NAFAKA NEDİR VE NASIL SONA ERER ?
Nafaka, Hukuk terimi olarak ‘bir kimsenin geçindirmekle, bakıp gözetmekle yükümlü bulunduğu kimseye ya da kimselere, mahkeme kararıyla verdiği aylık’ şeklinde tanımlanabilir.
Türk hukukunda düzenlenen nafaka ve çeşitleri: Tedbir nafakası, iştirak nafakası, yoksulluk nafakası ve yardım nafakasıdır.
İlgili makalemizde nafaka ve çeşitleri, Yargıtay kararları ışığında anlatılmaya çalışılacaktır. Türk Medeni Kanunumuzun, Aile Hukuku bölümünde düzenleme alanı bulan nafakanın dört çeşidi söz konusudur.
TEDBİR NAFAKASI
Tedbir nafakası, boşanma davası süresince ihtiyaç sahibi eşe, diğer eş tarafından geçim ve barınma giderleri kapsamında mali güce göç dengesi gözetilerek ödenen nafakadır. Bu nafaka ihtiyaç sahibi eşe, geçici -zira sadece boşanma davası devam ederken istenebilir- bir koruma sağlayarak, dava boyunca yaşayabileceği olası mağduriyetleri giderme amacıyla düzenleme altına alınmıştır. Tedbir nafakasına hakimin re ’sen takdiriyle veya taraflardan birinin talebiyle hükmedilir. Mahkeme buna ilişkin kararını, ara karar şeklinde vermektedir.
Bu veyahut diğer nafaka türlerine hükmedebilirken cinsiyet ayrımına dikkat edilmemektedir. Tek kriter, mali güç dengesidir. Ayrıca bu nafakaya hükmedilirken daha ağır kusur şartı aranmaz. Tedbir nafakası, boşanma davası bitip karar kesinleşene kadar devam eder. Boşanma davası kesinleştikten sonra tedbir nafakası ya tamamen kalkar ya da yoksulluk yahut iştirak nafakası şeklinde devam eder.
Hakimin söz konusu nafakaya hükmederken TMKda yer alan kriterleri göz önüne alarak, eşlerin barınmasına, geçimine ve çocukların bakım ve korunmasına yarar sağlayacak şekilde bir tedbir nafakasına hükmetmesi gerekir.
Tedbir nafakası, boşanma davası devam ederken istenebilir. Fakat herhangi bir boşanma veya ayrılık talebi olmadan istenebileceği durum ise, eşlerden birinin ayrı yaşamada haklı olduğunu (her türlü delille ispatlanabilir) ispat etmesidir. TMK md 197/2: “Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.’’
Boşanma davası açılmadan bu şekilde istenebilecek tedbir nafakası, bağımsız bir dava şeklinde eşlerden birinin yerleşim yeri Aile Mahkemesinde açılabilir. Talep eden eşin yanında ergin olmayan çocuklar da kalıyorsa, çocuklar için de tedbir nafakası talep edilebilir. Şartların değişmesi veya eşlerden birinin açacağı uyarlama davasıyla ancak hakim tarafından nafakanın miktarı değiştirilebilir veya ortadan kaldırılabilir. Böylece hakim tarafından tedbir nafakasına ilişkin yeni bir karar verilmediği müddetçe, tedbir nafakası geçerliliğini korur.
TMK m.200 “Koşullar değiştiğinde hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine kararında gerekli değişikliği yapar veya sebebi sona ermişse alınan önlemi kaldırır.” şeklindeki düzenlemeyle koşulların değişmesi halinde tedbir nafakasının değiştirilebileceği ifade edilmektedir. Bu durumda, tedbir nafakasının ne şekilde değiştirileceği veya kaldırılıp kaldırılmayacağını değerlendirecek yetkili mahkeme tedbir nafakasına hükmeden mahkemedir.
YOKSULLUK NAFAKASI
Boşanma davasında hüküm kesinleştikten sonra ihtiyaç sahibi, yoksulluğa düşecek eşin, diğer eşten mali gücü oranında süresiz şekilde talep edilebileceği nafaka türüdür. Nihai karar verilene kadar istenebileceği gibi, davadan sonra, hükmün kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde de ayrıca açılacak bir dava ile talep edilebilir.
Boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olan eş, yoksulluk nafakasını, kusuru daha ağır olmamak şartıyla geçimi için diğer eşten mali gücü oranında ve Türk Medenî Kanunu’nun 176. maddesinde sayılan yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ilişkin şartlar gerçekleşmediği müddetçe, herhangi bir süre sınırı olmaksızın isteyebilir.
Yoksulluğa düşecek eşe, nafaka bağlanması için nafaka yükümlüsü eşin kusurlu olması şart değildir. Ancak, nafaka alacak eşin boşanmaya yol açan olaylarda kusurunun daha ağır olmaması gerekir. Bu durum Türk Medeni Kanunu’nun 175. Maddesinde; “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.” şeklinde tanımlanmıştır.
Özellikle belirtmek gerekir ki, yoksulluk nafakası salt kadın lehine hükmedilmez. Yasada buna yönelik bir ayrım mevcut olmayıp, ekonomik durumu daha kötü erkek lehine de hükmedilebilir.
Tür Medeni Kanununu 175. Maddesinde yoksulluk nafakasına hükmedilirken aranan şartlar düzenlenmiştir. Bu şartlar ise,
–Boşanmayla diğer eşin yoksulluğa düşecek olması,
Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında; yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür, eğitim gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamalarını karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul olarak kabul edilmesi gerektiği değerlendirilmiştir. Yargıtay, somut olayın özelliğine göre değerlendirme yaparak örneğin nafaka alacaklısının dul veya yetim aylığı alması, asgari ücretle çalışması gibi durumlarda yoksulluğun ortadan kalkmayacağını ifade etmektedir.
-Eşin, yeme içme, kültür, barınma, ulaşım vs. gibi ihtiyaçlarını karşılayacak gelirinin olmaması,
-Nafaka isteminde bulunan tarafın boşanmada daha fazla kusurunun olmaması. (Eşit kusur halinde de nafakaya hükmedilebilir.)
Tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve kusur derecelerine göre bir değerlendirme yapan hakim, yoksulluk nafakasının, nafaka borçlusu eş tarafından toptan veya irat biçiminde ödenmesine karar verebilir. Boşanma davası neticesinde lehine maddi-manevi tazminata hükmedilen eşin ayrıca yoksulluk nafakası almasında bir engel bulunmamaktadır. Şartları mevcutsa talep halinde hakimin nafakaya hükmetmesi gerekir.
YOKSULLUK NAFAKASI NASIL SONA ERER?
Nafaka alacaklısı eşin ölmesi veya evlenmesiyle söz konusu nafaka kendiliğinden sona erer. Yoksulluğun ortadan kalkması, nafaka alacaklısının arada evlenme olmadan evliymiş gibi bir hayat sürdürmesi veya haysiyetsiz hayat sürdürüyor olması gibi durumlarda mahkemenin kararıyla kaldırılabilir. Ayrıca tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde nafaka miktarının artırılması veya azaltılmasına hakim tarafından karar verilebilir. Uygulamada, nafaka yükümlüsü eşin nafaka hükmünün ortadan kalkması için mutlaka dava açması gerekmektedir.
İŞTİRAK NAFAKASI
Boşanma davasında verilen boşanma kararı ile, müşterek çocuğun bakımı, eğitimi vb. diğer giderleri için, velayet kendisine bırakılmayan eş tarafından diğer eşe ödenen nafakadır. Söz konusu nafakaya talep üzerine veya herhangi bir talep olmaksızın re’sen hakim tarafından hükmedilebilir. Burada önemli olan müşterek çocuğun bakımı ve giderleri olduğu için eşlerin boşanmaya konu olayda kusurlarının oranı önem arz etmez. Mahkeme tarafından daha önce tedbir nafakasına hükmedilmişse, boşanmanın veya ayrılık kararının kesinleşmesiyle birlikte bunun iştirak nafakası şeklinde ödenmesine karar verilir.
