Single Blog Title

This is a single blog caption

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) Nedir?

Giriş

Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) madde 231’de düzenlenen Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB), Türk ceza yargılamasının önemli ve tartışmalı müesseselerinden biridir. Esasen, sanık hakkında yapılan yargılama sonucunda suçlu bulunmasına rağmen, belirli şartların varlığı halinde mahkemenin hükmü açıklamayarak sanığı denetim süresine tabi tutması ve bu süre içinde sanığın belirli yükümlülüklere uyması durumunda davanın düşmesi sonucunu doğuran bir infaz ve ceza siyaseti aracıdır. HAGB, bireylerin lekelenmeme hakkını koruma ve özellikle ilk kez suç işleyen kişilerin topluma kazandırılmasını sağlama amacı güder.

HAGB’nin Hukuki Niteliği ve Amacı

HAGB, teknik olarak bir erteleme kurumu değildir; zira erteleme, açıklanmış bir hükmün infazının ertelenmesidir. HAGB’de ise hükmün kendisi açıklanmaz. Bu durum, sanık hakkında bir mahkûmiyet hükmü kurulmuş olsa bile, bu hükmün hukuki sonuç doğurmasının belirli bir süre ertelenmesi anlamına gelir. HAGB kararı, sanığın adli sicil kaydına işlenmez ve bu sayede kişi “hükümlü” statüsü kazanmaz, dolayısıyla lekelenmeme ilkesi korunur.

HAGB’nin temel amacı, kısa süreli hapis cezalarının ve adli para cezalarının infazından kaynaklanan olumsuz etkileri (toplumdan dışlanma, iş kaybı, yeniden suç işleme eğilimi vb.) ortadan kaldırmaktır. Özellikle hafif ve orta ağırlıktaki suçlarda, suçluyu cezaevine sokmak yerine ona ikinci bir şans tanıyarak ıslahını teşvik etmek ve topluma entegrasyonunu sağlamak hedeflenir. Bu müessese, aynı zamanda yargı sisteminin iş yükünü azaltma ve infaz kurumlarındaki yoğunluğu giderme gibi pratik faydalar da sunar.

HAGB’nin Şartları (CMK m.231/5-6)

HAGB kararı verilebilmesi için CMK madde 231’de belirtilen bir dizi şartın kümülatif olarak gerçekleşmesi gerekir:

  1. Hükmedilen Ceza: Sanık hakkında hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis cezası ya da adli para cezası olması gerekir. Bu ceza miktarı, HAGB’nin kapsamını belirleyen temel ölçüttür.
  2. Önceki Mahkûmiyet: Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması gerekir. Bu şart, HAGB’nin “iyi niyetli” ve “ilk kez hata yapan” kişilere yönelik bir kurum olduğunu vurgular. Taksirli suçlardan alınan cezalar bu kapsamda değerlendirilmez.
  3. Mahkemenin Kanaati: Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması gerekir. Bu, mahkemenin subjektif değerlendirmesine dayanır ve geniş bir takdir yetkisi içerir. Sanığın pişmanlığı, suçtan kaynaklanan zararı giderme çabası, geçmiş yaşamı ve sosyal durumu bu kanaatin oluşmasında etkili faktörlerdir.
  4. Mağdurun Zararının Giderilmesi: Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekir. Bu şart, suçun maddi sonuçlarının giderilmesine yönelik somut bir adımdır ve HAGB’nin hakkaniyet ilkesine uygunluğunu sağlar. Eğer zarar giderilmezse, HAGB kararı verilemez.
  5. Sanığın Kabulü: Sanığın HAGB kararını kabul etmesi gerekir. Bu şart, HAGB’yi sanığın rızasına bağlı kılan önemli bir unsurdur. Sanık, HAGB’nin denetim sürecine tabi olmak istemeyebilir ve hükmün açıklanmasını talep edebilir. Bu durumda mahkeme, hükmü açıklayarak cezanın infazına geçmek zorundadır.

Yukarıdaki şartların tamamının bir arada bulunması halinde mahkeme HAGB kararı verebilir. “Verebilir” ifadesi, mahkemenin takdir yetkisi olduğunu gösterir; yani şartlar oluşsa bile mahkeme HAGB kararı vermek zorunda değildir. Ancak yargı pratiğinde, şartların varlığı halinde HAGB kararı verilmesi yaygın bir uygulamadır.

HAGB Kararının Sonuçları: Denetim Süresi (CMK m.231/8-10)

HAGB kararı verildiğinde, sanık hakkında beş yıllık bir denetim süresi belirlenir. Bu süre içinde:

  • Denetim Süresi İçinde Yükümlülükler: Mahkeme, denetim süresi içinde sanığa bir denetimli serbestlik tedbiri veya belirli bir yükümlülük yükleyebilir. Bu yükümlülükler, TCK’nın 51/3. maddesindeki (cezanın ertelenmesi bölümünde yer alan) yükümlülüklere benzer şekilde belirlenebilir:
    • Bir meslek veya sanat sahibi olmayan hükümlünün bir meslek veya sanat edinmesini sağlamak amacıyla bir eğitim programına devam etmesi,
    • Bir meslek veya sanat sahibi olan hükümlünün kamu kurumu veya özel bir kurumda belirli bir süre çalışması,
    • Belirli bir yerleşim yerinde ikamet etme veya belirli yerlere gitmekten yasaklanma. Bu yükümlülükler, sanığın topluma entegrasyonunu sağlamayı ve yeniden suç işlemesini engellemeyi hedefler.
  • Yeni Suç İşlememe: Sanık, denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlememelidir. Bu, HAGB’nin en temel ve önemli şartıdır. Taksirli suçlar bu kapsamda değildir.

