Single Blog Title

This is a single blog caption

İlamlı İcra Takibi Nedir?


1. Giriş: İlamlı İcra Takibi Neden Önemli?

İcra hukuku, mahkeme kararlarının ve alacak ilişkilerinin kâğıt üzerinde kalmamasını, gerektiğinde devletin cebri gücüyle fiilen yerine getirilmesini sağlayan kurallar bütünüdür. Bir alacak davası kazanılmış olsa bile, borçlu karara uymuyorsa, kararın bir anlam ifade edebilmesi için icra aşamasına geçmek zorunludur.

İşte ilamlı icra takibi, alacaklının elinde zaten bir mahkeme kararı veya kanunen ilam gibi kabul edilen bir belge bulunduğu durumlarda devreye giren, güçlü ve doğrudan bir icra yoludur. İlamsız icra takibinde önce alacağın varlığı tartışılırken, ilamlı icrada alacağın varlığı mahkeme kararıyla zaten tespit edilmiştir. Bu sebeple ilamlı icra takibi;

  • Alacaklı için daha güvenli ve hızlı,

  • Borçlu için ise itiraz imkânı daraltılmış,

bir takip türü olarak karşımıza çıkar.


2. Temel Kavramlar: İlam, İlam Niteliğinde Belge ve İlamsız İcra ile Fark

2.1. İlam Nedir?

Gündelik dilde “mahkeme kararı” dediğimiz belge, icra hukuku bakımından ilam olarak adlandırılır. İlam;

  • Bir uyuşmazlık hakkında,

  • Yetkili ve görevli mahkeme tarafından,

  • Usulüne uygun yürütülen yargılama sonunda verilen,

  • Sonuç kısmında tarafların hak ve borçlarını açıkça gösteren,

  • Resmî ve yazılı hüküm belgesidir.

Örneğin; bir alacak davasında mahkeme, davalıyı “şu kadar TL’yi faiziyle birlikte ödemeye” mahkûm etmişse, bu karar ilamlı icra takibinin temelini oluşturur. Aynı şekilde tahliye, teslim, velayet, işin yapılması veya yapılmaması gibi hüküm içeren kararlar da ilam niteliğindedir.

2.2. İlam Niteliğindeki Belgeler

Her belge ilam değildir; ancak kanun bazı belgeleri, mahkeme kararı seviyesinde “ilam niteliğinde” sayar. Özetle:

  • Mahkeme huzurunda yapılan sulh ve kabuller,

  • Düzenleme şeklinde noter senedine bağlanmış kesin borç ikrarı,

  • Bazı kefalet ve taahhütler,

  • İcra dairesinde verilen belirli nitelikteki taahhütler

ilam niteliğinde belge olarak ilamlı icra takibine konu edilebilir.

Bu belgeler, bir dava sonunda değil, çoğu zaman tarafların iradesiyle düzenlenmiş olsa da, icra hukuku bakımından mahkeme kararı gibi sonuç doğurur. Alacaklı, bu belgeleri doğrudan ilamlı icra takibine koyarak borcun tahsilini isteyebilir.

2.3. İlamlı İcra ve İlamsız İcra Arasındaki Farklar

İlamlı icra takibini doğru anlamak için, onu ilamsız icra ile karşılaştırmak faydalıdır:

  • Takibin dayanağı

    • İlamsız icrada alacaklının beyanı yeterlidir; çoğu zaman ortada henüz bir mahkeme kararı yoktur.

    • İlamlı icrada mutlaka bir ilam veya ilam niteliğinde belge bulunmalıdır.

  • Borçlunun itiraz imkânı

    • İlamsız icrada borçlu, ödeme emrine kısa süre içinde itiraz ederek takibi kolayca durdurabilir ve alacaklıyı dava açmaya zorlayabilir.

    • İlamlı icrada borçlu, ilamın içeriğini tartışamaz; yalnızca sınırlı ve icra aşamasına özgü def’iler ileri sürebilir (örneğin, ilamdan sonra borcun ödendiği, zamanaşımına uğradığı gibi).

  • Gönderilen belge

    • İlamsız icrada borçluya ödeme emri,

    • İlamlı icrada ise icra emri gönderilir.

  • Yargılama aşaması

    • İlamsız icrada esaslı yargılama, borçlunun itirazından sonra başlar.

