Spor Hukukunda Taraftarların Özgürlüğü
1. Giriş
Spor, sadece bir fiziksel rekabet alanı değil; aynı zamanda ifade özgürlüğü, toplumsal dayanışma ve kimlik bilinci açısından güçlü bir sosyal olgudur. Taraftarlık, bu sosyal yapının kalbinde yer alır. Ancak taraftar davranışlarının zaman zaman şiddet, nefret söylemi, ayrımcılık ve toplumsal düzenin bozulması ile kesişmesi, “özgürlük” kavramının sınırlarını yeniden tartışmaya açmaktadır.
Spor hukuku açısından temel soru şudur: Bir taraftar ne kadar özgürdür ve bu özgürlük nerede sona erer?
Bu sorunun yanıtı, Anayasa’nın temel hak ve özgürlüklere ilişkin ilkeleri, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 10. ve 11. maddeleri, ve 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun hükümleri ışığında şekillenmektedir.
2. Taraftarlık ve Hukuki Statü
Taraftar, spor kulübüyle doğrudan ya da dolaylı olarak aidiyet ilişkisi kuran bireydir. Taraftarın hukuki statüsü, klasik bir “sözleşme tarafı” olmaktan ziyade, toplumsal bir katılımcı olarak değerlendirilmektedir. Ancak taraftar davranışları, özel hukuk (örneğin bilet sözleşmesi, kulüp tüzüğü) ve kamu hukuku (örneğin güvenlik önlemleri, ceza hukuku yaptırımları) rejimlerinin kesiştiği bir alanda yer alır.
a) Taraftarın Hakları
Taraftarın sahip olduğu temel haklar şunlardır:
-
İfade özgürlüğü (Anayasa m. 26; AİHS m. 10)
-
Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı (Anayasa m. 34; AİHS m. 11)
-
Adil yargılanma hakkı (AİHS m. 6)
-
Özel hayatın gizliliği ve kişisel veri koruma hakkı (KVKK, AİHS m. 8)
b) Taraftarın Sorumlulukları
Taraftarın özgürlük alanı, kamu düzeni, diğer kişilerin hakları ve sporun etik değerleri ile sınırlıdır. Bu bağlamda taraftar;
-
Şiddeti teşvik etmemek,
-
Irkçı, cinsiyetçi veya aşağılayıcı ifadeler kullanmamak,
-
Tesislere zarar vermemek,
-
Kulüp ve federasyon talimatlarına uymakla yükümlüdür.
3. 6222 Sayılı Kanun’un Getirdiği Sınırlamalar
6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun, taraftar özgürlüklerinin sınırlarını belirleyen en temel düzenlemedir.
Kanunun 14. maddesine göre, spor alanlarında şiddet ve düzensizlik çıkaran, hakaret içeren tezahüratlarda bulunan veya yasa dışı pankart taşıyan kişiler hakkında adli ve idari yaptırımlar uygulanır.
a) Tezahürat ve İfade Özgürlüğü
Taraftar tezahüratları, ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilir. Ancak bu özgürlük mutlak değildir.
Yargıtay 7. Ceza Dairesi’nin 2020/1164 E., 2020/4783 K. sayılı kararında, “sportif etkinliklerde topluca söylenen küfür içerikli tezahüratların ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği, bu fiillerin kamu düzenini bozma potansiyeli taşıdığı” vurgulanmıştır.
Bu nedenle ifade özgürlüğü, ölçülülük ilkesi çerçevesinde sınırlandırılabilir.
b) Pankart, Afiş ve Görsel İfade
Taraftarların tribünlerde açtıkları pankartlar da ifade özgürlüğü kapsamındadır. Ancak bu materyallerin, siyasi propaganda, terör örgütü sembolleri veya nefret söylemi içermesi durumunda cezai yaptırımlar uygulanır.
Danıştay 10. Dairesi’nin 2019/4785 E., 2020/2345 K. sayılı kararında, “spor karşılaşmalarında siyasi içerikli pankart açılmasına izin verilmemesinin demokratik toplumda meşru bir amaç taşıdığı” kabul edilmiştir.
4. Taraftar Özgürlüğü ile Kamu Düzeni Arasındaki Denge
Taraftar özgürlüğü, hem Anayasa’nın 13. maddesinde düzenlenen “ölçülülük” ilkesi hem de AİHM içtihatları çerçevesinde sınırlanabilir.
a) Ölçülülük İlkesi
Özgürlüklerin sınırlanması;
-
Kanunla,
-
Meşru bir amaçla,
-
Demokratik toplum düzeni için zorunlu olması
şartlarına bağlıdır.
Bu üçlü test, taraftar yasaklarının veya seyirden men cezalarının denetiminde de uygulanır.
b) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Yaklaşımı
AİHM, Ezelin v. France (1991) ve Ozturk v. Turkey (2014) kararlarında, ifade özgürlüğünün sadece “hoş karşılanan” değil, aynı zamanda “rahatsız edici” fikirleri de kapsadığını vurgulamıştır.
