“Şüphelinin Susma Hakkı: Ne Zaman Susmalı, Ne Zaman Beyan Vermeli?
1. Giriş: Susma Hakkının Ceza Muhakemesindeki Önemi
Ceza muhakemesi hukukunun temel taşlarından biri olan susma hakkı, bireyin kendi aleyhine beyanda bulunmaya zorlanmaması ilkesine dayanır. Bu hak, yalnızca bir “savunma stratejisi” değil; aynı zamanda adil yargılanma hakkının ayrılmaz bir unsurudur. Şüpheli veya sanık, ifade verirken özgür iradesiyle konuşmayı veya susmayı seçme hakkına sahiptir.
Türk hukuk sisteminde susma hakkı, yalnızca bir tercih değil, aynı zamanda Anayasa ile güvence altına alınmış temel bir hak olarak kabul edilmiştir. Bu hak, yargılamanın adil şekilde yürütülmesi, baskı altında alınan beyanların geçersiz sayılması ve kişinin insan onurunun korunması açısından büyük önem taşır.
2. Hukuki Dayanak: Susma Hakkının Kaynakları
2.1. Anayasa ve Uluslararası Hukukta Dayanak
-
Anayasa m.38/5: “Hiç kimse kendisini veya kanunda belirtilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya zorlanamaz.”
Bu hüküm, susma hakkının anayasal temelini oluşturur. -
AİHS m.6/1 ve 6/3: Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde açıkça yer almasa da, AİHM içtihatlarıyla (örneğin Saunders/Birleşik Krallık kararı) susma hakkı, adil yargılanma hakkının özünden sayılmıştır.
-
Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi m.14/3(g): “Hiç kimse kendi aleyhine tanıklık etmeye veya suçunu itirafa zorlanamaz.”
Bu normlar, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler kapsamında Anayasa m.90/son fıkra gereği iç hukukta doğrudan uygulanabilir niteliktedir.
2.2. Ceza Muhakemesi Kanunu’nda Susma Hakkı
CMK m.147/e maddesi gereğince, ifade alınmadan önce şüpheliye:
“Susma hakkına sahip olduğu, bu hakkı kullanması hâlinde aleyhine yorum yapılamayacağı” açıkça bildirilmelidir.
Bu düzenleme, kolluk veya savcılık tarafından yapılacak tüm ifade alma işlemlerinde zorunlu bir usul şartıdır.
Ayrıca CMK m.148’de düzenlenen “yasak sorgu yöntemleri” hükmüyle, şüpheliye işkence, tehdit veya hile yoluyla ifade verdirilmesi yasaklanmıştır. Bu yolla alınan tüm beyanlar hukuka aykırı delil sayılır.
3. Susma Hakkının Kapsamı
Susma hakkı, yalnızca “konuşmama” değil; beyanda bulunmaktan, sorulara yanıt vermekten veya açıklama yapmaktan kaçınma hakkını da kapsar.
3.1. Susma Hakkı Kimlere Tanınmıştır?
-
Şüpheli veya sanık: Soruşturma veya kovuşturma aşamasında.
-
Yakınlar (CMK m.45): Kişinin anne, baba, eş, çocuk, kardeş gibi yakınlarının da tanıklıktan çekinme hakkı vardır.
3.2. Susma Hakkının Zamanı
Susma hakkı, soruşturmanın her aşamasında kullanılabilir:
-
Gözaltında,
-
İfade veya sorgu esnasında,
-
Mahkemede duruşmada,
-
Savunma alınırken veya çapraz sorguda.
Susma hakkı bir kez kullanıldıktan sonra vazgeçilebilir; ancak bu durumda önceki sessizlik aleyhe yorumlanamaz.
4. Ne Zaman Susmalı? Savunma Stratejisi Açısından Değerlendirme
4.1. İlk Aşamada Susmak: Stratejik Bir Savunma Aracı
Soruşturmanın başında, şüphelinin olayın detaylarını bilmediği, dosyaya erişimin sınırlı olduğu dönemlerde susma hakkını kullanmak en doğru yaklaşımdır.
Zira dosya içeriği, delil durumu veya isnadın kapsamı bilinmeden verilen beyan, ilerleyen aşamalarda geri alınamayabilir.