    • İlamlı icrada ise yargılama çoktan yapılmış ve sonuçlanmıştır; icra aşaması artık ikinci fazdır.

Bu farklar, ilamlı icranın alacaklı bakımından ne kadar güçlü bir araç olduğunu açıkça gösterir.


3. İlamlı İcra Takibinin Hukuki Dayanağı

İlamlı icra takibi, İcra ve İflas Kanunu’nda “İlamların İcrası” başlığı altında düzenlenmiştir. Kanun;

  • Para ve teminat alacaklarının ilamlı takibini,

  • Taşınır ve taşınmazın teslimi ve tahliyesini,

  • Çocuk teslimi ve kişisel ilişki kurulmasını,

  • Bir işin yapılması veya yapılmaması konusundaki ilamların nasıl icra edileceğini

ayrıntılı şekilde hükme bağlamaktadır.

Bir başka deyişle; ilamlı icra takibi tek tip bir prosedür değildir. İlamın konusuna göre uygulanacak icra yöntemi farklılaşır. Bu nedenle ilamlı icra takibi başlatırken ilk yapılması gereken, “Bu ilam neyin ilamı?” sorusunu doğru cevaplamaktır.


4. İlamlı İcra Takibine Konu Edilebilecek Alacak ve Edimler

4.1. Para ve Teminat Alacakları

İlamlı icra denince akla ilk gelen, para alacağına ilişkin ilamların icrasıdır. Örneğin:

  • Bir alacak davasında hükmedilen alacak ve faizi,

  • Tazminat davasında hükmedilen maddi veya manevi tazminat,

  • Avukatlık ücretine veya yargılama giderlerine ilişkin hüküm,

  • Bir teminatın iadesi veya çözülmesine ilişkin kararlar.

Bu tür ilamlarda amaç, kararda yazan tutarın borçludan tahsil edilmesi ve alacaklıya ödenmesidir. İlamlı icra takibi ile hem asıl alacak, hem faiz, hem de yargılama giderleri ve vekâlet ücreti birlikte talep edilebilir.

4.2. Taşınır Teslimi

İlam bir taşınır malın teslimini emrediyorsa, ilamlı icra takibiyle bu taşınırın alacaklıya fiilen teslimi sağlanabilir. Örneğin:

  • Belirli bir aracın,

  • Belirli bir makinenin,

  • Belirli bir eşyanın teslimine ilişkin kararlar.

Borçlu, icra emrinde verilen süreye rağmen taşınırı teslim etmezse, icra dairesi zor kullanarak teslimi sağlar veya şartları oluşmuşsa tazminata gidilir.

4.3. Taşınmazın Tahliyesi ve Teslimi

Kira ilişkilerinde açılan tahliye davaları sonunda verilen tahliye kararları, ilamlı icra takibine konu edilir. Bu durumda icra dairesinin görevi, taşınmazın borçlu (kiracı) tarafından boşaltılmasını sağlamak ve taşınmazı alacaklıya teslim etmektir.

Tahliye ilamlarının icrası sırasında;

  • Tahliye tarihinin belirlenmesi,

  • Taşınmazın boşaltılması,

  • Eşya tasfiyesi,

  • Gerekirse kolluk kuvvetinden yardım alınması

gibi birçok pratik mesele devreye girer. Doğru yürütülmeyen tahliye işlemleri, hem zaman kaybına hem de hukuki ihtilaflara yol açabilir.

4.4. Çocuk Teslimi ve Kişisel İlişki Kurulması

Velayet, çocuk teslimi ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin ilamların icrası, son derece özel ve hassas bir icra alanıdır. Burada yalnızca icra hukuku kuralları değil, çocuk hakları ve psikoloji de gözetilir.

Çocuk teslimi ilamlarının icrasında;

  • Sosyal hizmet uzmanlarının, pedagog veya psikologların sürece dahil edilmesi,

  • Çocuğun üstün yararının korunması,

  • Mümkün olduğunca travmatik yöntemlerden kaçınılması

esastır.

4.5. Bir İşin Yapılması veya Yapılmaması

Bazı ilamlar, taraflardan birine belirli bir işi yapma (örneğin bir yapının yıkılması, aykırı bir ek inşaatın kaldırılması) veya yapmama (örneğin belirli bir alanda inşaat faaliyetinin durdurulması, bir markanın kullanımının durdurulması) yükümlülüğü getirir.

