Kurtarma Nedir ve Unsurları Nelerdir?

kurtarma
Kurtarma Kavramı ve Unsurları: Deniz Hukukunda Tanım, Şartlar ve Hukuki Çerçeve
Deniz ticareti ve taşımacılığı, doğası gereği çeşitli tehlike ve riskleri barındırır. Gemi, yük ve denizcilik tesisleri, seyrüsefer sırasında; hava şartları, teknik arızalar, yangın, karaya oturma, çatma veya batma gibi olağanüstü durumlarla karşı karşıya kalabilir. Bu tür tehlike anlarında, gemi veya yükün kurtarılması amacıyla üçüncü kişiler tarafından verilen hizmetler, deniz hukukunda kurtarma olarak adlandırılır.
Türk Ticaret Kanunu’nda kurtarma faaliyetleri ayrıntılı olarak düzenlenmiş olup (TTK m.1299–1326), uluslararası boyutta 1989 Londra Kurtarma Sözleşmesi temel referans niteliği taşımaktadır.
1. Kurtarma Kavramının Tanımı
TTK m.1299/1 uyarınca kurtarma;
“Denizde veya iç sularda tehlike içinde bulunan bir geminin, yükün veya diğer eşyanın, tehlikeden kurtarılması amacıyla verilen hizmet” olarak tanımlanır.
Bu tanımda dikkat çeken noktalar şunlardır:
-
Kurtarma, deniz veya iç sularda gerçekleşmelidir.
-
Konu, tehlike içinde bulunan bir gemi, yük veya denizcilikle bağlantılı diğer eşya olmalıdır.
-
Kurtarma faaliyeti, üçüncü bir kişi tarafından yürütülmeli ve fiilen bir fayda sağlamalıdır.
2. Kurtarma ve Yardım Ayrımı
Kurtarma ile “yardım” kavramları sıklıkla karıştırılır.
-
Yardım, genellikle tehlike bulunmaksızın yapılan teknik destek hizmetidir (örneğin römorkaj).
-
Kurtarma, tehlike altında yapılan olağanüstü nitelikteki yardım faaliyetidir ve hukuki sonuçları farklıdır.
-
Kurtarmada ücret (kurtarma ücreti) talep hakkı doğar; yardımda ise bu genellikle önceden belirlenen bir sözleşme karşılığıdır.
3. Kurtarmanın Unsurları
Bir faaliyetin hukuken “kurtarma” sayılabilmesi için belirli unsurların birlikte gerçekleşmesi gerekir. Bu unsurlar hem TTK’da hem de 1989 Londra Sözleşmesi‘nde benzer şekilde yer alır.
3.1. Tehlike
-
Geminin, yükün veya eşyaların mevcut veya muhtemel ciddi bir zarar tehlikesi altında bulunması gerekir.
-
Tehlikenin kaynağı hava şartları, teknik arıza, yangın, çatma, karaya oturma, batma gibi durumlar olabilir.
-
Tehlikenin gerçek ve makul olması yeterlidir; gerçekleşmiş zarar şart değildir.
3.2. Kurtarma Hizmetinin Üçüncü Kişi Tarafından Sağlanması
-
Kurtarma faaliyeti, tehlike altındaki gemi veya yükün sahibi, kaptanı veya mürettebatı dışında üçüncü bir kişi tarafından yapılmalıdır.
-
Ancak bazı istisnalar vardır: Mürettebatın olağan görevleri dışında, özel ve olağanüstü çabalarla gerçekleştirdiği kurtarma eylemleri de hukuken kurtarma sayılabilir.
3.3. Gönüllülük Unsuru
-
Kurtarma, önceden sözleşmeyle üstlenilmemiş olmalı; yani faaliyet gönüllü olarak yapılmalıdır.
-
Fakat 1989 Londra Sözleşmesi ve TTK, önceden sözleşme olsa bile tehlike anında yapılan ek kurtarma faaliyetlerini de kapsar.
3.4. Fayda Sağlama
-
Kurtarma faaliyeti sonucunda gemi, yük veya eşya tehlikeden kurtulmuş olmalı ya da zarar ihtimali ciddi ölçüde azaltılmış olmalıdır.