İştirak nafakası kural olarak çocuğun 18 yaşını doldurmasına, evlenmesine veya mahkeme kararı ile ergin kılınmasıyla sona erer. Ancak çocuk ergin olmasına rağmen, eğitimine devam ediyorsa, eğitim hayatı süresince de ödenmesine devam edilir.
KİMLER TALEP EDEBİLİR? Türk Medeni Kanunu’nun 329. Maddesi; “Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir. Ayırt etme gücüne sahip olmayan küçük için gereken hâllerde nafaka davası, atanacak kayyım veya vasi tarafından da açılabilir. Ayırt etme gücüne sahip olan küçük de nafaka davası açabilir.”
YARDIM NAFAKASI
TMK m.364’e göre, Yardım nafakası, yoksulluğa düşecek alt soy, üst soy ve kardeşlere talep halinde verilen nafaka türüdür. Dava tarihinden itibaren bağlanır. İhtiyaç sahibi aile fertlerini koruma amacıyla düzenlenen bu nafakayla, ekonomik durumu el veren aile ferdinden, bakım ve diğer ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla istenir. Mirastaki sıra cetveline göre talep edilen bu nafakada, örneğin nafaka isteyen, alt soydan nafaka talep etme hakkına sahipken, kardeşlerine bu talebi yöneltemez. Altsoyu söz konusu değilse kardeşlerine başvurabilir.
NAFAKA BORCU YERİNE GETİRİLMEZSE NE OLUR?
Kanun koyucu, nafakanın tahsili için özel hükümler ihdas ederek nafakanın tahsilini kolaylaştırmayı amaçlamıştır. Aşağıda bunları karşılaştırmalı olarak inceleyeceğiz.
**Mahkeme ilamları, 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. 10 yıl geçtikten sonra ilam dayanak yapılarak işlem yapılamaz. Ancak nafaka ve çeşitleri hakkında verilen ilamlarlar, bu kuralın istisnasını oluşturmaktadır. Nafakaya ilişkin mahkeme kararının üzerinden 10 yıl geçse de, geçerlidir. Ancak bu durumda, ilam zamanaşımına uğramasa bile nafaka alacakları zamanaşımına uğrayacaktır.
**Nafakanın, nafaka yükümlüsü eş tarafından yerine getirilmemesi ihtimalinde nafaka alacaklısı olan eş, diğer eş aleyhine icra takibi gerçekleştirip nafakanın tahsilini sağlayabilir. Nafaka ve çeşitleri borcunun İİK kapsamında özelliği ve imtiyazlı alacak oluşturması dolayısıyla da diğer adi alacaklara kıyasla tahsili, ilk sıralarda gerçekleştirilecektir. (Birikmiş nafaka alacağı bunun istisnası olup, diğer adi alacaklar gibi sıraya girmektedir.)
Yani nafaka alacaklısı, İcra İflas Kanununa göre düzenlenecek sıra cetvelinde, 1. Sıra alacaklar arasında yer almaktadır. Dolayısıyla borçlunun malvarlığı icra yoluyla satılırsa, nafaka alacağı satış parasından öncelikle ödenecektir.
**İcra İflas Kanunu m.344’e göre, nafakaya ilişkin mahkeme kararlarını yerine getirmeyen nafaka borçlusu, şikayet üzerine 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılır.
**Diğer adi alacaklarda borçlunun muvafakat etmemesi durumunda ancak maaşın 1/4’ine haciz konulmaktadır. Oysa nafaka alacaklarında aylık nafaka miktarının tamamı için borçlunun muvafakati aranmadan maaşa haciz konulmaktadır.Böylece maaş haczinde, aylık nafaka miktarının tamamı, miktarına bakılmaksızın borçlunun maaşından kesilerek öncelikle ödenecektir. Başkaca hacizler söz konusu olsa bile, aylık nafakanın tamamı maaştan kesilerek, nafaka alacaklısına öncelikle ödenir. (Birikmiş nafaka alacağı bunun istisnası olup, maaş haczi kesintisinde, diğer adi alacaklarla birlikte sıraya girer.)
**Nafaka alacağında, emekli maaşına da haciz konulabilmektedir.