Single Blog Title

This is a single blog caption

İşverenin Borçları

Giriş

Türk iş hukukunda işverenin borçları, yalnızca iş sözleşmesinden doğmaz; anayasal hükümler, kanunlar, yönetmelikler ve yargı içtihatlarıyla da düzenlenmiş olup kamu düzenini ilgilendiren bir yapıya sahiptir. İşçinin işgücü, onun ekonomik varlığını sürdürebilmesinin temel unsurudur. Bu nedenle işverenin ücret ödeme borcu, zamanında ve eksiksiz yerine getirilmesi gereken en önemli yükümlülüklerden biridir. Öte yandan işçi sağlığı ve güvenliği, yalnızca bireysel değil toplumsal bir öneme sahiptir. İş kazalarının önlenmesi, meslek hastalıklarının azaltılması, verimli ve sürdürülebilir bir üretim ortamı yaratılması için işverenin iş sağlığı ve güvenliği alanındaki yükümlülükleri kritik rol oynar.

Bu makalede işverenin borçları üç ana başlıkta incelenecektir: (i) İş sağlığı ve güvenliği yükümlülüğü, (ii) Ücret ödeme borcu, (iii) Ücretin zamanında ödenmemesi halinde uygulanacak yaptırımlar.


I. İşverenin İş Sağlığı ve Güvenliği Yükümlülüğü

1. Hukuki Dayanak

İş sağlığı ve güvenliği yükümlülüğü, Anayasa’nın 49. maddesinde yer alan “Çalışma hakkı ve ödevi” başlığı altında düzenlenmiş olup, devletin çalışanları koruma görevinin işverenler eliyle de yerine getirilmesi öngörülmektedir. Bu yükümlülük, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. Ayrıca 4857 sayılı İş Kanunu m.77 ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m.417 de işverenin işçiyi gözetme borcunu açıkça ifade etmektedir.

Yargıtay da işverenin gözetme borcunu, işçinin sağlığını ve güvenliğini korumaya yönelik aktif tedbir alma zorunluluğu olarak yorumlamaktadır. Bu yaklaşım, salt “zarar vermeme” yükümlülüğünün ötesinde, işverenin proaktif önlemler almasını zorunlu kılar.

2. İşverenin Alması Gereken Önlemler

İşveren, işyerinde ortaya çıkabilecek riskleri önlemek için kapsamlı bir risk değerlendirmesi yapmalı ve bunu periyodik olarak güncellemelidir. İşçilere gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri verilmeli, kullanılan makineler ve ekipmanlar düzenli olarak denetlenmelidir. Ayrıca işçilere kişisel koruyucu donanım (baret, maske, eldiven, güvenlik kemeri vb.) sağlanmalı ve bunların kullanımına ilişkin talimatlar verilmelidir.

İşverenin yükümlülükleri yalnızca teknik önlemlerle sınırlı değildir; aynı zamanda işçilerin psikolojik sağlığını korumak, mobbing ve taciz gibi olgulara karşı önleyici tedbirler almak da gözetme borcunun bir parçası sayılmaktadır.

3. İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları Açısından Sorumluluk

İşveren, gerekli önlemleri almadığı için meydana gelen iş kazalarından ve meslek hastalıklarından doğrudan sorumludur. Bu durumda işçi veya yakınları işverenden maddi ve manevi tazminat talep edebilir. Ayrıca Sosyal Güvenlik Kurumu’nun yaptığı ödemeler nedeniyle işverene rücu hakkı doğabilir.

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 2017/5123 E., 2019/2456 K. sayılı kararında, işverenin eğitim ve denetim yükümlülüğünü ihmal etmesi nedeniyle meydana gelen iş kazasında kusurlu sayıldığı ve tazminata mahkûm edildiği görülmektedir.

4. İdari ve Cezai Yaptırımlar

6331 sayılı Kanun kapsamında işverenin iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini almaması halinde idari para cezaları uygulanır. Ayrıca işin durdurulması, işyerinin kapatılması gibi idari tedbirler de gündeme gelebilir. Bazı ağır ihlallerde işveren hakkında TCK m.85 (taksirle ölüme neden olma) veya m.89 (taksirle yaralama) kapsamında cezai sorumluluk da söz konusu olur.


II. İşverenin Ücret Ödeme Borcu

1. Ücretin Tanımı ve Hukuki Niteliği

Ücret, işçinin emeğinin karşılığıdır. İş Kanunu m.32 hükmünde “Genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutardır” denilmektedir. Ücretin işçi açısından yaşamsal önemi nedeniyle, mevzuat ücretin korunmasına özel önem vermiştir.

2. Ücretin Ödenme Zamanı

Kanuna göre işçi ücreti en geç ayda bir ödenir. Sözleşmelerle bu süre haftalık olarak da kararlaştırılabilir. İşveren ücret ödemelerini kural olarak banka aracılığıyla yapmak zorundadır. Bu zorunluluk, kayıt dışı istihdamı önlemeye ve işçinin hakkını ispat edebilmesine imkân sağlamaktadır.

3. Ücretin Korunması ve Dokunulmazlığı

Ücret, işçinin tek geçim kaynağı olduğundan, haczedilmesi ve devri sınırlandırılmıştır. İİK m.83 gereği işçinin ücretinin dörtte birinden fazlası haczedilemez. Ayrıca işçinin rızası olmaksızın ücretinden kesinti yapılması da mümkün değildir.

