Single Blog Title

This is a single blog caption

Kamulaştırılmaması Sebebiyle Oluşan Zararımızın Giderilmesi Amacıyla Tazminat Dava Dilekçesi

NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE
İSTANBUL

DAVACI : [Adı ve Soyadı] (TC Kimlik No: …)
Adres:

VEKİLİ : Av. [Avukat Adı ve Soyadı]
Adres:

DAVALI : 1- … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
Adres:
2- … Belediye Başkanlığı
Adres:

KONU : Müvekkilin hissedarı olduğu … ili, … ilçesi, … mahallesi, … pafta, eski … (yeni …) parselde kayıtlı gayrimenkulün İmar Kanunu’nun 10. maddesi uyarınca 5 yıllık yasal süresi içerisinde kamulaştırılmaması sebebiyle oluşan zararın giderilmesi amacıyla fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik …-TL’nin ödenmesi talebine ilişkindir.

BAŞVURU TARİHİ : …/…/…

AÇIKLAMALAR

  1. Müvekkil [Adı ve Soyadı], … ili, … ilçesi, … mahallesinde bulunan … pafta, … (yeni …) parselde kayıtlı gayrimenkulün 1/4 oranında hissedarıdır. Parselin bulunduğu alanın ilk imar planları, … yılında yol, kanal, park, PTT hizmet alanı ve sosyal tesisler alanı olarak onaylanmıştır. Daha sonra yapılan revizyon imar planlarıyla bu parsel yol, kanal, trafo, park ve Belediye Hizmet Alanı olarak belirlenmiştir. Bu planlarda parselin imar durumunda herhangi bir değişiklik yapılmamıştır.
  2. Dava konusu taşınmaz 2001 yılından bu yana yol, kanal, trafo, park ve Belediye Hizmet Alanı olarak belirlenmiş olmasına rağmen, herhangi bir kamulaştırma işlemi yapılmamıştır. Müvekkil, taşınmazın bu durumundan kaynaklı olarak ciddi maddi zarara uğramaktadır. Bu nedenle, müvekkilim tarafından …/…/… tarihli dilekçelerle davalı idarelere kamulaştırma talebiyle başvurulmuştur.
  3. … Belediye Başkanlığı Emlak ve İstimlâk Müdürlüğü’nün …/…/… tarihli cevabında, parselin kamulaştırma işlemlerinin belediyenin yetki ve sorumluluğu altında olmadığı belirtilmiştir. Karayolları Genel Müdürlüğü de aynı şekilde, taşınmaza ilişkin kamulaştırma kararı bulunmadığını bildirmiştir. Davalı idare tarafından yapılan başvurumuza 60 gün içinde cevap verilmemiş, bu nedenle İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 10. ve 13. maddeleri uyarınca işlem yapılması zorunluluğu doğmuştur.
  4. 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 10. maddesi gereği, belediyelerin imar planlarını uygulamak üzere 5 yıllık imar programlarını hazırlamaları ve bu program dahilinde belirlenen alanların kamulaştırılması zorunludur. Ancak, davaya konu taşınmaz için bu süre zarfında herhangi bir kamulaştırma yapılmamıştır. Bu durum, müvekkilin mülkiyet hakkını ciddi şekilde ihlal etmektedir.
  5. 1982 Anayasası’nın 35. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 1 no.lu Ek Protokolü gereği mülkiyet hakkı korunmakta olup, bu hakkın ihlal edilmesi kamu yararına dahi olsa ancak yasada öngörülen koşullara uygun olarak yapılabilir. Anayasa Mahkemesi ve Danıştay kararları da bu yöndedir.
  6. Danıştay’ın çeşitli kararlarında, imar planlarıyla kamu hizmetine ayrılmış, ancak 5 yıl içerisinde kamulaştırılmamış taşınmazların sahiplerinin mülkiyet hakkının ihlal edildiği belirtilmiştir. Bu bağlamda müvekkilin taşınmazı da benzer şekilde uzun süre boyunca kamulaştırılmamış ve müvekkilin mülkiyet hakkı ihlal edilmiştir.

SONUÇ VE TALEP: Yukarıda açıklanan nedenlerle, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, şimdilik …-TL’nin davalı idarelerden tahsiline ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim.

DAVACI VEKİLİ
[Avukat Adı ve Soyadı]
İmza

Danıştay Kararları

Danıştay 6.Daire Başkanlığı        2021/789 E.  ,  2022/11012 K.

2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun Ek 1. maddesinin 1. fıkrasına; 26/11/2022 tarih ve 32025 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 sayılı Vergi Usul Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 3. maddesiyle eklenen cümle ile uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde ilgili idarelerce imar programlarının veya imar uygulamalarının yapılmaması ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazların kamulaştırılmaması veya her hâlde mülkiyet hakkının kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılmaması halinde taşınmazların malikleri tarafından mülkiyet hakkından kaynaklı bedele ilişkin açılacak davaların adli yargıda görüleceği düzenlenmiş olup...sonucuna varılmıştır.

Danıştay  İdari Dava Daireleri Kurulu  2007/2255 E.  2012/801 K.