Bu bağlamda, tribünlerde yapılan bazı eleştiriler veya mizahi protestolar, kamu otoritesini rahatsız etse bile koruma altına alınmalıdır.
Ancak AİHM, şiddet içeren, nefret yayan veya başkalarının haklarını zedeleyen ifadelerin korunmadığını da açıkça belirtmiştir.
5. Taraftar Yasakları ve Kişisel Hakların Korunması
Spor hukukunda uygulanan seyirden men cezaları, e-bilet sistemi, yüz tanıma teknolojileri gibi uygulamalar, taraftarın özgürlükleri üzerinde doğrudan etkiye sahiptir.
a) E-Bilet ve KVKK Bağlantısı
E-bilet sisteminde taraftarların kimlik, iletişim ve biyometrik verileri işlenmektedir.
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) uyarınca, bu verilerin işlenmesi açık rızaya ve belirli amaçlara dayanmalıdır.
KVKK Kurulu’nun 2021 tarihli kararında, spor kulüplerinin taraftar verilerini “ticari amaçlarla” paylaşmasının hukuka aykırı olduğu belirtilmiştir.
b) Seyirden Men ve Masumiyet Karinesi
6222 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca verilen seyirden men kararları, çoğu zaman yargılama sonuçlanmadan uygulanmaktadır.
Bu durum, masumiyet karinesi (Anayasa m. 38/4) ve adil yargılanma hakkı açısından tartışmalıdır.
Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2021/5238 E., 2022/1189 K. kararında, “idari tedbir niteliğindeki seyirden men kararlarının, cezalandırıcı etki doğurması hâlinde ölçülülük ilkesine aykırı olabileceğini” belirtmiştir.
6. Taraftar Grupları ve Toplanma Özgürlüğü
Taraftar gruplarının stadyum dışında düzenlediği yürüyüşler, protestolar ve basın açıklamaları da toplanma ve örgütlenme özgürlüğü kapsamındadır.
Ancak 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu uyarınca, bu tür faaliyetlerin kamu güvenliği gerekçesiyle sınırlandırılması mümkündür.
Örneğin; derbi öncesi yürüyüşlerin yasaklanması, kamu düzeni açısından meşru kabul edilir.
Bununla birlikte, polis müdahalesinin orantılılığı, AİHM içtihatları açısından belirleyici bir unsurdur. Aşırı güç kullanımı, ifade özgürlüğü ihlali olarak nitelendirilebilir.
7. Dijital Taraftarlık ve Sosyal Medya Sorumluluğu
Günümüzde taraftarlık yalnızca stadyumda değil, dijital ortamda da yaşanmaktadır.
Sosyal medya paylaşımları, kulüplere yönelik eleştiriler veya diğer taraftar gruplarına hakaret içeren içerikler, Türk Ceza Kanunu’nun 125. ve 216. maddeleri kapsamında değerlendirilmektedir.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 2020/5428 E., 2021/2176 K. sayılı kararında, Twitter üzerinden rakip takım taraftarına hakaret eden kişinin eylemi “alenen hakaret” suçu kapsamında değerlendirilmiştir.
Bu karar, sanal ortamda dahi taraftar kimliğiyle yapılan paylaşımların hukuki sonuç doğurabileceğini göstermektedir.
8. Taraftar Dernekleri ve Kurumsal Özgürlük
Taraftarların örgütlenme biçimlerinden biri de taraftar dernekleridir.
5253 sayılı Dernekler Kanunu uyarınca kurulan bu yapılar, sivil toplumun bir parçası olarak kabul edilir.
Ancak bu derneklerin, kulüp yönetimleriyle organik bağ kurması, finansal destek karşılığında sportif etki alanı oluşturması gibi durumlar, etik ve hukuki sorunlar yaratmaktadır.
Bu nedenle Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), 2023 tarihli Taraftar Rehberi Talimatı ile derneklerin faaliyet alanlarını sınırlamış, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerini güçlendirmiştir.
9. Sonuç: Taraftarın Özgürlüğü, Hukukun Vicdanında
Spor, bir özgürlük alanıdır; ancak bu özgürlük, başkalarının güvenliği ve onuru ile dengelenmelidir.
Taraftarın tezahüratı, bir demokratik ifade biçimi olduğu kadar, toplumun barış içinde bir arada yaşama kültürünün de yansımasıdır.
Taraftar özgürlüğü;
-
Şiddetsiz, ayrımcılıktan uzak,
-
Sporun ruhuna uygun,
-
Hukuka ve ölçülülük ilkesine dayalı bir şekilde kullanılmalıdır.
Hukuk, taraftarın sesini kısmak değil, o sesi adil, saygılı ve sorumlu bir çerçevede korumakla görevlidir.
Bu nedenle, “taraftar özgürlüğü” kavramı, sadece tribünlerde değil, demokratik hukuk devletinin kalbinde savunulması gereken bir değerdir.