KARAYOLLARI MOTORLU ARAÇLAR ZORUNLU MALİ SORUMLULUK (TRAFİK) SİGORTASI GENEL ŞARTLARI İLE GETİRİLEN YENİLİKLER VE DEĞİŞİKLİKLER
Türkiye’de Karayolları Trafik Kanunu’nun 91-101. maddeleri arasında zorunlu mali sorumluluk sigortası hüküm altına alınmıştır. Bu sigorta, araç sahiplerinin ve sürücülerinin kaza durumunda karşı tarafa verdiği maddi zararları karşılamak için yaptırmaları gereken bir sigortadır. Bu kapsamda, zorunlu trafik sigortası olarak da bilinen bu sigorta, Türkiye’de her araç sahibi ve sürücü tarafından yaptırılması zorunlu olan bir sigortadır. ZMSS bir sigorta şirketi gibi davranmakta ve yalnızca maddi zararları karşılamaktadır. Maddi zararlar, ölüm, yaralanma veya eşyaya ilişkin hasar gibi çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir. Eğer zarar maddi hasara ilişkinse, tazminata dahil edilen masraflar arasında yedek parça ve işçilik giderleri de bulunabilir. Ancak, sigorta kapsamı manevi zararları kapsamamaktadır. Bu nedenle, sigortalı bir kişi veya kuruluş, sadece maddi zararları karşılamak için ZMSS gibi bir sigorta şirketinden poliçe satın alabilir. Manevi zararlar için tazminat alma talebi durumunda, ayrı bir hukuki süreç gereklidir. Karayolları motorlu araçlar zorunlu malî sorumluluk sigortası, Türkiye’deki motorlu araçların yasal olarak trafiğe çıkabilmesi için zorunlu tutulan bir sigortadır. Bu sigorta, sürücülerin, araçların işletilmesi sırasında üçüncü şahıslara verilebilecek maddi ve bedensel zararlar için ödeme yapmalarını sağlar. Sigorta şirketi, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet verilmesinden dolayı, sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde belirlenen tazminatlara ilişkin talepleri karşılamakla yükümlüdür. Bu tazminatlar, kaza tarihi itibariyle geçerli olan zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılanır. Bu limitler, her yıl yeniden belirlenir ve Türkiye’deki Trafik Kanunu’na göre belirlenir. Aynı zamanda pasif bir sigorta olarak da kabul edilir. Çünkü bu sigortayı yaptıran kişi, bir zararın gerçekleşmesini beklemek zorunda değildir. Yani sigorta primi ödenir ve olası bir kaza sonucu ortaya çıkabilecek maddi ve hukuki sorumlulukları karşılamak için bir güvence sağlanır.
Özetle, zorunlu mali sorumluluk sigortası, bir zarar sigortası ve aynı zamanda pasif bir sigortadır. Bu sigortanın amacı, trafik kazalarında karşı tarafın uğradığı maddi zararları karşılamak ve bu zararların tazmin edilmesini sağlamaktır. 14 Mayıs 2015 tarihli ve 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan tebliğle, Türkiye’deki trafik sigortası alanında bir takım değişiklikler ve yenilikler getirilmiştir. Bu değişiklikler ve yenilikler, Karayolları Trafik Kanunu’nun 91-101. maddeleri arasında zorunlu mali sorumluluk sigortası hükümleriyle uyumlu olarak yapılmıştır.
Öncelikle, tebliğle birlikte trafik sigortası primlerinin hesaplanması ve tahsilatı konusunda yeni bir düzenleme getirilmiştir. Buna göre, sigorta şirketleri tarafından yapılan prim tahsilatları, Motorlu Taşıtlar Vergisi tahsilatlarıyla entegre edilmiş ve bu işlem Vergi Dairesi tarafından gerçekleştirilmektedir. Bu sayede, trafik sigortası primleri daha etkin bir şekilde tahsil edilmekte ve takip edilmektedir. Bunun yanı sıra, tebliğle birlikte trafik sigortasında yeni teminatlar da getirilmiştir. Buna göre, trafik kazalarından kaynaklanan maddi hasarlar, ölüm ve yaralanma gibi zararlar için daha geniş kapsamlı teminatlar sunulmaktadır. Ayrıca, trafik sigortasından yararlanan kişilerin haklarının daha net bir şekilde belirlenmesi için düzenlemeler yapılmıştır.