Bu tür kararların icrasında, ilamlı icra takibi ile:

  • Önce borçluya yükümlülüğünü yerine getirmesi için süre verilir,

  • Yerine getirilmezse, çoğu durumda alacaklıya “vekaleten” işin yaptırılması ve masrafın borçludan tahsili imkânı sağlanır,

  • Bazı hâllerde ayrıca tazminat ve para cezası gündeme gelebilir.


5. İlamlı İcra Takibinin Başlatılması

5.1. İlamın Hazırlanması ve İncelenmesi

İlamlı icra takibi için ilk adım, uygun bir ilam veya ilam niteliğinde belgeye sahip olmaktır. Alacaklı;

  • Mahkemeden eline geçen ilamı,

  • İlam niteliğinde sayılan noter senedini veya sulh tutanağını

icraya koymadan önce dikkatle incelemelidir. Özellikle;

  • Taraf bilgilerinin doğru olup olmadığı,

  • Hüküm kısmında alacağın türü ve miktarının açıkça yazılı olması,

  • Faizin türü ve başlangıç tarihi,

  • Kararın kesinleşmesinin gerekip gerekmediği

dikkat edilmesi gereken noktalardır.

5.2. Yetkili ve Görevli İcra Dairesi

İlamlı icra takibi için başvurulacak icra dairesinin belirlenmesinde genel kural, ilamın türüne ve alacağın niteliğine göre değişir. Uygulamada;

  • Para alacaklarında alacaklı çoğu zaman kendi tercihine göre icra dairesi seçebilmektedir,

  • Taşınmazın tahliyesi ve tesliminde taşınmazın bulunduğu yer icra dairesi devreye girer,

  • Bazı özel ilamlar bakımından kanunda özel yetki kuralları yer alır.

Yanlış icra dairesine başvurulması, usul itirazlarına ve zaman kaybına yol açabilir. Bu nedenle özellikle tahliye, çocuk teslimi ve belirli işin yapılmasına ilişkin ilamlarda yetki kuralı dikkatle incelenmelidir.

5.3. Takip Talebinin Düzenlenmesi

Alacaklı, ilam veya ilam niteliğinde belge ile birlikte icra dairesine giderek (veya elektronik ortamda UYAP üzerinden) takip talebinde bulunur. Takip talebinde:

  • Alacaklı ve borçlunun kimlik ve adres bilgileri,

  • İlamı veren mahkeme, ilamın tarih ve numarası,

  • Talep edilen alacak miktarı,

  • Faiz oranı ve başlangıç tarihi,

  • Yargılama giderleri ve vekâlet ücretine ilişkin talepler,

  • Takip türü (para alacağı, tahliye, teslim vb.)

açık, hatasız ve tereddüde yer bırakmayacak şekilde yazılmalıdır. Takip talebi ne kadar düzgün hazırlanırsa, takip o kadar az sorunla karşılaşır.


6. İcra Emri: İçeriği, Tebliği ve Sonuçları

6.1. İcra Emrinin Düzenlenmesi

Takip talebinin alınmasından sonra, icra müdürlüğü borçluya gönderilmek üzere bir icra emri düzenler. İcra emrinde;

  • İlamın özeti,

  • Borcun niteliği ve miktarı,

  • Faiz bilgileri,

  • Yargılama giderleri ve vekâlet ücreti,

  • Borcun hangi süre içinde ödenmesi gerektiği,

  • Aksi hâlde haciz işlemlerine başlanacağı,

  • Borçlunun hangi hukuki yollara hangi sürelerde başvurabileceği

yer alır.

İcra emri, ilamlı icra takibinin bel kemiğidir; zira borçluyu artık devletin cebri gücüyle yüz yüze getiren tebligat budur.

6.2. Tebligat ve Süreler

İcra emri, Tebligat Kanunu hükümlerine uygun şekilde borçluya tebliğ edilmelidir. Tebligat usulsüz yapılmışsa, borçlu süreleri kaçırmış gibi görünse bile, sonradan tebliğin iptali veya iadesi gündeme gelebilir.