-
Fayda sağlanmamışsa (örneğin kurtarma başarısız olmuşsa) normalde ücret hakkı doğmaz; ancak kısmi fayda sağlanmışsa bu oranda ücret talep edilebilir.
4. Kurtarma Ücreti ve Hesaplama Esasları
TTK m.1305 uyarınca kurtarma faaliyetinde bulunan kişi veya şirket, kurtarma ücreti talep etme hakkına sahiptir.
Kurtarma ücretinin belirlenmesinde şu kriterler dikkate alınır:
-
Kurtarma faaliyetiyle elde edilen başarı derecesi
-
Tehlikenin niteliği ve derecesi
-
Kurtarıcıların gösterdiği çaba ve beceri
-
Kullanılan malzeme ve ekipmanın değeri
-
Kurtarma faaliyetinin süresi ve masrafı
-
Kurtarma sırasında çevreye sağlanan koruma katkısı (1989 Londra Sözleşmesi ile eklenmiştir)
5. Özel Tazminat (Çevre Koruma Kurtarması)
1989 Londra Sözleşmesi ile getirilen önemli bir yenilik, çevre koruma amacıyla yapılan kurtarma faaliyetleri için ödenecek özel tazminattır.
-
Eğer kurtarma faaliyeti petrol veya tehlikeli maddelerin denize yayılmasını önlemişse, kurtarıcıya özel tazminat ödenir.
-
Bu tazminat, sağlanan çevre korumasına göre hesaplanır ve normal kurtarma ücretinden bağımsızdır.
6. Kurtarma Sözleşmeleri
Kurtarma faaliyetleri genellikle olay anında sözlü veya yazılı bir kurtarma sözleşmesi ile güvence altına alınır.
Uluslararası denizcilikte en yaygın kullanılan sözleşme türleri:
-
LOF (Lloyd’s Open Form): “No cure – no pay” (başarı yoksa ücret yok) prensibine dayanır.
-
Türk Hukuku’na Göre Sözleşmeler: TTK, tarafların ücret ve diğer koşulları serbestçe belirlemesine izin verir, ancak çevre koruma hükümleri emredicidir.
7. Kurtarma ile İlgili Sorumluluklar
Kurtarma sürecinde hem kurtarıcının hem de kurtarılan tarafın belirli sorumlulukları vardır:
-
Kurtarıcının Sorumlulukları: Makul özeni göstermek, çevreye zarar vermemek, kurtarma faaliyetini gereksiz yere geciktirmemek.
-
Kurtarılan Tarafın Sorumlulukları: Kurtarma faaliyetinin yürütülmesine engel olmamak, gerekli bilgileri sağlamak, kurtarma ücretini ödemek.
8. Uygulamada Kurtarma Örnekleri
-
Fırtınada Sürüklenen Yük Gemisi: Çekilerek güvenli limana götürülmesi.
-
Yangın Çıkan Tanker: Yangının söndürülmesi ve çevreye petrol yayılmasının önlenmesi.
-
Karaya Oturan Feribot: Römorkör yardımıyla yüzdürülerek limana çekilmesi.
-
Arızalanan Yat: Açık denizde motoru arızalanan yatın güvenli şekilde limana götürülmesi.
9. Hukuki İhtilaflar ve Yargılama
Kurtarma faaliyetlerinden doğan uyuşmazlıklar genellikle şu konularda ortaya çıkar:
-
Kurtarma ücretinin miktarı
-
Fayda sağlanıp sağlanmadığı
-
Kusur veya ihmal nedeniyle zararın artması
-
Sözleşme hükümlerinin yorumlanması
Türkiye’de bu tür davalar, Denizcilik İhtisas Mahkemeleri tarafından görülür.
10. Sonuç
Kurtarma, denizcilik hukukunun en önemli kurumlarından biridir.
Tehlike, üçüncü kişi faaliyeti, gönüllülük ve fayda unsurları birlikte gerçekleştiğinde, kurtarma faaliyeti hukuken doğmuş sayılır ve kurtarıcı ücret talep hakkına kavuşur.
Türk Ticaret Kanunu’nun yanı sıra 1989 Londra Sözleşmesi ile getirilen çevre koruma hükümleri, kurtarma faaliyetlerinin hem gemi ve yük güvenliğini hem de deniz çevresini koruma yönündeki önemini artırmıştır.
Gözdenur Turna