Dosyanın incelenmesinden, davacıların maliki oldukları Ankara, Çankaya, 1. Bölge, 6049 ada, 3,4,5 sayılı parsellerin, Çankaya Belediye Meclisinin 2.8.1996 günlü, 150 sayılı kararı ile değiştirilen 1/1000 ölçekli imar planında park alanında kaldığı; park alanında kalması nedeniyle davalı belediyece yapılaşma izni verilmediği, ancak bugüne kadar da kamulaştırılmadığı; imar planı değişikliği üzerinden 5 yıldan fazla bir süre geçmesi üzerine söz konusu parsellerin kamulaştırılarak bedellerinin ödenmesi, kamulaştırılmaması halinde imar planı değişikliğinden önceki duruma dönülerek yapılaşma izni verilmesi istemiyle yapılan başvurunun Çankaya Belediye Başkanlığı işlemi ile reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacılara ait söz konusu parsellerin, imar planında kamunun kullanımı için park alanı olarak ayrılması nedeniyle bu parsellerde artık yapılaşmaya gidilemeyeceği ve bu nedenle maliklerinin tasarruf haklarının kısıtlandığı açıktır.
İdareye başvuru tarihi itibarıyla beş yıldan fazla bir süre geçmiş olmasına karşın davalı idarece kamulaştırma yapılmadığı gibi ne zaman yapılabileceği konusunda da davacılara bir bilgi de verilmemiştir. Bu nedenle, davacıların maliki oldukları parsellerin durumu ve mülkiyet hakkından yararlanma olanakları belirsizlik içindedir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, yukarıda da yer verilen, …/Türkiye
Davasında (Başvuru No:13331/07) verdiği kararda, söz konusu bu durumun başvuranın mülkiyet hakkından tam anlamıyla yararlanması önünde engel teşkil ettiği ve arazinin satış şansı da dahil, sonucu itibarıyla taşınmazın değerini hatırı sayılır ölçüde azalttığı değerlendirmesinde bulunarak, malikin, kamu yararının gerekleri ile mülkiyet hakkı arasında gözetilmesi gereken adil dengeyi bozan alışılmışın dışında ve ölçüsüz bir yüke katlanmak zorunda kaldığı sonucuna varmış ve Türkiye’nin ilgili kişinin mülkiyet hakkını ihlal ettiğine karar vermiştir.

Diğer yandan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi aynı kararında, böylesi karmaşık ve düzenleme yapılmasını gerektiren alanlarda Devletlerin şehir
planlamasına yönelik politikalarında belirli bir takdir payından yararlanmalarının doğal olduğunu, güdülen amaç çerçevesinde, mülkiyet hakkına yönelik müdahalede genel kamu menfaatlerine riayet edildiği değerlendirmesinde de bulunmuştur. Keza, Anayasa Mahkemesi, İmar plânlarının uygulamaya geçirilmesindeki kamusal yarar karşısında mülkiyet
hakkının sınırlanmasının demokratik toplum düzeninin gerekleriyle çelişen bir yönü bulunmadığını belirtmiştir.( Anayasa Mahkemesinin 29.12.1999 günlü, E:1999/33, K:1999/51 sayılı kararı)
Bu nedenle, kamu yararının gerekleri ile mülkiyet hakkı arasında gözetilmesi gereken adil dengenin bozulduğundan ve mülkiyet hakkının
kullanımının belirsizliğe itildiğinden söz edilebilmesi için, imar planının onaylanmasından sonra kamulaştırmanın ne kadar zaman içinde yapılması
gerektiği belirlenmelidir.
Bugün itibarıyla, mevzuatta bu konuyu düzenleyen açık bir düzenleme yer almamaktadır.
3194 sayılı Yasanın 13. maddesinin, Anayasa Mahkemesince iptal edilen 3. fıkrasında, imar planının onaylanmasından itibaren, beş yıl sonra
müracaat edildiğinde, umumî hizmetlere ayrılan alanlarda, hizmet ile ilgili yapıların yapımından vazgeçildiğine dair görüş alınması şartıyla, taşınmaz maliklerine bazı haklar tanınmıştır.
Diğer yandan, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 23. maddesinde, kamulaştırma bedelinin kesinleşmesi tarihinden itibaren beş yıl içinde, kamulaştırma ve devir amacına uygun hiç bir işlem veya tesisat yapılmaması veya kamu yararına yönelik bir ihtiyaca tahsis edilmeyerek taşınmaz malın olduğu gibi bırakılması şartıyla malike taşınmazını geri alma hakkı öngörülmüştür.
Görüldüğü üzere, yasa koyucu, mülkiyet hakkını ilgilendiren konularda,idarenin beş yıl boyunca hareketsiz kalmasını, malikler lehine bazı haklar
doğması bakımından yeterli görmüştür

Yasa koyucunun bu eğiliminin, uyuşmazlık konusu olayda da kıyasen uygulanması hukuka ve hakkaniyete uygun olacağından, imar planlarının
onaylanmasından itibaren beş geçmesine karşın, ilgili idarelerce kamunun kullanımına ayrılan taşınmazların kamulaştırılmaması durumunda, mülkiyet
hakkının kullanımının belirsizliğe itildiğini, dolayısıyla, kamu yararının gerekleri ile mülkiyet hakkı arasında gözetilmesi gereken adil dengenin bozulduğunu kabul etmek gerekmektedir.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button