Nişanın Bozulmasından Dolayı Tazminat İstemi
NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİNE
DAVACI : A. D.
T.C. Kimlik No : 12345678910
Adres : … Mah. … Sok. No:… Daire:… Kadıköy / İSTANBUL
VEKİLİ : Av.Y.Y.
Adres : …………. (UETS – Baro sicil no: …)
DAVALI : M. Y.
T.C. Kimlik No : 10987654321
Adres : … Mah. … Cad. No:… Daire:… Üsküdar / İSTANBUL
DAVA KONUSU: Nişanın bozulması nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteminden ibarettir.
AÇIKLAMALAR :
1. Davacı müvekkil A. D. ile davalı M. Y., ortak arkadaş çevresi vasıtasıyla 2021 yılı içerisinde tanışmış, yaklaşık bir yıl süren duygusal ilişkilerinin ardından taraf ailelerin de rızasıyla 10.09.2022 tarihinde, davalının ailesinin Üsküdar’daki ikametinde geleneklerimize uygun şekilde söz ve nişan merasimi yapılmıştır. Nişan fotoğrafları, video kayıtları ve katılımcı tanık anlatımları dosya kapsamında delil olarak sunulacaktır.
2. Nişan töreni öncesi ve sırasında davalı ile ailesi; müvekkile ve ailesine karşı, evlilik niyetiyle ciddi bir birliktelik kurulduğunu, en kısa süre içinde düğün organizasyonu yapılarak resmi nikâh kıyılacağını defalarca dile getirmiştir. Davalı M. Y., müvekkilin ailesinin yanında “Bu evlilikte tüm sorumluluğu üzerime alıyorum, Ayşe’yi üzmeyeceğim, düğünü 2023 yazında yapacağız.” şeklinde açık beyanlarda bulunmuştur.
3. Tarafların nişanlanması, yalnızca aile içi sözlü bir ilişki değil; Türk Medeni Kanunu m.118 ve devamı anlamında hukuken korunan bir nişanlanma ilişkisi niteliğindedir. Nişan yüzükleri takılmış, nişan davetiyesi bastırılmış, birçok akraba ve arkadaşın katıldığı kalabalık bir tören yapılmıştır. Davalı da bu süreci sosyal medya hesaplarında paylaşmış, müvekkili “nişanlım” olarak tanıtmıştır.
4. Nişanın ardından taraflar ve aileler, düğün tarihinin 2023 yazı içerisinde yapılması konusunda mutabakata varmış; bu doğrultuda düğün salonu araştırmaları, ev eşyası ve çeyiz hazırlıkları, konut kiralama planları yapılmaya başlanmıştır. Müvekkil, nişanlılık sürecine güvenerek kendi hayat planlamasını davalıyla evlilik üzerine kurmuştur.
5. Müvekkil, davalının ısrarlı talebi üzerine, düğün sonrasında davalının kurmayı planladığı internet üzerinden satış yapan küçük işletmesinde çalışmak ve evlilik hayatına hazırlanmak amacıyla, yaklaşık dört yıldır çalışmakta olduğu … Tekstil A.Ş.’deki işinden 30.11.2022 tarihi itibarıyla ayrılmak zorunda kalmıştır. Müvekkilin işinden ayrılması; düzenli gelirini kaybetmesine, sosyal güvencesinin sona ermesine ve kariyer planlamasının sekteye uğramasına neden olmuştur. Bu husus işten çıkış bildirgesi ve SGK dökümleriyle delillendirilecektir.
6. Nişanlılık döneminin başında davalı, müvekkile karşı ilgili, saygılı ve evlilik niyetini vurgulayan bir tutum içindeyken; zaman içinde davranışları köklü biçimde değişmiştir. 2023 yılı başlarından itibaren davalı, müvekkili sık sık sebepsiz yere kıskanmış, özel hayatına aşırı müdahale etmeye başlamış, müvekkilin aile bireyleriyle olan ilişkilerini dahi kontrol altına almaya çalışmıştır.
7. Davalı, nişanlılık ilişkisinin gerektirdiği sadakat ve güven yükümlülüğüne açıkça aykırı şekilde; müvekkilden habersiz olarak eski bir arkadaş grubu ile yoğun bir şekilde görüşmeye başlamış, sosyal hayatta müvekkili dışlayıcı tavırlar sergilemiş, çoğu zaman ortak planlanan etkinliklere tek başına katılmıştır. Bu durum müvekkili psikolojik olarak yıpratmış, sosyal çevresinde itibarının zedelenmesine yol açmıştır.
