Oligopol Piyasa ve Rekabet Hukuku
Giriş
Piyasa ekonomilerinde en temel aktörlerden biri olan işletmelerin davranış biçimleri, rekabet hukukunun düzenleme alanının merkezinde yer almaktadır. Rekabet hukuku, serbest piyasa mekanizmasının etkin işleyişini, tüketici refahının korunmasını ve ekonomik verimliliğin artırılmasını amaçlamaktadır. Bu bağlamda, oligopol piyasa yapıları rekabet hukuku bakımından özel bir öneme sahiptir. Çünkü oligopol piyasalar, az sayıda teşebbüsün etkin olduğu, giriş engellerinin bulunduğu ve fiyatlama kararlarının karşılıklı bağımlılık içinde şekillendiği piyasalardır.
Türk rekabet hukuku bakımından 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (“RKHK”) 4., 6. ve 7. maddeleri oligopol piyasaların denetiminde belirleyici rol oynamaktadır. Avrupa Birliği (“AB”) hukukunda ise Avrupa Birliği İşleyişi Hakkında Antlaşma’nın (“ABİHA”) 101. ve 102. maddeleri ile AB Komisyonu ve Avrupa Birliği Adalet Divanı (“ABAD”) kararları, oligopol piyasaların hukuki değerlendirilmesinde temel kaynak teşkil etmektedir.
Bu çalışmada öncelikle oligopol piyasanın tanımı, ekonomik ve hukuki özellikleri incelenecek; ardından Türk rekabet hukuku ve AB rekabet hukuku bağlamında oligopol piyasaların doğurabileceği ihlaller, kararlar ve hukuki sonuçlar ele alınacaktır. Son bölümde ise oligopol piyasalarda rekabet hukukunun etkinliğini sağlamak adına öneriler sunulacaktır.
I. Oligopol Piyasanın Tanımı ve Özellikleri
1. Ekonomik Tanım
Oligopol, belirli bir mal veya hizmetin üretim ve satışının az sayıda teşebbüs tarafından kontrol edildiği piyasa yapısıdır. Bu yapı, tam rekabet ile tekel arasında bir ara formdur. Oligopol piyasaların başlıca özellikleri şunlardır:
-
Az sayıda satıcı: Piyasaya yön veren teşebbüs sayısı sınırlıdır.
-
Giriş engelleri: Yüksek sermaye ihtiyacı, teknolojiye erişim ve regülasyonlar nedeniyle piyasaya yeni girişler zordur.
-
Karşılıklı bağımlılık: Firmalar fiyat ve üretim kararlarını rakiplerinin davranışlarını dikkate alarak alır.
-
Yoğunlaşma oranı yüksekliği: Pazar payı birkaç firma arasında paylaşılmıştır.
2. Hukuki Tanım
Hukuki açıdan oligopol piyasa, rekabet otoriteleri tarafından yoğunlaşma oranı, teşebbüs sayısı, giriş engelleri ve fiyat oluşum mekanizmaları incelenerek tespit edilmektedir. Türk rekabet hukuku uygulamasında “oligopolistik koordinasyon” veya “örtülü kartel” kavramı, Rekabet Kurulu kararlarında sıkça gündeme gelmektedir.
II. Türk Hukukunda Oligopol Piyasaların Düzenlenmesi
1. 4054 Sayılı Kanun’un 4. Maddesi: Kartel ve Anlaşmalar
Oligopol piyasaların en sık karşılaşılan ihlal biçimi, teşebbüsler arasında yapılan açık veya örtülü anlaşmalardır.
-
Fiyat tespiti, üretim sınırlaması, bölge paylaşımı gibi anlaşmalar, 4. madde kapsamında “rekabeti kısıtlayıcı” niteliktedir.
-
Oligopol piyasada firmalar, açık bir anlaşma olmaksızın, karşılıklı bağımlılıkla koordineli davranış geliştirebilirler. Bu durumda “örtülü kartel” (tacit collusion) gündeme gelir.
Yargıtay 11. HD, 2017/4358 E., 2019/2211 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, rekabeti sınırlayıcı anlaşma olup olmadığının tespitinde tarafların açık bir anlaşmaya varmaları zorunlu olmayıp, fiili koordinasyon da ihlal teşkil etmektedir.
2. 4054 Sayılı Kanun’un 6. Maddesi: Hakim Durumun Kötüye Kullanılması
Oligopol piyasalarda, tek bir teşebbüsün değil, birkaç teşebbüsün birlikte hakim durumda bulunması söz konusu olabilir.