4. Ücretin Eksik Ödenmesi veya Hiç Ödenmemesi

Uygulamada bazı işverenlerin işçiye ücret bordrosunda tam ödeme göstermesine rağmen, banka hesabına daha düşük tutar yatırdığı görülmektedir. Yargıtay, bu durumda işçinin imzaladığı bordronun geçerli delil olmayabileceğini kabul etmekte ve işçinin tanık beyanlarıyla gerçeği ispat edebileceğini belirtmektedir.


III. Ücretin Zamanında Ödenmemesi Halinde Yaptırımlar

1. İşçinin Haklı Fesih Hakkı

Ücret, işçinin en temel hakkı olduğundan, zamanında ödenmemesi işçiye İş Kanunu m.24/II-e kapsamında haklı fesih imkânı tanır. İşçi sözleşmesini derhal feshederek kıdem tazminatını talep edebilir. Bu durumda işveren, işçiye kıdem tazminatı, varsa fazla mesai, yıllık izin ve diğer alacaklarını ödemekle yükümlüdür.

2. Ücretin Faizle Talep Edilmesi

İş Kanunu m.34 uyarınca, süresinde ödenmeyen ücretler için işveren, “mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı”ndan sorumlu tutulur. Bu oran, uygulamada yüksek faiz anlamına geldiğinden işveren için caydırıcı bir yaptırım niteliği taşır.

3. İdari Para Cezaları

Ücreti süresinde ödemeyen işveren hakkında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından İş Kanunu m.102 kapsamında idari para cezası uygulanır. Bu cezalar, işverenin yükümlülüklerini yerine getirmesi için önemli bir baskı unsurudur.

4. İcra Takibi ve Dava Yolu

İşçi, ödenmeyen ücretlerini almak için doğrudan ilamsız icra takibi başlatabilir. Ücret alacakları, İcra ve İflas Kanunu’nda “imtiyazlı alacak” sayıldığından işverenin iflası halinde bile öncelikli olarak ödenir. Yargıtay da ücret alacaklarının kamu düzenine ilişkin olduğunu ve her durumda korunması gerektiğini belirtmektedir.

5. Manevi Tazminat ve Kötü Niyet Tazminatı

Ücretin kasıtlı olarak ödenmemesi, işçiyi ekonomik sıkıntıya sokmak ve iş ilişkisini zora sokmak amacı taşıyorsa, işçi manevi tazminat talep edebilir. Ayrıca işverenin işçiyi cezalandırma amacıyla ücret ödememesi, kötü niyet tazminatıyla sonuçlanabilir.


IV. Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar

1. Ekonomik Kriz ve Ücret Gecikmeleri

Özellikle ekonomik dalgalanmalar döneminde işverenlerin “mali sıkıntı” gerekçesiyle ücret ödemelerini geciktirdiği görülmektedir. Ancak Yargıtay, işverenin ekonomik kriz bahanesiyle ücret ödememesini kabul etmemektedir. Çünkü işveren, işçiye karşı yükümlülüklerini yerine getirmek zorundadır.

2. Bordro ile Gerçek Ödeme Arasındaki Fark

İşverenin, işçiye gerçekte ödediğinden daha yüksek tutarı bordroda göstermesi sıkça karşılaşılan bir sorundur. Bu durumda işçi tanıklarla, banka kayıtlarıyla veya diğer delillerle gerçek durumu ispat edebilir.

3. Prim ve Fazla Mesai Alacakları

Ücretin yalnızca çıplak maaş değil, fazla mesai, prim, ikramiye gibi yan ödemeleri de kapsadığı unutulmamalıdır. İşveren bu ödemeleri eksik yaptığı takdirde işçi yine dava açarak talepte bulunabilir.

4. Haklı Fesih Sonrası Alacakların Tahsili

İşçi haklı nedenle fesih hakkını kullandığında, çoğu zaman kıdem tazminatı ve diğer alacaklarını tahsil etmekte zorluk yaşamaktadır. Bu nedenle işçilerin icra yolunu hızlı şekilde kullanması önemlidir.


V. Değerlendirme ve Sonuç

İşverenin borçları arasında iş sağlığı ve güvenliği yükümlülüğü ile ücret ödeme borcu, işçi haklarını doğrudan ilgilendiren en kritik iki yükümlülüktür. İşverenin bu yükümlülükleri ihmal etmesi hem işçiye hem de topluma zarar vermektedir.

  • İş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınmaması iş kazaları ve meslek hastalıklarına yol açar.

  • Ücretin zamanında ödenmemesi işçinin ekonomik varlığını tehdit eder, aile düzenini bozar ve sosyal huzursuzluğa neden olur.

Mevzuat, işverenin bu yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde hem idari hem de adli yaptırımlar öngörmüştür. Yargıtay kararları da bu konuda işçi lehine geniş yorum yapmaktadır.

Dolayısıyla işverenlerin proaktif davranarak iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini titizlikle uygulaması, ücret ödemelerini şeffaf ve düzenli şekilde yapması, hem hukuki risklerini azaltacak hem de iş barışını koruyacaktır.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button