Borçluya tanınan süreler ilamın türüne göre değişmekle birlikte, para alacaklarında genellikle kısa bir ödeme süresi öngörülür. Bu süre içinde borçlu:

  • Borcunu ödeyebilir,

  • Anlaşma yoluna gidebilir,

  • İcranın geri bırakılması talebinde bulunabilir,

  • İcra emrine karşı şikâyet veya itfa/ihlal iddiasında bulunabilir.


7. Borçlunun Hakları: Şikâyet, İcranın Geri Bırakılması ve İcranın İadesi

7.1. Borçlunun İcra Emrine Karşı Başvurusu (Şikâyet / İtiraz)

İlamlı icra takibinde borçlu, ilamın içeriğini yani mahkemenin hüküm verdiği alacak ve borcu yeniden tartışmaya açamaz. Ancak ilamdan sonraki döneme ilişkin bazı savunmalar ileri sürebilir. Örneğin:

  • İlamdan sonra borcun tamamen veya kısmen ödendiği,

  • Borcun ertelendiği veya taksitlendirildiği,

  • Borcun zamanaşımına uğradığı,

  • İcra emrinin ilama aykırı düzenlendiği,

  • Alacak miktarının yanlış hesaplandığı

gibi iddialar, icra hukuk mahkemesine yapılacak başvuru ile gündeme getirilebilir. Bu başvuru, çoğu zaman “şikâyet” veya “itiraz” olarak adlandırılır; özünde icra işleminin hukuka uygunluğunun denetlenmesini sağlar.

7.2. İcranın Geri Bırakılması (Tehir-i İcra)

Borçlu, aleyhine verilen ilamı istinaf veya temyiz etmişse, bazı şartlarla icranın geri bırakılmasını isteyebilir. Buradaki temel mantık şudur:

  • Üst mahkemenin incelemesi sürerken,

  • Kararın infaz edilmesi hâlinde,

  • Daha sonra karar bozulduğunda telafisi güç zararlar ortaya çıkabilir.

Bu nedenle borçlu;

  • Kanun yollarına süresinde başvurmuşsa,

  • Genellikle belirli tutarda teminat göstermişse,

icranın geçici olarak durdurulmasını sağlayabilir. Mahkeme icranın geri bırakılmasına karar verirse, icra takibi ya tamamen durur ya da belirli sınırlar içinde devam eder.

7.3. İcranın İadesi

Bazen ilamlı icra takibi tamamlanır, borçlu malvarlığını kaybeder veya bir miktar ödeme yapar; ancak sonra üst mahkeme kararı bozabilir. Bu durumda haksız infaz edilen kısım bakımından borçlu, “icranın iadesi” talebinde bulunabilir.

İcranın iadesi, aslında haksız yere tahsil edilen tutarın veya gerçekleştirilen cebri işlemin geri alınması anlamına gelir. Böylece ilamlı icra takibinin borçlu üzerinde doğurduğu ağır sonuçlar, kararın bozulması hâlinde telafi edilir.


8. Para Alacaklarında İlamlı İcra Takibi

8.1. Alacağın İçeriğinin Belirlenmesi

Para alacağına ilişkin ilamlar icraya konulurken, yalnızca ilamda yazan “asıl alacak” değil;

  • İşlemiş ve işleyecek faiz,

  • Yargılama giderleri,

  • Avukatlık vekâlet ücreti

de talep edilebilir.

Burada önemli olan, ilamın hüküm kısmında yazan unsurların takip talebine doğru ve eksiksiz yansıtılmasıdır. Örneğin ilamda “yasal faiz” ifadesi yer alıyorsa, hangi tarihten itibaren faiz talep edildiği açıkça yazılmalı; ticari iş söz konusu ise ticari faiz dikkate alınmalıdır.

8.2. Haciz Talebi ve Malvarlığı Araştırması

Borçlu icra emrinde verilen süre içinde ödeme yapmazsa, alacaklı haciz talebinde bulunabilir. Haciz; borçlunun malvarlığına yönelik cebri bir tedbirdir ve şu unsurları içerir:

  • Borçlunun taşınır mallarına haciz,

  • Taşınmazlarına şerh konulması ve haczi,

  • Banka hesaplarındaki paraların haczi,

  • Üçüncü kişilerdeki hak ve alacakların (örneğin maaş, kira alacağı) haczi.

