Single Blog Title

This is a single blog caption

Şirketlerde Bölünme İşlemlerinin Alacaklılara ve Çalışanlara Etkisi

Şirketlerde Bölünme İşlemlerinin Alacaklılara ve Çalışanlara Etkisi

Giriş

Şirketler hukuku bakımından bölünme, bir sermaye şirketinin malvarlığının tamamını veya bir kısmını diğer bir şirkete devretmesi sonucu ortaya çıkan yapısal bir değişikliktir. Türk Ticaret Kanunu’nun 159 ilâ 180. maddeleri ile düzenlenen bölünme, şirketlerin yeniden yapılanma süreçlerinde sıklıkla başvurduğu bir yöntemdir. Özellikle kurumsal grupların reorganizasyonu, verimlilik artırma, risk dağıtımı ve vergisel optimizasyon gibi amaçlar bölünmeyi güncel ticari hayatta önemli bir enstrüman haline getirmiştir.

Bununla birlikte, bölünme işlemleri yalnızca şirket ortakları açısından değil; alacaklılar, çalışanlar, sözleşme tarafları ve kamu idareleri açısından da önemli sonuçlar doğurur. Bu nedenle TTK, bölünmenin üçüncü kişiler bakımından yaratacağı etkileri dengelemek amacıyla ayrıntılı koruyucu hükümler öngörmüştür.


1. Bölünmenin Tanımı ve Türleri

TTK bakımından bölünme iki ana başlıkta incelenir:

1.1. Tam Bölünme (TTK m. 159/1)

Bir şirketin tüm malvarlığı tasfiyesiz olarak devredilmek suretiyle en az iki şirkete bölünmesidir. Bölünen şirket sona erer; ortaklar devralan şirketlerin hisselerini alır.

1.2. Kısmi Bölünme (TTK m. 159/2)

Malvarlığının bir kısmı devredilir ve bölünen şirket tüzel kişiliğini sürdürür. Bu işlem özellikle şirket içi reorganizasyonlarda tercih edilir.

1.3. Bölünmenin Amacı

  • Küçülen veya yeniden yapılanan şirketlerin risk azaltması,

  • Yatırım ve finansman modellerinin ayrıştırılması,

  • İş kollarının bağımsızlaştırılması,

  • Ortakların çıkışı veya bölünmesi,

  • Vergi planlaması.


2. Bölünme İşlemlerinde Hukuki Çerçeve

Bölünme, tek taraflı bir tasarruf işlemi olmayıp, organ kararları, bölünme sözleşmesi veya planı, mahkeme izinleri ve ticaret sicilinde tescil gibi birden fazla aşama içerir.

Genel düzenlemeler şunlardır:

  • TTK m. 159–180: Bölünme usulü

  • TTK m. 175–178: Alacaklıların korunması

  • TTK m. 178: İşçi sözleşmelerinin devri

  • TTK m. 179: Malvarlığının geçişi ve sorumluluk

  • Vergi Usul Kanunu ve 5520 sayılı KVK: Vergisel sonuçlar

  • İş Kanunu m. 6: İş sözleşmesinin devri

Bu çerçevede, bölünme işlemi üçüncü kişiler bakımından kendiliğinden sonuç doğurur; alacaklıların veya çalışanların ayrıca onay vermesi gerekmez. Ancak bu durum, hem alacaklılar hem de çalışanlar açısından sorumluluk yönünden geniş güvence mekanizmalarının kurulmasını zorunlu kılmıştır.


3. Bölünme İşlemlerinin Alacaklılar Açısından Etkileri

Alacaklıların korunması bölünme hukukunun merkezinde yer alır. Zira şirketin malvarlığı bölündüğünde alacaklıların tahsil imkânları azalabilir. Bu nedenle TTK, ayrıntılı ve emredici hükümler öngörmüştür.

3.1. Alacaklılara Çağrı ve Teminat Talep Hakkı (TTK m. 175–176)

Bölünme kararı alındıktan sonra şirket:

  1. Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan,

  2. Bilinmeyen alacaklılara çağrı,

  3. Bilen alacaklılara bireysel bildirim

yapmak zorundadır.

Alacaklılar, bölünme sebebiyle alacaklarının tehlikeye düştüğünü düşünüyorlarsa teminat talep etme hakkına sahiptir. Teminat verilmediği takdirde alacak muaccel hale gelir.

