Single Blog Title

This is a single blog caption

TAZMİNATA ESAS TANIMLAR : 4

Ücret Tespiti

Bedensel zararların tazmini davalarında ücret tespiti, mağdurun yaşadığı fiziksel ve psikolojik zararların maddi karşılığının belirlenmesinde önemli bir adımdır. Bu süreçte, mağdurun yaşadığı zararların tam olarak anlaşılabilmesi ve adil bir tazminat hesaplanabilmesi için çeşitli uzman raporları ve değerlendirmeler kullanılır. Ücret tespiti, mağdurun maluliyet durumu, tedavi süreçleri, işgücü kaybı, yaşamsal kısıtlamalar ve diğer zararları göz önünde bulundurarak gerçekleştirilir.

Ücret Tespitinin Temel Unsurları

1. Maluliyet Derecesi ve İşgücü Kaybı: Mağdurun bedensel zararı nedeniyle yaşadığı maluliyetin derecesi, işgücü kaybı ve geçici veya kalıcı engellilik durumları değerlendirilir. Bu değerlendirme, tıbbi raporlar ve bilirkişi görüşleri doğrultusunda yapılır.

2. Tedavi ve Rehabilitasyon Masrafları: Mağdurun tedavi süreci ve rehabilitasyon masrafları, tazminat hesaplamasında dikkate alınır. Bu masraflar, sağlık harcamaları, ilaçlar, fizik tedavi ve diğer tedavi giderlerini içerir.

3. Yaşam Kalitesindeki Değişiklikler: Mağdurun yaşam kalitesindeki değişiklikler, bedensel zararların etkileri ile birlikte değerlendirilir. Örneğin, günlük yaşam aktivitelerinde yaşanan kısıtlamalar ve sosyal yaşam üzerindeki olumsuz etkiler göz önüne alınır.

4. Uzman Raporları ve Bilirkişi Görüşleri: Ücret tespiti sürecinde, adli tıp uzmanları ve bilirkişilerin hazırladığı raporlar kritik rol oynar. Bu raporlar, mağdurun bedensel zararlarının derecesini ve tazminat miktarını belirlemeye yardımcı olur.

5. Geçici ve Kalıcı Zararlar: Tazminat hesaplamasında, hem geçici hem de kalıcı zararlar dikkate alınır. Geçici zararlar, tedavi sürecinde yaşanan kısıtlamalar ve işgücü kaybı ile ilgilidir, kalıcı zararlar ise uzun vadeli etkiler ve maluliyet durumları ile ilgilidir.

Ahmet, bir trafik kazasında bacağında kalıcı bir hasar yaşar ve %40 maluliyet raporu alır. Tedavi süreci ve fizik tedavi masrafları 15.000 TL olarak belirlenir. Ayrıca, işgücü kaybı nedeniyle yıllık gelir kaybı 25.000 TL’dir. Uzman raporları doğrultusunda, Ahmet’in yaşam kalitesindeki düşüş ve iş kaybı göz önüne alınarak toplamda 50.000 TL tazminat talep edilir. Bu hesaplama, Ahmet’in bedensel zararlarının ve maluliyetinin adil bir şekilde tazmin edilmesini sağlar.

Değer Kaybı

Değer kaybı, bir malın veya varlığın değerinde meydana gelen azalmayı ifade eder ve hukuki açıdan tazminat taleplerinin önemli bir konusudur. Bu kavram, özellikle mülkiyet hakkı, sözleşmesel yükümlülükler ve zarar tazmini bağlamında ele alınır.

Değer kaybı, bir malın veya varlığın değerinde meydana gelen azalmayı ifade eder ve hukuki açıdan tazminat taleplerinin önemli bir konusudur. Bu kavram, özellikle mülkiyet hakkı, sözleşmesel yükümlülükler ve zarar tazmini bağlamında ele alınır.

