Single Blog Title

This is a single blog caption

Gasp Suçu Dilekçe Örneği

İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLGİLİ DAİRESİNE

Sunulmak Üzere
İSTANBUL 531. AĞIR CEZA MAHKEMESİNE

İstinaf Yoluna Başvuran Sanıklar :

1. A.E
2. M.U

Müdafii : Av. Paluri Arzu DEMİRÇİ

Talebin Konusu : İstanbul 531. Ağır Ceza Mahkemesinin …….. Esas- ……. Karar nolu, …….. tarihli kararının, Türk Ceza Kanunu ve Yargılama Hukuku ilkeleri ile Yargıtay içtihatları ışığında incelenerek, gasp suçunun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığının tespiti ve beraat kararı verilmesi talebiyle İSTİNAF İNCELEMESİNE TABİ TUTULMASI.

Tebliğ Tarihi : …/…/……

Kararın Özeti :Mahkemenizce, müvekkillerim hakkında, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 148. maddesi kapsamında “gasp” suçundan, her biri için 2’şer yıl 1’er ay hapis cezasına hükmedilmiştir. Hüküm, delillerin değerlendirilmesinde ve hukuki nitelendirmede esaslı hatalar içermekte olup, istinaf incelemesini gerektirmektedir.

A. OLAYIN ÖZETİ VE SOMUT DOSYA GERÇEKLERİ:

1. Her iki müvekkilim, internet kafe işletmek üzere fizibilite çalışması yapmaktadır. Olay günü, bu maksatla, daha önceden kendilerine Kağıthane’de uygun bir işyeri lokasyonu bulacağını beyan eden arkadaşları Y.’yi görmek ve mekanı yerinde incelemek üzere yola çıkmışlardır.

2. Müvekkillerim, ulaşımı kolaylaştırmak amacıyla müşteki B.Ç.’nin ticari taksisini kiralayarak Kağıthane’ye intikal etmişlerdir. Ancak, arkadaşları Y. belirlenen buluşma noktasında çıkmayınca, bu defa Sarıyer-Yeniköy’de ikamet eden başka bir arkadaşlarının evine gitmeye karar vermişler ve taksi şoföründen bu yönde hareket etmesini talep etmişlerdir.

3. E-5 karayolu güzergahında, Levent sapağı civarına yaklaşıldığı sırada, yolda trafik denetimi yapan polis ekiplerini gören sanık A.E., üzerinde kanunsuz olarak bulundurduğu ve bir arkadaşından temin ettiği “kuru sıkı” tabancayı, polisin görmemesi için araç içinde saklama telaşına kapılmıştır. Müvekkilim A.E.’nin bu ani ve şüphe uyandırıcı hareketi, müşteki taksi şoförü tarafından yanlış yorumlanmış ve şoför, paniğe kapılarak aracı doğrudan polis kontrol noktasına sürmüştür.

4. Olay, her ne kadar başlangıçta bir “gasp” girişimi olarak kayıtlara geçirilmişse de, somut olayın özüne inildiğinde, müvekkillerimizin taksiden inip kaçma, şoföre yönelik cebir veya tehdit uygulama, taksinin zilyedliğini gasp etme veya şoförü araçtan çıkarma gibi bir eylemleri kesinlikle söz konusu olmamıştır. Tek eylem, A.E.’nin yasa dışı bir silahı polisten saklama çabasından ibarettir.

5. Soruşturma aşamasında, olayın şoku ve polis baskısı ile müştekinin ifadesi gerçeği yansıtmayan bir şekilde oluşmuş, müvekkillerimizin savunmaları yeterince dikkate alınmamıştır. Ancak, davanın seyri içerisinde, özellikle ……… tarihli duruşmada, müşteki B.Ç. mahkemeye bizzat gelmiş ve müvekkillerimden şikayetçi olmadığını, olayın bir yanlış anlaşılma ve panik sonucu olduğunu açıkça beyan etmiştir. Bu beyan, dosya kapsamında mevcut olan tek objektif ve tarafsız tanık ifadesi niteliğindedir ve hükme esas alınması gereken en önemli delildir.

