TRAFİK KAZALARI VE HUKUKİ SÜREÇ
Türkiye’de trafik kazalarının oranının yıldan yıla artış göstermesiyle birlikte trafik sigortalarının da buna paralel bir şekilde önemi günden güne artmaya başlamıştır. Bilindiği üzere yaralanmalı bir trafik kazası meydana geldiğinde kaza neticesinde yaralanan mağdur tarafın yahut kazanın ölümle sonuçlanması halinde ölenin desteğinden yoksun kalan tarafın hukuken başvurabileceği iki yol vardır:
- ZMSS (Zorunlu Mali Mesuliyet Sorumluluk Sigortası) kapsamında karşı taraf sigortalı aracın ZMSS’ de kayıtlı olan sigorta şirketine başvurmak
- Kazada yaralanan mağdur tarafın araç üzerinde kasko poliçesi bulunması halinde poliçede kayıtlı sigorta şirketine başvurmak
Bahsi geçen hukuki yollardan ikinci bahisteki kasko poliçesi ihtiyari bir poliçe olmasına karşılık ZMSS zorunlu bir poliçe türüdür. İşbu sebeple belirli bir motorlu aracın işleteni, söz konusu aracı için maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazalarında karşı tarafın zararının giderilmesi amacıyla trafik sigortası yaptırmakla mükelleftir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu m.91/1, söz konusu trafik sigortası yaptırma yükümlülüğünün yasal düzenlemesini teşvik etmektedir: “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” Madde hükmünden de anlaşılacağı üzere trafik sigortası yaptırmak ilgili yasa hükmüne göre zaruridir.
İlgili yasadaki m.91/1 hükmü, m.81/1 hükmü ile birlikte değerlendirilecek olursa poliçe kapsamındaki sigorta şirketi, meydana gelen yaralanmalı trafik kazalarında karşı tarafın zararını işletenin sorumluluğu çerçevesinde belirli bir limite kadar tazmin edecektir. Buna ilave olarak söylenebilecek şey ise trafik sigortası kapsamında talep edilecek tazminat kalemlerinin sınırsız olmamasıdır. Zira Karayolları Trafik Kanunu m.92 ve 29355 sayılı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.6 hükümleri trafik sigortası kapsamı dışında kalan halleri sınırlı sayı ilkesine göre düzenlemiştir.
Yukarıda yaptığımız açıklamalardan sonra yaralanmalı veya ölümlü bir trafik kazası meydana geldiğinde mağdur tarafın yaralanması halinde karşı tarafın trafik sigortası kapsamındaki sigorta şirketine Karayolları Trafik Kanunu ve ilgili sigortanın genel şartları ile belirlenen kapsam dairesinde araç üzerindeki maddi zararlarını ve vücut bütünlüğünün bozulması sebebiyle bedeni hasarlarının tazminini, ölümlü bir kaza olması halinde ise ölenin desteğinden yoksun kalanın destekten yoksun kalma alacağının tazminini talep hakkı olduğunu söyleyebiliriz.
İşbu sebeplerden birinin varlığı halinde ilgili kişi başvuru için zorunlu olan belgelerle birlikte sigorta şirketine başvurduğu takdirde ilgili sigorta şirketinin Karayolları Trafik Kanunu m.97’ye göre 15 gün içerisinde başvuruya cevap vermesi gerekmektedir. Sigorta şirketinin bu süre içerisinde başvuruya cevap vermemesi ya da talebin tamamen reddedilmesi veya yapılan ödemenin talebi tam olarak karşılamaması halinde başvuran taraf uyuşmazlığı dava yoluyla Asliye Ticaret Mahkemesine taşıyabileceği gibi 5684 sayılı Sigortacılık Kanununa göre Sigorta Tahkim Komisyonuna da başvurabilmektedir. Uygulamada sürecin daha hızlı işlemesi sebebiyle genellikle tahkim yoluna gidildiği görülmektedir. Zira bir uyuşmazlığın ilk derece mahkemesinde en az iki yıl gibi sürelerle karara çıktığı görülürken Sigorta Tahkim Komisyonundaki uyuşmazlık hakemlerinin yahut hakem heyetinin dosyayı 4 ay gibi kısa bir sürede inceleme zorunlulukları vardır.
Sigorta Tahkim Komisyonundaki uyuşmazlıklarda, uyuşmazlık konusunun 8.000 TL ve üzerinde olması halinde uyuşmazlık hakeminin yahut uyuşmazlık hakem heyetinin verdiği karara karşı iki tarafın da komisyon içerisinde itiraz hakem heyetine başvurma hakkı bulunmaktadır. Ancak 8.000 TL’nin altındaki başvurularda hakemin vermiş olduğu kararlar kesin olduğu için artık tarafların bu kararlara karşı başvuru hakkı bulunmayacaktır. İtiraz Hakem Heyetinin vermiş olduğu kararlara karşı ise taraflardan her biri temyiz yoluna başvurabilmektedir. Bu halde ise taraflar başvurularını Asliye Ticaret Mahkemelerine yapacak olup Asliye Ticaret Mahkemeleri bu konuda aracılık görevini üstlenmektedir.
Yukarıdaki açıklamalardan da görüleceği üzere bir trafik kazası meydana geldiğinde tarafların başvurabileceği hukuki yollar kanunla ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir. Özetle bir kaza vukua erdiğinde kazada yaralanan yahut ölenin desteğinden yoksun kalanlar Karayolları Trafik Kanunu ve ilgili sigortanın genel şartları kapsamındaki taleplerini başvuru yoluyla ilgili belgelerle birlikte sigorta şirketine iletebilirler. Sigorta şirketinin bu talepleri karşılamaması yahut hiç cevap vermemesi durumunda ilgili sigorta şirketine Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açılabileceği gibi Sigorta Tahkim Komisyonuna da başvurulabilecektir. Böylece başvuran yahut davacı olan tarafın tazminat talebi yasal hükümler çerçevesinde kabul edilecek yahut reddolunacaktır.