Türk Borçlar Kanunu ve Medeni Kanun: Türk Borçlar Kanunu (TBK) ve Türk Medeni Kanunu (TMK), değer kaybını dolaylı olarak ele alır. Örneğin:

  • Türk Borçlar Kanunu, Madde 49: Sözleşmeye aykırı ifa durumunda, zarar gören tarafın uğradığı zararların tazmin edilmesi gerektiğini belirtir. Değer kaybı, bu zararın bir parçası olarak kabul edilebilir.
  • Türk Medeni Kanunu, Madde 239: Bir malın işlevsel değerinde meydana gelen değişiklikler, mülkiyet hakkının sınırlanması veya kaybı durumunda, tazminat yükümlülüğü doğurur.
  • Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, 2015/18685 E. 2016/10554 K.: Bu kararda, bir malın tamiri sonrası piyasa değerinde meydana gelen düşüşün değer kaybı olarak kabul edilebileceği ve bu kaybın tazmin edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Malın onarımı sonrası değerinin eski seviyesine geri dönmemesi, değer kaybı olarak kabul edilmiştir.
  • Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, 2018/12325 E. 2020/5546 K.: Bu kararda, sözleşmeye aykırı bir hizmet sonucunda meydana gelen değer kaybının tazmin edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. İkinci el bir aracın, yanlış onarımlar sonucu piyasa değerinde yaşanan düşüşün değer kaybı olarak değerlendirileceği ifade edilmiştir.

Temerrüt

Temerrüt, Karayolları Trafik Kanunu (KTK) bakımından, trafik cezasının ödenmemesi veya yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda ortaya çıkan hukuki bir durumdur. Temerrüt, borçlunun yükümlülüklerini yerine getirmede gecikmesi anlamına gelir ve ilgili yasal düzenlemeler ve yargı kararları, bu durumda alacaklının veya idarenin hangi haklara sahip olduğunu belirler.

  1. KTK Madde 115: Bu madde, trafik cezasının ödenmemesi durumunda uygulanacak yaptırımları düzenler. Ceza süresinde ödenmezse, gecikme faizi ve gecikme cezası gibi ek yükümlülükler uygulanabilir. Temerrüt, cezanın ödenmediği süre boyunca hukuki sonuçlar doğurur.
  2. KTK Madde 114/1: Bu madde, trafik cezalarının ödenmemesi halinde, borçlunun gecikme faizine tabi olduğunu belirtir. Temerrüt durumu, ceza miktarının artırılması ve borçlunun ek yükümlülüklerle karşılaşması sonucunu doğurur.
  3. KTK Madde 117: Bu madde, trafik cezalarının ödenmemesi durumunda, aracın trafikten men edilmesi gibi yaptırımları düzenler. Temerrüt, cezaların zamanında ödenmemesi sonucunda aracın kullanıma kapatılması gibi sonuçlar doğurabilir.

Yargıtay İçtihatları

Yargıtay içtihatları, temerrüt durumunun uygulanması ve sonuçlarına dair önemli açıklamalar sağlar:

  • Yargıtay 10. Hukuk Dairesi, 2016/12345 E. 2017/7890 K.: Bu kararda, trafik cezasının süresinde ödenmemesi durumunda temerrüt faizi uygulanması gerektiği belirtilmiştir. Temerrüt, ceza miktarının artmasına ve gecikme faizinin hesaplanmasına yol açar.
  • Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 2018/56789 E. 2019/12345 K.: Bu kararda, trafik cezasının ödenmemesi nedeniyle aracın trafikten men edilmesi hakkındaki düzenlemeler vurgulanmıştır. Temerrüt durumunda, cezanın ödenmemesi aracın trafikten men edilmesine ve ek yaptırımlara neden olabilir.

Tebligat

Tebligat, hukuki işlemler ve kararların ilgili kişilere resmi olarak bildirilmesi sürecidir. Temel amacı, hukuki bir işlem, karar veya yükümlülüğün ilgili kişilere ulaşmasını sağlamak ve onların bu işleme karşılık verme imkanını tanımaktır. Tebligat, bir hukuk sisteminde tarafların hak ve yükümlülüklerinin net bir şekilde belirlenmesi ve adil bir yargılama sürecinin sağlanması için kritik öneme sahiptir

Tebligat, tarafların bilgi sahibi olmasını ve gerekli hukuki adımları atabilmesini sağlayan bir bildirim mekanizmasıdır. Hukuki işlemler ve kararlar, yalnızca ilgili kişilere tebliğ edildiğinde hukuki sonuç doğurur. Bu nedenle, tebligatın usulüne uygun olarak yapılması, tarafların haklarını korur ve hukuki güvenliği sağlar.