8. 2023 yılı Nisan ayından itibaren davalı, müvekkile karşı iletişimi büyük ölçüde azaltmış, telefon ve mesajlara geç yanıt vermeye başlamış, görüşme taleplerini “işlerim yoğun, düğünü biraz erteleyelim” gibi gerekçelerle sürekli ertelemiş; bir süre sonra da müvekkilin mesajlarına hiç cevap vermez hale gelmiştir. Müvekkilin, nişanın ve düğün hazırlıklarının hangi aşamada olduğunu sormasına rağmen davalı net bir yanıt vermekten kaçınmıştır.
9. Müvekkil, bu süreçte davalının sosyal medya paylaşımlarından, davalının bir başka kadınla birlikte çeşitli davetlere katıldığını, yakın arkadaş çevresinde kendisini “artık nişanlı değilim, kafam karışık” şeklinde tanıttığını öğrenmiştir. Bu husus, tanık beyanları ve sosyal medya yazışmalarıyla ispatlanacaktır.
10. Müvekkil, yaşanan bu gelişmeler üzerine 01.03.2024 tarihinde davalıyla yüz yüze görüşmek için davalının Üsküdar’daki ikametine gitmiş, davalı ise müvekkile ve annesine karşı son derece saygısız bir üslupla; “Sen evlenilecek kadın değilsin, karakterin de ailen de problemli. Ailen zaten bizim seviyemizde değil, alt mertebede ve kültürsüz bir aile. Sizin gibi insanları gelin olarak aileme sokmam. Seninle evlenmek hayatımdaki en büyük hata olurdu, bugüne kadar sana sadece mecburiyetten katlandım, bu ilişki benim için utanç kaynağıydı. Nişanı atıyorum, bir daha beni de ailemi de arama.” şeklinde son derece ağır ve küçültücü ifadeler kullanmıştır.
11. Davalı, nişanı haklı bir sebep olmaksızın, tamamen kendi keyfi kararı ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışları sonucunda tek taraflı ve kesin olarak bozmuştur. Bu süreçte müvekkilin kusurlu herhangi bir tutumu bulunmamaktadır. Nitekim tarafların ortak arkadaşlık ilişkilerinden olan tanıklarımız, müvekkilin nişanlılık süresince davalıya karşı saygılı, sadık ve özverili davrandığını; evlilik planları çerçevesinde tüm hazırlıkları dürüstlük kuralına uygun şekilde yürüttüğünü ifade edeceklerdir.
12. Davalı tarafın haksız ve kusurlu şekilde nişanı bozması sonucu, müvekkil önemli maddi kayıplara uğramıştır. Bu kayıplar, nişanın bozulması nedeniyle maddi tazminat davası kapsamında TMK m.120 uyarınca talep edilmektedir.
13. Öncelikle, nişan ve düğün hazırlıkları kapsamında müvekkil ve ailesi tarafından önemli giderler yapılmıştır.
– Nişan organizasyonu için … Düğün Salonu’na ödenen 25.000,00 TL (fatura ektedir),
– Nişan elbisesi, kuaför, fotoğrafçı ve video çekimi için toplam 15.000,00 TL,
– Düğünde kullanılmak üzere alınan ve hâlen müvekkilin evinde bulunan oturma grubu, yatak odası takımı, beyaz eşya ve küçük ev aletleri için toplam 110.000,00 TL,
– Düğün için ön ödeme olarak … Düğün Salonu’na ödenen ve sözleşmede “iade edilmez” kaydı bulunan 30.000,00 TL kapora,
– Balayı planlaması için yapılan 5.000,00 TL tutarında uçak bileti rezervasyonu ve kapora ödemeleri
gibi kalemler, müvekkil ve ailesi tarafından evlilik amacıyla yapılmış; nişanın haksız ve kusurlu şekilde bozulması nedeniyle boşa giden harcamalardır.
14. Müvekkil, davalıyla evlenme vaadine ve nişanın evlilikle sonuçlanacağına güvenerek, uzun süredir çalıştığı işinden ayrılmış; bu nedenle düzenli maaş gelirinden mahrum kalmıştır. Müvekkilin önceki işinden aldığı aylık net ücret 30.000,00 TL olup, en az altı ay boyunca işsiz kalması neticesinde uğradığı gelir kaybı 180.000,00 TL’dir. Bu gelir kaybı, müvekkilin evlilik hazırlıklarına uyum sağlamak ve davalının işyeri planlamasına dahil olmak amacıyla davalıya güvenerek aldığı bir karardan kaynaklanmaktadır.
