Single Blog Title

This is a single blog caption

CEZA HUKUKUNDA SUÇTA VE CEZADA KANUNİLİK İLKESİ:GENEL BİR BAKIŞ

Suç ve cezada kanunilik ilkesi, ceza hukukunun temel taşlarından biridir. Bu ilke, hukuk devleti ilkesinin ve bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin korunmasının güvencesini oluşturur. Kanunilik ilkesi, bir fiilin suç sayılabilmesi ve bir kimseye ceza verilebilmesi için, o fiilin kanunla açıkça düzenlenmiş olması gerektiğini ifade eder. Başka bir deyişle, “Kanunsuz suç ve ceza olmaz” ilkesi, bireylerin keyfi olarak suçlanmasını ve cezalandırılmasını engeller. Türk Ceza Hukuku’nda da bu ilke, Anayasa ve Türk Ceza Kanunu (TCK) tarafından güvence altına alınmıştır.

Kanunilik İlkesinin Tarihsel Gelişimi

Suç ve cezada kanunilik ilkesi, hukuk tarihinin en köklü ilkelerinden biridir. Bu ilkenin kökenleri, modern hukuk sistemlerinin gelişiminden çok daha önceye, Roma Hukuku’na kadar uzanır.

  • Roma Hukuku: Roma Hukuku’nda “nullum crimen, nulla poena sine lege” (kanunsuz suç ve ceza olmaz) ilkesi, suç ve cezanın kanunla belirlenmesi gerektiğini vurgulayan temel bir prensipti. Ancak bu ilke, o dönemde tam anlamıyla uygulanmamış, daha çok hukukun soyut bir ilkesi olarak kalmıştır.
  • Aydınlanma Dönemi ve Beccaria: 18. yüzyıl Aydınlanma Dönemi, suç ve cezada kanunilik ilkesinin modern anlamda şekillenmesinde önemli bir rol oynamıştır. İtalyan hukukçu Cesare Beccaria, “Suçlar ve Cezalar Üzerine” adlı eserinde, bu ilkeyi ilk kez sistematik bir şekilde ele almıştır. Beccaria, hukukun temel amacının bireylerin özgürlüklerini korumak olduğunu ve keyfi cezalandırmaların önlenmesi gerektiğini savunarak, suçların ve cezaların önceden belirlenmiş kanunlara dayanması gerektiğini ifade etmiştir.
  • Fransız Devrimi ve İnsan Hakları Beyannamesi: 1789 Fransız Devrimi sonrasında kabul edilen İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi’nin 8. maddesi, suç ve cezada kanunilik ilkesini anayasal bir norm haline getirmiştir. Bu bildirge, keyfi cezalandırmanın önlenmesi amacıyla suçların ve cezaların kanunla belirlenmesini zorunlu kılmıştır.

Türk Hukukunda Suç ve Cezada Kanunilik İlkesi

Türk Ceza Hukuku’nda, suç ve cezada kanunilik ilkesi Anayasa ve Türk Ceza Kanunu’nda açıkça düzenlenmiştir.

1. Anayasa’da Kanunilik İlkesi

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38. maddesi, suç ve cezada kanunilik ilkesini şu şekilde düzenler: “Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.” Bu düzenleme, suçların ve cezaların ancak kanunla belirlenebileceği ve kanunun geriye yürümezliği prensibini içerir.

2. Türk Ceza Kanunu’nda Kanunilik İlkesi

Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 2. maddesi, suç ve cezada kanunilik ilkesini “Kanunsuz suç ve ceza olmaz” başlığı altında düzenler. Bu maddeye göre, “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz.” TCK’nın bu hükmü, suçların ve cezaların belirlenmesinde kanunilik ilkesine sıkı sıkıya bağlı kalınması gerektiğini ortaya koyar.

Kanunilik İlkesinin Unsurları

Suç ve cezada kanunilik ilkesinin uygulanabilmesi için belirli unsurların yerine getirilmiş olması gereklidir. Bu unsurlar, ilkenin teorik ve pratik uygulamasını belirler.

1. Belirlilik

Kanunların suç ve cezaları açık, anlaşılır ve belirli bir şekilde tanımlaması gerekmektedir. Belirsiz veya muğlak ifadelerle düzenlenen suç tipleri, bireylerin hangi fiillerin suç teşkil ettiğini önceden bilememelerine yol açabilir ve bu durum kanunilik ilkesine aykırıdır. Belirlilik ilkesi, bireylerin hukuki güvenlik içinde olmasını sağlar ve keyfi uygulamaların önüne geçer.

2. Kıyas Yasağı

Türk Ceza Hukuku’nda kıyas, suç ve cezada kanunilik ilkesine aykırıdır. Kıyas yasağı, kanunda suç olarak düzenlenmemiş bir fiilin, benzer bir suça kıyasla cezalandırılmasını engeller. Yani, bir fiilin suç sayılabilmesi için, o fiilin kanunda açıkça belirtilmiş olması gerekmektedir. Kıyas yasağı, bireylerin hukuki güvenliğini ve adaletin sağlanmasını teminat altına alır.