Sonuç olarak, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartlarına ilişkin olarak 14 Mayıs 2015 tarihli tebliğle bir takım değişiklikler ve yenilikler getirilmiştir. Bu değişiklikler, sigorta primlerinin tahsilatı ve trafik sigortası teminatları konusunda daha etkin bir düzenleme getirirken, trafik kazalarından kaynaklanan zararların daha geniş kapsamlı bir şekilde teminat altına alınması için çalışmalar yapılmıştır.
– YENİ ZMSS İLE GETİRİLEN YENİLİKLER:
Yeni ZMSS’nin “Kapsama Giren Teminat Türleri” başlıklı A.5. maddesinde Genel Şartlar kapsamındaki teminat türleri ayrıntılı bir biçimde tanımlanmıştır. Bu tanımlar sayesinde, sigorta sözleşmesi yapanlar, hangi risklerin hangi teminatlar altında olduğunu daha anlaşılır bir şekilde anlayabileceklerdir. Bu kavramların ayrıntılı olarak tanımlanması belirsizliklerin ortadan kalkmasını sağlayacaktır. Zira, eski genel şartlarda teminat türleri tanımlanmamıştı. Bunları ele alacak olursak:
Maddi zararlar teminatı, sigorta poliçesi sahibinin veya sigortalının, sigorta poliçesi kapsamındaki bir olay nedeniyle üçüncü şahıslara verdiği maddi zararları karşılamayı amaçlar. Bu teminat altında, sigorta poliçesi sahibi veya sigortalı, üçüncü şahıslara verdiği maddi zararların tazmin edilmesi için sigorta şirketinden talepte bulunabilir.
Sağlık giderleri teminatı, sigortalının bir kaza veya hastalık sonucu tıbbi müdahale gerektiren tedavi masraflarını karşılamayı amaçlar. Bu teminat altında, sigorta poliçesi sahibi veya sigortalı, tıbbi müdahale gerektiren bir durumla karşılaştığında tedavi masraflarının sigorta şirketi tarafından karşılanmasını talep edebilir.
Sürekli sakatlık teminatı, sigortalının bir kaza sonucu sürekli olarak sakat kalması durumunda ödenecek olan bir tazminat tutarını belirler. Bu teminat altında, sigorta poliçesi sahibi veya sigortalı, bir kaza sonucu sürekli sakat kalması durumunda belirlenen tazminat tutarını sigorta şirketinden talep edebilir.
Destekten yoksun kalma (ölüm) teminatı, sigortalının bir kaza sonucu hayatını kaybetmesi durumunda, ödenecek olan bir tazminat tutarını belirler. Bu teminat altında, sigorta poliçesi sahibi veya sigortalı, sigortalının hayatını kaybetmesi durumunda belirlenen tazminat tutarını sigorta şirketinden talep edebilir. Bu tanımlar, sigorta sözleşmeleri yapılırken taraflar arasındaki belirsizlikleri ortadan kaldırmaya yardımcı olacak ve sigorta poliçesi sahibi veya sigortalının, hangi risklerin hangi teminatlar altında olduğunu daha net bir şekilde anlamasına yardımcı olacaktır.
>Genel Şartların A.6. maddesinde teminat dışında kalan haller düzenlenmiştir. Burada (d) bendindeki destekten yoksun kalma konusundaki hükmün eski Genel Şartlarda olmayan yeni bir düzenleme olduğunu incelediğimizde görmekteyiz. Bu hükme göre, bir sigorta poliçesi kapsamında sigortalı bir olay gerçekleştiğinde ve bu olay sonucunda destekten yoksun kalan bir hak sahibi ortaya çıktığında, bazı durumlarda sigorta teminatı kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri olabilir.