Özellikle:
-
Delillerin toplanmadığı,
-
Avukatın dosyayı incelemediği,
-
Kolluk tarafından psikolojik baskı yapıldığı durumlarda susmak, en doğru yoldur.
Bu aşamada yapılacak yanlış bir açıklama, itiraf veya çelişki olarak değerlendirilebilir ve mahkemede aleyhe kullanılabilir.
4.2. Ne Zaman Konuşmalı? Beyan Vermenin Avantajlı Olduğu Haller
Susma hakkı, savunmadan tamamen kaçmak anlamına gelmez. Bazı durumlarda aktif savunma stratejisi, kişinin lehine sonuç doğurabilir.
Beyan vermek, şu durumlarda avantaj sağlar:
-
Deliller güçlü ise: Sessiz kalmak yerine, olayın alternatif bir açıklamasını sunmak savunmayı güçlendirir.
-
Olayın hukuki niteliği tartışmalıysa: Kasten değil, taksirle hareket edildiğini göstermek için açıklama yapmak yararlıdır.
-
Mağdurun beyanı tek delilse: Sanığın kendi tutarlılığı mahkemeye güven verebilir.
Ancak her durumda, ifade vermeden önce avukatla görüşmek zorunlu bir adımdır. CMK m.149 gereği, müdafi talep etme hakkı kutsaldır ve reddedilemez.
5. Susma Hakkının Kullanılmasının Sonuçları
5.1. Aleyhe Yorum Yasağı
CMK m.147/e açık hükmü gereği, şüphelinin susması suçluluk karinesi olarak değerlendirilemez.
AİHM de pek çok kararında (örneğin John Murray/Birleşik Krallık) bu ilkeyi pekiştirmiştir:
“Susma hakkının kullanılması tek başına suçun kabulü anlamına gelmez.”
Dolayısıyla, savcılık veya mahkeme, sanığın susmasını delil yetersizliğiyle birleştirip mahkûmiyet gerekçesi yapamaz.
5.2. Usule Aykırı Bildirim Halinde İfade Geçersizdir
Eğer şüpheliye susma hakkı bildirilmeden ifade alınmışsa, bu ifade hukuka aykırı delil sayılır (CMK m.206, 217).
Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin 2020/3847 E., 2021/1453 K. sayılı kararında belirtildiği üzere:
“Susma hakkı bildirilmeksizin alınan beyan, hükme esas alınamaz.”
6. Uygulamada Karşılaşılan Hatalar
6.1. “Susarsam Suçlu Sanırlar” Yanılgısı
Toplumda yaygın olan bu düşünce, hukuken yanlıştır. Susmak, suçluluğun değil, bilinçli savunmanın göstergesidir.
AİHM içtihatlarına göre, kolluk veya mahkeme susmayı suç delili gibi sunamaz.
6.2. Kısmi Susma
Şüpheli bazı sorulara cevap verip bazılarına susabilir. Bu durumda da susulan konular hakkında aleyhe yorum yapılamaz.
Örneğin, olayın nerede gerçekleştiği konusunda konuşup, kimlerin katıldığı hakkında susmak mümkündür.
6.3. Kolluk Baskısı ve Psikolojik Manipülasyon
Bazı durumlarda “bak, konuşmazsan daha kötü olur” şeklinde baskı yapılabilmektedir.
Bu tür beyanlar CMK m.148 uyarınca geçersizdir. Avukatın yokluğunda alınan beyanlar da aynı şekilde hukuka aykırı delil sayılır.
7. Yargıtay Kararları Işığında Susma Hakkı
Yargıtay kararları susma hakkının önemini sürekli vurgulamaktadır:
-
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2019/182 E., 2020/61 K.:
“Susma hakkını kullanan sanığın bu tutumu, mahkûmiyet için gerekçe oluşturmaz.”
-
Yargıtay 1. CD, 2018/3942 E., 2020/2881 K.:
“Sanığın susma hakkını kullanması, delil serbestîsi kapsamında değerlendirilemez.”
-
Yargıtay 8. CD, 2022/2487 E., 2023/1174 K.:
“Susma hakkı bildirilmeksizin alınan kolluk ifadesine dayanılarak hüküm kurulması, savunma hakkının kısıtlanması niteliğindedir.”
Bu içtihatlar, savunma stratejilerinin belirlenmesinde yol gösterici niteliktedir.
