve başka banka çeki takas odasına ibraz ederse bu işlem usulüne uygun olacaktır. Bu yola gidilmesinin en temel nedeni ise çekin ibraz yeri başka bir banka ya da uzakta bir yerde olabilir. Bu gibi durumlarda çek odalarına teslim edilmek kaydıyla çekin ödemesi gerçekleştirilebilir. Çekin amacı nakit para ödemesini yapmamak olduğu ve takas odasının da bu amaca hizmet ettiği kabul edilmektedir.

                        ÇEKTE İBRAZ SÜRELERİ

Çekte kabul edilen ibraz süreleri mevcuttur. Bu süreler içeresinde ibraz edilmeyen çeke ilişkin olarak müracaat hakkı kaybedilmiş sayılır. Hamil bu halde düzenleyene karşı sebepsiz zenginleşme davası açabilir. İbraz süresi zamanaşımı ile karıştırmamak gerekmektedir. Bu süre hak düşürücü niteliktedir. Bu durumda az yukarda da belirttiğimiz gibi müracaat hakkı kaybolmaktadır. Bu yüzden ibraz süreleri büyük önem arz etmektedir. Sürelerle ilgili de kısaca bahsetmek gerekirse;

Çek eğer düzenlendiği yerde ödenecekse 10 gün,

Düzenlendiği yerden başka bir yerde ödenecekse 1 ay,

Düzenlenme yeri ile ödeme yeri aynı kıtada ancak farklı kıtada ise 1 ay,

Ayrı kıtalarda ise 3 aylık bir ibraz süresi mevcuttur. Ayrı bir düzenlemesi daha mevcuttur. O da şudur; Avrupa ülkesinde düzenlenip de Akdeniz’e sahili bulunan bir ülkede ödenecek olan çeklerde aynı kıtada düzenlenmiş ve ödenmesi şart kılınmış sayılmaktadır. Yani bu durumda da yine 1 aylık bir süreden bahsetmek gerekmektedir.

                        MÜCBİR SEBEP İLE İBRAZ SÜRESİNİN GEÇİRİLMESİ

Çekin yasal süresi içinde ibraz edilmesi bir kuraldır. Ancak hamil açısından elinde olmayan bir nedenden dolayı ibraz süresinin geçirilmesi de söz konusu olabilir. Buna en temel örnek sel, yangın, deprem gibi tabii afetlerdir. Savcılık tarafından da çeke el konulmuş olması durumunda mücbir sebep sayılır. Hamilin mücbir sebebi gecikmeden en yakın zaman içerisinde kendi cirantasına ihbar etmekle yükümlüdür.

Çekin ibraz süresi, düzenleme tarihinden sonra başlayacaktır. Örnek vermek gerekirse 07.08.2023 tarihinde düzenlenmiş olan bir çek 08.08.2023 tarihinden itibaren ibraz edilebilecektir.

Çek hamile, emre veyahut nama yazılı olarak düzenlenebilir. Hamiline yazılı çeklerde düzenleyenen iradesinden ya da yasadan doğacaktır. Bir başka deyişle düzenleyenin bedelinin hamile ödenmesini gösterir veya belirli bir kişi için düzenlenmesine rağmen “veya hamiline” ibaresi eklenirse bu çek hamiline yazılı çek olacaktır. Hamiline yazılı çekte ciroya bakılmaz eğer çek kimin elindeyse hamil o sayılır. Yani çeki elinde bulunduran meşru hamil sayılmaktadır.

Çekin bedelinin ödenmemesi üzerinde borçluya bir protesto çekilmesi gerekmektedir. Süresi içinde çekin bankaya ya da çek odasına ibraz edilmiş olması gerekmektedir. İbraz tarihinin çekin arka suretine yazılması gerekmektedir.

Birden çekme cayma durumu mevcuttur. Burada ibraz süresi içerisinde çekten cayma söz konusu olamayacaktır. Düzenleyen çekten cayabilir, ancak muhatap bankaya ibraz edilmişse banka bu durumda ödeme yapmak zorundadır.

ÇEKİN İRADE DIŞI ELDEN ÇIKMA DURUMU

Düzenleyen tarafından çekin elden çıkması durumunda düzenleyen kişi ödeme yerindeki Asliye Ticaret Mahkemesine başvurarak bankanın ödemeyi yapmasını engelleyebilir. Zayii dayalı davalar açılabilmektedir. Bu durumda çekin ödenmesine engel olunabileceği gibi yeniden bir çek keşide yapılabilecektir.

Çeklerde devir ciro yöntemiyle yapılmaktadır. Uygulamada en çok kullanılan yöntem çekin arkasına yazılan “Ahmet ÖZASLAN’a ödeyiniz, Mehmet YILMAZ (İMZA)” şeklinde olmaktadır.

TTK’ya göre çekte zamanaşımı süresi ibraz süresinin bitiminden itibaren 3 yıldır. Mülga ilgili kanuna göre bu süre 6 aydı. Yapılan değişiklik ile bu süre 3 yıla uzatılmış ve alacaklının alacağına kavuşması kolaylaştırılmıştır. Dava açılması, davanın ihbar edilmesi, alacağın iflas masasına bildirilmesi gibi durumlarda da zamanaşımı kesilecektir. Zamanaşımı kesildikten sonra süresi aynı olan yani 3 yıllık olan süre tekrardan işlemeye başlayacaktır. Zamanaşımına uğramış bir çek ile yapılabilecek en temel husus alacaklının açacağı davalarda delil başlangıcı olarak kullanabilmesidir. Zamanaşımına uğramış bir borç için alacaklının yine dava etme ve genel haciz yoluyla takip yapma hakkı vardır ancak borçlu tarafından zamanaşımı def’i ileri sürüldüğü vakit bu dava ve takiplere devam edilemeyecektir.

Çekte alacağı karşı yapılacak takiplerde kural olarak çekin aslını koymak gerekmektedir. Aksi durumda icra müdürü tarafından işlem yapılmamalıdır. Ancak alacaklı tarafından bankaya ibraz edilen çeke karşı kısmi ödeme yapılmış olabilir ve bu durumda banka tarafından çekin aslı alınarak alacaklıya çekin fotokopisi verilir. Bu durumda alacaklı bu fotokopi ile de takip hakkına sahiptir.

MERT GÖKGÜL

 

2 Responses

  1. Ceyda

    Harika bir makale! Çeklerin hukuki boyutunu anlatan başka makaleler de okumuştum, ama bu yazıda avukatların rolünden de bahsedilmiş olması çok değerli. Yeterince vurgulanmayan bir konu olduğunu düşünüyorum. Teşekkürler!

  2. Özlem

    Merhaba, makalenizde çek ve avukatın rolü hakkında ilginç bir bilgi paylaşmışsınız. Gerçekten de avukatlar çeklerin hukuki açıdan güvence altına alınması ve hukuki süreçlerde danışmanlık sağlamak konusunda önemli bir rol oynamaktadır. Ancak, çekle ilgili uyuşmazlıklarda müşterilerin çoğu avukat ücretlerinin yüksek olduğunu düşünmektedir. Makalenizde bu konuya da değinmiş olmanızı beklerdim. Çeklerle ilgili hukuki prosedürler hakkında daha fazla bilgi paylaşmanızı öneririm. Teşekkürler!

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button