Örneğin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan bir olay sonucu destekten yoksun kalan bir hak sahibi, sigorta teminatı kapsamında olmayan destek tazminatı talebinde bulunabilir. Bu durumda, sigorta şirketi sorumluluk kabul etmeyebilir. Diğer yandan, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olan bir olay sonucunda destekten yoksun kalan bir hak sahibi, ancak bu olayın destek şahsının kusuru nedeniyle gerçekleştiği durumlarda, destek tazminatı talebinde bulunabilir. Bu durumda, sigorta şirketi destek şahsının kusuru nedeniyle gerçekleşen destek tazminatı talebini karşılamayabilir, çünkü bu talep sigorta teminatı dışındadır.
Yine teminat dışı kalanları incelemeye devam ettiğimizde; Eski ZMSS Genel Şartlarına göre, sigorta poliçesi kapsamında olan dolaylı zararlar sigorta teminatı dışında bırakılıyordu. Ancak 2006 yılında yapılan değişiklikle, dolaylı zararlar nedeniyle yapılacak tazminat talepleri de sigorta teminatı dışında bırakıldı. Yeni ZMSS Genel Şartları, dolaylı zararların teminat dışında bırakıldığı şeklindeki açıklamanın yerine, destekten yoksun kalma ile ilgili düzenleme getirdi. Bu düzenleme, sigorta poliçesi kapsamında olan dolaylı zararların tazmin edilmesini engellemektedir.
>A.6 (j) bendinde yapılan değişiklik, motorlu araç kazalarından kaynaklanan çevresel zararların artık sigorta teminatı kapsamı dışında olduğunu belirtmektedir.
Bu değişiklik, sigorta şirketlerinin çevre kirliliği ve doğal yaşama verilen zararlar nedeniyle ortaya çıkan masrafları karşılamak zorunda kalmayacakları anlamına gelir. Bu nedenle, motorlu araç kazaları nedeniyle oluşan çevresel hasarlar için zarar gören kişilerin, masraflarını kendileri karşılamaları veya kazayı gerçekleştiren kişinin veya kuruluşun sorumluluğunu kanıtlamaları gerekebilir. Bu düzenleme, sigorta şirketlerini, çevreye zarar veren faaliyetlere karşı daha dikkatli davranmaya ve sigorta poliçelerindeki kapsamı daha net bir şekilde belirtmeye teşvik etmek amacıyla yapılmış olabilir.
>Yeni genel şartlarda, A.6. maddede (k) bendinde, gelir kaybı, kâr kaybı, iş durması ve kira mahrumiyeti gibi zarar verici olgulara bağlı olarak oluşan yansıma veya dolaylı zararların tazminat taleplerinin sigorta teminatı dışında tutulduğu belirtilmektedir. Bu demektir ki, eğer bir sigorta poliçesi bu yeni genel şartları içeriyorsa, söz konusu zararlar sigorta kapsamında değildir ve bu tür zararlar nedeniyle ortaya çıkan tazminat talepleri poliçe sahibi tarafından karşılanmalıdır. Esasında; dolaylı zararların yanı sıra yansıma zararlarının da sigorta teminatı dışında kalacağı belirtiliyor.
Son olarak yapılan değişikliklerden biri de; sigortacıya haber verilecek gün sayısında yapılan değişikliktir. Yeni ZMSS Genel Şartları’nda belirtilen B.1.1. maddesi, sigortalının sorumluluğunu gerektirecek bir olayı sigortacıya bildirme süresiyle ilgilidir.
Bu maddeye göre, sigortalı, sorumluluğunu gerektirecek bir olayı öğrendiği anda on gün içinde sigortacıya bildirmelidir. Ayrıca, kendisine yöneltilen istemi de derhal sigortacıya bildirmelidir. Bu şekilde, sigortacı olayı ve talepleri zamanında öğrenerek gerekli işlemleri yapabilir.
Eski Genel Şartlar’da ise, bu bildirim süresi beş gün olarak belirtilmişti. Yeni Genel Şartlar’da ise, sigortalının bildirim süresi uzatılmış ve on güne çıkarılmıştır.