8. Susma Hakkı ile İtiraf Arasındaki İnce Çizgi
Ceza muhakemesinde itiraf, en güçlü delillerden biri kabul edilse de, bu beyanın iradî olması gerekir.
Eğer kişi:
-
Yorgunluk, korku, tehdit veya kandırma altında itirafta bulunmuşsa,
-
Susma hakkı bildirilmeden konuşmuşsa,
bu beyan geçersizdir.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/714 E., 2020/1983 K. kararında bu durumu şöyle özetlemiştir:
“Susma hakkının hatırlatılmadığı ortamda verilen ikrar, delil niteliği taşımaz.”
9. Susma Hakkının Kullanımında Avukatın Rolü
Avukat, şüpheliye sadece hukuki destek değil, stratejik savunma rehberliği de sağlar.
Müdafi, müvekkiline şu sorular üzerinden yol göstermelidir:
-
Dosyada hangi deliller var?
-
Beyan vermek savunmayı güçlendirir mi, yoksa risk mi taşır?
-
Savcı hangi suçlamayı yöneltiyor?
CMK m.149 ve m.154 hükümleri uyarınca, şüpheli müdafi ile her zaman gizli görüşme hakkına sahiptir.
Bu görüşmede alınan hukuki tavsiye, soruşturmanın gidişatını belirleyebilir.
10. Uygulamada Örnek Senaryolar
Örnek 1 – Delil Yetersizliği Durumu
Bir hırsızlık şüphesiyle gözaltına alınan kişi, dosyada yalnızca kamera görüntüsünün kısıtlı olduğu fark edilince, avukatıyla birlikte susma hakkını kullanır.
Sonrasında olayla ilgisi olmadığı ispatlanır.
→ Susma hakkı, yanlış beyanla kendi aleyhine delil üretmeyi önlemiştir.
Örnek 2 – Karşı Delil Sunma Gereği
Bir trafik kazasında taksirle yaralamadan şüpheli olan sürücü, kamera görüntüsünde haklı olduğunu göstermek için ifade vermeyi seçer.
→ Bu durumda, konuşmak savunmayı güçlendirmiştir.
11. Susma Hakkının İhlali Halinde Başvuru Yolları
Susma hakkının ihlali halinde kullanılabilecek başvuru yolları şunlardır:
-
CMK 206 – Delil Reddi Talebi:
Usule aykırı alınan ifadelerin reddi talep edilir. -
CMK 289 – Mutlak Bozma Sebebi:
Susma hakkının ihlali, savunma hakkının kısıtlanması anlamına geldiği için bozma sebebidir. -
AİHM Başvurusu:
Susma hakkı ihlal edilen kişi, iç hukuk yolları tükendiğinde AİHM’e başvurabilir.
12. Sık Sorulan Sorular (SSS)
1. Susma hakkını kullandım, sonradan konuşabilir miyim?
Evet. Susma hakkı vazgeçilebilir bir haktır. Daha sonra ifade vermek mümkündür.
2. Polis sorgusunda konuşmazsam mahkeme bunu olumsuz mu değerlendirir?
Hayır. CMK m.147/e gereği susmak aleyhe yorumlanamaz.
3. Susma hakkımı kullanmak suçun ikrarı anlamına gelir mi?
Kesinlikle hayır. Bu hak, savunmanın bir parçasıdır.
4. Avukat olmadan ifade verirsem ne olur?
Müdafi talep etme hakkınız vardır. Avukat olmadan alınan ifade geçersiz sayılabilir.
5. Susma hakkını kullandığımda dosyaya ulaşabilir miyim?
Evet, CMK m.153 uyarınca müdafi aracılığıyla dosya inceleme hakkınız devam eder.
13. Sonuç: Susmak Bir Savunma Biçimidir
Susma hakkı, yalnızca bir “sessizlik” değil; hukuki bir savunma aracıdır.
Her şüpheli, ne zaman konuşacağını, ne zaman susacağını hukuki danışmanlığıyla birlikte stratejik olarak belirlemelidir.
Susmak, suçun itirafı değil; adalet sürecine güvenin ve bilinçli savunmanın göstergesidir.
Türk Ceza Muhakemesi Kanunu ve Anayasa, bu hakkı bireyin temel güvencesi olarak tanımış, yargı organları da bu hakkın kutsallığını defalarca teyit etmiştir.