HAGB Kararının Kaldırılması ve Hükmün Açıklanması (CMK m.231/11)

Eğer denetim süresi içinde;

  1. Sanık Kasıtlı Bir Suç İşlerse: Sanık, denetim süresi içinde kasıtlı yeni bir suç işlerse, mahkeme hükmü açıklar. Bu durumda, geriye bırakılan hüküm infaz edilmek üzere kesinleşir. Yani, sanık hakkında verilen ancak açıklanmayan ceza, artık infaz edilecektir.
  2. Sanık Yükümlülüklere Aykırı Davranırsa: Sanık, mahkeme tarafından belirlenen denetimli serbestlik tedbirlerine veya yükümlülüklere uymamakta ısrar ederse, mahkeme yine hükmü açıklayabilir. Ancak bu durumda, mahkeme sanığa öncelikle bir uyarıda bulunma ve yükümlülüklere uyması için bir şans daha verme yetkisine sahiptir.

Hükmün açıklanması kararı, sanığın adli sicil kaydına işlenir ve artık sanık hükümlü statüsü kazanır.

HAGB Kararının Düşmesi (CMK m.231/10)

Eğer sanık, denetim süresi içinde kasıtlı yeni bir suç işlemez ve belirlenen yükümlülüklere uygun hareket ederse, denetim süresinin sonunda dava düşer. Bu durumda, mahkemece kurulan hüküm, bütün sonuçlarıyla birlikte ortadan kalkmış sayılır. Yani, sanık hakkında verilen mahkûmiyet hükmü hiç kurulmamış gibi kabul edilir. Bu durum, sanığın adli sicil kaydına işlenmez ve kişi tamamen temiz bir sicile sahip olur.

HAGB’nin İstisnaları

Bazı suçlar için HAGB kararı verilemez. Özellikle Ceza Muhakemesi Kanunu’nda veya özel kanunlarda açıkça belirtilen bazı suçlar için HAGB hükümleri uygulanmaz. Örneğin, Anayasal Düzene Karşı Suçlar (TCK 309 ve devamı), terörle mücadele kanunu kapsamındaki suçlar gibi toplumsal açıdan daha ciddi görülen suçlarda HAGB’ye başvurulamaz. Bu istisnalar, suçun ağırlığı ve kamu güvenliği endişeleri nedeniyle getirilmiştir.

HAGB’ye İtiraz ve Kanun Yolları

HAGB kararına karşı, kararın tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itiraz kanun yoluna başvurulabilir. İtirazı incelemeye yetkili merci, kararı veren mahkemenin bir üst mahkemesidir. İtiraz üzerine verilen karar kesindir. HAGB kararı, kesinleştikten sonra artık olağan kanun yollarına (istinaf, temyiz) tabi değildir. Ancak, denetim süresi sonunda hükmün açıklanmasına karar verilirse, bu karara karşı istinaf ve temyiz kanun yollarına başvurulabilir.

HAGB’nin Yararları ve Eleştirileri

Yararları:

  • Lekelenmeme Hakkı: Sanığın adli sicil kaydına işlenmemesi sayesinde bireyin lekelenmeme hakkını korur ve toplumsal dışlanmayı önler.
  • Islah ve Topluma Kazandırma: Özellikle ilk kez suç işleyen kişilerin cezaevine girmeden ıslah olmalarına ve topluma uyum sağlamalarına olanak tanır.
  • Yargı Yükünü Azaltma: Ceza infaz kurumlarının yükünü azaltır ve yargılama süreçlerini hızlandırır.
  • Cezaların Kişiselleştirilmesi: Mahkemelere, sanığın durumuna göre esnek çözümler üretme imkanı sunar.

Eleştirileri:

  • Mağdur Hakları: Bazı durumlarda mağdurun adalet beklentisini karşılamadığı yönünde eleştiriler bulunmaktadır.
  • Tekrarlama Riski: Denetim süresi içinde kasıtlı suç işlenmesi halinde bile, denetim mekanizmasının yetersiz kalabileceği ve suçun tekrarlanma riskinin bulunduğu iddiaları mevcuttur.
  • Hakim Takdir Yetkisi: Mahkemelerin geniş takdir yetkisi nedeniyle kararlar arasında farklılıklar olabileceği ve bunun adalet duygusunu zedeleyebileceği ileri sürülmektedir.
  • Devletin Cezalandırma Hakkı: Bazı hukukçular, HAGB’nin devletin cezalandırma hakkından feragat etmesi anlamına geldiği ve bu durumun caydırıcılığı azalttığı görüşündedir.

Sonuç

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB), Türk Ceza Yargılaması sisteminde önemli bir yer tutan, bireyin lekelenmeme hakkını ve topluma kazandırılmasını hedefleyen bir kurumdur. Belirli şartların varlığı halinde, sanık hakkında kurulan hükmün açıklanmasının belirli bir denetim süresince ertelenmesi ve bu süre içinde başarılı olunması durumunda davanın düşmesi sonucunu doğurur. Her ne kadar faydaları olsa da, mağdur hakları ve suçun caydırıcılığı açısından tartışmalara yol açan bir müessesedir. HAGB’nin doğru ve etkin bir şekilde uygulanması, ceza adalet sisteminin amaçlarına ulaşmasında kritik bir rol oynamaktadır.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button