Haciz aşamasında, hangi malların haczedilebileceği ve hangi malların haczedilemeyeceği kanunda düzenlenmiştir. Borçlunun ve ailesinin asgari yaşamını sürdürmesi için gerekli eşyalar ile bazı sosyal nitelikli haklar haciz dışında bırakılmıştır.

8.3. Satış ve Paranın Ödenmesi

Haczedilen mallar, belirlenen usule göre satışa çıkarılır. Satıştan elde edilen bedel;

  1. Önce masraflara ve harçlara,

  2. Sonra alacaklının alacağına,

  3. Artan kısım varsa borçluya

ödenir. İlamlı icra takibinde amaç, ilamda yazan para alacağının fiilen tahsil edilmesidir; haciz ve satış bu amaca hizmet eden araçlardır.


9. Para Dışı İlamların İcrası

9.1. Taşınır Teslimi

Taşınır teslimine ilişkin ilamlarda icra müdürü;

  • Önce borçluya taşınırı belirli süre içinde teslim etmesini emreder,

  • Teslim gerçekleşmezse, taşınır borçlunun elinde bulunuyorsa zorla alınarak alacaklıya verilir,

  • Taşınır borçlunun elinde değilse, koşullarına göre tazminat sorumluluğu doğabilir.

Burada önemli olan, ilamda taşınırın yeterince belirli olmasıdır. Kararda hangi taşınırın teslim edileceği açık değilse, icra aşamasında ciddi sorunlar yaşanabilir.

9.2. Taşınmaz Tahliyesi ve Teslimi

Tahliye kararlarının icrasında icra müdürlüğü;

  • Bir tahliye tarihi belirler,

  • Borçluya, bu tarihe kadar taşınmazı boşaltması için icra emri gönderir,

  • Borçlu bu süreye uymazsa, kolluk yardımıyla tahliye gerçekleştirilir,

  • Taşınmaz içindeki eşyaların tasfiyesi ayrı bir prosedüre tabidir.

Tahliye işlemleri, hem alacaklı hem borçlu için hassas süreçlerdir. Alacaklı, taşınmazını fiilen kullanabilir hale gelmek isterken, borçlu da eşyalarının zarar görmemesini bekler. İcra dairesi bu dengeyi korumakla yükümlüdür.

9.3. Çocuk Teslimi ve Kişisel İlişki

Çocuk teslimi ve kişisel ilişki ilamlarının icrası, klasik para alacağı icrasından çok daha zor ve hassastır. Burada:

  • Çocuğun yaşı,

  • Psikolojik durumu,

  • Anne-baba arasındaki çatışmanın seviyesi,

  • Çocuğun üstün yararı

dikkate alınarak hareket edilir.

İcra dairesi çoğu zaman, pedagojik destek alarak ve mümkün olduğunca çocuğun duygusal bütünlüğünü koruyacak yöntemlerle ilamı yerine getirmeye çalışır. Zor kullanma, en son ve mecburi başvurulacak yoldur.

9.4. Bir İşin Yapılması veya Yapılmaması

Bir işin yapılması veya yapılmaması ilamlarının icrasında;

  • Borçluya işin yapılması veya durdurulması için süre verilir,

  • Süreye uyulmazsa alacaklı, işi kendisi yaptırıp masrafı borçludan talep edebilir,

  • Bazı hallerde disiplin niteliğinde para cezaları ve tazminat söz konusu olur.

Örneğin; mahkeme bir yapının ruhsata aykırı kısımlarının yıkılmasına karar vermişse; ilamlı icra takibi ile bu kısımlar fiilen yıktırılır ve masraf borçluya yüklenir.


10. Kesinleşme, Zamanaşımı ve Süreler

10.1. Kesinleşme Şartı Var mı?

Her ilam için icraya konulmadan önce mutlaka kesinleşme şartı aranmaz. Genel olarak;

  • Para alacağı içeren ilamlar çoğunlukla kesinleşmeden icraya konulabilir,

  • Kişisel hâl ve statüye ilişkin bazı kararlar,

  • Bazı tahliye ilamları ve özel nitelikteki hükümler için kesinleşme şartı aranabilir.

Bu nedenle ilamlı icra takibine başlamadan önce, somut ilamın kesinleşme şartına tabi olup olmadığı dikkatle değerlendirilmelidir.