6. Dava, Yargıtay tarafından yapılan bir inceleme sonucu ……… tarihinde bozulmuş ve dosya mahkemenize geri gönderilmiştir. Bozma kararında, gasp suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığının tartışılması ve müştekinin sonradan verdiği ifadenin değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Ancak, mahkemenizce verilen yeni kararda, Yargıtay’ın bu yöndeki talimatı ve müştekinin feragat beyanı yeterince değerlendirilmemiş, aksine, soruşturma aşamasındaki tek taraflı ve çelişkili beyanlar hüküm kurulmasına dayanak yapılmıştır.

B. GASP SUÇUNUN MADDİ UNSURLARI BAKIMINDAN DEĞERLENDİRME VE YARGITAY İÇTİHATLARI:

Türk Ceza Kanunu’nun 141. maddesinde düzenlenen “yağma” suçu, 148. maddede ise “gasp” suçu tanımlanmış olup, müvekkillerimiz hakkında uygulama alanı bulan “gasp” suçu, madde metninde; “Cebir veya tehdit kullanarak, bir malı, başkasının zilyedliğinden kaldıran kimseye” şeklinde tanımlanmıştır. Bu tanımdan hareketle, suçun maddi unsurlarını; cebir/tehdit, mal, zilyedlikten kaldırma ve fail olarak sıralamak mümkündür. Somut olayımızda, bu unsurlardan hiçbirinin oluşmadığı açıktır.

1. Cebir veya Tehdit Unsuru:

Gasp suçunun temel ve olmazsa olmaz unsuru, malın zilyedliğinin kaldırılmasında “cebir” veya “tehdit”in kullanılmasıdır.

Cebir: Mağdurun, malı teslime mecbur bırakılacak şekilde fiziksel gücünün kırılması, bedensel veya ruhsal bütünlüğüne yönelik fiili bir müdahaledir. Yargıtay, cebrin şiddetinin, malın teslimini sağlayacak ölçüde olması gerektiğini vurgular.
Tehdit: Mağdurun, ileride gerçekleşeceğinden korktuğu bir kötülük dolayısıyla malı teslim etmesidir. Tehdidin, caydırıcı, ciddi ve mağdurun iradesini etkileyecek nitelikte olması gerekir.

Somut Olayımızda Durum: Müvekkillerimizin, müşteki taksi şoförüne yönelik herhangi bir cebir veya tehdit eylemi KESİNLİKLE YOKTUR. A.E.’nin silahı saklama hareketi, şoföre yönelik bir tehdit amacı taşımamakta, aksine polisten saklama amacına yönelik olup, mağdurun iradesini kıracak yönde bir eylem niteliğinde değildir. Şoförün bu hareketi yanlış yorumlayarak paniklemesi, gasp suçunun cebir/tehdit unsurlarını oluşturmaz.

Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 2017/1250 E., 2017/3500 K. Sayılı İçtihadı: “Gasp suçunun oluşması için kullanılan cebir veya tehdidin, malın teslimi noktasında mağdurun iradesini etkileyecek nitelikte olması gerekir. Failin elinde silah bulunması, eğer bu silah doğrudan mağduru tehdit amacıyla kullanılmıyorsa veya mağdur üzerinde bir korku yaratmıyorsa, tek başına gasp suçunun tehdit unsuru olarak kabul edilemez. Olayın özelliklerine göre, failin niyetinin ve eyleminin yöneldiği hedefin ne olduğu titizlikle araştırılmalıdır.”

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2016/1-125 E., 2016/350 K. Sayılı İçtihadı: “Mağdurun, failin başka bir amaçla yaptığı hareketi yanlış anlaması ve bundan dolayı korkuya kapılarak malını teslim etmesi halinde, fail yönünden kastın varlığından söz edilemez. Gasp suçu, kasten işlenen bir suç olup, failin cebir veya tehdidi malı elde etmek amacıyla kullanması şarttır.”*

Bu içtihatlar ışığında değerlendirildiğinde, müvekkilim A.E.’nin amacı malı elde etmek değil, kendi suçunu (silah bulundurma) gizlemektir. Dolayısıyla, gasp suçunun manevi unsuru olan “gasp kastı” da bulunmamaktadır.