-
Kollektif hâkim durum (collective dominance) kavramı, Rekabet Kurulu kararlarında kabul edilmektedir.
-
Bu çerçevede, oligopolistik koordinasyonun pazarın rekabetçi yapısını zedelemesi halinde, teşebbüsler 6. madde kapsamında sorumlu tutulabilir.
Örneğin, Rekabet Kurulu’nun 2011/54-1471-533 sayılı Çimento Kararı, oligopolistik koordinasyonun tespitinde emsal niteliktedir.
3. 4054 Sayılı Kanun’un 7. Maddesi: Yoğunlaşmaların Kontrolü
Oligopol piyasalar, birleşme ve devralmalar sonucunda daha da yoğunlaşabilir.
-
Kanunun 7. maddesi uyarınca, hakim durum yaratacak veya mevcut hakim durumu güçlendirecek birleşmeler yasaktır.
-
Rekabet Kurulu, özellikle bankacılık, telekomünikasyon ve enerji sektörlerinde yoğunlaşmaları titizlikle incelemektedir.
III. AB Hukukunda Oligopol Piyasalar
1. ABİHA m.101: Karteller ve Koordinasyon
AB hukukunda oligopol piyasaların en kritik sorunu “tacit collusion” yani örtülü karteldir.
-
ABAD’ın “Dyestuffs” (1972) kararı, fiyat paralelliğinin tek başına ihlal için yeterli olmadığını, ancak koordinasyon unsurları ile birlikte değerlendirilebileceğini ortaya koymuştur.
-
“Woodpulp II” (1993) kararı, oligopolistik piyasada paralel davranışın rekabet ihlali sayılabilmesi için teşebbüsler arasında irade uyumunun bulunması gerektiğini vurgulamıştır.
2. ABİHA m.102: Hakim Durumun Kötüye Kullanılması
AB hukukunda kolektif hakim durum doktrini özellikle telekomünikasyon ve havacılık sektörlerinde uygulanmıştır.
-
“Airtours/First Choice” (2002) kararı, kolektif hakim durumun unsurlarını belirlemiştir:
-
Piyasada şeffaflık,
-
Teşebbüsler arası karşılıklı ceza mekanizmaları,
-
Dış rekabet baskısının zayıf olması.
-
3. Birleşme ve Devralmalar
AB Komisyonu, birleşme kontrolünde oligopol piyasaların rekabet yapısını bozacak yoğunlaşmalara sıkı denetim getirmektedir.
-
“Kali & Salz” (1993) ve “Nestlé/Perrier” (1992) kararları, oligopol piyasaların birleşme sonrası yapısını değerlendiren önemli örneklerdir.
Sonuç
Oligopol piyasalar, rekabet hukuku açısından en hassas ve denetlenmesi zor piyasa yapılarıdır. Türk hukuku, 4054 sayılı Kanun çerçevesinde AB içtihatlarını da dikkate alarak oligopol piyasaları denetim altına almaktadır. Ancak dijitalleşen ekonomi, algoritmik fiyatlama ve yapay zekâ temelli ticari stratejiler, oligopol piyasaların denetimini daha da zorlaştırmaktadır.
Bu nedenle, hem Türk rekabet hukuku hem de AB rekabet hukuku, oligopol piyasaların tüketici refahını zedeleyici etkilerini önlemek amacıyla daha etkin ve proaktif bir yaklaşım benimsemek durumundadır.
IV. Oligopol Piyasaların Rekabet Hukuku Açısından Doğurduğu Sorunlar
-
Fiyatların yükselmesi ve tüketici zararları
-
Üretim ve arzın kısıtlanması
-
İnovasyonun azalması
-
Yeni girişlerin engellenmesi
-
Tüketici refahının zedelenmesi
Türk ve AB uygulamalarında, özellikle bankacılık, telekom, enerji, çimento, havayolu taşımacılığı gibi yüksek giriş engeli ve şeffaflık içeren sektörlerde oligopolistik koordinasyon riski yüksektir.
V. Türk ve AB Hukuku Karşılaştırması
-
Türk Hukuku: Rekabet Kurulu, oligopol piyasaları incelerken AB içtihatlarını referans almakta, ancak bazı durumlarda daha katı yorumlar getirebilmektedir.
-
AB Hukuku: Kolektif hakim durum ve örtülü kartel kavramlarını daha sistematik şekilde geliştirmiştir.
Örneğin, Rekabet Kurulu’nun GSM operatörleri hakkında verdiği 2005/73-986 sayılı kararı, AB’deki “Airtours” içtihadıyla benzer nitelikler taşımaktadır.