İşçinin Rekabet Etmeme Borcu
İş hukukunda temel ilke işçinin korunması ve işçi lehine yararlılıktır bunun yanında iş hukukunda sözleşmenin tarafı olan işverenin ve sözleşmenin diğer bir tarafı olan işçiye yüklenmiş olan yükümlülükler vardır. işçi, işverene göre zayıf konumdadır bu yüzden işçinin korunması gerekir işçinin korunması hassas bir denge içerir işverenin haklarını da unutmamak gerekir. işçinin korunması konusunda bakımından Anayasanın m.10 eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmez. Yargıtay bu konuda 1968 yılında eşitlik ilkesinden ne anlaşıldığına bakılmalı diyor yani işverene göre zayıf konumda olan işçi, işveren ile aynı durumda değildir bu yüzden zayıf olan işçinin korunması eşitliği bozmaz toplumsal dengeyi sağlar.
İşçinin borçları
İşçinin borçları, iş görme borcu, özen borcu, sadakat ve rekabet etmeme borcu olarak ayrılmaktadır ve bunlar Türk Borçlar Kanununda düzenlenmektedir.
İş görme borcu, Borçlar Kanununun 395.maddesine göre, “Sözleşmeden veya durumun gereğinden aksi anlaşılmadıkça, işçi yüklendiği işi bizzat yapmakla yükümlüdür.” Hükmüyle iş görme borcunu tanımlamıştır ve iş görme borcu işçinin temel borcudur. İşin niteliği sözleşmeden belirlenir bununla birlikte bu alan keskin çizgilerle belirli değildir işveren, işçiye sözleşmede belirlenen işle benzer işleri yaptırabilir benzer işlerin kapsamı da o işin örf ve adetlerinden anlaşılır. Örnek vermek gerekirse garson olarak işe alınan kişiye tuvalet temizliği yaptırmak benzer iş sayılmamaktadır. İşçi, işverenin onayını almadan işi başkasına devredemez, yanında birini çalıştıramaz ve işçi öldüğünde bu borç biter işveren bakımından ise mirasçılarına geçer.
Özen borcu, TBK 396 ‘İşçi, yüklendiği işi özenle yapmak ve işverenin haklı menfaatinin korunmasında sadakatle davranmak zorundadır. İşçi, işverene ait makineleri, araç ve gereçleri, teknik sistemleri, tesisleri ve taşıtları usulüne uygun olarak kullanmak ve bunlarla birlikte işin görülmesi için kendisine teslim edilmiş olan malzemeye özen göstermekle yükümlüdür.
İşçi, hizmet ilişkisi devam ettiği sürece, sadakat borcuna aykırı olarak bir ücret karşılığında üçüncü kişiye hizmette bulunamaz ve özellikle kendi işvereni ile rekabete girişemez.
Aynı şekilde; iş gördüğü sırada öğrendiği, özellikle üretim ve iş sırları gibi bilgileri, hizmet ilişkisinin devamı süresince kendi yararına kullanamaz veya başkalarına açıklayamaz. İşverenin haklı menfaatinin korunması için gerekli olduğu ölçüde işçi, hizmet ilişkisinin sona ermesinden sonra da sır saklamakla yükümlüdür.’ Hükmüyle işçinin özen ve sadakat borcunu düzenlemektedir. 396/2’de işçinin iş görmede göstermesi gereken özen ve sadakati işverenin araç ve gereçlerine karşı da devam ettirmesi gerektiğini düzenlemektedir. Özen borcuna aykırılık haklı nedenle fesih sebebidir. Örnek vermek gerekirse işçi özen borcuna aykırılık sebebiyle işverenin makinesine zara verirse ve ortaya çıkan zarar eğer işçinin 30 günlük ücretinden fazlaysa haklı nedenle fesih sebebidir değilse geçerli nedenle fesih nedenidir işverene böyle bir fesih hakkı tanınmasının sebebi de işçi ve işveren arasındaki güven ile ilgilidir. Eğer ağır kusuru yoksa işçinin yani işverenin de bu zararın ortaya çıkmasında payı varsa o zaman işçi sadece kendi zararından sorumludur tümünden değil yine işçinin zararı 30 günlük ücretini geçerse işverenin fesih hakkı doğar.
İşçinin rekabet etmeme borcu
Borçlar Kanununun 444.maddesinde düzenlenen işçinin rekabet etmeme borcunun özellikleri şu şekilde sıralanabilir;
- Rekabet etmeme borcu özen borcu, iş görme ve sadakat borcundan ayrıdır.
- Rekabet etmeme borcu iş sözleşmesi sona erdikten sonra ortaya çıkar.
- Rekabet etmeme borcu her işçi ile yapılamaz müşteri çevresiyle ilişki kuran gizli verilere ve ticari sırlara erişimine izin verilen işçilerle yapılabilir bunun amacı ise şirketin itibarını korumaktır.
- Rekabet sözleşmesinde yazılı şekil şartı, fiil ehliyeti şartı aranır eğer kanunun aradığı şartlar sağlanmadıysa sözleşme geçersizdir.
- Rekabet sözleşmesinde menfaatler çatışır dolayısıyla denge sağlanacak şekilde yapılmalıdır bu denge de somut olayın koşullarına göre sağlanır.
- Yer, zaman ve konu bakımından değerlendirme yapılmalıdır ve eğer hakim aşırı görürse düşürebilmektedir.
- Konu bakımından, iş aktiviteleriyle önemli ölçüde benzer ve bunlarla rekabet eden bir işe sahip olamaz demektir.
- Yer bakımından ise örneğin tüm Marmara bölgesinde iş yapamaz gibi bir hüküm koyamaz çünkü artık korunmaya değer bir menfaat yoktur aşırıya kaçmıştır.
- Zaman bakımından ise özel durumlar yoksa rekabet etmeme sözleşmesi 2 yılı aşamaz.
Rekabet sözleşmesine aykırı davranış
Rekabet sözleşmesine aykırı davranılması halinde ise TBK 446’ya göre, ‘Rekabet yasağına aykırı davranan işçi, bunun sonucu olarak işverenin uğradığı bütün zararları gidermekle yükümlüdür.
Yasağa aykırı davranış bir ceza koşuluna bağlanmışsa ve sözleşmede aksine bir hüküm de yoksa, işçi öngörülen miktarı ödeyerek rekabet yasağına ilişkin borcundan kurtulabilir; ancak, işçi bu miktarı aşan zararı gidermek zorundadır.
İşveren, ceza koşulu ve doğabilecek ek zararlarının ödenmesi dışında, sözleşmede yazılı olarak açıkça saklı tutması koşuluyla, kendisinin ihlal veya tehdit edilen menfaatlerinin önemi ile işçinin davranışı haklı gösteriyorsa, yasağa aykırı davranışa son verilmesini de isteyebilir.’ Hükmüyle düzenlenmektedir. Hakim eğer ceza koşulunu aşırı görürse indirebilir, işçi kusuru olmadığını ispat etmelidir.
Tüm detaylara ve aklınızda bulunan sorulara cevap bulmak için Av. Ferhat Kule ile görüşebilirsiniz
Deniz Şahin