Organ ve Doku Ticareti Suçu
Organ ticareti, Birleşmiş Milletlerin bir protokolünde tanımlanmıştır. Bu tanıma göre organ ticareti, bir kişinin organlarının veya dokularının alınması maksadıyla zorlanması, mecbur bırakılması, kandırılması veya kaçırılması aynı zamanda kurulan otoritenin kötü şekilde kullanılması olarak tanımlanmıştır.
Türkiye’de bu tarz olaylar güvenlik güçlerince ve sağlık bakanlığınca incelenmektedir. Bu incelemeler neticesinde görmekteyiz ki, bu suçlar yalnızca insanlar kaçırılarak veya uyutularak gerçekleştirilmemektedir. Bunların yanı sıra vatandaşların bu tarz olaylarda bilinçlendirilmemesinin de suçların işlenmesinde sebep olarak ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla vatandaşlar, organ ve doku kaçakçılığı konusunda bilinçlenmeli ve bu konulara karşı duyarlı olmalıdır.
Organ ve dokunun yasal yollarla alınması ve hukuka aykırı bir şekilde alınmasını inceleyen mevzuatımız 2238 sayılı Organ ve Doku Alınması, Saklanması ve Nakli Hakkında Kanun’dur. Bu kanunda yaşayan ve ölülerden nasıl organ ve doku alınabileceği, nakil gerçekleştirilmesinin izin süreci, hekimlerin yükümlülükleri ve bunlara ilişkin ceza yaptırımları yer almaktadır. Kanun hükümlerini incelediğimizde:
- Kanunun 3. maddesine göre” Bir bedel veya başkaca çıkar karşılığı, organ ve doku alınması ve satılması yasaktır.”
- Kanunun 4. maddesi reklam yasağını içerir.
- Kanunun 5. maddesine göre “Onsekiz yaşını doldurmamış ve mümeyyiz olmayan kişilerden organ ve doku alınması yasaktır.”
- Kanunun 6. maddesine göre “Onsekiz yaşını doldurmuş ve mümeyyiz olan bir kişiden organ ve doku alınabilmesi için vericinin en az iki tanık huzurunda açık, bilinçli ve tesirden uzak olarak önceden verilmiş yazılı ve imzalı veya en az iki tanık önünde sözlü olarak beyan edip imzaladığı tutanağın bir hekim tarafından onaylanması zorunludur.”
- Kanunun 7,8,9 ve 10. Maddeleri hekimlerin yükümlülüklerini içerir. 11-14. Maddeler arası ölülerden organ ve doku alınmasının yasal düzenlemesini son olarak 15 ve devamı maddeler ceza hükümlerini içermektedir.
2238 sayılı kanunun 15. Maddesi, bu kanun hükümlerine aykırı hareket edenler hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 91. Maddesine bakmamız gerektiğini belirtmiştir. TCK’nın 91. Maddesi organ ve doku ticaretini düzenlemiştir. Bu hükümde, 2238 sayılı kanunda yer alan hususları hukuka aykırı bir şekilde yapan kimseler hakkında uygulanacak olan cezai yaptırımlar yer almaktadır. 92. Maddede ise kişinin içerisinde bulunduğu zorunluluk hali esas alınarak ceza uygulanacağı bulunmaktadır. Türk Ceza Kanunu’nun bu konuyla ilişiği bulunan hükümlerini incelemek gerekir ise:
- Öncelikle kanun insan ticaretini ve organ veya doku ticaretini ayırmıştır. İnsan ticareti 80. Maddede düzenleme yerini almıştır ve suçun oluşması için gereken tipik hareketler ayrılmıştır. Dolayısıyla yaptırımları da farklıdır. Bizim konumuzu ilgilendiren kısım ise 91 ve devamı maddelerinde düzenlenen organ veya doku ticaretidir.
- Kanunun 91. Maddesine göre, kişinin hukuken geçerli bir rızası olmaksızın organ veya doku alan kimse hakkında hapis cezası öngörülmüştür. Maddenin diğer fıkralarında ise suç tipinin farklı şekillerde ortaya çıkmasını ele almaktadır. Şöyle ki, organ alınan kişinin ölü olması, organ veya dokunun satış işlemlerinin olması ve reklamının yapılması veya bu suçu işleyenin bir örgüt veya tüzel kişi olması hususları ayrı ayrı fıkralarda düzenlenmiş ve yaptırımları ayrılmıştır.
- Kanunun 92. Maddesine göre, bu suçu işleyen kimsenin içinde bulunduğu durumun özel olarak ele alınması ve zorunluluk durumunun tespiti halinde cezada indirim veya ceza verilmesinden vazgeçilmesi öngörülmüştür.
- Kanunun 93. Maddesi bu suçun etkin pişmanlık durumunu düzenlemiştir. Etkin pişmanlık varlığında kişinin cezasında indirim yapılmasına veya ceza verilmesinin engellenmesine neden olmaktadır. Tabii ki mahkeme tarafından yalnızca pişman olması yeterli olmayıp suçun işlenmesinden sonraki pişmanlığını gösterdiği hareketler önem taşır. Suçun hemen ardından mağdurun sağlık durumu açısından sağlık görevlilerine haber vermesi veya olayı kolluk güçlerine ihbarda bulunması bu hareketlere örnektir. Etkin pişmanlığı bir yargıtay kararıyla örneklendirelim:
Yargıtay 12. Ceza dairesinin vermiş olduğu bir kararında[1] “TCK’nın 93/1 maddesi ile organ veya doku satan kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce durumu merciine haber vererek suçluların yakalanmasını kolaylaştırırsa, hakkında cezaya hükmolunamayacağının belirtilmesi karşısında, mahkemece sanık hakkında organ ve doku ticareti yapma suçundan ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin kararda bir isabetsizlik görülmemekle,” şeklinde cümle bulunmaktadır. Bu karardan anlaşıldığı üzere durumun ivedilikle resmi makamlara iletilmesi kişi hakkında ceza verilmesini bile ortadan kaldırabilir. Ayrıca bu davanın Asliye Ceza Mahkemesinde açılması gerekmektedir. Ceza yargılamasına tabii olduğundan olağan dava zamanaşımı süresi 8 yıl iken suçun örgüt tarafından işlenmesi durumunda bu süre 15 yıl olmaktadır. Ayrıca bu suç şikayete tabi bir suç değildir. Dolayısıyla savcı re’sen soruşturabilir.
[1] Yargıtay 12. Ceza dairesi / 2020/10398E. / 2022/6011K. / 28.09.2022 tarihli karar