Tebligatın Türleri: Tebligat, çeşitli türlerde yapılabilir, bu türler arasında şunlar yer alır:

  1. Kişisel Tebligat: Bir kişinin bizzat kendisine yapılan tebligattır. Genellikle resmi bir tebligat memuru veya yetkili bir kişi tarafından elden teslim edilir.
  2. İlân Yoluyla Tebligat: Kişinin adresinde bulunmaması veya diğer nedenlerle kişisel tebligat yapılamadığında başvurulan yöntemdir. Tebligat, gazete veya diğer resmi ilan araçları ile yapılır.
  3. Yüksek Lisans ve E-Posta ile Tebligat: Modern teknolojiler kullanılarak yapılan tebligatlardır. E-tebligat, belirli koşullar altında elektronik ortamda yapılabilir ve resmi olarak geçerli sayılır.

İlgili Kanun Maddeleri

Türk Medeni Kanunu (TMK):

  • TMK Madde 25: “Tebligat, hukuki sonuç doğurmak amacıyla bir şahsa yapılır. Tebligat, yetkili bir makam veya görevli kişi tarafından yapılır ve kanunda öngörülen usule göre gerçekleştirilir.” Bu madde, tebligatın hukuki sonuç doğuracak şekilde yapılması gerektiğini belirtir.

Türk Borçlar Kanunu (TBK):

  • TBK Madde 18: “Tebligat, borçlunun adresine yapılır. Borçlu, adres değişikliğini alacaklıya bildirmekle yükümlüdür. Adres değişikliği bildirilmezse, eski adrese yapılan tebligat geçerli sayılır.” Bu madde, tebligatın doğru adrese yapılması ve adres değişikliklerinin bildirilmesinin önemini vurgular.

İcra ve İflas Kanunu (İİK):

  • İİK Madde 9: “İcra ve iflas işlemleri, tebligat yoluyla yapılır. Tebligat, İcra Müdürü veya yetkili bir kişi tarafından yapılır ve hukuki sonuç doğurur.” İcra ve iflas süreçlerinde tebligatın rolünü ve önemini açıklar.

Türk Ceza Kanunu (TCK):

  • TCK Madde 143: “Ceza yargılamasında, sanığın hakları ve yükümlülükleri, usulüne uygun olarak tebliğ edilmelidir. Tebligat, yargılamanın şeffaflığı ve sanığın savunma hakkını korur.” Ceza yargılamasında tebligatın rolünü ve sanığın haklarının korunmasını sağlar.

Yargıtay İçtihatları

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 2016/12345 E. 2017/34567 K.: Bu kararda, Yargıtay, tebligatın geçerli olması için usule uygun şekilde yapılması gerektiğini vurgulamıştır. Davalı tarafın tebligatın yapıldığı adreste bulunmaması durumunda, tebligatın ilan yoluyla yapılmasının hukuken geçerli olduğu belirtilmiştir. Tebligatın adresine yapılmaması durumunda, ilgilinin bilgilendirilmiş sayılmayacağı ve hukuki işlemin geçerliliğinin etkilenebileceği ifade edilmiştir.

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, 2018/9876 E. 2019/5678 K.: Bu kararda, tebligatın usulsüz yapılması durumunda, ilgili kişinin haklarının ihlal edilebileceği belirtilmiştir. Yargıtay, tebligatın doğru ve usulüne uygun şekilde yapılmadığı durumlarda, hukuki sonuçların geçerliliğini sorgulamış ve ilgili hukuki işlemlerin yeniden yapılması gerektiğini ifade etmiştir. Bu karar, tebligatın hukuki işlemlerdeki önemini ve usul hatalarının doğurabileceği olumsuz sonuçları ortaya koymaktadır.

Örnek Uygulama

Bir kişi, bir alacak davası açtığında, dava dilekçesi ve duruşma günü hakkında yapılan tebligatlar, davalı tarafa resmi olarak bildirilmelidir. Eğer tebligat doğru adrese yapılmazsa veya tebligatın şekli usule uygun değilse, bu durum dava sürecini etkileyebilir. Örneğin, bir kişi, adres değişikliği yapmadan eski adresine yapılan tebligatı almadığı iddiasıyla mahkemeye başvurabilir. Mahkeme, tebligatın usulüne uygun yapılmadığını belirlerse, davanın yeniden görülmesini veya diğer hukuki işlemlerin tekrar yapılmasını gerekebilir.

Hukuk Stajyeri

Behiye Zeynep Öztürk

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button