15. TMK m.120 uyarınca; nişan, haklı bir sebep olmaksızın taraflardan biri tarafından bozulduğu veya taraflardan birine yükletilebilen bir sebep yüzünden kendiliğinden sona erdiği takdirde; kusurlu olan taraf, diğerine ve nişanın bozulması yüzünden zarar gören ana ve babaya veya onlar gibi davranan kimselere uygun bir tazminat vermekle yükümlüdür. Müvekkil ve ailesi, tüm bu harcamaları davalıyla yapılacak evlilik amacıyla gerçekleştirmiş olup; davalının haksız ve kusurlu davranışları nedeniyle bu giderlerin karşılıksız kalması, müvekkil yönünden açık bir maddi zarar doğurmuştur.
16. Somut olayda; müvekkil adına katlanılan nişan ve düğün giderleri ile işten ayrılma nedeniyle oluşan gelir kaybı birlikte değerlendirildiğinde, müvekkilin uğradığı zararın bugünkü değeri, 150.000,00 TL maddi tazminat talebimizi fazlasıyla haklı ve makul kılmaktadır. Müvekkil, bu davada şimdilik 150.000,00 TL maddi tazminat talep etmekte olup; yargılama sırasında alınacak bilirkişi raporu ile zararın daha yüksek çıkması halinde ıslah yoluyla talebini artırma hakkını saklı tutmaktadır.
17. Davalı, müvekkili ve ailesini toplum içinde açıkça küçük düşürücü, onur kırıcı bir şekilde, hiçbir haklı sebep olmaksızın ve tam aksine kendi sadakatsiz tutumlarının bir sonucu olarak terk etmiştir. Nişanın bozulması süreci; müvekkilin psikolojik bütünlüğünü, kişilik haklarını ve sosyal saygınlığını ciddi şekilde zedelemiştir.
18. Nişan, toplumumuzda yalnızca iki kişinin özel kararı değil, aynı zamanda ailelerin, akrabaların ve sosyal çevrenin bilgisi dahilinde yürütülen, evliliğe götürücü nitelikte bir kurumsal ilişki olarak kabul edilmektedir. Davalının; müvekkili adeta ortada bırakması, evlilik planlarını boşa çıkarması, sosyal çevresinde ve akrabaları arasında “terk edilen nişanlı” konumuna düşürmesi; müvekkil açısından yoğun utanç, hayal kırıklığı, özgüven kaybı ve ruhsal çöküntüye sebep olmuştur.
19. Davalının nişanı bozma biçimi, sıradan bir ayrılık olmayıp; müvekkilin onurunu zedeleyen, kişiliğini hedef alan ağır sözler ve küçük düşürücü davranışlarla gerçekleşmiştir. Nişanın bozulduğu gün davalı, müvekkile karşı “Sen evliliğe uygun biri değilsin, seninle evlenirsem hayatım mahvolur.” ,”Ailen zaten bizim seviyemizde değil, alt mertebede ve kültürsüz bir aile” gibi son derece ağır ve haksız ithamlarda bulunmuş; müvekkilin ailesi nezdinde de “Ayşe çok kıskanç, çok problemli biri, evlilikten vazgeçtim.” şeklinde açıklamalar yaparak müvekkili kusurlu gösterme çabasına girmiştir.
20. Davalının bu davranışları sonucunda müvekkil; uzun süre uyku problemleri yaşamış, iş ve sosyal hayata uyum sağlamakta güçlük çekmiş, psikolojik destek almak zorunda kalmıştır. Müvekkilin bu süreçte başvurduğu psikiyatri uzmanlarının raporları ve reçeteleri dosyaya delil olarak sunulacaktır. Bu raporlar; nişanın bozulması nedeniyle müvekkilin kişilik haklarının zedelendiğini ve ciddi bir manevi zararın ortaya çıktığını açıkça göstermektedir.
21. TMK m.121 uyarınca; nişan yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat isteyebilir. Davalının, nişanlılık ilişkisinden doğan sadakat, dürüstlük ve saygı yükümlülüklerini ağır biçimde ihlal ettiği; müvekkili kamuoyu önünde ve aile çevresi içinde küçük düşürdüğü; nişanlılık kurumunun gerektirdiği özen borcuna aykırı davrandığı açıktır. Bu nedenle, müvekkilin uğradığı manevi zararın bir nebze de olsa giderilmesi amacıyla davalıdan 100.000,00 TL manevi tazminat talep edilmesi adalet, hakkaniyet ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatları ile de uyumludur.
