Tüketiciler İçin Rekabet Hukuku
Giriş
Rekabet hukuku, serbest piyasa ekonomisinin sağlıklı işleyişini garanti altına alan en önemli hukuk dallarından biridir. Türkiye’de 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun (“RKHK”), hem teşebbüsler arasındaki rekabeti korumayı hem de nihai tüketicilerin refahını artırmayı amaçlamaktadır. Zira rekabet yalnızca firmaların piyasada daha etkin, yenilikçi ve verimli çalışmasını sağlamakla kalmaz; aynı zamanda tüketicilerin daha kaliteli mal ve hizmete daha uygun fiyatlarla erişimini güvence altına alır.
Bu makalede, 4054 sayılı Kanun’un tüketiciler açısından doğurduğu sonuçlar, uygulama alanları ve Rekabet Kurulu’nun kararları ışığında ortaya çıkan güncel değerlendirmeler ayrıntılı biçimde ele alınacaktır.
I. Rekabet Hukukunun Tüketici Odaklı Amacı
Rekabet hukukunun temel amacı, piyasa düzenini bozan ve tüketicilerin zararına yol açabilecek her türlü rekabet kısıtlamasını engellemektir. 4054 sayılı Kanun’un 1. maddesi bu durumu açıkça ortaya koymaktadır:
-
Kanunun amacı, mal ve hizmet piyasalarında rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı anlaşma, karar ve uygulamaları önlemek, hakim durumun kötüye kullanılmasını engellemek ve rekabetin sağlanması için gerekli düzenleme ve denetlemeleri yapmaktır.
Dolayısıyla Kanun, doğrudan tüketiciyi korumayı amaçlamasa da dolaylı yoldan tüketicinin ekonomik refahını artırmayı hedefler. Çünkü rekabetin korunmadığı piyasalarda:
-
Fiyatlar yükselir,
-
Kalite düşer,
-
Yenilikler engellenir,
-
Tüketici seçenekleri azalır.
II. Tüketicileri Koruyan Temel Yasaklar
1. Rekabeti Sınırlayan Anlaşmalar (Madde 4)
Kanun’un 4. maddesi, teşebbüsler arasında rekabeti sınırlayıcı nitelikteki anlaşmaları yasaklamaktadır. Bu kapsamda tüketicileri doğrudan etkileyen yasaklar şunlardır:
-
Fiyat Tespiti: Rakip firmaların fiyat belirleme konusunda anlaşması, tüketicilerin rekabetçi fiyatlardan yararlanmasını engeller.
-
Bölge veya Müşteri Paylaşımı: Şirketlerin piyasayı bölüşmesi, tüketicinin istediği mal veya hizmete ulaşmasını zorlaştırır.
-
İhale Kartelleri: Kamu ihalelerinde şirketlerin fiyat veya şartlarda anlaşarak rekabeti ortadan kaldırması, tüketici konumundaki kamunun zararına yol açar.
Örnek Karar: Rekabet Kurulu, 2013/825-349 sayılı kararında akaryakıt dağıtım şirketlerinin fiyat tespitine yönelik paralel davranışlarını tespit ederek idari para cezası uygulamış; böylece tüketicilerin yüksek fiyatlarla karşılaşmasının önüne geçmiştir.
2. Hakim Durumun Kötüye Kullanılması (Madde 6)
Piyasada hakim durumda bulunan teşebbüsler, sahip oldukları gücü kötüye kullanarak tüketicilere zarar verebilir. Bu durum Kanun’un 6. maddesinde yasaklanmıştır.
Kötüye kullanım örnekleri:
-
Aşırı fiyat uygulaması: Hakim teşebbüsün maliyetine oranla fahiş fiyat belirlemesi.
-
Yıkıcı fiyatlama: Rakipleri piyasadan çıkarmak için maliyetin altında satış yapılması, ardından fiyatların artırılması.
-
Bağlama ve paket satış: Bir ürünü almak isteyen tüketiciyi başka bir ürünü de almaya zorlamak.
Yargıtay Uygulaması: Yargıtay 11. HD, 2017/4358 E., 2019/2211 K. sayılı kararında hakim durumun kötüye kullanımına ilişkin Rekabet Kurulu kararının tüketici menfaatlerini gözeten bir yönü bulunduğunu teyit etmiştir.
3. Birleşme ve Devralmaların Kontrolü (Madde 7)
Tüketici açısından rekabet hukukunun en kritik unsurlarından biri, birleşme ve devralmaların kontrolüdür. Çünkü büyük şirket birleşmeleri, piyasanın tekelleşmesine yol açabilir.
4054 sayılı Kanun’un 7. maddesi uyarınca, belirli eşikleri aşan birleşme ve devralmaların Rekabet Kurulu’na bildirilmesi ve izin alınması gerekir. Kurul, tüketici refahını olumsuz etkileyecek tekelleşme risklerini engeller.
Örnek: 2018 yılında Yemeksepeti’nin rakip girişimlere yönelik stratejileri incelenmiş; tüketicilerin restoran seçimi ve fiyatlandırma açısından zarara uğrayıp uğramadığı değerlendirilmiştir.
III. Tüketicilerin Rekabet Hukuku İhlallerine Karşı Hakları
1. Rekabet Kurulu’na Şikayet Hakkı
Tüketiciler, doğrudan veya dolaylı olarak zarara uğradıklarında Rekabet Kurulu’na başvurabilir. Kurul, şikayeti inceleyerek gerekli görürse soruşturma açar.