Yargıtay Uygulaması

Yargıtay 11. HD kararlarında, alacaklıya yapılan bildirimlerin usulüne uygun olmaması hâlinde bölünmenin alacaklı bakımından ileri sürülemeyeceğini; borçlu şirkete karşı takip ve dava hakkının devam edeceğini vurgulamaktadır.

3.2. Malvarlığının Geçişi ve Külfetlerin Paylaştırılması (TTK m. 179)

Bölünmede malvarlığının tamamı veya bir kısmı tasfiyesiz geçer. Bu geçiş:

  • külli halefiyet,

  • kanun gereği sorumluluk,

  • müşterek müteselsil sorumluluk

doğurur.

3.2.1. Tam Bölünmede Sorumluluk

Malvarlığına ilişkin tüm borçlar devralan şirketlere geçer. Eski şirket sona erdiği için tüm sorumluluk devralan şirketlerde yoğunlaşır.

3.2.2. Kısmi Bölünmede Sorumluluk

TTK m. 179/2’ye göre:

“Bölünen şirket devredilen malvarlığı unsurlarıyla ilgili borçlarından devralan şirketle müteselsilen sorumlu olur.”

Bu düzenleme alacaklılar için güçlü bir güvencedir.

Örnek

Bir üretim şirketinin makine parkını devralan şirkete borçların da intikali söz konusu olur. Alacaklı, ister bölünen şirkete ister devralan şirkete yönelmeyi tercih edebilir.

3.3. Müteselsil Sorumluluğun Sınırı (TTK m. 179/3)

Müteselsil sorumluluk, borcun tamamı bakımından devralan şirketlere yüklenmez. Kanun, bu sorumluluğu devralınan malvarlığının net aktif değeri ile sınırlandırmıştır.

Bu sınırlandırmanın amacı devralan şirketin sınırsız bir risk üstlenmesini engellemektir.

Yargıtay’ın Yaklaşımı

Yargıtay, bu limite ilişkin değerlemenin objektif kriterlerle ve mali raporlarla desteklenmesini aramakta, keyfî değerlemeleri kabul etmemektedir.

3.4. Alacaklıların Dava Açma ve Takip Hakları

Bölünme işlemi alacaklıların:

  • İcra takibi başlatmasına,

  • Devam eden takiplerde taraf değişikliği yapılmasına,

  • Borcun tüm taraflarına müteselsil olarak başvurmasına

engel değildir.

Alacaklı dilerse:

  • Eski şirkete,

  • Yeni şirkete,

  • Her ikisine birlikte

başvurabilir.

Bu düzenleme Türk hukukunda alacaklı korumasını üst düzeye çıkarır.


4. Bölünmenin Çalışanlar Açısından Etkileri

Şirket çalışanları, bölünme işlemlerinde en hassas gruplardan biridir. Zira malvarlığı unsurunun devri aynı zamanda iş sözleşmesinin devri sonucunu doğurabilir.

Bölünmenin çalışanlara etkisi hem TTK m. 178 hem de İş Kanunu m. 6 çerçevesinde değerlendirilmelidir.

4.1. İş Sözleşmelerinin Kendiliğinden Devri (TTK m. 178/1)

Kanun açıkça düzenlemiştir:

“İşçilerle yapılan hizmet sözleşmeleri, bölünen şirketten devralan şirkete kendiliğinden geçer.”

Buna göre:

  • İşçinin ayrıca onay vermesi gerekmez,

  • Başka bir sözleşme yapılmasına gerek yoktur,

  • İşyeri devri hükümleri aynen uygulanır.

Bu yönüyle bölünme, hukuken işyeri devri niteliğindedir.

4.2. İşçilerin Feshi Bildirme Hakkı (TTK m. 178/2)

İşçiler, devrin kendileri açısından önemli bir değişiklik oluşturduğunu düşünürse sözleşmeyi haklı sebeple feshedebilir.

Önemli değişiklikler:

  • Çalışma koşullarının olumsuzlaşması,

  • Ücretin tehlikeye düşmesi,

  • İş güvencesinin azalması,

  • Yeni işverenin iş sağlığı ve güvenliği yükümlülüklerini yerine getirmemesi
    gibi hallerdir.