3. Lehe Kanunun Uygulanması

Kanunilik ilkesinin bir diğer unsuru, lehe kanunun uygulanmasıdır. Suç işlendiği tarihte yürürlükte olan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanun arasında failin lehine olan hükümlerin uygulanması esastır. Türk Ceza Kanunu’nun 7. maddesi, bu hususu düzenlemekte ve lehe kanunun geçmişe yürümesini kabul etmektedir. Bu ilke, bireylerin daha hafif bir cezayla cezalandırılmasını veya cezadan tamamen kurtulmasını sağlayabilir.

4. Geriye Yürümezlik İlkesi

Kanunilik ilkesinin önemli bir unsuru da geriye yürümezlik ilkesidir. Ceza kanunları kural olarak geçmişe yürümez, yani kanunun yürürlüğe girmesinden önce işlenen fiiller için uygulanmaz. Ancak, failin lehine olan kanun hükümleri bu ilkenin istisnasını oluşturur ve geçmişe uygulanabilir.

Kanunilik İlkesinin Önemi

Suç ve cezada kanunilik ilkesi, hukuk devleti ilkesinin korunmasında hayati bir rol oynar. Bu ilke, bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin korunmasını sağlar ve adaletin tesisi için vazgeçilmezdir.

1. Hukuki Güvenlik

Kanunilik ilkesi, bireylerin hangi fiillerin suç olduğunu ve bu fiillere hangi cezaların verileceğini önceden bilmesini sağlar. Bu durum, bireylerin davranışlarını hukuka uygun şekilde düzenlemelerine olanak tanır ve hukuki güvenliği temin eder. Bireyler, hukuka aykırı bir fiil işlediklerinde karşılaşacakları sonuçları öngörebilirler.

2. Keyfi Uygulamaların Önlenmesi

Suç ve cezada kanunilik ilkesi, keyfi cezalandırmaların önüne geçer. Bu ilke sayesinde, suçların ve cezaların kanunda açıkça düzenlenmesi zorunlu hale gelir, böylece yargı mercilerinin keyfi kararlar alması engellenir. Bu, aynı zamanda yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını korur.

3. Adaletin Sağlanması

Adaletin temel ilkelerinden biri, eşitlik ilkesidir. Kanunilik ilkesi, aynı suçu işleyen kişilere aynı cezaların verilmesini sağlar ve adaletin tesisi için bir ölçüt oluşturur. Böylece, ceza hukuku uygulamaları daha adil ve tutarlı hale gelir.

Kanunilik İlkesinin Uluslararası Hukuktaki Yeri

Suç ve cezada kanunilik ilkesi, yalnızca Türk Ceza Hukuku’nun değil, aynı zamanda uluslararası hukukun da temel ilkelerinden biridir. Bu ilke, çeşitli uluslararası sözleşmeler ve belgelerde de yer bulmuştur.

  • Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS): AİHS’nin 7. maddesi, suç ve cezada kanunilik ilkesini düzenler. Bu madde, “Hiç kimse, işlediği zaman ulusal veya uluslararası hukuka göre bir suç teşkil etmeyen bir fiilden dolayı mahkûm edilemez” hükmünü içerir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) de bu ilkenin ihlaline karşı bireylerin başvurularını kabul etmekte ve bu tür ihlalleri tespit ettiğinde ihlal kararı vermektedir.
  • Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM): Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin de dayandığı temel prensiplerden biri olan suç ve cezada kanunilik ilkesi, bireylerin uluslararası hukuk kapsamındaki suçlardan dolayı ancak bu suçların önceden açıkça belirlenmiş olması durumunda yargılanabileceğini öngörür.

Sonuç

Suç ve cezada kanunilik ilkesi, Türk Ceza Hukuku’nun en temel ilkelerinden biridir ve hukuk devleti ilkesinin hayata geçirilmesinde büyük bir öneme sahiptir. Bu ilke, bireylerin temel hak ve özgürlüklerini koruma altına alırken, hukuki belirliliği ve adaleti temin eder. Ancak, kanunilik ilkesinin katı bir şekilde uygulanması bazen hukukun esnekliğini sınırlayabilir ve yeni gelişen toplumsal ihtiyaçlara cevap vermekte zorlanabilir. Bu nedenle, kanunilik ilkesinin doğru bir şekilde uygulanması ve sürekli olarak gözden geçirilmesi gerekmektedir. Sonuç olarak, suç ve cezada kanunilik ilkesi, ceza hukukunun temel direği olarak kabul edilmeli, ancak bu ilkenin uygulanmasında adaletin ve hukuki güvenliğin sağlanması adına esneklik de göz önünde bulundurulmalıdır.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button