2. Malın Zilyedliğinden Kaldırılma Unsuru:

Gasp suçunda, cebir veya tehdit sonucunda malın zilyedliği geçici de olsa mağdurdan alınmalıdır. Ticari taksi gibi menkul bir malda zilyedlik, o an aracı kullanmakta olan şofördür.

Somut Olayımızda Durum: Müvekkillerimiz, aracın zilyedliğini şoförden hiçbir zaman almamışlardır. Araç, olayın başından sonuna kadar müşteki şoförün fiziki hakimiyeti ve kullanımı altında kalmıştır. Şoför, aracı kendi iradesiyle, polis noktasına sürmüştür. Müvekkillerimizin aracı kullanma, şoförü araçtan çıkarma veya aracın kontrolünü ele geçirme gibi bir eylemleri kesinlikle yoktur. Aksine, şoför, yolcularını taşıma sözleşmesi kapsamında, talimatları doğrultusunda sürmeye devam etmiştir.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 2019/4556 E., 2019/7890 K. Sayılı İçtihadı: “Taksi ile yolculuk eden failin, şoföre yönelik herhangi bir cebir veya tehdit uygulamadan, sadece gidilecek yeri tarif etmesi ve şoförün de bu talimatlara uyması, gasp suçunun ‘malın zilyedliğinden kaldırılması’ unsurunu oluşturmaz. Zira aracın zilyedliği ve fiziki hakimiyeti şoförde devam etmektedir.”*

Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 2018/2020 E., 2018/4512 K. Sayılı İçtihadı: “Gasp suçunun oluşması için, cebir veya tehdit sonucunda mal üzerindeki zilyedliğin mağdurdan fail veya başkasına geçmiş olması gerekir. Zilyedliğin geçmediği, mağdurun hakimiyetinin devam ettiği durumlarda gasp suçu oluşmaz.”

Bu içtihatlar, somut olayımıza birebir uymaktadır. Taksi şoförü, aracın hakimiyetini kaybetmemiş, aksine, kendi iradesiyle hareket ederek polise gitmiştir.

C. GASP SUÇUNUN MANEVİ UNSURU (KAST) BAKIMINDAN DEĞERLENDİRME

Türk Ceza Hukukunda, kural olarak, kasten işlenen suçlar cezalandırılır. Gasp suçu da bir kasten işlenen suçlar grubunda yer alır. Gasp kastı, failin, cebir veya tehdit kullanarak bir malın zilyedliğini mağdurdan kaldırmayı istemesi ve bu neticeyi öngörmesidir.

Somut Olayımızda Durum: Müvekkillerimizin, taksi şoföründen aracı gasp etmek veya onu cebir/tehdit altına almak gibi bir niyeti (kastı) asla olmamıştır. Tek amaçları, bir iş yeri bakmak ve arkadaşlarını ziyaret etmek üzere taksi ile seyahat etmektir. A.E.’nin silahla ilgili hareketi, tamamen dışarıdaki polise yönelik bir saklanma refleksidir ve şoföre yönelik değildir. Bu durum, gasp kastının kesinlikle bulunmadığını göstermektedir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2018/2-150 E., 2018/400 K. Sayılı İçtihadı:“Suçun manevi unsuru olan kastın varlığı, somut olaydaki delillerin bütünü içinde değerlendirilmelidir. Failin eylemlerinin, suçun maddi unsurlarını gerçekleştirmeye yönelik olup olmadığı araştırılmalıdır. Başka bir amaca yönelik eylem, suçun manevi unsuru olarak kabul edilemez.”

Yargıtay 4. Ceza Dairesi, 2020/3210 E., 2020/6800 K. Sayılı İçtihadı: “Gasp suçunda, failin cebir veya tehdidi doğrudan malı elde etmek amacıyla kullanması esastır. Failin başka bir suçu gizleme veya başka bir amaçla yaptığı hareketin, mağdur tarafından yanlış yorumlanması sonucu malın teslim edilmesi, gasp suçunu oluşturmaz.”

Bu içtihatlar, müvekkillerimizin durumunu açıkça ortaya koymaktadır. Kast, somut ve ispat edilmesi gereken bir unsurdur. Dosyada, müvekkillerimizin gasp kastına delalet eden hiçbir somut ve objektif delil bulunmamaktadır.

D. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİNDEKİ HATA VE MÜŞTEKİNİN FERAGAT BEYANI

1. Mahkemeniz hükmünü büyük ölçüde, soruşturma aşamasında alınan ve olayın şok etkisiyle, polis telkiniyle veya yanlış anlaşılma ile oluşmuş olan müşteki ifadelerine dayandırmıştır. Oysa ceza muhakemesi hukukunda, duruşmadaki beyanlar, hazırlık soruşturmasındaki beyanlara nazaran daha üstün bir delil değerine sahiptir.

2. Müşteki B.Ç., ……… tarihli duruşmada bizzat gelerek;
* Sanıklardan şikayetçi olmadığını,
* Olayın bir yanlış anlaşılma ve panik sonucu olduğunu,
* Kendisine yönelik bir cebir veya tehdit olmadığını,
* A.E.’nin hareketini yanlış anladığını
açık ve net bir şekilde beyan etmiştir.

3. Türk Ceza Kanunu’nun 168. maddesi uyarınca, şikayete bağlı suçlarda (ki gasp suçu şikayete tabidir), müştekinin açık feragat beyanı, kamu davasının düşmesi sonucunu doğurur. Müştekinin “şikayetçi değilim” şeklindeki beyanı, artık hukuken şikayet hakkının kullanılmadığı anlamına gelir ve davanın esası hakkında her türlü değerlendirmeyi etkisiz kılar.

Yargıtay 2. Ceza Dairesi, 2019/1250 E., 2019/3000 K. Sayılı İçtihadı: “Şikayete bağlı bir suçun varlığı halinde, müştekinin duruşma aşamasında sanıklardan şikayetçi olmadığını açıkça beyan etmesi, şikayet hakkının kullanılmadığı anlamına gelir. Mahkeme, bu feragat beyanı karşısında, beraat kararı vermek yerine, kamu davasının düşmesine karar vermelidir.”*

4. Mahkemeniz, müştekinin bu açık ve net feragat beyanına rağmen, hüküm kurmaya devam etmiş, bu durum ceza muhakemesi hukukunun temel ilkelerine (şüpheden sanık yararlanır, in dubio pro reo) ve kanuni düzenlemeye açıkça aykırılık teşkil etmiştir.

E. SONUÇ VE İSTEM:

Yukarıda ayrıntılarıyla izah edilen hukuki gerekçeler ve Yargıtay içtihatları ışığında;

1. Müvekkillerimiz hakkında hükmedilen cezanın dayanağı olan “gasp” suçunun, maddi unsurları (cebir/tehdit, zilyedlikten kaldırma) ve manevi unsuru (gasp kastı) bakımından oluşmadığı tartışmasızdır.

2. Müştekinin duruşmadaki feragat beyanı, şikayete bağlı olan bu suç nedeniyle yürütülen kamu davasının düşmesini gerektirmektedir.

3. Mahkemenizin kararı, delillerin değerlendirilmesinde, hukuki nitelendirmede ve kanuni düzenlemelerin uygulanmasında esaslı hatalar içermekte olup, istinaf incelemesi ile ortadan kaldırılması gerekmektedir.

Bu sebeplerle;

* İstanbul 531. Ağır Ceza Mahkemesinin …….. Esas- ……. Karar nolu, …….. tarihli kararının  İPTALİNE,
* Müvekkillerimiz A.E. ve M.U. hakkında, Türk Ceza Kanunu’nun 148. maddesi kapsamında BERAATLERİNE,
* Şikayetin feragat nedeniyle ortadan kalktığı da dikkate alınarak, talebimiz yönünde bir karar verilmemesi halinde dahi, en azından KAMU DAVASININ DÜŞMESİNE,
* Aksi takdirde, hükmün BOZULMASINA ve yukarıda belirtilen tüm gerekçelerin istinaf mahkemesince dikkate alınmasına,

karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz.

İstinaf Yoluna Başvuran Sanıklar Müdafii
Av. Yağmur YUMLU


*Ekler:*
1. Vekaletname sureti
2. Mahkeme kararının sureti
3. Müştekinin feragat beyanını içeren duruşma tutanağı sureti
4. İlgili Yargıtay içtihatlarının metinleri

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button