2. Tazminat Davası Açma Hakkı
4054 sayılı Kanun’un 57. ve devamı maddeleri tüketicilere tazminat davası açma hakkı tanır. Buna göre:
-
Rekabeti sınırlayıcı anlaşma veya kötüye kullanım nedeniyle zarar gören tüketici, zararın üç katına kadar tazminat talep edebilir.
-
Bu durum, tüketicilerin sadece idari yaptırımlara değil, bireysel tazmin yollarına da başvurabileceğini göstermektedir.
Yargıtay 13. HD, 2016/352 E., 2017/1134 K. sayılı kararında, tüketicilerin rekabet ihlali nedeniyle uğradıkları zararın tazmin edilebileceğini kabul etmiştir.
IV. Rekabet Hukuku ve Tüketici Hukuku İlişkisi
4054 sayılı Kanun ile 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK) birlikte düşünüldüğünde tüketicilerin korunması çok daha güçlü hale gelir.
-
Rekabet hukuku: Piyasanın yapısını düzenler.
-
Tüketici hukuku: Bireysel tüketici sözleşmelerindeki dengesizlikleri giderir.
Örneğin, bir elektronik cihazın garanti kapsamında onarımının yapılmaması tüketici hukukuna girerken; aynı sektördeki firmaların fiyat anlaşması rekabet hukukuna girer. Ancak her iki durumda da tüketici korunmaktadır.
V. Rekabet Kurulu Kararlarında Tüketici Vurgusu
Rekabet Kurulu kararlarında tüketici refahı temel kriterlerden biridir. Kurul, yaptığı değerlendirmelerde şu soruları dikkate alır:
-
Tüketicinin fiyatlara erişimi nasıl etkilenir?
-
Ürün ve hizmet çeşitliliği azalır mı?
-
Kalite düşer mi?
-
Yenilikçilik engellenir mi?
Örnek Kararlar:
-
2011/56-171 sayılı karar: Bankaların kredi kartı ücretleri konusunda paralel davranışlarının tüketicileri zarara uğrattığı tespit edilmiştir.
-
2020/49-658 sayılı karar: Dijital platform pazarında hakim durumun kötüye kullanılmasına yönelik soruşturmada, tüketici tercih özgürlüğü vurgulanmıştır.
VI. Dijital Pazarlar ve Tüketici Hakları
Günümüzde tüketicilerin en çok etkilendiği alan dijital platformlardır. E-ticaret, çevrim içi pazaryerleri ve dijital reklamcılıkta rekabet ihlalleri sıkça gündeme gelmektedir.
4054 sayılı Kanun’un dijital pazarlara uygulanması şu açılardan önemlidir:
-
Algoritmalar yoluyla fiyat sabitleme tüketicileri doğrudan etkileyebilir.
-
Veri hakimiyeti, tüketicinin kişisel bilgilerinin kötüye kullanılmasına ve tekelleşmeye yol açabilir.
-
Platform bağımlılığı, tüketicinin alternatif hizmetlere ulaşmasını engelleyebilir.
Avrupa Birliği’nde yürürlüğe giren Dijital Piyasalar Yasası (DMA) ve Dijital Hizmetler Yasası (DSA), Türkiye’de de Rekabet Kurulu tarafından örnek alınmakta; bu durum tüketicilerin dijital pazarlarda korunmasına katkı sağlamaktadır.
VII. Tüketicilerin Rolü ve Bilinçlenmesi
Rekabet hukukunun işlerliği yalnızca Rekabet Kurulu ve mahkemelerin faaliyetleriyle sınırlı değildir. Tüketicilerin bilinçli davranması da büyük önem taşır:
-
Şüpheli fiyat hareketlerini Rekabet Kurulu’na bildirmek,
-
Hakim durumdaki firmaların baskıcı uygulamalarına karşı tazminat davası açmak,
-
Tüketici örgütleri aracılığıyla kolektif hareket etmek,
tüketici refahını doğrudan artıran unsurlardır.
Sonuç ve Değerlendirme
4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun, Türkiye’de serbest piyasa ekonomisinin sağlıklı işlemesi için kritik öneme sahiptir. Her ne kadar Kanun’un amacı doğrudan tüketiciyi korumak olmasa da rekabetin korunması, tüketicilerin daha düşük fiyat, yüksek kalite, çeşitlilik ve yenilikten yararlanmasını sağlar.
-
Madde 4 kapsamında kartel ve fiyat anlaşmaları yasaklanarak tüketici refahı korunur.
-
Madde 6 ile hakim durumun kötüye kullanılmasının önüne geçilerek tüketiciye adil seçenekler sunulur.
-
Madde 7 ile birleşme ve devralmalar denetlenerek tekelleşme engellenir.
-
Tazminat hakkı sayesinde tüketici, zararını üç katına kadar talep edebilir.
Sonuç olarak, rekabet hukuku yalnızca teşebbüsler arası dengeyi değil, tüketicinin korunmasını da güvence altına alan bir sistemdir. Bu nedenle tüketicilerin bilinçlenmesi, haklarını bilmesi ve gerektiğinde Rekabet Kurulu’na başvurması büyük önem taşımaktadır.