Single Blog Title

This is a single blog caption

EVLİLİĞİN İPTALİ NEDİR?

Evliliğin geçerli olması için usulüne uygun bir şekilde gerçekleştirilmesi gerekir, usulüne uygun yapılmadığında evlilik iptal edilir. Evliliğin iptal edilmesi sonucunu doğuran haller kanunda düzenlenmiştir. Bu haller mutlak butlan ve nisbi butlan halleridir.

Mutlak butlan halleri kendi içinde dörde ayrılmaktadır. Bunlardan birincisi eşlerden birisinin evlenme sırasında evli olması durumudur. Bir kişinin yalnızca bir eşi olabilir, ilk eşi ile boşanmadan ikinci kişi ile evlenen kişinin evliliği geçerli değildir iptal edilir. İkinci durum hısımlık durumudur. Kişi altsoyu, üstsoyu, amcası, halası, dayısı, teyzesi ile veya kardeşi ile evlenemez yani hısımlık derecesi evlenmeye engel olacak bir derecede olmalıdır. Üçüncü durum eşlerden birinin sürekli olarak ayırt etme gücünden yoksun olması. Kişiler fiil ehliyetine sahiplerse kendileri kendi istekleriyle borç altına girebilirler veya hak edinebilir. Fiil ehliyetinin ise üç şartı vardır: Ayırt etme gücüne sahip olmak, ergin olmak ve kısıtlı olmamak. Bu sebeple ayırt etme gücüne sahip olmayan bir kişinin fiilleri hukuki anlamda sonuç doğurmaz yani evlenirse bu evlilik geçersizdir. Kişi evliliğin getirdiği sorumlulukları gerektiği gibi yerine getiremeyecektir. Dördüncü durum ise eşlerden birinin akıl hastası olması. Akıl hastası bir kişinin evlenmesinin resmi sağlık kurulu raporu ile sakıncalı olduğu belirtiliyorsa bu akıl hastasının yapacağı evliliğin de iptali gerekir. Ayırt etme gücüne sahip olmayanlar gibi akıl hastaları da evliliğin getirdiği sorumlulukları gereği gibi kavrayamayacak, yerine getiremeyecektir. Kendi fiillerinin anlam ve sonuçlarını anlamakta yetersiz kalacaklardır. Evlilik gibi önemli bir kurumda bu hususların olması gerekmektedir.

Nisbi butlan halleri ise kendi içinde üçe ayrılmaktadır. Bunlardan birincisi kişinin korkutularak evlendirilmesi. Bir eşin diğer eşi onunla veya onun yakınlarının hayatı, sağlığı, onuru gibi konularda korkutup onunla evlenmesi durumunda korkutulan eş evliliğin iptali isteminde bulunabilir. Böyle bir evlilikte irade üzerinde yoğun bir etki vardır ve kişi kendi özgür iradesiyle evlenmemiştir. İkinci durum aldatma ile evlenme. Eşlerden biri kendi sağlığı hakkında karşı taraf için tehlike yaratacak bir durumu saklarsa ve diğer eş bunu sonradan öğrenirse evliliğin iptalini isteyebilir. Aynı durum namus ve onur hakkında aldatmada da geçerlidir. Üçüncü durum yanılma durumu. Bir kişi istemediği bir kişiyle yanılarak evlenirse veya evlendiği kişiyle yaşamayı çekilmez bir hale sokan bir durumda yanılmışsa o kişi evliliğin iptalini isteyebilir. Bu üç halde zamanaşımı korkunun ortadan kalktığı veya iptal durumunun öğrenildiği andan itibaren başlar. 6 ay içinde ve her halde evlilik üzerinden 5 yıl içinde kişi evliliğin iptali davasını açabilir, bu süre geçtikten sonra dava hakkı düşer.

İptal davası mutlak butlan hallerinde Cumhuriyet savcısı tarafından re’sen veya ilgili herkes tarafından, nisbi butlan hallerinde yalnızca eşler tarafından açılabilir. Evlilik sırasında ayırt etme gücünden geçici olarak yoksun olan bir kişi bu geçici durum geçtiğinde evliliği istemiyorsa iptal davası açabilir. Buna örnek olarak sarhoş bir kimsenin evlenip bu sarhoşluk durumu ortadan kalkınca evliliği istememesini verebiliriz. Bu durum akıl hastalığının sonradan geçmesi ve ayırt etme gücünün sonradan kazanılması durumlarında da geçerlidir.

Evlilik sırasında kadın gebe kaldıysa çocuk bakımından boşanmaya ilişkin hükümler uygulanır. Çocuk evlilik içinde doğmuş sayılır, babasının soyadını alır, çocuğa nafaka ödenir. Eşler arasındaki mal rejimi, nafaka, tazminat gibi konular da bu şekildedir.

Örnek Yargıtay Kararları:

1.Eşlerden birinin akıl hastalığı sebebiyle evliliğin iptali: Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin bir kararında, eşlerden birinde evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı olduğu ancak bu durumun evlenmeden önce gizlendiği ortaya çıkmıştır. Kadının şizofreni rahatsızlığı olduğu anlaşılmış ve bu rahatsızlığın, davacının ve doğacak çocuklarının sağlığı için ciddi tehlike oluşturduğu gerekçesiyle evliliğin mutlak butlanla iptaline hükmedilmiştir​.

2. Zorla evlendirme (korkutma) nedeniyle iptal: Bir diğer Yargıtay kararında, davacı, zorla evlendirildiğini ve tehdit altında nikah yapıldığını iddia etmiştir. Ancak, dosyaya sunulan deliller ve tanık beyanları, korkutma iddiasını desteklemediği için mahkeme bu davayı reddetmiştir. Yargıtay, korkutmanın ispat edilemediği durumlarda evliliğin iptalinin mümkün olmadığını vurgulamıştır.

Bu kararlar, evlilikte irade sakatlığı (zorla evlendirme) ve akıl hastalığı gibi durumların evliliğin iptaline yol açabileceğini göstermektedir. Ancak, davacı tarafın bu durumu somut delillerle ispat etmesi büyük önem taşımaktadır.

Stajyer Öğrenci

Dilek Aydın

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button