Yargıtay 9. HD Kararları

İşçi devri sonrasında çalışma koşulları ağırlaşmış veya işçinin iş güvencesi zedelenmişse, işçinin haklı nedenle fesih hakkı kabul edilmektedir.

4.3. Eski ve Yeni İşverenin Sorumluluğu (İşK m. 6 / TTK m. 178/3)

İşyeri devrinin söz konusu olduğu durumlarda eski ve yeni işveren:

  • Devralınan işçi alacaklarından,

  • Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai vb.

  • iki yıl süreyle müteselsilen sorumludur.

Bölünme de işyeri devri niteliğinde olduğundan aynı sorumluluk doğar.

4.4. Çalışan Temsilcilerinin Bilgilendirilmesi

TTK m. 171 çerçevesinde bölünme planı hazırlanırken çalışanların veya temsilcilerinin görüşlerinin alınması önerilir. Hukuken zorunlu olmamakla birlikte Yargıtay, bilgi verilmemesini “çalışma koşullarında olumsuzluk” unsuru olarak değerlendirebilmektedir.

4.5. Toplu İş Sözleşmelerine Etki

Devralan şirket, bölünme yoluyla devraldığı işyerinde geçerli olan toplu iş sözleşmesinin (TİS) tarafı haline gelir ve TİS’in tüm hükümleri devralan şirketi bağlar.

Bu durum, özellikle ücret skalası, sosyal haklar ve sendikal haklar bakımından önemlidir.


5. Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar ve Yargıtay Kararları

5.1. Malvarlığı Değerlemesinde Hatalar

Yanlış değerleme, devralan şirketin sorumluluk limitlerinin hatalı belirlenmesine yol açar. Yargıtay, kusurlu değerleme halinde devralan şirketin sınırlı sorumluluktan yararlanamayacağını belirtmiştir.

5.2. Alacaklıya Bildirim Yapılmaması

Bildirim yapılmayan alacaklıların teminat hakkı zedelenmiş sayılır ve bölünme alacaklıya karşı ileri sürülemez.

5.3. İşçinin Bilgilendirilmemesi

Yargıtay, işçinin bilgilendirilmemesini iş koşullarında esaslı değişiklik olarak nitelendirip haklı nedenle fesih kabul etmektedir.

5.4. Kıdem Tazminatının Sorumluluğu

Devralan şirket, işçinin devreden işverende geçen sürelerini de dikkate alarak kıdemi hesaplamakla yükümlüdür.


6. Vergisel Boyut ve Pratik Sonuçlar

Şirket bölünmelerine ilişkin vergisel düzenlemeler 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu m. 19–20’de yer alır. Tam bölünme vergiden istisnadır; ancak kısmi bölünmede:

  • Değerleme raporları,

  • Öz sermaye kontrolü,

  • Transfer fiyatlandırması riskleri

yakından değerlendirilmelidir.

Vergisel uyuşmazlıklar çoğu kez VUK m. 3/B kapsamında ispat ve belge düzenine dayanmaktadır.


7. Sonuç ve Değerlendirme

Şirketlerde bölünme işlemi, hem ticari hem de hukuki açıdan önemli bir yeniden yapılanma aracıdır. Ancak alacaklıların ve çalışanların haklarının korunması, bölünmenin ticari menfaatler kadar kritik bir unsurudur.

TTK, alacaklılara:

  • Bildirim,

  • Teminat talebi,

  • Müteselsil sorumluluk,

  • Taraf seçme hakkı

gibi geniş güvenceler sağlamaktadır.

Çalışanlar bakımından ise:

  • İş sözleşmesinin kendiliğinden devri,

  • Haklı nedenle fesih imkânı,

  • Eski ve yeni işverenin iki yıl süreli müteselsil sorumluluğu,

  • Toplu iş sözleşmelerinin geçerliliği

önemli koruma mekanizmalarıdır.

Hem alacaklılar hem de çalışanlar açısından, bölünme işleminin şeffaf, belgeli ve hukuka uygun yürütülmesi, ileride doğabilecek uyuşmazlıkları büyük ölçüde azaltır. Şirketlerin değerleme, bildirim, tescil ve raporlama süreçlerini titizlikle yürütmesi, ticari hayatta hukuki güvenliği güçlendirmektedir.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button