22. Manevi tazminat talebimizin amacı; hiçbir şekilde haksız zenginleşme sağlamak olmayıp; davalının kusurlu davranışları sonucu müvekkilin katlandığı ağır ruhsal sarsıntı, itibar kaybı ve geleceğe yönelik güven duygusunun zedelenmesi karşısında, müvekkilin ruh dünyasında kısmi bir tatmin sağlamaktır. Belirlenecek manevi tazminat tutarı, hem davalının kusurunun ağırlığı hem de müvekkilin ekonomik ve sosyal durumu dikkate alınarak hâkim takdiriyle belirlenecektir.
23. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da nişanın haklı bir sebep olmaksızın bozulması halinde, kusurlu tarafın; diğer tarafın nişanlanma sebebiyle yaptığı zorunlu ve uygun harcamaları tazminle yükümlü olduğu, ayrıca kişilik hakları zedelenen taraf lehine uygun miktarda manevi tazminata hükmedilebileceği kabul edilmektedir. Somut olayda davalının kusur oranı tam olup; nişanlılık ilişkisini bozan ve müvekkili mağdur eden davranışlar tamamen davalıdan kaynaklanmaktadır.
HUKUKİ DELİLLER:
Davanın ispatı için başlıca delillerimiz şunlardır:
– Nişan törenine ilişkin fotoğraf ve video kayıtları
– Nişan ve düğün salonu sözleşmeleri ile fatura ve ödeme makbuzları
– Nişan elbisesi, kuaför, fotoğrafçı, video çekimi, ev eşyaları, beyaz eşya, küçük ev aletleri ve diğer düğün hazırlıklarına ilişkin faturalar
– Müvekkilin işten ayrılışına ilişkin SGK hizmet dökümü, işten çıkış bildirgesi ve maaş bordroları
– Davalının müvekkile gönderdiği mesajlar, WhatsApp yazışmaları ve sosyal medya yazışmaları
– Davalının başka bir kadınla birlikte olduğunu gösteren fotoğraf ve sosyal medya paylaşımları (ekran görüntüleri)
– Müvekkilin psikiyatrik tedavisine ilişkin epikriz raporları, reçeteler ve uzman hekim görüşleri
– Tanık beyanları
• Tanık 1: … (nişan törenine katılan, düğün hazırlıklarına tanık olan kişi)
• Tanık 2: … (müvekkilin aile bireyi)
• Tanık 3: … (davalının arkadaş çevresinden, nişanın bozulma şeklini bilen kişi)
– Gerek görülürse bilirkişi incelemesi (maddi zarar tutarının ve gelir kaybının hesaplanması amacıyla)
– Yemin ve sair yasal deliller.
Delillerimizin toplanması için mahkemenizce ilgili kurumlara müzekkere yazılmasını talep etmekteyiz. Delil listemiz, yargılama sürecinde ortaya çıkabilecek yeni delillerle genişletme hakkımız saklı kalmak kaydıyla sunulmaktadır.
HUKUKİ SEBEPLER:
28. Dava konusu taleplerimizin hukuki dayanakları başlıca;
– 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu m.118-123 (Nişanlanma, nişanın bozulması, maddi ve manevi tazminat, hediyelerin geri verilmesi),
– 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun genel hükümleri,
– 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu,
– İlgili sair mevzuat hükümleri ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarıdır.
SONUÇ VE İSTEM :
Yukarıda arz ve izah olunan sebeplerle ve Mahkemenizce re’sen gözetilecek hususlarla birlikte;
1. Nişanın davalı tarafından haklı bir sebep olmaksızın, kusurlu şekilde bozulduğunun tespitine,
2. Türk Medeni Kanunu’nun 120. maddesi uyarınca, müvekkilin nişanlanma ve evlilik hazırlıkları sebebiyle uğradığı maddi zararların karşılığı olarak; şimdilik 150.000,00 TL maddi tazminatın, nişanın bozulduğu 15.03.2024 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline,
3. Türk Medeni Kanunu’nun 121. maddesi uyarınca; nişanın bozulması sebebiyle müvekkilin kişilik haklarının ağır biçimde zedelenmiş olması, sosyal çevresinde küçük düşmesi ve psikolojik çöküntü yaşaması nedeniyle; şimdilik 100.000,00 TL manevi tazminatın, nişanın bozulduğu 15.03.2024 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline,
4. Yargılama sırasında ortaya çıkacak bilirkişi raporu ve delil durumuna göre, maddi tazminat talebimizi ıslah yoluyla artırma hakkımızın saklı tutulmasına,
5. Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına,
karar verilmesini, müvekkil adına saygıyla arz ve talep ederiz.
Tarih: 17/ 11 / 2024
Davacı Vekili
Av. Y.Y.
İmza