10.2. Zamanaşımı

İlamların icrasında da zamanaşımı söz konusudur. Belirli bir süre geçtikten sonra borçlu, ilamlı icra takibine karşı zamanaşımı def’inde bulunabilir.

Alacaklı yönünden en sağlıklı yol;

  • İlam elde edilir edilmez takibe geçmek,

  • Süreleri bekletmemek,

  • İcrayı uzun yıllar fiilen sürüncemede bırakmamaktır.

Aksi hâlde, ilam fiilen icra edilemez hâle gelebilir ve alacaklı ciddi hak kaybına uğrayabilir.


11. Uygulamada Sık Yapılan Hatalar ve Dikkat Edilmesi Gerekenler

İlamlı icra takibi teoride açık ve düzenli görünse de, uygulamada sıkça hata yapılan bir alandır. Öne çıkan hatalar şunlardır:

  1. İlamın yanlış veya eksik yorumlanması

    • Hüküm kısmının dikkatle okunmaması,

    • Faiz başlangıç tarihinin yanlış alınması,

    • Hükmedilen vekâlet ücretinin eksik veya fazla talep edilmesi.

  2. Yetki ve görev kurallarının göz ardı edilmesi

    • Tahliye ilamı için yanlış icra dairesine başvurulması,

    • Taşınmazın bulunduğu yer yerine farklı yer icra dairesinde takip açılması.

  3. Kesinleşme gerekliliğinin gözden kaçması

    • Kesinleşmesi gereken bir ilamın kesinleşmeden icraya konulması,

    • Bunun sonucunda icranın geri bırakılması kararıyla karşılaşılması.

  4. Tebligat hataları

    • Borçluya yanlış adrese tebligat yapılması,

    • Usulsüz tebligat nedeniyle sürelerin yanlış hesaplanması.

  5. Borçlunun haklarının tamamen yok sayılması

    • Borçlunun itfa, ihlal, zamanaşımı gibi savunmalarının dikkate alınmaması,

    • Sonradan menfi tespit davası veya tazminat talepleriyle karşılaşılması.

  6. Delillerin icra dosyasına eksik yansıtılması

    • İlamdan sonraki ödeme ve anlaşmaların belgelenmemesi,

    • İcra dosyasına sunulmayan belgelerin ileride işlevsiz kalması.

Bu nedenle ilamlı icra takibi, “form doldurma” işi olarak görülmemeli; stratejik bir süreç olarak ele alınmalıdır.


12. Sonuç: İlamlı İcra Takibine Stratejik Bakış

İlamlı icra takibi, mahkeme kararlarının ve ilam niteliğinde belgelerin fiilen hayata geçirilmesi için vazgeçilmez bir mekanizmadır.

  • Alacaklı açısından;

    • İlamsız icraya göre çok daha güçlü,

    • Borçlunun itiraz imkânları daha dar,

    • Alacağın tahsili daha hızlı bir yoldur.

  • Borçlu açısından ise;

    • Karar aleyhine kanun yoluna gidilmişse icranın geri bırakılması,

    • İcra emrinde hukuka aykırılık varsa şikâyet,

    • İlamdan sonra borç ödenmiş veya zamanaşımına uğramışsa buna dayalı savunmalar
      hayati önem taşır.

İlamlı icra takibinde başarı;

  • İlamın doğru okunması ve yorumlanmasına,

  • Takip talebinin titizlikle hazırlanmasına,

  • Yetki, kesinleşme, zamanaşımı ve tebligat gibi teknik hususlara dikkat edilmesine,

  • Borçlu ve alacaklı haklarının dengeli şekilde gözetilmesine

bağlıdır.

Sonuç olarak, “İlamlı icra takibi nedir?” sorusunun cevabı yalnızca “mahkeme kararına dayalı takip türü” demekle sınırlı değildir. İlamlı icra, alacağın kâğıt üzerinde kalmamasını sağlayan; maddi hayatla hukuki kararı buluşturan, teknik olduğu kadar strateji gerektiren bir icra yoludur. Somut dosyada atılacak her adımın; güncel mevzuat, içtihat ve olayın özellikleri dikkate alınarak planlanması, hem alacaklı hem borçlu bakımından hak kayıplarını önlemenin tek yoludur.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button