REKABETİ SINIRLAYICI ANLAŞMALAR
Rekabeti sınırlayıcı anlaşmalar, serbest piyasa ekonomisinin işleyişini engelleyen, bozucu veya kısıtlayıcı nitelikte olan anlaşmalardır. Bu tür anlaşmalar, piyasa rekabetini olumsuz etkileyerek tüketici refahını azaltabilir ve mal veya hizmetlerin fiyatlarının yükselmesine neden olabilir. Türkiye’de rekabetin korunması, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ile düzenlenmiş olup, rekabeti sınırlayıcı anlaşmalar da bu kanun kapsamında yasaklanmıştır.
Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşmalar Nedir?
Rekabeti sınırlayıcı anlaşmalar, işletmeler arasında yapılan ve rekabeti engellemeye, bozucu etkiler yaratmaya ya da kısıtlamaya yönelik olan her türlü anlaşma, karar ve uyumlu eylemleri kapsar. Bu anlaşmalar, genellikle rakip işletmelerin fiyat sabitlemesi, üretim miktarlarını sınırlaması, pazar veya müşteri paylaşımı yapması gibi çeşitli yollarla rekabeti ortadan kaldırmayı hedefler.
Rekabeti sınırlayıcı anlaşmaların en bilinen türleri arasında karteller, fiyat sabitleme anlaşmaları, üretim veya satış kısıtlamaları, pazar bölüşümü ve ihale anlaşmaları yer alır. Bu tür anlaşmalar, serbest piyasa dinamiklerini bozarak işletmelerin haksız kazanç sağlamalarına olanak tanır.
4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun
Türkiye’de rekabetin korunması, 13 Aralık 1994 tarihinde yürürlüğe giren 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ile sağlanmaktadır. Bu kanunun amacı, mal ve hizmet piyasalarındaki rekabeti korumak ve serbest rekabet ortamının bozulmasını önlemektir. Kanunun 4. maddesi, rekabeti sınırlayıcı anlaşmaları yasaklamaktadır. Bu maddeye göre, rekabeti sınırlayıcı herhangi bir anlaşma, uyumlu eylem veya teşebbüs birliği kararı hukuka aykırı ve hükümsüzdür.
Kanun’un 4. Maddesi, özellikle şu tür anlaşmaları yasaklamaktadır:
- Fiyatların tespit edilmesi,
- Üretim veya satış miktarlarının sınırlanması,
- Pazarların veya tedarik kaynaklarının bölüşülmesi,
- Eşit durumda bulunan kişilere farklı koşullar uygulanarak rekabetin bozulması,
- Belirli bir piyasada rekabet etmeme anlaşmaları.
Karteller ve Fiyat Sabitleme
Karteller, rekabeti sınırlayıcı anlaşmaların en tehlikeli formlarından biridir. Kartel oluşturan işletmeler, genellikle fiyat sabitleme, üretim miktarlarını sınırlama veya pazar paylaşımı gibi eylemlerle tüketici aleyhine haksız avantaj elde ederler. Fiyat sabitleme anlaşmaları ise işletmelerin rekabet etmeksizin ürün veya hizmet fiyatlarını belirledikleri anlaşmalar olup, tüketicilerin daha yüksek fiyatlar ödemesine neden olur.
Fiyat sabitleme, 4054 sayılı kanunun en ağır ihlallerinden biri olarak kabul edilir. Bu tür anlaşmalar, tüketicilerin daha uygun fiyatlarla mal veya hizmet almasını engeller ve piyasa dinamiklerini bozar.
Pazar Bölüşümü
Pazar bölüşümü, işletmelerin kendi aralarında pazarı veya müşteri kitlesini paylaşması anlamına gelir. Örneğin, birden fazla rakip işletme, belirli bir bölge ya da müşteri grubunu kendi aralarında paylaştırarak, bu alanlarda birbirleriyle rekabet etmemeye karar verebilir. Bu durum, piyasada rekabetin ortadan kalkmasına ve tüketici seçeneklerinin kısıtlanmasına neden olur.
İhale Anlaşmaları
Rekabeti sınırlayıcı anlaşmaların bir diğer formu da ihale anlaşmalarıdır. İhale sürecine katılan işletmelerin birbirleriyle anlaşarak, ihaleyi kazanan tarafın belirlenmesi şeklinde ortaya çıkan bu tür anlaşmalar, kamu ihaleleri başta olmak üzere, birçok ihalenin adil ve şeffaf bir şekilde yapılmasını engeller. Bu durum, genellikle kamu kaynaklarının israfına ve piyasadaki rekabet ortamının zarar görmesine yol açar.
Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşmaların Sonuçları
4054 sayılı kanuna aykırı olarak yapılan rekabeti sınırlayıcı anlaşmalar, ciddi hukuki yaptırımlara tabidir. Rekabet Kurumu, bu tür anlaşmaları tespit etmekle ve gerektiğinde cezai yaptırımlar uygulamakla görevlidir. Kurum, işletmelere ve sorumlu kişilere idari para cezaları verebilir, anlaşmaların iptalini talep edebilir ve hatta ihlali gerçekleştiren teşebbüslerin piyasadan men edilmesi gibi ağır yaptırımlar uygulayabilir.
İdari Para Cezaları: Rekabeti sınırlayıcı anlaşmalar yapan işletmelere, ilgili yılın gayrisafi gelirinin %10’una kadar idari para cezası verilebilir. Ayrıca, bu anlaşmalara katılan yöneticilere de ceza verilebilir. Bu cezalar, rekabetin ciddi şekilde zarar görmesini engellemeyi amaçlayan caydırıcı bir unsurdur.
Zararın Tazmini: Rekabeti sınırlayıcı anlaşmalar nedeniyle zarar gören taraflar, mahkemelere başvurarak uğradıkları zararın tazminini talep edebilirler. Bu süreç, rekabetin korunması ve piyasanın yeniden dengelenmesi için önemlidir.
Muafiyetler
Her ne kadar rekabeti sınırlayıcı anlaşmalar genel olarak yasaklanmış olsa da, bazı durumlarda Rekabet Kurumu belirli şartlar altında bu tür anlaşmalara muafiyet tanıyabilir. Grup Muafiyeti Tebliğleri ve Bireysel Muafiyet Başvuruları bu kapsamda değerlendirilebilir. Bu muafiyetler, anlaşmaların toplumsal yarar sağladığı, inovasyonu teşvik ettiği veya genel piyasa dinamiklerine olumlu katkıda bulunduğu durumlarda uygulanabilir. Ancak bu muafiyetlerin sağlanması için anlaşmanın belirli kriterleri karşılaması gerekmektedir.
Sonuç
Rekabeti sınırlayıcı anlaşmalar, serbest piyasa ekonomisinin işleyişine büyük zarar verebilen anlaşmalardır. Türkiye’de 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ile bu tür anlaşmalar yasaklanmıştır ve ağır yaptırımlara tabidir. Rekabetin korunması, tüketicilerin daha fazla seçenek ve daha uygun fiyatlarla mal ve hizmet alabilmesi açısından son derece önemlidir. Rekabet Kurumu, bu tür anlaşmaların tespit edilmesi ve cezalandırılması konusunda önemli bir rol oynamaktadır.